Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2. Şaban Mahmudoğlu Kalkan
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2 - Şaban Mahmudoğlu Kalkan страница 28

Название: Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2

Автор: Şaban Mahmudoğlu Kalkan

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6852-48-8

isbn:

СКАЧАТЬ arama zamanı değil

      Çekici al

      Kuleler kurarak

      Gençliğin anıtını dik bu gün.

      Bir gün gelir esef etmezsin

      Geçtiğine örünün.

1968 Ada köy – Razgrat

      NO: 97 RAFET SEYDALİ CAMCI (1942)

(Rafet Seydaliyev Camcıev)

      Rafet Seydali 1942 yılında Kırcali iline bağlı (Çenooçene) Karagözler Beledeyesinin (Patitsa) Ördekler köyünde fakir bir çiftçi ailesinde doğdu. Çocukluk yıllarında babasını kaybetti. İlk okulu doğduğu köyde, ortayı Karagözler’de liseyi Kırcali’de okudu. Daha sonra Haskova’daki Yüksek Öğretmen Enstitüsünün Türkçe–Fransızca Bölümünden mezun oldu. Hemen askere alındı. Terhis olduktan sonra Kırcali ilinin Svobodinevo köyündeki orta okula müdür olarak tayini çıktı. Orada birkaç yıl görev yaptıktan sonra, Kırcalideki il Gençlik Örgütüne enstrüktör olarak atandı. Orada ki başarılı çalışmalarından dolayı kısa bir zamandan sonra İl Örgütünün Basın Yayın Şubesinin sorumlusu oldu. Moskova’daki Yüksek Parti Okuluna gönderildi. Okulu yüksek başarıyla bitirdi. Yurda dönünce Kırcali il Gençlik Örgütünün Birinci sekreterliğine getirildi. Daha sonra merkeze alınarak uzun yıllar Tarım Bakanlığında Bakan yardımcısı olarak çalıştı.

      Totaliter rejimin çökmesinden sonra yeni demokrasi döneminde üç yıl Haskovo’da vali yardımcısı oldu. 1994 yılında emekliye ayrıldı. Halen Kırcali’de oturuyor. Evli ve iki çocuk babasıdır. Bulgarca ve Rusça biliyor.

      Rafet Seydali şiiri lise yıllarında sevdi. Şiirlerinde lirik duygularını, yurt sevgisinin kutsallığını ve insan emeğinin yüceliğini dile getirdi. Onun, neslinin diğer şairlerinden farkı, şiirlerini siyasi hayatına kurban etmemesidir.

      Şiirlerini bir kitapta toplatıp yayımlamadı. Şiirlerini daha fazla yıllık antolojilerde, merkez ve yerel basın sayfalarında dağınık bir şekilde görüyoruz.

      SENDEN AYRILIRKEN 136

      Ayrılırken senden

      Koskoca bir köy bıraktım ardımda

      Sokaklar bıraktım

      Her köşesi hatırlar dolu …

      Ağaçlar bıraktım dalları yeşil

      Kervanlardan hatırlayasın beni diye

      Uzun, uzun uzayan yollar bıraktım.

      Hasretliğin yarısını san a bıraktım

      Yarısı bende kaldı

      Ve benim için düşünmeyi bıraktım sana.

      Birde köy kenarında bir ferma bıraktım

      Yolladığım çiçeklerden hatırlayasın beni

      Dostlarımı ve annemi bıraktım.

      Bir ay bıraktım geceleri kıra çıkarsın

      Bir çeşme bıraktım köy ortasında

      Akşamları suya inersin diye

      Üstelik bir de, “Adacığı”, bıraktım

      Yolumu gözlersin diye.

      YÜRÜDÜM 137

      Yürüdüm,

      Üzüm tadında türküler aktı içime

      Baktım yurdun sıradağlarına

      Sarı sürme yakınmış

      ağaçlarda yapraklar.

      Ellerime baktım, ellerim istekli işe

      Ve aldım torbayı, çıktım dağlara…

      Sonra Rodoplar’ da tütün uçladım. (tepe koparmak)

      Kervanlar yettim Küstendil yollarında

      Dobruca’ da bloklar kesti yolumu;

      Pamuk toplamaya koyuldum sonra

      Sevgi ile sevinçle…

      Ama bir dilber:

      Toplayamazsın. Dedi.

      Ellerin yakışmaz. Dedi.

      Ve koyuldu işine, kırdı elimi kolumu

      Sonra yine baktı kaş altından

      “Toplayamazsın” diyen bakışlarıyla

      Ve bir de gülümsedi hafiften

      İçime bir sıcaklık aktı

      bu gülümseyişten

      hele işi, akıldan çıkaracak adamı

      Toplayamam m ı?

      Hey kız.

      Etme bana.

      İşte sıram.

      Al da kat istersen sırana…

      Yürüdüm,

      Üzüm tadında türküler aktı içime…

      KENDİME HESAP 138

      Türlü çiçek sularım – açılır mis kokar

      Fidanlar dikerim – yüklenir dallar

      Bir çeşme kurdum – buz gibi akar

      Bir bina kurdum – rengi bembeyaz

      Arkamda kaldı – on dokuz bahar

      Önümde meyvesini tadacağım yıllar.

      BARIŞ OLSUN 139

      Dünya Barış Kongresine

      Dudaklarda kalmasın yalnız öpüşlerin tadı

      Bir açmasında kalmasın güllerin güzelliği

      Bir tecrübe tarlası olmasın atoma dünya

      Kül olmasın hünerli ellerin

      Bir emel peşinde gece gündüz

      verdiğin emeğin....

      Top sesleri alamsın aklını beşiktekilerin

      Yıkılmasın Ay yolumuzdaki köprüler

      Randevular yarıda kalmasın

      Kanla dolmasın sokaktaki çukurlar

      Bahçeler toz duman olmasın.

      Solmasın, sönmesin

      Genç kızların dudaklarında ki ballı emeller.

      Türküler ebediyen tükenmesin

      sazlarından aşıkların

      Yaşamak – yaratmak

      Yaratmak – yaşamak olsun

      En büyük hedefi insanlığın..

      Arzular, özlem kalmasın gönlünde çocuklarımızın

      Güvercin yuvaları bozulmasın saçaklarda

      Kayıp gitmesin bir yandan öbür yana yılanlar

      Sevinirken ümmü cihan bahara.

      Toprağa zehir ile sokulmasın yağmurlar

      Balıyla, tadıyla sulasın СКАЧАТЬ



<p>136</p>

“Şiirler – 1961”, Derleme, Sofya Narodna Prosveta Yayınevi, 1962

<p>137</p>

“Şiirler – 1961”, Derleme, Sofya Narodna Prosveta Yayınevi, 1962

<p>138</p>

“Rodoplar’dan Yankılar”, Derleme, Sofya, Narodna Prosveta, Yayınevi, 1968

<p>139</p>

“Rodoplar’dan Yankılar”, Sofya, Narodna Prosveta, Yatınevi, 1968