Название: Ali Akbaş Armağanı
Автор: Анонимный автор
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6981-43-0
isbn:
Geldiler tek tek
Kuruldu dernek
Duyunca nâyı
Başladı sema
İnledi sema
Hep medhü senâ
Yüce Mevlâyı
Yunus huşuyla,
Apak başıyla
Aşk yoldaşıyla
Çeker sevdayı
Hey güzeller
Horasan erleri
Yesi güvercinleri
İki cihan serveri
Muhammed aşkına
Biz sizin dîvâneniz
Aylak tozunuz
Yitirdik nerede iziniz
Bu yurt
Osmancığın yurdu
Sizin yurdunuz
N’olur niyâz edin Hakk’a
Bizim kalmadı yüzümüz’
Secdeye kapandı bir pîr
Dediler Akşemsedin’dir
Bir avuç aldı topraktan
Bilmem ne diledi Hak’tan
Üfleyerek sola sağa
Şöyle söyledi toprağa:
‘Bozkır,
Benim gevrek ekmeğim
Yağsız aşım
Beşiğim, mezarım, seccâdem
Yavuz’un bindiği doru kısrak
Kalk artık şâha
Sûre-i Tâ-Hâ gibi
Uzan Allah’a
Duâlar , âminlerle,
Horonlar sinsinlerle,
Ardında yüz binlerle
Gelsin artık beklenen
Kaf Dağı’nın ardındaki küçük şehzâdem!.. dedi
Âmîn dediler.
El ele perçin oldular
Derilip yüz bin oldular
Uçup güvercin oldular
Göklere kıldılar seyrân
Bir köşede kaldım hayrân
Gördüm ki,
Her şehrin bir sâhibi var
Her sâhibin bir nâibi var
Hacı Bayram,
Hacı Bektaş,
Adım adım,
Taş taş,
Mülkü tapulamışlar!” 25
O; yüce dîn,miz İslâm’a kâvî bir îmanla bağlı, dilimizin büyülü lîsânı olan Türkçeye kara sevdâlı, medeniyet kültürümüze ve köklü bir tarih şuuruna sâhip; vatana, bayrağa, örf ve âdetlerimize sâdık yorgun bir Türk milliyetçisidir. O, yumuşak görünümlü yapısının ardında çatal yürek taşıyan, yeri ve zamanı geldiğinde ve inanç değerlerine bir saldırı olduğunda gözünü daldan budaktan ve zâlimler karşısında sözünü dudaktan sakınmayan ve aslâ zulme boyun eğmeyen yiğit bir ideâlist ve serdengeçti bir alperendir. Hâl böyle olduğu için 28 Şubat’ın en ayazlı günlerinde korkusuzca şunları haykırmıştır:
“Yemenidir yaşmaktır
Bayraktır başörtüsü
Şimdi öz vatanında
Tutsaktır başörtüsü
Zulümdür gelir geçer
İnanan kalmaz naçar
Kuytu sularda açar
Zambaktır başörtüsü
İdeâller arzular
Yasağa nasıl sığar
Her gün yeniden doğar
Şafaktır başörtüsü
Oyası el örgüsü
Namusun tel örgüsü
Nene Hâtun’un süsü
Ak paktır başörtüsü” 26
O; “Türküler”, “Armağan”, “Huma Kuşumuz” şiirleriyle türkü nefesli bir şâir olduğunu ortaya koymuş, her türkünün dudağında tüten sözlerin efsunkâr özelliğinden ve ezgilerin gönül tellerimizi titreten güzelliğinden nasiplenmiş; gurbet türkülerinin hasretini, ağıtların hüznünü, uzun havaların derdini, kırık havaların neş’esini, bozlakların sesini, tatyanların nefesini, sürmelilerin güldestesini şiir heybesine doldurmuştur. Erbâbınca mâlum olduğu üzere, türkülerimiz, hem Türk kültürünün ve tarihinin mîrâsı, hem ferdî, hem de içtimâî bakımdan hayâtımızın aynası, sözün ve nağmenin hasıdır. Türkülerimiz, her yanımızı esrarlı bir şafak ışığıyla saran gönül dünyamızın mayasıdır. Türkülerimiz; bizi “Biz” yapan kadim özelliklerimizi hikmet diliyle ve bağlamanın teliyle anlatan Türk kültürünün silinmez tuğrasıdır. Türkülerimiz, Adriyatik’ten Çin Seddine Türk Dünyası’nın dört bir yanını gül bahçelerine çeviren bize âit nağmelerin en içli gülümsemesidir. Türkülerimiz; muhteşem ezgileriyle insanımızı yüreğinden yakalayan ve halkımızın ruh dünyasında coşkun ırmaklar gibi çağlayan bu aziz milletin gönül sesidir. Türkülerimiz, insanımızı; millî kimliğimizle, medenî birikimimizle, irfanî geleneğimizle, insânî hasletlerimizle ve edebî kıymetlerimizle buluşturan hudutsuz bir kültür hazînesidir. Türkülerimiz, şâir bir milletin kendi yüreğine doğru yürümesiyle işittiği âşinâ seslerden ve sevdâ gergefinde doyumsuz bir aşkla dokuduğu ışıklı nağmelerden oluşan bir şehrâyindir. Türkülerimiz; hayâllerimizi, ideâllerimizi, duygu ve düşüncelerimizi, gelenek ve göreneklerimizi dile getiren; daha doğmamışlarla yaşayanların ve Âhiret Yurdu’na göçenlerin gönüllerini aynı sevdâ sofrasında buluşturan, İslâm Medeniyetinin ve Türk kültürünün genetik kodlarını içinde saklayan ve duygu penceresinden ömür rüyâsını seyreden bir hayat destanıdır. O; “Yetik Ozan’ın azîz hâtırasın” ithâf ettiği ve türkülerimizi muhteşem mısralarla anlattığı “Türküler” şiirini ve “Huma Kuşumuz”u okuduğumuzda ne demek istediğimiz çok daha iyi anlaşılacaktır:
“Bin yılda yoğurduk her mısraını
Yüzüğe kaş ettik Ağrı Dağı’nı
Dünyaya değişmem bir aksağını
Gönlüme göredir bizim türküler
Türküler bilirim Vanlı, Yemenli,
Yemen’in yolları güllü çemenli
Söylemiş gelinler gözleri nemli,
Künyedir, kuradır bizim türküler
Elif ördek olur, göllerde yüzer
Suyun СКАЧАТЬ
25
Ali Akbaş,
26
Ali Akbaş,