Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2. Şaban Mahmudoğlu Kalkan
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2 - Şaban Mahmudoğlu Kalkan страница 20

Название: Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2

Автор: Şaban Mahmudoğlu Kalkan

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6852-48-8

isbn:

СКАЧАТЬ anlar gelirim…

      Gözüm gece gündüz gözüne baksın da doymasın

      Öyle sev, öyle konuş ki, sözün gönül oymasın

      Neden gönlün aşkı çok saymasın

      Kemanına “Tın” de, Şahinime konar gelirim…

      Sana vurulan aşık sensiz aymazım

      Sözümü anlamadınsa öleyim, kimse duymasın

      Sana vurulan aşık benim,anla benim

      Özlem “Tak” der, gün ve saat sayar gelirim.

      Sevmek ne ki, gel yanarken gör beni

      Eğer gelemdimse, kuşlara sor beni

      Otlardan, çiçeklerden parça, parça der beni

      Su başında bir derin “Ah” çek, duyar gelirim…

      FATMA’YA SORULAR 87

      Biliyorum yat desem yatmazsın gece yarısı da olsa

      Biliyorum yatmazsın benden önce…

      Hiç bir şey yapmazsın benden önce

      Oturmazsın yemek masasına bile…

      Belki de bir tabakları yıkarsın benden önce

      Benden önce bakmazsın aynaya

      Dışarı güneşe çıkmazsın benden önce

      Ve soyunmazsın benden önce güneşte

      Ter su içinde kalsan da…

      Suya düşsen de, yağmurda ıslansan da

      Güneşte kurunursun soyunmadan…

      Bir şey yapmazsın, benim yanımda benden önce

      Yoruldum bile demezsin benden önce…

      Susadım, acıktım da demezsin…

      Kokluyorum aşkı ıtırını

      Melekler benden önce alıp aşırmasın seni

      Tutun bana derim, tutunmazsın yine

      Gidersen, ağlarım arkandan

      Yanarım arkandan

      Haykırırım…

      Bir kez geri dönüp bakar mısın?

      NO: 90 MEHMET ABDURRAHMAN ULUCAN (1941)

(Mehmet Abdurrahmanov Mehmedov)

      Mehmet Abdurrahman Ulucan 1941 yılında Şumnu ilinin Razvigorovo köyünde orta halli bir çiftçi ailesinde doğdu. İlk ve orta okulu kendi köyünde okudu. Şumnu’da Türk lisesinden mezun oldu. Daha sonra Sofya Tıp Fakültesini bitirdi ve Genel Cerrahlık dalında uzman oldu. Şumnu’ya döndü ve Sosyal Sigortalar Hastanesinde uzun yıllar cerrah olarak çalıştı. Deliorman Türkleri arasında sünnetin yasak olduğu yıllarda Türk çocuklarını cesurca ve tıbbi kaidelere uygun olarak sünnet ettiği için geniş bir üne sahip oldu. Yıllarca yerli yöneticiler tarafından takip edildi, sorgulandı. Lakin genç şair yılmadan milli görevini yerine getirdi. 1978 yılında baskılara dayanamayarak Şumnu’dan ayrılmak zorunda kaldı ve Varna şehrine ailesiyle beraber yerleşti. On yıl Varna Devlet Hastanesinin Genel Cerrahi Servisinde çalıştı.

      Asimilasyon kampanyasına karşı çıktı. Gözaltına alındı sorgulandı. 1989 yılında zorunlu göç kapsamına alınarak Türkiye’ye gönderildi. Halen İstanbul’da oturmakta ve Devlet Hastanesinin Genel Cerrahi bölümünde görev yapmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır. Bulgarca ve Rusca biliyor.

      Mehmet Abdurrahman Ulucan, çağdaşlarının iç dünyasındaki sıcak duyguları ve sevginin gücünü dile getiren şairlerimizdendir. Şiirlerini bir kitapta toplayıp kitaplaştıramadı.

      GÜZ GÜNLERİ 88

      Boldur, derler, güz günleri gözyaşına

      Yaprak dalına ağlar

      Bahçe gülüne

      Ayrılık yarine,

      Güz günleri ulu dağlar

      Bağlar belini rüzgara

      ağlar… ağlar…

      Ey, güz günleri, güz günleri.

      Eh, gözyaşları, gözyaşları…

      Aktı avuçlarımdan bir güz günü

      Güz günleri gibi sarı

      Göz yaşları gibi duru

      Yarimin kınalı saçları.

      GECE 89

      Gece yumuşacık salınıyor üstümüze

      İçimiz rahatsa

      Yoksa bir ezikliğimiz

      Geceye yumuşacık gömülüyoruz

      Sevdiklerimizden uzak da olsak

      Eminsek sevildiğimize…

      Geceye kuşkusuz

      Bırakıyoruz hayatımızı

      Geceye güveniyoruz

      Anamız gibi…

1967 Şumen

      GECE NÖBETİ 90

      (Asistanım Dr. Tokin’ e ithaf)

      Bu saatlerde dünyamızın yüzü

      Bu saatlerde insanlar

      Bu saatlerde diriler ve ölüler

      Ne haldeler?

      Karşıda

      karanlığın çukurunda bir ışık,

      Bir ev olmalı.

      Niye yanar bu vakit

      Belki iki sevdalı

      Belki bir anne yavrusunu emzirir

      Belki sarhoş koca şimdi döner evine

      Belki bir hasta…

      Belki bir ölü

      Işık kapadı gözünü

      Döndü beynime saplanan sarı oklar.

      Bu saatlerde bizim doğum evi

      Bu saatlerde nöbetçi asistanım

      Bebekler

      Anneler

      Bu saatler, bu saatler…

      Bu saatlerde uyuyor şehir

      Ve tramvaylar durakta

      ağaçlar ayakta.

      bulutlar gökte.

      Yar uyuyor

      kar gibi bir yatakta

      Annem uyuyor uzaklarda

      rüyalarında ben

      Kuşlar uyuyor

      kanatları altında yavruları.

      Sesler uyuyor, renkler uyuyor

      Uyuyor şehir bir bebek gibi.

      Böyle sakin

      Böylesine korkusuz

      uykular ne iyi!

      Uyuyor şehir

      uykusuzluklardan СКАЧАТЬ



<p>87</p>

Şiir, Hasan M. Özkan’nın 31. Ağustos 2002 tarihinde Şaban Kalkan’a gönderdiği “Yeni Şiirler” adlı şiir demetinden alınmıştır

<p>88</p>

“Yeni Işık” Gazete Sanat eki “Çağdaş” Sayı 22 (40) 1966 – Sofya

<p>89</p>

“Ziya”, Gazete, Şumen, 1967, Yıl: 3 Sayı N: 18 (01 Ekim 1967), Baş yazar: Niyazi Ahmedov

<p>90</p>

“1967 – Bıraktığı Şiirler”, Derleme, Sofya, Narodna Prosveta, Yayın evi 1968