Название: Yazgi
Автор: Морган Райс
Издательство: Lukeman Literary Management Ltd
Жанр: Героическая фантастика
Серия: Vampır Mektupları
isbn: 9781632910660
isbn:
Söylenenleri birleştirmeye çalışan Caitlin’in aklı karıştı. Bir vampir rahip imgesi ona çok ironik geliyordu. Bir vam- pirin dinî anlayışı, kiliseyle birlikte çalışması… Her şey çok tuhaf duruyordu. Tüm bunlar ne kadar büyüleyici olursa ol- sun, gerçekten öğrenmek istediği şey vampirler, kiliseler ya da din hakkında değildi. Caleb’den haber almak istiyordu. Yolculuktan canlı çıkmış mıydı? Yaşıyor muydu? Neredey- di? Ve çocukğunun akıbetini öğrenmek istiyordu delicesine. Hâlâ hamile miydi? Bebek hayatta kalmış mıydı? Bu soruları çok kuvvetli bir şekilde aklından geçirip rahibin onları birer birer cevaplamasını umdu ama o bunu yapmadı.
Caitlin onun, düşüncelerini duyduğunu ve cevap ver- memeyi seçtiğini biliyordu. Onu soruları sesli bir şekilde sormaya zorluyordu. Ve muhtemelen onun da bildiği gibi, bunlar sormaya korktuğu sorulardı.
“Peki ya Caleb?” diye sordu sonunda sesi titreyerek. Bebe- ğiyle ilgili bir şey soramayacak kadar tedirgindi. Caitlin dö- nüp ona baktığında adamın yüzündeki gülümsemenin silin-diğini, hafif bir çekingenlik ifadesinin yerleştiğini gördü. İçi karardı. Lütfen, dedi içinden. Lütfen bana kötü haber verme.
“Bazı şeyleri kendi başına bulmalısın” dedi adam. “Bazı şeyleri sana benim söylememem gerekir. Bu yalnız senin yapmak zorunda olduğun bir yolculuk.”
“İyi de o burada mı?” diye sordu umutla. “Başarabildi mi?”
Onunla yan yana yürüyen rahibin dudakları kısıldı. So- runun cevaplanmamış bir şekilde havada asılı kalmasına izin verdi, zaman sanki hiç geçmiyordu.
Sonunda başka bir merdivenliğin önünde durdular ve ra- hip dönüp ona baktı. “Keşke sana daha çok şey söyleyebil- seydim” dedi. “Keşke.” Döndü, meşalesini kaldırdı ve başka bir ufak merdivenlikten daha aşağıya doğru indi.
Süslü tavanlı, zarif bir şekilde tasarlanmış uzun bir korido- ra ayak bastılar. Tavanın tamamı fresklerle kaplıydı. Araların- da altın süslemeli kemerler bulunuyordu. Tavan parıl parıldı.
Zemin de aynı şekildeydi. Pembe mermer yeni temizlen- miş gibi gözüküyordu. Kilisenin bu gizli kısmı çok güzeldi, tıpkı kadim bir hazine odası gibi.
“Vay canına” dedi Caitlin sesli bir şekilde. “Burası neresi?”
“Burası mucizeler odası. Şu an Assisili Aziz Francis Ki- lisesi’ndesin. Burası aynı zamanda onun dinlenme yeridir. Dinimizde oldukça kutsal bir yerdir. İnsanlar yani hem in- sanlar hem vampirler buraya hacca gelir, binlerce mil uzak- tan sırf bu noktaya ayak basmak için. Francis hayvanların ve insan ırkı haricindeki tüm canlı yaratıkların aziziydi, buna bizim ırkımız da dâhil. Burada mucizelerin gerçekleştiği söy- lenir. Burada onun enerjisi sayesinde korunuyoruz. Buraya şans eseri ayak basmadın. Burası senin için bir geçit yeri. Yolculuğuna, bizzat kendi meşakkatli yoluna başlaman için bir sıçrama tahtası.”
Adam dönüp Caitlin’e baktı. “Şunun üstünden atladı- ğında” dedi, “bir yolculuğa çıkarsın. Ve bazıları yıllar alır, millerce sürer.”
Caitlin düşündü. Bütün olanlar onun için çok fazlaydı. Bir yolculuğun içinde olmak istemiyordu. 21. yüzyılda, Ca- leb ile birlikte evde, huzur ve güven içinde olmak, tüm bu kâbusu geride bırakmak istiyordu. Seyahat etmekten; sü- rekli kaçmaktan, aramaktan yorulmuştu. Tekrardan normal bir hayat, sıradan bir genç kızın hayatını istiyordu. Fakat kendini böyle düşünmekten alıkoydu. Biliyordu ki bu işe yaramıyordu. İşler sonsuza dek değişmişti ve bir daha asla eskisi gibi olmayacaktı. Normal hayatının bu olduğunu ha- tırlattı kendine. Artık eski ortalama insan olan Caitlin de- ğildi. Artık daha yaşlıydı. Daha bilgeydi. Ve bu ister hoşuna gitsin ister gitmesin, özel bir görev üzerindeydi. Bunu kabul etmek zorundaydı.
“Peki, benim yolculuğum ne?” diye sordu Caitlin. “Vara- cağım yer neresi? Tam olarak nereye gidiyorum?”
Adam onu son koridorun en ucuna kadar götürdü; bü- yükçe, özenle düzenlenmiş bir mezarlığın önünde durdular. Caitlin mezardan yükselen enerjiyi hissedebiliyordu. Bunun Aziz Francis’in mezarı olduğunu hemen anladı. Onun yakı- nında dururken kendini yenilenmiş, daha güçlenmiş ve ken- dine gelmiş hissediyordu. Geri gelen bu güçlerin insani mi yoksa vampirlere ait mi olduğunu merak etmekteydi. Eski güçlerini öyle özlüyordu ki!
“Evet, hâlâ bir vampirsin” dedi rahip. “Endişelenme. Sa- dece kendine gelmen zaman alıyor o kadar.”
Düşüncelerini korumayı unutmasından ötürü utansa da sözleri onu rahatlatmıştı.
“Çok özel birisin Caitlin” dedi. “Irkımızın sana çok ih- tiyacı var. Sen olmadan diyebilirim ki ırkımızın tamamı ve tüm insan soyu yok olmanın eşiğine gelecek. Sana, senin yardımına ihtiyacımız var.”
“Ne yapmam gerek?” diye sordu.
“Zırhı bulmalısın” dedi. “Zırhı bulmak için babanı da bulman gerekecek. Baban zırhı korumakla görevli. Onu bulmak için de önce meclisini bulmalısın, yani gerçek meclisini.”
“İyi de nereden başlamam gerektiği konusunda en ufak bir fikrim yok” dedi. “Neden bu zamanda ve bu yerde oldu- ğumu dahi bilmiyorum. Neden İtalya? Neden 1790?”
“Bu soruların cevaplarını kendi başına bulmalısın. An- cak seni temin ederim ki tekrardan bu zamana dönmenin çok ama çok özel nedenleri var. Göreceğin özel insanlar ve gerçekleştireceğin belirli eylemler var. Bu yer ve zaman seni zırha götürecek.”
Caitlin düşündü. “Babamın nerede olduğunu bilmiyorum. Nereden başlamam gerektiği hakkında hiçbir fikrim yok.”
Rahip ona dönüp gülümsedi. “Aslında biliyorsun” diye cevap verdi. “Sorunun da bu işte. Sezgilerine güvenmiyor- sun. Kendi derinliklerini araştırmayı öğrenmen gerek. Bunu şimdi dene. Gözlerini kapa ve derin nefes al.”
Caitlin onun söylediğini yaptı.
“Kendine sor: Gitmem gereken bir sonraki yer neresi?”
Caitlin zihnini zorlayarak denileni yaptı. Hiçbir şey olmadı.
“Nefesinin sesini dinle. Zihnini huzurlu tut.”
Caitlin gerçekten odaklanıp gevşeyerek denileni yaptığın- da kafasından görüntüler geçmeye başladı. Sonunda gözle- rini açıp ona baktı. “İki yer görüyorum” dedi. “Floransa ve Venedik.”
“Evet” dedi rahip. “Çok güzel.”
“Ama kafam СКАЧАТЬ