Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2. Şaban Mahmudoğlu Kalkan
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2 - Şaban Mahmudoğlu Kalkan страница 24

Название: Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2

Автор: Şaban Mahmudoğlu Kalkan

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6852-48-8

isbn:

СКАЧАТЬ 111

      Bizim dağlar kayın meşe, kokusu ıhlamur

      Gene de genizlerimde taze yosun tütersin İstanbul

      Günahsız böceklerim, minnacık kuşlarım var

      Kimileri ağıt söyler, kimileri haşarat avlar.

      Çürüyen kemiklerim bir gün dönüşsün fosfora

      Ay karanlıklarında farın olsun Bosfora.112

      Bizim ormanlar harman, harman menekşe sümbül

      Burnuma gene, gene erguvan dalı tutarsın, İstanbul.

14. 01 2000 İsatanbul

      NO: 93 KADİR MÜMÜN DERVİŞ (1941-1996)

(Kadir Mümünov Dervişev)

      Kadir Mümün Derviş 1941 yılında Razgrat ilinin Mumcular (Sveştari) köyünde orta halli bir çiftçi ailesinde doğdu. İlk ve orta okulu köyünde okudu. Daha sonra Razgart Türk Pedagoji okulundan ilk okul öğretmeni olarak mezun oldu. İki yıl kendi köyünde öğretmenlikten sonra askere gitti. Terhis olunca Sofya Devlet Üniversitesinin Veterinerlik Fakültesine girdi. Oradan veteriner hekim olarak diploma aldı. Daha çocukluk yılarında gazeteciliğe meraklı olan Kadir Derviş önüne çıkan bir fırsatı değerlendirerek Sofya’da Türkçe yayımlanan “Yeni Işık” gazetesinin “İktisat” bölümünde çalışmaya başladı. Orada birkaç yıl çalıştı lakin genç şair umduğunu bulamadı ve doğduğu köyüne ve bölgesine dönmek mecburiyetinde kaldı. Uzun yıllar köyündeki Ziraat Kooperatifinde veteriner hekim olarak görev yaptı.

      Bulgar hükümetinin Bulgarlaştırma kampanyasında baskılara dayanamadı ve Parti mevzilerini savundu. Yerel ve merkez basında Bulgar asıllı olduğunu ispat etme çabaları ile dolu yazılar yayımladı. Köyünde ve çalıştığı bölgede Türk ve Bulgar ahalisi tarafından dışlandı. Yalnızlığa itildi. Bu olayları ağır yaşayan Kadir Derviş 1996 yılının son baharında bir kalp krizi geçirerek vefat etti. Evli ve iki çocuk babasıydı. Bulgarca ve Rusça biliyordu.

      Şiire Razgrat Türk Pedagoji okulunda gönül verdi. Mustafa Mutkov ve Latif Ali tarafından teşvik ve destek aldı. Şair rejimi öven şiirlerle beraber köy hayatını anlatan başarılı şiirler de yazdı. Şiirlerinde serbest nazım şeklini kullandı. Siyasi şiirlerinde deklarasyondan kurtulamadı.

      Şiirlerini bir kitapta toplayıp yayımlama imkanı bulamadı. Sanat çevrelerinde daha fazla köy hayatı ile ilgili yazdığı röportajlarla ün yaptı.

      BU BANA YETER 113

      Bu güne dek ihanet etmedim ben vicdanıma

      Ufuklar açtım sayende …

      Yarı çıplak gezen çocukları bağrıma bastım

      Aslanları kelepçeli ülkeleri dolaştım.

      Seninle haykırdım kudurmuş sırtlanlara

      Ve bir gün hürriyete kelepçe vuranlar

      İşitmezden gelir sesimi…

      Gitmem icap ederse oralara

      Adaletin gürzünü omuzlayıp gideceğim.

      Savaş yolarında ölürsem eğer

      Tek sen bilirsin kişiliğimi

      Vicdanım benim.

      Evlatlarıma bırakıyorum seni

      Anlarsın insanlara olan sevgimi.

      Düştüğüm yeşil zeytin dalları altında

      Mezarımı bulursan eğer

      Küçük harflerle yaz :

      “Milyonlar içinde

      İnsan olana aşık

      Küçük bir insandı” diye.

      Bana yeter.

      ÖZLEM 114

      Yastığa dağılsın saçların

      Her telini öpmeye kısadır

      Ömrü gecelerin.

      Cicim senin saçların başkadır

      Özledim perişan saçlarını.

      Sabahları yataktan kalkar

      Bir yay gibi gerilir kaşların

      Uzanır kirpiklerin

      Mahmurlu gözlerin üstüne.

      Cicim senin gözlerin başkadır

      Özledim yeşilimsi gözlerini

      Aşkı fısıldayan dudaklardır bize

      Dudaklardan geçer sevgi yüreklere.

      Cicim senin buselerin bir başka sihirli

      Özledim dudaklarını senin.

      Sıra gelir fırtına kopar içimizde

      Taşar yatağından sular

      Cicim, senin darıltan sözlerin başkadır

      Özledin enin dargın halini bile…

      KARIMA 115

      “Bir defa daha gelsek dünyaya

      ister asırlar sonra olsun…

      Ah.

      İnsan ömrü o kadar kısa ki…”

      Her ölümden sonra tekrar geleceğiz dünyaya…

      Belki de, isimlerimiz başka

      Çehrelerimiz başka

      Günümüzün kaygıları başka olur

      Nikah defterine imza atan çiftlerin

      Titrek ellerinde, bir demet çiçek oluruz.

      Veya yıldızlı geceleri bekleyen şahinler

      Veyahut bahçelerin birinde iki gül

      Biri kırmızı

      Biri beyaz.

      Etrafımızda cıvıl, cıvıl dolaşan çocuklar

      Dokunur çiyli yapraklarımıza …

      Belki akan ırmağın aynasında saçlarımızı tararız.

      Sonra hafif bir rüzgar eser

      Örülür saçlarımız, sarmaş dolaş.

      Kesilir rüzgar ayrılık çatar

      Bekleriz tekrar kavuşmak için esmesini rüzgarın.

      Belki de beklediğimiz ılık rüzgar yerine

      Müthiş boralar kopar, kırılır dallarımız

      Etrafımızda kır çiçekleri yerine

      Dikenli çalılıklar büyür

      Hayat bu sana…

      Cicim kısa da olsa ömür

      Biz çok defa geleceğiz dünyaya

      Fakat her defasında

      İsimlerimiz başka

      Çehrelerimiz başka

      Günümüzün kaygıları başka olacak.

      Her gelişimiz de

      Öncekinden СКАЧАТЬ



<p>111</p>

Şiir, Baki Ali Mehmet’in arşivinden

<p>112</p>

Bosfor: İstanbul boğazı

<p>113</p>

“Yeni Işık” Gazete, Sofya, Sanat eki, “Çağdaş”, 1966, N. 13 (31)

<p>114</p>

“Halk Gençliği” Gazete, Sofya, 1967, Sayı N : 26 30 Haziran 1967

<p>115</p>

“1966 – Bıraktığı Şiirler” Derleme, Sofya, Narodna Prosveta 1967