İslam Tarihi. Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу İslam Tarihi - Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi страница 10

Название: İslam Tarihi

Автор: Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6865-04-4

isbn:

СКАЧАТЬ anlaşılmış ve alınmış olan fikirlere dayanılır.

      Maks Müller gibi ünlü âlimler, dinlerin “hak” ve “batıl” dinler gibi iki şubeye ayrılması suretiyle sınıflandırılmasına şiddetle karşı bulunuyor.

      Ernest Renan gibi ünlü eleştirmenler de aslında bu fikre eğilimlidirler. Bunun sebebi ise meydandadır. Dinlerin bu son suretle tasnifi âdeta tabii bir keyfiyet iken daha sonra gelen Avrupalı hâkimlerin bu sureti şiddetle reddetmelerinin sebeplerini tenkit felsefesinin esaslarında aramalıdır.

      Tenkit felsefesi bir hadisenin meydana geliş sebeplerini, hadisenin amillerini, hadisenin sebep ve amili olduğu diğer hadiseleri tahlil ediyor, arıyor, buluyor. Fakat bir hadisenin sebeplerinin ve oluşunun tahlilinde eşsiz bir nezaket ve maharet gösteren “tenkit felsefesi” sebep ve amillere olsun, bizzat hadiselere olsun, ahlaki bir hüküm, kesin bir hüküm vermekten kaçınıyor. Bu sebepten dolayı tenkit felsefesine göre bir din, manevi, içtimai ve siyasi bir hadiseden ibaret olup ait oldukları zaman ve kişilerin aynasıdırlar. Dinlerde incelenmeye değer olan yön, beşer fikirlerinin tezahür ve tekâmülleri olup onlar yalnız bu yönü tahlil ve tetkik ederek başka bir hüküm vermeye lüzum görmezler. Bunun içindir ki dinlere de hak ve batıl gibi ayırıcı vasıfların atfını uygun bulmazlar.

      Hâlbuki dinlerin insan topluluğu üzerindeki tarihî ve şimdiki zamandaki tesirleri dikkate alınırsa tenkit felsefesinin bakış noktasının ne kadar eksik olduğu görülür. Her okuyucu, bir dinin ortaya çıkışını, değişmelerini, geçirdiği hâlleri ve tekâmüllerini uzun uzadıya mütalaa ettikten sonra o din hakkında bir hüküm vermek ihtiyacını hisseder. Bu hüküm ise “hak” ve “batıl” sözleri ile hulasa edilebilir. Böyle bir ihtiyacı hisseden âlimler ile her hâlde tasnife lüzum gören âlimler, bakıldığı zaman esasta yine birleşmiş oluyorlar. Zira yaptıkları tasnifler bile dinlerin aslını göstermeye yöneliktir ki bu da hak ve batıl hükümlerini doğru koymaya dayanır.

      Dinlerin tasnifi için kabul edilen yöntemler hakkında bir fikir verebilmek üzere birkaçını yazmaya lüzum görüyoruz:

      1. Hegel’in Tasnifi:

       I Tabii Din:

      1. Haricî sebebi olmayan dinler (Yani insanlarda kendi kendine zuhur eden fikirler üzerine kurulmuş dinler)

      2. Vicdani tevhit üzerine kurulmuş dinler (Yani asli unsur ve cevher fikrinden meydana gelmiş dinler)

      a) Hesap ve ölçü üzerine kurulmuş dinler (Çin’de)

      b) Vehim ve hayal üzerine kurulmuş din (Brahman dini)

      c) Murakabe ve istiğrak üzerine kurulmuş din (Buda dini)

      3. Tabii dinden serbest dine geçit hükmünde olan dinler

      a) Nuraniyet dini (Zerdüşt dini)

      b) Izdırap dini (Eski Süryaniler)

      c) Esrar dini (Eski Mısırlılar)

       II Ruhani şahsiyet üzerine kurulmuş dinler:

      1. Ulviyet dini (Musa dini)

      2. Bedii din (Eski Yunanlılar)

      3. Temyiz dini (Romalılar)

       III Mutlak Din:

      1. Hristiyanlık dini. Hegel’in bu tasnifinde bilimsel bir usul görülmüyor. Dinlerde olan seviyeye riayet dahi edilmiyor. Mesela Allah’ın birliği üzerine kurulmuş olan Musevilik ile Yunan ve Roma mitolojisini aynı mertebede tasnif etmek pek garip bir şeydir.

      Bu tasniflerde, dünyanın üç büyük dininden biri olan İslam’a bir yer bulunamayışı dahi gariplerin garibi bir şeydir. Fakat Hegel’in bu gibi garabetleri çoktur… Hristiyanlık kadar mukayyet [kayıtlı, maddi bağlar ve şartlarla sınırlı] bir din için mutlak din tabirini kullanışı da keyfî bir şeydir.

      2. Hartman’ın Tasnifi:

       I Tabii Dinler:

      1. Yalancı tevhit üzerine kurulmuş tabii din

      2. Yalancı tevhidin (insan ölçü olmak üzere) ruhanileştirilmesinden hasıl olan din

      a) Bu din biçiminin bedii nezaket şekli (Yunanlılar)

      b) Dünyevi fayda şekli (Romalılar)

      c) Ahlaki şekli (Cermen kavimleri)

      3. Yalancı tevhidin akide akımı şekline sokulmasından hasıl olan dinler:

      a) Dehrî (matérialiste) tevhid11 (Mısırlılar)

      b) Dehrî şeyh (İranlılar)

       II Tabiatüstü Dinler:

      1. Mücerret tevhit (monisme) [Kurtarılma fikri üzerine kurulmuş hayalî din]

      a) Dünyanın inkârına dayanan din (Brahman dini)

      b) Mutlak vehim üzerine kurulmuş din (Buda dini)

      2. Allah’a ibadet üzerine kurulmuş dinler

      a) Allah’ın birliği üzerine kurulmuş iptidai din (daha önce geçen nebilerin dini)

      b) Vahiy ve şeriat üzerine kurulmuş dinler (Musa dini, İslam)

      c) Kurtarılma fikri üzerine kurulmuş hakiki din (İsa dini)

      3. Tiyel’in Tasnifi:

       I Tabii Dinler – Şirk:

      1. Birçok hayvana ibadetten ibaret din.

      2. Cinlere, şeytanlara ibadetten ve büyücülükten ibaret din (Vahşi kavimlerin dini)

      3. Düzeltilmiş ve düzene sokulmuş sihirbazlık dini

      a) Düzenlenmediği hâlde düzeltilmiş sihirbazlık (magie) dinleri (Japonlar, Hint’teki Dravidiler, Finliler, Estonlar, İslam’dan önce Araplar, eski Arnavutlar, eski İtalyanlar yani Etrüskler, eski Slavlar)

      b) Düzenlenmiş sihirbazlık dinleri (eski Amerikalılar, Çin’in Kuyug dini, eski Mısırlılar)

      4. İnsan şeklinde ve fakat insanüstü kudretlere malik olan ilahlara ibadetten ibaret olup yarı ahlaki olan dinler, başka bir tabirle insana tapma şirki (Veda kitaplarına bağlı Hintliler, İranlılar, Babilliler, Asurlular, Keltler, Cermenler, Yunanlılar ve Romalılar)

       II Ahlaki Dinler (İlhami ve Ahlaki):

      1. Millî dinler (Tao mezhebi, Konfüçyüs mezhebi, Brahman mezhebi, Musa dini ve Yahudi mezhebi)

      (İstitrat: Musa dini, birinci sınıf dinler ile gelecek üçüncü sınıf dinler arasında geçittir.)

      2. СКАЧАТЬ



<p>11</p>

Buradaki tevhit kelimesi kâinatın bir asla, bir kuvvete bağlanması anlamına gelen “monizm” kelimesinin karşıtıdır.