Kaybedilen . Блейк Пирс
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kaybedilen - Блейк Пирс страница 11

Название: Kaybedilen

Автор: Блейк Пирс

Издательство: Lukeman Literary Management Ltd

Жанр: Современные детективы

Серия: Bir Riley Paige Gizemi

isbn: 9781632915887

isbn:

СКАЧАТЬ Özgür ve temiz olmak için beklemek onu rahatsız etmemişti. Ve Riley neredeyse katilin sesli söylediği kendi kelimelerini duyabiliyordu.

      “Ne kötü bir can sıkıntısı.”

      Evet, çöpleri temizlemek için zaman harcamıştı.

      Riley içini çekti ve gözlerini açıp kapadı. Çöpler elindeyken, onların ne kadar yapışkan ve dikenlerinin de kanatacak kadar keskin olduklarını farketti.

      “Bu çöpleri toplayalım.” dedi. “Küçük de olsa DNA bulabiliriz.”

      Bill’in gözleri büyüdü. Ağzı emniyetli, kilitlenebilen bir poşet ve cımbız aldı. Çalışırken aklı çok hızlı işliyordu. Henüz bitmiş değildi.

      “Başından beri yanıldık.”  dedi Riley. “Bu onun ikinci cinayeti değil. Üçüncü cinayeti.”

      Bill durdu ve ona şaşırarak baktı.

      “Nereden biliyorsun?” diye sordu.

      Riley, titremesini kontrol etmeye çalışırken bütün bedeni kasılıyordu.

      “Çok ilerlemiş. Çıraklık dönemi bitmiş. Artık bir profesyonel o. Artık kendini aşıyor. İşini seviyor. Hayır, bu onun en az üçüncü cinayeti.”

      Riley’in boğazı düğümlenmiş ve yutkunmakta zorluk çekiyordu.

      “Ve bir sonraki için fazla zaman kalmamış.”

      Bölüm 7

      Bill kendisini gerçek olmayan bir mavi göz denizinde buldu. Genellikle davalarıyla ilgili kabus görmezdi. Şu an da onlardan biri değildi ama kesinlikle onlardan biri gibiydi. İşte burada, oyuncak bebek mağazasında, her tarafta sonuna kadar açık, parlak ve dikkat çekici, küçük mavi gözler vardı.

      Üstelik bebeklerin sürekli gülümseyen yakut rengi kırmızı dudakları da rahatsız ediciydi. Özenle taranmış yapay ve sert saçlar çok katı ve hareketsizdi. Bütün bu detayları bir araya getirdiğinde  Bill, katilin kurbanlarını elinden geldiğince yapma bebeklere benzetme niyetini nasıl anlayamadığını merak etti. Aradaki bağlantıyı Riley kurmuştu.

      Geri döndüğü için şükürler olsun Allah’ım, diye düşündü.

      Bill hala onun için endişelenmekten kendini alamıyordu. Mosby Park’ta gösterdiği başarıya hayran kalmıştı. Ama sonrasında onu eve bırakırken Riley yorgun ve morali bozuk görünüyordu. Tüm yol boyunca çok az konuşmuştu. Hatta bu bile onun için çok fazlaydı.

      Yine de Bill, Riley’in şu an burada olmasını istemişti. Daha çok yeri daha çabuk tarayabilmek için ayrılarak araştırma yapmaya Riley karar vermişti. Bill buna karşı çıkamazdı. Riley, kendisi altı ay önce baktıkları suç alanına bakarken Bill’den oyuncak bebek satılan dükkanlarına gitmesini istemişti.

      Bill etrafına bakınıp kafasının içinde Riley’in bu dükkanda olsa ne yapacağını merak etti. Bu mağaza bugün ziyaret etiklerinin içinde en lüks olanıydı. Capital Beltway’in kenarındaki bu mağazayı muhtemelen Kuzey Virjinya civarından pek çok zengin müşteri ziyaret ediyordu.

      Etrafı dolaşarak kolaçan etti. Gözüne küçük bir kız takıldı. Dağınık gülümsemesi ve solgun teniyle ona özellikle son kurbanı anımsatmıştı. Üstelik yakasında, manşetlerinde ve eteklerinde bir sürü dantel olan pembe bir elbiseyle, rahatsız edici bir şekilde kurban ile neredeyse aynı pozisyonda oturuyordu.

      Bill aniden sağ tarafından bir ses duydu.

      “Sanırım yanlış bölüme bakıyorsunuz.”

      Bill döndü ve karşısında, yüzünde sıcak bir gülümseme ile şişman, kısa boylu bir kadın gördü. Kadın hakkında bir şeyler anında buradan onun sorumlu olduğunu söylüyordu.

      “Neden böyle söylediniz?” diye sordu Bill.

      Kadın güldü.

      “Çünkü kızlarınız yok. Kızı olmayan bir adamı bir mil öteden tanıyabilirim. Bunun nasıl olduğunu sormayın, bir tür içgüdü sanırım.”

      Bill kadının düşüncelerinden derinden etkilenmişti.

      Kadın Bill’e elini uzattı.

      “Ruth Behnke.” dedi.

      Bill kadının elini sıktı.

      “Bill Jeffreys. Burası sizin mağazanız sanırım.”

      Kadın yine güldü.

      “Sizin de bazı içgüdüleriniz olduğunu görüyorum.” dedi.  “Tanıştığımıza memnun oldum. Ama oğullarınız var öyle değil mi? Bahse girerim üç taneler.”

      Bill gülümsedi. Kadının önsezileri oldukça kuvvetliydi. Bu kadınla Riley’in iyi anlaşacaklarını düşünüyordu.

      “İki.” diye yanıtladı. “Ama çok yaklaştınız.”

      Kadın gülümsedi.

      “Kaç yaşındalar?” diye sordu.

      “Sekiz ve on.”

      Kadın etrafına bakındı.

      “Burada onlara göre birşeyler olup olmadığını bilmiyorum. Ah, aslında, bir sonraki bölümde birkaç tane değişik oyuncak asker olacak. Ama artık oğlanlar bu tür şeylerle ilgilenmiyorlar değil mi? Hep video oyunları oynuyorlar. Ve şiddet dolu olanları seviyorlar.

      “Korkarım öyle.”

      Kadın anlamaya çalışır gibi ona baktı.

      “Buraya oyuncak bebek almaya gelmediniz öyle değil mi?’’ diye sordu.

      Bill gülümsedi ve başını salladı.

      “Haklısınız.” diye yanıtladı.

      “Polis misiniz acaba?” diye sordu kadın.

      Bill hafifçe gülümseyerek rozetini çıkardı.

      “Tam değil ama iyi tahmindi.”

      “Aman tanrım!’’ dedi kadın endişeyle. “FBI benim küçük işyerimden ne istiyor olabilir? Yoksa bir takım listelerin içinde mi adım?”

      “Bir bakıma.” dedi Bill. “Ama endişelenecek bir durum yok. Dükkanınız, bu bölgede araştırma yaptığımız, antika ve koleksiyon olarak toplanan oyuncak bebekleri satan diğer dükkanların içinde yer alıyor.”

      Aslında Bill tam olarak ne aradığını bilmiyordu. Riley, katilin bu dükkanlara sık sık gittiğini ya da en azından ziyaret ettiğini düşünerek bunlardan bir kısmının kontrol edilmesini önermişti. Bill, Riley’in ne beklediğini bilmiyordu. Katilin burada kendisini beklediğini mi sanıyordu? Ya da çalışanlardan birinin katili görmüş olduğunu mu düşünüyordu?

СКАЧАТЬ