Kaybedilen . Блейк Пирс
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kaybedilen - Блейк Пирс страница 8

Название: Kaybedilen

Автор: Блейк Пирс

Издательство: Lukeman Literary Management Ltd

Жанр: Современные детективы

Серия: Bir Riley Paige Gizemi

isbn: 9781632915887

isbn:

СКАЧАТЬ dünyaya asla aynı gözle bakmayacağım. Asla. Dışarıda kötülük var, hepimizin etrafında. İnsanların korkunç şeylerle nasıl başa çıktıkları hakkında hiçbir fikrim yok. İnsanlara tekrar nasıl güvenebileceğimi bilmiyorum.”

      Marie ağlarken Riley ona güven vermek, yanıldığını söylemek istedi. Ama bir yandan da yanıldığından pek emin değildi.

      Sonunda Marie ona baktı.

      “Bugün buraya neden geldin?” diye sordu sonuca gelerek.

      Riley, Marie’nin bu ani çıkışıyla hazırlıksız yakalanmıştı ama açıkçası kendisi de bilmiyordu buraya neden geldiğini.

      “Bilmiyorum.” dedi.  “Yalnızca seni ziyaret etmek istedim. Nasıl olduğunu görmek istedim.”

      Gizemli bir bakışla gözlerini kocaman açarak, “Başka bir şey daha var.” dedi Marie.

      Belki de haklı diye düşündü Riley. Riley’in aklına Bill’in yeni davası geldi ve buraya gelmesindeki nedenin bu yeni dava ile kesinlikle ilgili olduğunu anladı. Marie’den ne istiyordu ki? Tavsiye? İzin? Cesaret? Güvence? Bir yandan Marie’nin kendisine çılgın olduğunu söylemesini istiyordu. Böylece rahatlayabilir ve Bill’i unutabilirdi. Ama diğer yanıyla da Marie’nin onu teşvik etmesini istiyordu.

      Sonunda Riley derin bir nefes aldı.

      “Yeni bir dava var.’’ dedi. “Aslında yeni sayılmaz. Fakat eski dava hiç ortadan kalkmadı.”

      Marie’nin ifadesi gergin ve ciddi görünüyordu.

      Riley yutkundu.

      “Ve sen buraya bunu yapmayı sormak için mi geldin?” diye sordu Marie.

      Riley omuzlarını silkti. Ama aynı zamanda Marie’nin gözlerinde güven ve teşvik aradı. Ve tam o anda buraya neyi bulmak için gelmiş olduğunun farkına vardı.

      Ama Marie onu düş kırıklığına uğratarak gözlerini yere indirdi ve yavaşça başını salladı. Riley yanıtı duymak için bekledi ama onun yerine bitmeyen bir sessizlik devam etti. Riley, Marie’nin içinde bazı özel korkuların devam ettiğini farketti.

      Sessizlik devam ederken Riley daireye göz gezdirdi ve Marie’nin ev telefonunu gördü. Telefonun duvardan kesildiğini görünce şaşırdı.

      “Telefonuna ne oldu?” diye sordu Riley.

      Marie tamamen sarsılmış görünüyordu ve Riley hassas bir noktaya değmiş olduğunu farketti. “Beni aramaya devam ediyor.’’ dedi Marie neredeyse duyulamayacak kadar kısık bir fısıltıyla.

      “Kim?”

      “Peterson.”

      Riley’in kalbi bir an ağzına geldi.

      “Peterson öldü.” diye yanıtladı Riley titreyen bir sesle. “Ben o evi yaktım. Adamın cesedini buldular.”

      Marie başını salladı.

      “Herhangi birinin bedenini bulmuş olabilirler. O ceset onun değildi.”

      Riley bir panik dalgası hissetti. Kendi korkularına geri dönmüştü.

      “Herkes onun olduğunu söyledi.’’ dedi Riley.

      “Ve sen de buna inandın mı?”

      Riley ne diyeceğini bilmiyordu. Şimdi kendi korkularını açmanın zamanı değildi. Muhtemelen Marie sanrılar görüyordu. Ama nasıl olur da Riley kendisinin bile tamamen inanmadığı bir şeye onu ikna edebilirdi?

      “Sürekli arıyor.” dedi Marie tekrar. “Arıyor, nefesini duyuruyor ve kapatıyor. Biliyorum arayan o. Yaşıyor. Hala beni taciz ediyor.

      Riley vücuduna soğuk bir korkunun yayıldığını hissetti.

      “Arayan bir telefon sapığı olabilir.” dedi sakin olmaya çalışarak. “Ama bunu bürodan kontrol ettirebilirim. Eğer korkuyorsan sana bir ekip arabası gönderebilirim. Onlar aramaları takip ederler.”

      “Hayır!”dedi Marie keskin bir sesle. “Hayır!”

      Riley ona şaşırarak baktı.

      “Neden?” diye sordu Riley.

      Marie, acıklı bir sızlanma gibi, “Onu sinirlendirmek istemiyorum.” dedi.

      Riley, boğuluyor ve bir panik atak krizinin yaklaşmakta olduğu hissediyordu. Birden buraya gelmesinin ne kadar kötü bir fikir olduğunu farketti. Bir şey varsa o da kendisini çok kötü hissettiğiydi. Bu basık yemek odasında bir an daha oturamazdı.

      “Gitmek zorundayım.” dedi. “Üzgünüm. Kızım bekliyor.”

      Marie birden şaşırtıcı bir güçle, tırnaklarını derisine batırarak  Riley’i bileğinden yakaladı.

      Dönüp Marie’ye baktığında, buz mavisi gözlerindeki yoğunluk Riley’i dehşete düşürdü. “Davayı al.” dedi Marie.

      Riley onun gözlerinde yeni davanın ve Peterson’un birlikte tek olarak bulanıklaştığını görebiliyordu.

      “O orospu çocuğunu bul.” diye ekledi. “Ve onu benim için öldür.”

      Bölüm 5

      Adam kadına doğru kaçamak bakışlarla aralarındaki mesafeyi kısa ama gizli tuttu. Diğer müşteriler gibi görünmek için alışveriş sepetine birkaç parça öteberi koydu. Kendisini kimsenin farketmemesini sağlayabildiği için gururlandı. Kimse ondaki gücü tahmin edemezdi.

      Ama sonra birden hiçbir zaman dikkat çekici bir adam olmadığını düşündü. Çocukken neredeyse görünmezdi. İşte sonunda dikkat çekici olmayışını lehine çevirmişti.

      Sadece bir iki saniye önce, onun hemen yanında, iki ayak kadar yakınında duruyordu. Kadın şampuan seçimine o kadar dalmıştı ki, kendisini farketmemişti bile.

      Aslında onun hakkında çok şey biliyordu. Adının Cindy olduğunu, kocasının bir sanat galerisi olduğunu ve özel bir klinikte çalıştığını biliyordu. Bugün onun tatil günlerinden biriydi. Şu an cep telefonuyla birisiyle konuşuyordu, muhtemelen kız kardeşiyle. Karşıdaki kişinin söylediği bir şeye gülüyordu. Adam, bütün kızların yaptığı gibi, onun da kendisine gülüp gülmediğini merak ederek müthiş bir öfkeye kapıldı. Kızgınlığı artmıştı.

      Cindy, şort, kolsuz bir bluz ve pahalı görünen spor ayakkabılar giymişti. Adam onu arabasının içinden, koşu yaparken, izlemiş, koşusunu bitirip bu dükkana gelene kadar beklemişti. Onun tatil günlerinin bu rutinde olduğunu biliyordu. Alışverişleri eve götürüp bırakır, duş alır ve kocasıyla buluşup akşam yemeğine gitmek için yola çıkardı.

      Güzel fiziğini yaptığı egzersilere borçluydu. Otuz yaşından fazla değildi ama bacaklarının derisi yeteri kadar gergin görünmüyordu. Belki de  kısa sürede ya da aniden çok fazla kilo kaybetmişti. СКАЧАТЬ