Название: Aldatilmiş
Автор: Морган Райс
Издательство: Lukeman Literary Management Ltd
Жанр: Героическая фантастика
Серия: Vampır Mektupları
isbn: 9781632910653
isbn:
İşte Caitlin’in şansı tam buradaydı. Derhâl konuyu de- ğiştirmek istiyordu. O gitmeye kararlıydı, bunu görebiliyor- du; onu durduracak bir şey de yoktu. Ayrıca açıktı ki onu yanında götüremeyecekti. Bir teslimiyet dalgası hissetti ve onun haklı olduğunu anladı: Savaşmak için hazır değildi. İyileşmesi gerekiyordu.
Onu durdurmaya çalışmakla daha fazla zaman harcamak is- temedi. Daha fazla vampirler, savaşlar ya da kılıçlar hakkında ko- nuşmak da istemiyordu. Geriye kalan bu kıymetli zamanı ikisi hakkında konuşarak kullanmak istiyordu. Caitlin ve Caleb. Bir çift olarak ikisi. Gelecekleri. Birbirlerine duydukları aşk. Birbir- lerine olan bağlılıkları. Tam olarak nerede durmaktaydı bunlar?
Daha da önemlisi, birlikte geçirdikleri onca zaman bo- yunca, onunla ilk tanıştığından beri, onun hep elinin altın- da olduğunu düşünmüştü. Bir an olsun duraksayıp, gözle- rinin içine bakıp gerçekten onun için ne kadar derin şeyler hissettiğini söylememişti. Artık bir kadındı ve artık dik du- rup olgun davranma, bir kadın gibi hareket etme zamanının geldiğini hissediyordu. Onun için gerçekten neler hissettiği- ni söylemeliydi. Bunu bilmesi gerekiyordu. Belki o, onu ne kadar sevdiğini seziyor olabilirdi fakat o hiç bu kelimeleri ağzından çıkarmamıştı. Caleb, seni seviyorum. Seni ilk gördü- ğüm andan beri seviyorum. Seni hep seveceğim.
Caleb yavaşça ona doğru döndü.
Caitlin, nihayet, ona düşündüklerini söylemek için ha- zırdı. Fakat tam buna kalkıştığında kelimeler boğazında dü- ğümlendi.
Aynı sırada Caleb ona endişeli bir bakış attı ve konuşmak için ağzını açtı.
“Caitlin, sana söylemem gereken bir şey var…” diye baş- ladı söze.
Ne var ki cümlesini bitirme şansı olmadı.
Birden bir kapı açılma sesi geldi ve Caitlin artık ikisinin yalnız olmadığını anladı.
İkisi birden sesin geldiği yere dönüp gelenin kim olduğu- na baktılar.
Bir şahıstı bu, bir vampirdi. Güzel, gözlerin pasını silen bir yaratıktı; Caitlin’den daha uzun, ince ve yapılıydı; saçları uzun ve dalgalı; gözleri açık yeşildi.
Caitlin onun kim olduğunun farkına varınca kalbi yerin- den çıkacak gibi oldu.
Hayır. Bu olamazdı.
Bu oydu. Sera. Caleb’in eski karısı.
Caitlin onunla Cloisters’da bir kez, kısa bir süreliğine kar- şılaşmıştı. Fakat onu hiç unutmamıştı.
Sera, binlerce yıldır bu gezegen üzerinde duran bir yara- tığın zarafetiyle ve kendinden emin bir şekilde onlara doğru yürüdü. Gözlerini Caitlin’den hiç ayırmayıp yavaşlamadan Caleb’in yanına yürüdü.
Soluk ve güzel olan elini yavaşça Caleb’in omzuna sardı. Caitlin’e doğru bariz küçümseyici bir bakış attı.
“Caleb?” dedi yumuşak bir şekilde, yüzünde hınzır bir gülümseme vardı. “Ona bizden bahsetmedin mi?”
Bu kadarcık söz bile Caitlin’in kalbine sanki bıçak sapla- mışlar gibi hissetmesine yetti.
Beşinci Bölüm
Kazan, Sam’in yüzüne doğru döndüğünde Samantha olanları korkuyla izlemekteydi. Tüm gücüyle mücadele etse de onu tutanların elinden kurtulmak adına yapabileceği bir şey yoktu. Çaresizdi. Sadece orada durmak ve onun so- nunda sevdiği kişiyi yok etmesini izlemek zorundaydı.
Sıvı, Sam’in üstüne doğru akarken Samantha iorik asidin yakmasına sıklıkla eşlik eden o korkunç çığlıkları duymak için kendini hazırlamıştı.
Ne var ki Sam asit şelalesine maruz kalırken tuhaf bir şe- kilde tek bir ses bile çıkarmıyordu.
Acaba onu bu kadar çabuk öldürmüştü de bağırmaya bile şansı olmamış mıydı? Sıvının dökülmesi bittiğinde Sam tek- rardan görünür hale geldi.
Samantha gerçekten afalladı, odadaki diğer vampirler gibi.
O iyiydi. Gözlerini kırpıp etrafa baktı, acı çekmiyordu. Biraz meydan okur bir görüntüsü bile var denilebilirdi.
Bu şey, akıl alacak gibi değildi. Samantha daha önce hiç böylesini görmemişti; sıvıya karşı bağışık olan, insan ya da vampir, herhangi birini görmemişti. Yani, tek bir kişi dı- şında. Şimdi hatırlıyordu. Caitlin, onun kız kardeşi. O da sıvıya bağışık çıkmıştı. Bunun anlamı ne olabilirdi? Acaba genetik bağları olduğu için miydi? Onun saatinin altındaki yazıyı düşündü tekrardan. Gül ve Diken. Acaba hanedan ikisi arasında ayrılıyor muydu? Caitlin acaba “seçilmiş kişi” olmayabilir miydi?
O kişi, acaba Sam miydi?
Caitlin, Sam’den birkaç yaş daha büyüktü ve belki de yaşının gelmesi, belirtilerini ondan daha erken göstermişti. Belki birkaç yıl daha beklemiş olsalardı Sam de bir meleze dönüşme belirtileri gösterecekti.
Nedeni olursa olsun, o açıkça bağışıktı işte; ki bu da onu çok ama çok güçlü kılıyor, aynı zamanda da meclisine karşı büyük bir tehlike haline getiriyordu.
Samantha etrafa bakındı, yüzlerce vampirin olduğu oda- da çıt çıkmıyordu. Hepsi hayretler içinde bakakalmışlardı.
Sam sinirli gözüküyordu. Zincirlerini sürükleye sürükle- ye yüzündeki sıvıyı temizledi. Zincirlerini çekiştirdiyse de onlardan kurtulamadı.
“Biri beni bu lanet olası şeyden kurtarabilir mi?” diye ba- ğırdı.
Sonra olanlar oldu. Birden kapı bam diye açıldı.
Samantha kafasını çevirdiğinde devasa çifte kapıların yere indiğini gördü.
Buna inanamıyordu. İşte tam orada, yanında Sergei ile birlikte yüzü bozuk Kyle dikiliyor ve arkasında da yüzlerce yardakçısı vampir duruyordu.
Hepsi bundan ibaret de değildi. O Kyle’ın elindeydi, yüksekte duruyordu; yani kılıç.
Kyle korkunç bir çığlıkla dosdoğru odanın içine çıl- gınca daldı. Kudurmuş takipçileri de kopardıkları yayga- rayla birlikte hemen peşinden geliyordu. Kargaşa odayı ele geçirdi.
Kyle ve adamları gördükleri her varlığa hunharca saldırır- ken vampirlere karşı vampirler savaşıyordu. Ne var ki Kara Metcezir Meclisi binlerce yıldır savaşın içinde olmuştu ve öyle kolay pes edecek değildi. Rexius’un vampirleri de aynı kararlılıkla cevap verdiler.
Düpedüz bir savaştı bu; dişe diş, vampire karşı vampir. Hiçbir taraf bir adım geri atmıyordu.
Gelgelelim Kyle kendi başına inanılmaz işler çıkarıyor- du. Kılıcı iki eliyle yüksekte tutuyor ve her iki yöne doğru sallıyordu. Gittiği her yerdeki СКАЧАТЬ