Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2. Şaban Mahmudoğlu Kalkan
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2 - Şaban Mahmudoğlu Kalkan страница 23

Название: Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2

Автор: Şaban Mahmudoğlu Kalkan

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6852-48-8

isbn:

СКАЧАТЬ Bulgaristan’da başlayan Demokratik Devrim’den sonra doğduğu topraklara döndü. “Hak ve Özgürlük Hareketi”nin ve bölgesinin yeniden yapılanmasında önemli rol oynadı. Halen doğduğu köyde oturuyor. Evli ve iki çocuk babasıdır. Bulgarca biliyor.

      Baki Ali Mehmet şiiri lise yıllarında tanıdı. Şiirin sosyal ve ideolojik rolünü gençlik yıllarında anladı. Daha o yıllarda işçinin ağır hayat şartlarını, yaşam savaşını, ümidini ve küçük sevinçlerini dile getirdi. O şiiri daima ciddiye aldı, daha sonraki şiirlerinde Bulgaristan Türklerinin haklı isteklerinin tercümanı oldu. Hayatının en zor anlarında bile şiiri silah olarak kullandı. Bulgaristan Türkünün emek severliğini, doğduğu topraklara olan bağlılığını anlatan ve milli bilince mesajlar veren şiirler kaleme aldı.

      Totaliter rejimin baskıları ve Türkçe’nin yasak kapsamına alınması şairin şiirlerini bir kitapta toplayıp yayımlamasına engel oldu. Şiirleri Bulgaristan’da yayımlanan Türkçe merkez ve yerel gazete sayfalarında dağınık bir haldedir.

      İŞÇİ ELLERİ 104

      Deli sevdaya tutuldu şu çapkın gönlüm gene

      Açmışım bağrımı ılık yellere.

      Avuçlarım ben size vurgunum

      Sizinle paylaşırım hürmeti takdiri

      Dakikalara sığdırırken günleri.

      Ben sizinleyim

      Payımı nasıl hak ederim bilmem

      Ve siz bensiz

      Bir işe mi yararsınız?

      Ummam....

      Deli sevdaya tutuldum gene

      Bastığım yer sıcak, gönlüm kanatlanmış uçacak…

      Etrafım bağ, bahçe çiçekler kucak, kucak.

      Ellerimi sokmuşum yeşil çimenlerin arasına

      Dinliyorum toprak ananın nabzını.

      İşçi ellerine kan yürürken beton armalardan

      Kıvancın senfonisi ulaşır antenlerden…

      Size değer vermek kolay olmuyor işçi elleri

      Şiire de sığmazsınız şu kadarsınız ama…

      Aşığı oldum nasırlı avuçların

      Deli dolu dolaşırken emelimin peşinde

      Ocağı tüter kutsal yaşantının can evimde

      Değil mi ki gün ışığında dolaşmak var geceleri.

      Henüz nasır tutan avuçlarıma bakıyorum da

      Söyleyemediğim şarkılara gıda etmeye çalışıyorum.

      Siz işçi elleri

      Yıllardır övgünüze ölçü bulamadım

      Koca eller, altın eller,

      Ko sizinle yankılansın müjde roketleri

      Matemsiz kapıları açarken levent nesilleri..

1964 Tsırkvitsa –Kolarovgrat (Şumnu)

      PALAMAR SÜİTİ 105

      İki sabah şafaktan önce

      Allı, morlu renklerle yıkandı Palamar106

      Doğa ve güneş bu harikuladeliği görünce

      Bir başka ısıttı gönülleri damar, damar.

      İki sabah, tarihi ananeleriyle

      Gerine, gerine uyandı Deliorman.

      Dile gelen özgürlüğün

      Parolasıyla canlandı ulu orman.

      İki sabah türküler yankılanırken

      Bülbüller duysaydı sesimizi eğer

      Susup uzaklaşırdı bu yelerden

      Bülbüller duysaydı sesimizi eğer.

Ağustos – 1965

      HATIRALARIM 107

      Bir ses duyarım

      Bir ıtır alırım uzaklardan

      Bir şarkı dökülür dudaklarımdan.

      Ahengi yarım

      Bu şiiri de tamamlayamadım

      Boğdu beni hatıralarım.

      BİR ÖMÜR 108

      Sabah, sabah katmer açan çiçeklerim

      Baharda severim tümünü

      Çiy damlacıklarında yanan renklerin

      Büyüsü mest eder sarhoş gönlümü.

      Oraya…

      Bahçemin bir köşesine

      Yaslanırım yeşil çimenler üstüne

      Isınarak kuşların yumuşacık sesiyle

      Saatlerce seyrederim son tomurcuğunun da

      Sihirli çatlayışını çiçeklerin…

      Nasıl avunursak geceler boyu tatlı rüyalarda

      Ben renkler içinde öylesine rahatım.

      Hani şafak uzun sürse

      Güneş tez doğmasa

      Ve yavrum yatağından kalkıp koşmasa bahçeye

      Ve çocuksu kahkahasını basmasa başım ucunda

      V e beni bu avuntu deryasında ürkütmese

      Belki gün boyu seyredeceğim

      Talazlanan ıtırı çiçeklerin burcunda…

      SACAYAĞI 109

      Üçgende bir sen varsın

      Bir de ben

      Bir de onur…

      Bu kez parmaklarım

      Sarı saçlarına değil

      Mesuliyet gitarının

      Yaşam tellerine dokunur…

      Üçgende sen

      Ben

      Ve Onur.

      AĞLAYAN ŞİİR 110

      Bizim köyden de geçti turnalar

      Turnaları sesinden tanırım

      Bizim köyde de çaldı zurnalar

      Yanarım ben özüme yanarım.

      Onda sen varsın, ben varım

      Onda o var, biz varız, siz varsınız

      Onlar var

      Milyonlar var

      Her şey yarım, yarım…

      Düşündüğümü konuşamam

      Turnalara kulak verin

      Turnaların СКАЧАТЬ



<p>104</p>

“Halk Gençliği”, Gazete, Sofya, 1964

<p>105</p>

“Kolarovgrat Savaşı”, Gazete, Şumen, 1965 Sayı N: 7, Baş yazar: Niyazi Ahmedov

<p>106</p>

Palamar, Deliorman’da bir bölgenin adı

<p>107</p>

“Yeni Hayat”, Dergi, Sofya, 1966 Sayı N: 6

<p>108</p>

“Yeni Işık” Gazete, Sofya, Sanat eki “Çağdaş”, 1967 Sayı N: 6 (48)

<p>109</p>

“Yeni Işık” Gazete, Sofya, Sanat eki “Çağdaş” 1969 Sayı N: 26 (91)

<p>110</p>

Şiir, Şaban Kalkan’ın arşivinden