Название: İslam Tarihi
Автор: Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6865-04-4
isbn:
c. Tabii Şekli, Dağları ve Nehirleri: Arap Yarımadası, Asya Kıtası’na daha fazla bağlı ve Asya’dan sayılmış olduğu hâlde, arazinin tabiatınca, tabiat ve iklim durumunca Asya’dan fazla Afrika’ya benzemektedir. Bu geniş yarımada, sahiller boyunca uzanan alçak yerlerden, sahillere yakın yüksek dağlardan, iç kısmı yüksek ve geniş ovalardan ibarettir. Asıl dağlar batı kısmında olup Filistin sınırından Babu’l – Mendeb’e dek Kızıldeniz sahillerine paralel olarak bir dağ silsilesi uzanıyor ki; ‘Serat’ genel ismiyle tanınmış olup Yemen ile Hicaz arasında bulunan Asir ülkesinde olan en yüksek yerinin yüksekliği 2500 metreyi geçer. Kuzey kısmında, yani Hicaz ülkesinde yüksekliği az, taşlık ve kuru bir taş suretinde olduğu hâlde Asir’den aşağı yani güney yönünde bu zincir birçok kola ayrılarak Yemen dağlarını teşkil ediyor ve birçok nehir de akmakla, bu ülkeyi Arap Yarımadası’nın bahçesi şekline getiriyor. Güney sahilinde Hadramut ülkesinde bulunan Cevhere Dağı da Yemen’in ‘Serat’ silsilesine bağlıdır. Doğu sahili yakınında ve Umman ülkesinde olan Ahdar Dağı’nın yüksekliği de 2000 metreden aşağı değildir. Arap Yarımadası’nın ortalarında ve Hicaz ile Bahreyn arasında bulunan Necit ülkesinde de kendi başına birkaç dağ bulunmakla birlikte bunların bazıları hayli yüksek ise de yükseklikleri henüz tayin olunamamıştır.
Tihâme alçak ve kumluk olup Serat Dağı’ndan inen nehirler de hararetten kuruyarak birtakım kokmuş bataklıklar teşkil ettiklerinden Arap Yarımadası’nın Kızıldeniz sahillerinden ibaret olan bu kısmı pek sıcak ve havası ağır ise de ticaret yeri iskeleleri olmak hasebiyle, mamur ve meskûndur. Tihâme’nin doğu yönünde, kuzeyde Hicaz ve güneyinde Yemen ülkeleri bulunup yükseklikleri sebebiyle havaları ılıman olmakla, bu iki ülke ve bilhassa Yemen imarı düzgün ve yerleşmeye elverişlidir. Hicaz’ın doğu yönünde Necit ülkesi bulunup yüksek yaylalarla bazı dağları içine almış bulunmakla her ne kadar akarsuları az ve bazı tarafları çöl ise de ikamet edilen, oturulan yerleri de çoktur. Şam toprağına kadar uzanan Yemame’de dahi arazinin tabiatı bu şekildedir. Necit’in güney tarafında yani Yemen ile Umman arasında, Dehna denilen geniş bir çöl vardır ki Afrika’nın Büyük Sahra’sına benzer ve belki ondan beter olup oturulması mümkün hiçbir yeri yok gibidir. Dehna’nın güneyinde güney sahilleri boyunca Hadramut ve Şahr/Şihr ülkeleri, doğu tarafında da Umman ülkesi bulunuyor. Umman, İran Denizi [Basra Körfezi] ile Umman Denizi arasında geniş bir yarımada şeklinde olup yüksek yerleriyle sahilleri hayli güzeldir. Necit’in doğu tarafında Nüfud ismiyle bir çöl vardır ki bunun da ortasında, yani İran Denizi’nin batı sahillerinde El-Hasa ve Bahreyn ülkeleri bulunur.
Bu şekilde Arap Yarımadası’nın üçte ikisi düzgün veya imar edilmesi mümkün oturulmaya elverişli olup yalnız üçte biri oturmaya elverişli olmayan çöl hâlindedir. Filistin ile Babülmendep (Kızıldeniz’le Aden Körfezini birleştiren boğaz) arasında 20 kadar yerde yanardağ eserleri görülüp bunlardan yalnız Hayber yakınında olanı peygamberin hicretinden 600 sene evvel alev püskürtmüş ve rivayete göre Hazreti Faruk’un hilafeti zamanında da bir aralık alevler çıkarmıştır.
Arap Yarımadası’nın kendine has özelliklerinden biri, nehirlerin azlığı olup bu geniş ülkede ırmak denilebilecek hiçbir nehir yoktur. Serat dağlarından Hicaz ülkesinde akan sular pek az olup, Asir ve Yemen’de daha fazla ise de mesafenin azlığı sebebiyle, bunlar çaylar hâlinde kaldıktan başka, genelde Tihâme kumlarında kuruyup yalnız yağmur mevsimlerinde Kızıldeniz’e ulaşabilirler. Bunların başlıcaları Mekke ve Taif yakınlarında akan ‘Vadi-yi Behre’, ‘Vadiyü’ş-Şece’ ile Kunfüze yakınındaki ‘Vadi-yü Kenune’, Asir’deki ‘Vadiyü’l-Aşr’ ve Yemen’deki ‘Vadiyü’s-Sehm’dir. Serat dağlarının ve hususiyle Asir ve Yemen ülkelerindeki güney kısmının doğu eteklerinden de birtakım nehirler akar. Bunlar, dağların arasında akdıkça büyüdüklerinden mesafeleri daha uzun ise de iç taraftaki çöllere ulaşınca yalnız yağmur mevsimlerinde sel hâlinde bir dereceye kadar uzanıp başka mevsimlerde kururlar. Yalnız Taizz taraflarından doğan ‘Vadi-yü Kebir’ Aden Koyu’na, San’a civarlarından doğan ‘Vadi-yü Şârid’ ile ‘Vadi-yü Zemmar’ Hadramut’a inip çoğunlukla Aden Körfezi’ne ulaşırlar. Dehna ve Necid çöllerinde kuruyan nehirlerin en büyüğü Asir’den doğup kuzeydoğuya doğru akan ‘Vadi-yü Bişe’dir. Arap Yarımadası’nın diğer taraflarında anılmaya değer hiçbir nehir olmayıp ancak bu geniş ülke ‘vadi’ denilen ve bazıları pek uzun olan birtakım kuru derelerle yarılmıştır. Bunlar âdeta nehir yatağı şeklinde olup yağmur mevsimlerinde bazen içlerinden hayli büyük ve hızlı seller akar. Bunların en büyüğü Asir tarafından başlayıp yarımadanın büyük bir kısmını yararak Fırat’a ulaşan ‘Vadiyyü’r-Ramim’dir ki bunun selinin Fırat’a kadar ulaştığı olur.
d. Sahilleri ve Adaları: Arap Yarımadası’nın sahilleri 3700 kilometre uzunluğunda olup Kızıldeniz’de kayalık mercan ve diğer nebati hayvanların taşlaşmasından teşekkül etmiş şa’b (ve galat olarak şâb) denilen birtakım kayalarla ve küçük adalarla kesilmiş olduğundan büyük gemilerin yaklaşması hayli zordur. Aden Körfezi’yle Hint Okyanusu ve Umman Körfezi’ndeki sahilleri de yüksek ve sarp olduğundan yine gemilerin yanaşmasına elverişli değildir. İran Denizi’ndeki (Basra Körfezi’ndeki) sahilleri bunların aksine alçaktır. Kızıldeniz’de Süveyş ve Akabe körfezlerinden başka körfezi ve büyük koyu olmayıp bununla beraber Yenbu (Cidde, Kunfüze, Hudeyde ve Muha gibi ticari bakımdan hareketli iskeleleri vardır.) güney sahillerinde birkaç koy varsa da Aden Koyu’ndan başkası açık olup bu sahillerin başlıca İskelesi Aden ve ikinci derecede Maskat’tır. Basra Körfezi’ndeki sahilleri ise daha girintili çıkıntılı olup birkaç körfezi vardır ki bunların başlıcaları Bahreyn ve Kuveyt körfezleridir. Arap Yarımadası’na ait etrafında birçok ada varsa da hiçbiri önem verilecek derecede büyük olmayıp Kızıldeniz’dekilerin en büyüğü Akabe Körfezi’nin girişindeki Tiran, Yemen kıyısının karşısındaki Farasan/ Fürsan ve Kamaran/Kümran, Babülmendep Boğazı’nın girişindeki Beryem yahut Meyûm/Meyvem adalarıdır. Güney sahilinde yalnız Huriyan Muriyan takımadaları ile Mosira/Musra Adası bulunuyor. Basra Körfezi’nde çok küçük adalar bulunup en büyükleri Bahreyn Adası’dır. Bunlar inci avı ile meşhurdurlar.
e. İklim ve Havası: Arap Yarımadası’nın, konumu gereği, genel olarak havası sıcak ise de arazinin yüksekliği bazı taraflarında bu sıcaklığı oldukça değiştiriyor. Bu geniş kıtanın havaca en güzel yerleri Yemen’in iç СКАЧАТЬ