Aldatilmiş . Морган Райс
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Aldatilmiş - Морган Райс страница 10

СКАЧАТЬ her zamankinden daha yakın  olduklarını  düşünmüştü.  Birlikte olduklarından, bir çift olduklarından  ve hep öyle kalacaklarından  emindi. Birlikte geçirecekleri yeni hayatlarını gözünde canlandırmış ve hiçbir şeyin onları ayıramayacağına inanmıştı.

      Sonra bu oldu işte. Caleb’in hayatında başka bir kadının olabileceği aklının ucundan bile geçmemişti. Nasıl olur da ona söylemezdi?

      Elbette Caitlin  Sera’yı Cloisters’a yaptıkları kısa ziyaret- ten hatırlıyordu fakat Caleb artık ona karşı bir şey hissetme- diği, yaşadıkları şeyin yıllar öncesinde, yüzlerce yıl öncesinde kaldığı konusunda ısrar etmişti.

      O zaman onun ne işi vardı ki burada? Hele şimdi, durup dururken? Caleb ve Caitlin’in  birlikteki yaşadıkları en mah-rem dakikalar sırasında Caitlin  daha yeni uyanmış,  bizzat onun kanıyla tamamıyla gerçek bir vampire dönüşmüşken? Nerede olduklarını nasıl biliyordu ki? Onu Caleb mi davet etmişti? Öyle olmalıydı. İyi de niye?

      Caitlin’in içine acı çöktü. Bu durumun  bir açıklaması yoktu. Her zaman kendini, özellikle de erkeklere karşı incin- meye açık kılmaktan korkmuştu; nedeni tam da buydu işte. Fakat Caleb geldiğinde ipi elden bırakmış,  ona tamamen güvenmişti. Şimdiye kadar birlikte olduğu hiçbir erkeğe kar- şı olmadığı kadar indirmişti yelkenleri Caleb’in  karşısında. Karşılığında ise o; onu daha fazla acıtmayı, aklın almayacağı kadar acıtmayı becermişti.

      Hâlâ nasıl olup da onu baştan sona bu denli yanlış de- ğerlendirdiğini, bu kadar kalın kafalı olabildiğini, bu kadar haksız çıktığını  anlayamıyordu.  Sanki içi parçalanıyordu. Artık o olmadan,  ölümsüzlük  neye benzerdi? Bu bir ceza olurdu. Ebedi bir ceza. Ölmek  istiyor gibiydi.  Hepsinden daha kötüsü ise kendini tam bir aptal gibi hissediyordu.

      “Caitlin!”  diye bağırdı Caleb arkasından, o kendisine doğru gelen ayak seslerini işitirken. “Lütfen,  açıklamama izin ver.”

      Ortada açıklanacak ne olabilirdi? Açıktı  ki onu buraya o davet etmişti. Açıktı ki onu hâlâ seviyordu. Ve açıktı ki Caitlin’e karşı hisleri onun hissettikleri kadar güçlü değildi.

      Caleb eliyle Caitlin’i  kolundan kavrayıp çekiştirerek dö- nüp bakması için yalvardı.

      Fakat o kolunu çekti. Ona temas etmesine katlanamıyor- du. Hiçbir şekilde ve bir daha asla onunla münasebete gir- mek istemiyordu

      “Caitlin!”  diye yakardı Caleb. “Açıklamama izin verme- yecek misin?”

      Ne var ki Caitlin geri adım atmadı. Artık farklı bir kişi, farklı bir varlıktı o ve birçok  açıdan böyle hissediyordu. Yeni vampir gücünün yanında, bir de yeni bir vampir duy- gu düzeni çıkagelmişti. Daha şimdiden şu anki duyguları- nın insan olduğu zamankilerden daha güçlü, çok ama çok daha güçlü olduğunu hissedebiliyordu. Her şeyi çok daha derinden hissediyordu. Sadece üzüntülü hissetmiyor, san- ki gerçekten ölecekmiş  gibi hissediyordu.  Sadece ihanete uğramış gibi hissetmiyor, hakikaten sırtından bıçaklanmış gibi hissediyordu. Kendini  parçalara ayırmak, içinde bü- yüyen acıyı durdurmak için ne gerekiyorsa yapmak  isti- yordu.

      Doğruca  terası geçip odasına girdi ve meşeden ahşap ka- pıyı çarparak kapadı.

      “Caitlin, Caitlin lütfen!” dedi kapının dışındaki boğuk ses.

      Caitlin dönüp kapıyı yumrukladı.

      “Git buradan!” diye bağırdı. “Git ve karına dön!”

      Birkaç saniyenin ardından onun gittiğini hissetti.

      Artık sadece o kalmıştı. Bir de sessizlik. Caitlin küçük odasının içindeki yatağın köşesine oturdu ve ellerini başının arasına alıp ağladı. İç parçalayıcı bir şekilde hıçkırdı. Uğru- na yaşamak zorunda olduğu her şey ellerinden alınmış gibi hissediyordu.

      Bir mırıltı duydu ve yüzünün kenarında yumuşak bir şey hissetti, dönüp baktığında Gül’ü gördü. Gül Caitlin’in ya- naklarını yalayarak gözyaşlarını silmeye çalışıyordu.

      Bu Caitlin’in  içinde bulunduğu  halden çıkmasına yar- dımcı oldu. Eğilip Gül’ün yüzünü okşadı, saçını düzeltti. Gül ufacık bedeniyle Caitlin’in kucağına atladı ve Caitlin de ona sarıldı.

      “Hâlâ sen varsın, Gül” dedi. “Sen beni terk etmezsin, de- ğil mi?”

      Gül geri yaslanıp onun yüzünü yaladı.

      Ancak çektiği acı çok büyüktü. Caitlin odada bir saniye daha durabilecek gibi değildi. Sanki duvarları delip geçecek- miş gibi hissediyordu.

      Gözlerini büyük pencereye çevirdi, davetkâr geceye baktı ve hiç tereddüt etmeden Gül’ü yere bırakıp yataktan atladı ve iki büyük adımın ardından dışarı uçtu.

      Kanatlarının açılıp onu uçuracağını biliyordu, ne var ki içinin bir tarafı böyle olmasın istiyordu, keşke öyle olmasay- dı da yanılıp doğruca yere çakılsaydı.

      Yedinci Bölüm

      Samantha zincirlenmiş bir şekilde ayakta duruyordu. Bü- yük oda boyunca sürüklenirken koluna sıkı sıkı yapış-mış bir sürü vampir tarafından kıskaçta tutuluyordu.  Oda bir mezbahaya dönüşmüş gibiydi.  Nereye  kafasını çevirse, Kyle ve lanetli kılıcı tarafından parçalara ayrılmış eski mec- lisine bağlı binlerce vampirin cesetlerini, zeminin her yerini kaplamış kan gölünü görüyordu. Demek ki kılıç hayal etti- ğinin çok daha ötesinde bir güce sahipti.

      Gelgelelim  tüm bu katliama  rağmen  yüzlerce  vampir hayatta kalmıştı.  Onlar artık Kyle’ın halkıydı.  Ayrıca her geçen saniyeyle birlikte açık kapılardan onlara yenileri ek- leniyordu.  İşin doğrusu, Kyle’a sadakatlerini sunmak  için yalvarmaya  hazır vampir  sürülerinin  sonu gelmeyecekmiş gibi duruyordu. Artık açık bir şekilde burası onun meclisiy- di. Rexius öldükten sonra sadakat sunulabilecek başka kimse kalmamıştı. Kyle bunu hak etmişti. Ona ihanet etmiş olan her vampiri ortadan kaldırmayı başarmıştı.

      Ona Rexius’a  karşı savaşında yardım etmiş olan yüzlerce vampir vardı. Bazıları Kyle’a gerçekten sadık olsa da bazıları sadece fırsatçıydı. Diğerleri ise Rexius’u  sevmiyor ve ellerine bir fırsat geçmesini bekliyordu. Şehrin her yerindeki meclis- lerden vampirler akın etmeye devam etti. Haberler vampirle- rin dünyasında hızla yayılıyor ve gelenlerin tamamı da yaklaş- makta olan savaşın bir parçası olmak istiyordu. Katılanların sebepleri ne olursa olsun artık bu, Kyle’ın ordusuydu.

      Kyle lider ve kılıç da onun elinde olduğuna göre şimdiye kadar vampir ırkının karşılaşmadığı türden bir savaşın kapı- da olduğu aşikârdı. Kyle acımasız ve kan dökme meraklısıy- dı, bu katliam bile onu tatmin etmemişti. İçinde bir türlü boşaltamadığı bir kin vardı. Ona sadakatlerini sunmak için koştura koştura kapısına dayanmamış olan dışarıdaki tüm vampirler bunun bedelini ödeyeceklerdi, tüm masum insan- larla birlikte. Samantha gayet iyi biliyordu ki onun güttüğü kan davasının sonu gelecek gibi değildi ve СКАЧАТЬ