Название: Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2
Автор: Şaban Mahmudoğlu Kalkan
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6852-48-8
isbn:
Bizim dağlar kayın meşe, kokusu ıhlamur
Gene de genizlerimde taze yosun tütersin İstanbul
Günahsız böceklerim, minnacık kuşlarım var
Kimileri ağıt söyler, kimileri haşarat avlar.
Çürüyen kemiklerim bir gün dönüşsün fosfora
Ay karanlıklarında farın olsun Bosfora.112
Bizim ormanlar harman, harman menekşe sümbül
Burnuma gene, gene erguvan dalı tutarsın, İstanbul.
NO: 93 KADİR MÜMÜN DERVİŞ (1941-1996)
Kadir Mümün Derviş 1941 yılında Razgrat ilinin Mumcular (Sveştari) köyünde orta halli bir çiftçi ailesinde doğdu. İlk ve orta okulu köyünde okudu. Daha sonra Razgart Türk Pedagoji okulundan ilk okul öğretmeni olarak mezun oldu. İki yıl kendi köyünde öğretmenlikten sonra askere gitti. Terhis olunca Sofya Devlet Üniversitesinin Veterinerlik Fakültesine girdi. Oradan veteriner hekim olarak diploma aldı. Daha çocukluk yılarında gazeteciliğe meraklı olan Kadir Derviş önüne çıkan bir fırsatı değerlendirerek Sofya’da Türkçe yayımlanan “Yeni Işık” gazetesinin “İktisat” bölümünde çalışmaya başladı. Orada birkaç yıl çalıştı lakin genç şair umduğunu bulamadı ve doğduğu köyüne ve bölgesine dönmek mecburiyetinde kaldı. Uzun yıllar köyündeki Ziraat Kooperatifinde veteriner hekim olarak görev yaptı.
Bulgar hükümetinin Bulgarlaştırma kampanyasında baskılara dayanamadı ve Parti mevzilerini savundu. Yerel ve merkez basında Bulgar asıllı olduğunu ispat etme çabaları ile dolu yazılar yayımladı. Köyünde ve çalıştığı bölgede Türk ve Bulgar ahalisi tarafından dışlandı. Yalnızlığa itildi. Bu olayları ağır yaşayan Kadir Derviş 1996 yılının son baharında bir kalp krizi geçirerek vefat etti. Evli ve iki çocuk babasıydı. Bulgarca ve Rusça biliyordu.
Şiire Razgrat Türk Pedagoji okulunda gönül verdi. Mustafa Mutkov ve Latif Ali tarafından teşvik ve destek aldı. Şair rejimi öven şiirlerle beraber köy hayatını anlatan başarılı şiirler de yazdı. Şiirlerinde serbest nazım şeklini kullandı. Siyasi şiirlerinde deklarasyondan kurtulamadı.
Şiirlerini bir kitapta toplayıp yayımlama imkanı bulamadı. Sanat çevrelerinde daha fazla köy hayatı ile ilgili yazdığı röportajlarla ün yaptı.
BU BANA YETER 113
Bu güne dek ihanet etmedim ben vicdanıma
Ufuklar açtım sayende …
Yarı çıplak gezen çocukları bağrıma bastım
Aslanları kelepçeli ülkeleri dolaştım.
Seninle haykırdım kudurmuş sırtlanlara
Ve bir gün hürriyete kelepçe vuranlar
İşitmezden gelir sesimi…
Gitmem icap ederse oralara
Adaletin gürzünü omuzlayıp gideceğim.
Savaş yolarında ölürsem eğer
Tek sen bilirsin kişiliğimi
Vicdanım benim.
Evlatlarıma bırakıyorum seni
Anlarsın insanlara olan sevgimi.
Düştüğüm yeşil zeytin dalları altında
Mezarımı bulursan eğer
Küçük harflerle yaz :
“Milyonlar içinde
İnsan olana aşık
Küçük bir insandı” diye.
Bana yeter.
ÖZLEM 114
Yastığa dağılsın saçların
Her telini öpmeye kısadır
Ömrü gecelerin.
Cicim senin saçların başkadır
Özledim perişan saçlarını.
Sabahları yataktan kalkar
Bir yay gibi gerilir kaşların
Uzanır kirpiklerin
Mahmurlu gözlerin üstüne.
Cicim senin gözlerin başkadır
Özledim yeşilimsi gözlerini
Aşkı fısıldayan dudaklardır bize
Dudaklardan geçer sevgi yüreklere.
Cicim senin buselerin bir başka sihirli
Özledim dudaklarını senin.
Sıra gelir fırtına kopar içimizde
Taşar yatağından sular
Cicim, senin darıltan sözlerin başkadır
Özledin enin dargın halini bile…
KARIMA 115
“Bir defa daha gelsek dünyaya
ister asırlar sonra olsun…
Ah.
İnsan ömrü o kadar kısa ki…”
Her ölümden sonra tekrar geleceğiz dünyaya…
Belki de, isimlerimiz başka
Çehrelerimiz başka
Günümüzün kaygıları başka olur
Nikah defterine imza atan çiftlerin
Titrek ellerinde, bir demet çiçek oluruz.
Veya yıldızlı geceleri bekleyen şahinler
Veyahut bahçelerin birinde iki gül
Biri kırmızı
Biri beyaz.
Etrafımızda cıvıl, cıvıl dolaşan çocuklar
Dokunur çiyli yapraklarımıza …
Belki akan ırmağın aynasında saçlarımızı tararız.
Sonra hafif bir rüzgar eser
Örülür saçlarımız, sarmaş dolaş.
Kesilir rüzgar ayrılık çatar
Bekleriz tekrar kavuşmak için esmesini rüzgarın.
Belki de beklediğimiz ılık rüzgar yerine
Müthiş boralar kopar, kırılır dallarımız
Etrafımızda kır çiçekleri yerine
Dikenli çalılıklar büyür
Hayat bu sana…
Cicim kısa da olsa ömür
Biz çok defa geleceğiz dünyaya
Fakat her defasında
İsimlerimiz başka
Çehrelerimiz başka
Günümüzün kaygıları başka olacak.
Her gelişimiz de
Öncekinden СКАЧАТЬ
111
Şiir, Baki Ali Mehmet’in arşivinden
112
Bosfor: İstanbul boğazı
113
“Yeni Işık” Gazete, Sofya, Sanat eki, “Çağdaş”, 1966, N. 13 (31)
114
“Halk Gençliği” Gazete, Sofya, 1967, Sayı N : 26 30 Haziran 1967
115
“1966 – Bıraktığı Şiirler” Derleme, Sofya, Narodna Prosveta 1967