Название: Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2
Автор: Şaban Mahmudoğlu Kalkan
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6852-48-8
isbn:
Bakıyorum her geçen yıl
Kaybolup gitmiş izler bırakarak…
Oysa bir sabah
Güneşli baharın son sabahıydı
Siyah, mavi, kahverengi
Biçimsiz giyimlerle
Gözyaşı döktük yazılmadık kalan yapraklara.
Sevinç ve keder göz yaşları
Öğretmenim, susuyorsun
Buğulu gözlerin bir kayıp arıyor uzaklarda
Göz yaşların tekerlenip kayboluyor.
Yitik geminin gövdesini yalayan
Çılgın sularda
Ama o yıllar geçti artık.
Ve ben kahverengi rahlede oturan çocuk değilim
Bak, şu iskelede demir çubuk büken
Fırın başında gülümseyen dökmeci
Zavotları117 proje eden
Her birimiz rengini kaybeden saçlarına teselli.
Öğretmenim, sen setler yıkarak
Duru denizlere akan coşkun bir ırmaksın içimizde
En hafif rüzgarda kabaran duygulu deniz.
Saçlarının ağaran tellerine üzülme öğretmenim.
Biz yokuşlu yollarda
Seninle yürümekteyiz.
KADERLE KONUŞMA 118
Bu gece ev, ev gezerek
Kapıları çaldığını söylediler bana.
Kara kader.
Tutumlarında bu ürperti niye
Telaş etme
Hoş geldin.
Geç. Otur. Sıkılma.
Birbirimizi zerre kadar sevmesek bile
Beraber yürüdüğümüz yılların hatırı var.
Kara kader
Hatırında mı?
Toprağımı çiğneyerek
Haçları gamalı çizmeliler gidiyordu doğuya.
İlk çığlığı basmıştım
Yarı yıkık evimizde
Büyük annem ismimi haykırmıştı henüz.
O an, beni okşamaya gelen
Rüzgarla girdin kapı aralığından
“Kadir olsan da bir, olmasın da” dedin.
Vurdun alnıma yoksulluk damgasını
Bense tomurcuktum henüz
Baharın rüzgarına, yağmuruna sevinen
Renklerin türlüsüne kapılıp
Açıyordum gözlerimi güneşi zaptetmek istercesine.
Her renkten şefkat bekleyerek
Varıp geliyordum aldanış salıncağında.
Köy sokaklarında göbeklerini iterek gezen
Burma bıyıklılar gördüm.
Çocuk değil miyim
Hasta yatan anamı sevindirmek için
Sallanan göbeğin altına durup
el açardım “Bonbon” diyerek.
Sonra baston acısıyla kaçardım.
Sen kahkahayla gülerdin her ağlayışıma
“Stavay malçik”119 diyen sesle uyandım sabahın birinde…
Alnımdaki damganın yerinde bir yıldız parlıyordu
Gökyüzüne uzandı bir kemer ışık
Yıldızlar yandı
Kızardı akar sular.
Sözümü söyleyemedim.
Ne sana
Ne de alnıma yıldızı takan insana.
Sen yıldızların ışığında kaçıyordun
Yıldızlar taşıyan
başka çocukları sevindirmeye gidiyordun.
Bir daha görüşemedik.
Bu gece yine kapıları çalıyorsun fakat boşuna
Ben karanlıklarla çoktan vedalaştım
Kaderim değişti
Ve hükümdar benim
Kara kader
Kapıları çalsan da çalmasan da.
NO: 94 YAŞAR GAFUR AKİF (1941)
Yaşar Gafur Akif 1941 yılında Silistre ilinin Türk Kosusu (Kosara) köyünde fakir bir çiftçi ailesinde doğdu. İlk okulu köyünde, ortayı Arabacılar (Kolarovo) da okudu. Daha sonra Razgrat Türk Pedagoji okuluna devam etti, ve oradan ilkokul sınıf öğretmeni olarak mezun oldu. Önce iki yıl kendi köyünde öğretmenlik görevinden sonra askere gitti. Vatani görevini emek eri olarak yaptı. Terhis olduktan sonra Silistre ilinin Suhodol köyüne ilk okul öğretmeni olarak tayini çıktı. Orada otuz yıla yakın öğretmenlik yaptı. Köyün kültür problemleri ile yakından ilgilendi. Uzun yıllar köydeki Okuma Yurdu’ nun (kütüphane) başkanlığını yaptı. Bu dönemde kitap tanıtımları yaptı, yazarlarla karşılaşmalar düzenledi ve folklar araştırmalarına aktif iştirak etti. Halen Silistre ilinin Suhodol köyünde oturuyor. Evli ve iki çocuk babasıdır. Bulgarca biliyor.
Şiirle daha ilk okul yıllarında tanışan Yaşar Gafur Akif bütün güçlüklere rağmen şiirden ayrılmadı. Şiiri kendine bir sır dostu bildi. Doğduğu topraklara olan sevgisini anlatmak için bir liman bildi şiiri. Şiirlerinde Dobruca insanının lirik duygularını, baskılı yıllarda ki sıkıntılarını ve göçlerle gelen acıyı ve çalkantıları dile getirdi.
Şiirleri “Tuna Gerçeği” Ruse, “Ziya” Silistre, “Halk Gençliği” Sofya “Yeni Işık” ve onun sanat eki “Çağdaş” gibi gazetelerde yayımladı. Totaliter rejimin baskılarından dolayı şiirlerini bir kitapta toplayıp yayımlama imkanı bulamadı.
HATIRLIYOR MUSUN 120
Hatırlıyor musun hani
Karanlıkta yıldızlar kadar bahtiyar
Delicesine dalgalarla savaştık.
Hani gece kayığımız yelken oldu
Yıldızlar ışık
Bize sürpriz mi yapmak istedi.
O nazik tebessümüyle ay
Yoksa
Sana henüz açıklayamadığım
Arzumun teklifini mi sundu?
ANMAMAK ELDE DEĞİL 121
Bir daha beni anma demiştin hani
Aşkın hasreti kalbimde kanarken
Olmuyor СКАЧАТЬ
117
Zavot: Büyük fabrika anlamında kullanılmıştır
118
“1967 – Bıraktığı Şiirler” Derleme,Sofya, Naraodna Prosveta yayınevi, 1968
119
. Rusça, “Kalk çocuk”, anlamında
120
“Yeni Işık”, Gazete, Sofya, sanat eki, “Çağdaş” 1968 Sayı N: 18
121
“Hak ve Özgürlük”, Sofya, 1995, Sayı N:29, (21 Temmuz 1995)