Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2. Şaban Mahmudoğlu Kalkan
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2 - Şaban Mahmudoğlu Kalkan страница 19

Название: Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2

Автор: Şaban Mahmudoğlu Kalkan

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6852-48-8

isbn:

СКАЧАТЬ sonra Sofya Devlet Üniversitesi’nin Türkoloji Bölümüne yazıldı ve oradan mezun oldu. Birkaç yıl kendi köyünde okul müdürlüğü yaptı. Gayretli çalışmalarına rağmen totaliter rejimin yöneticilerine bir türlü yaranamadı. Türkçe’yi sevmesi ve Türkçe şiirler yazması idarecileri uzun zaman rahatsız etti. En sonunda Hasan M. Hasan Özkan kendi köyünden uzaklaştırıldı. Yıllarca etraf köylerde, önce öğretmen, Türkçe’nin yasaklanmasından sonra da eğitmen olarak zor şartlar altında görev yaptı.

      Hasan M. Hasan Özkan 1989 yılında zorunlu göç kapsamına alınarak sınır dışı edildi. Türkiye’ye iltica etti. Bursa’ya yerleşti. Osman Gazi, Hürriyet Lisesinde Edebiyat öğretmeni olarak görev yaptı. 2002 yılında Bursa’da vefat etti. Evliydi ve iki çocuğu vardı. Bulgarca ve Rusça biliyordu.

      Hasan M. Hasan Özkan lise yıllarında şiiri tanıdı,şiir hocası Şahin Mustafa’dan ders aldı ve bir daha şiirden ayrılmamak şartı ile ona bağlandı. İlk şiiri 1964 yılında yayımlandı, daha sonra yerel ve merkez basında adına sık, sık rastladık. Onun şiiri akıcı, sıcak ve düşündürücüdür, sanki kolay söylenmiş gibi görünse de ölçülüdür, pürüzlerden ustaca arındırılmıştır.

      Şiirlerini Bulgaristan’da yasaklar yüzünden kitaplaştırmadı. Türkiye’de yayınladığı eserler:

      “İnsan”, Şiirler, Bursa, 1994

      “Yardım Eli”, Şiirler Bursa 1996

      “Tan Gülcüğü”, Şiirler, Bursa 1997

      “Yeni Şiirler”, Şiirler, Bursa 2000 (Yayınlanmadı)81

      BAHAR OLSUN DA 82

      Mevsim olsun, dal olsun, yeşil olsun,

      Akan ırmak akar, akar denizi bulur

      Yeşil çimen püfür, püfür kabarır durur

      Yeşil olsun, güneş olsun, su olsun da…

      Leylek uçar, kırlangıç uçar, gök olsun da

      Yüzler güler, gönül hazla dolsun da

      İnsan yorgunluğunu unutur, nağmeler alsın da

      Bahar olsun, yeşil olsun, çiçek açsın da…

      Mutluluğundan yüz güler, hayat gülsün de

      Gönül coşar, kederi neşe silsin de

      Bahar olsun, güneş olsun, ışık saçsın da

      Mutluluk bahçesinde çiçekler açılır.

      UMMAK 83

      Elime bir damla su aldımsa

      Koskoca bir deniz umarım…

      Elime bir avuç toprak aldımsa

      Bir bütün toprak umarım

      Elime bir gül aldımsa

      Bir dünya, bahçe umarım

      Baharın bir gününden bile

      Bir bütün yaz umarım…

      Umudun elleri yok, ister

      Umudun ömrü uzun, yaşar

      Umudun gözleri yok, görür

      Umudun ayakları yok, koşar

      Elin aldım, gözün umarım.

      Gözün aldım, dudağın umarım....

      Bal gibi bulaştın ağzıma,

      Bahçemde her çiçekte seni ararım.

      1967, Söğütkesiği Kırcali

      UNUTTUN MU? 84

      Çocukluğunu unuttun mu

      Tütün dizmeyi öğretirdim sana

      ellerini tuta, tuta…

      Boynunu eğip dururdun

      Büyük gibi dinlerdin beni

      Gözlerime baka, baka…

      Sen o zaman iyiydin

      Aldanırdık her güne…

      Nasıl alıştıydı ellerin

      İğneli, tütüne…

      Dikiliverdi gözlerin, yüzüme bir gün,

      Püfür, püfür bakışın

      doldu içime…

      Çocukluğunu unuttun mu?

      Elin tütünde

      Bakışın içimde kaldı.

      ÇALIŞMAK İNSANIN TANRISIDIR 85

      Bazen umutla vardığın

      Kapılar kapanacak sana

      Çalışmanın kapısını çalacaksın o zaman

      Açılacak

      İsteyeceksin

      İstediklerini uzatacak bir el.

      Bu veren eli çok beğeneceksin

      Bir dost kapısı belleyeceksin onu

      Dön dolaş yolun orayı boylayacak.

      Sakın ihanet etme,kapama bu kapıyı.

      Alnındaki terin namusun olsun

      Nasırlı ellerinle tıklat onu

      Duyduğun derin iniltiler varsa

      Bu kapıya varmamanın sancısıdır

      Anla ki, çalışmak insanın Tanrısıdır.

      PENCEREMDE BU SABAH

      Gündüzü arayanlar penceremde bu sabah

      Bir kuş, bir erik dalı, bir de çiçek,

      Hasreti içinde köpüren bir yürek var

      Güneşi bir kerede içecek!

      Sabahı bekleyenler penceremde bu sabah

      Sabahla Koca Çayır’ da gölgeler uzanacak

      Uğursuz kargalar bağırsa da sabahtan biraz önce

      Penceremde gibi yanacak ufuk yine.

      Odama girmek isteyenler penceremde bu sabah

      Penceremi açtım misafirlerime

      Komşu evlerden sonra geldi bana güneş

      Sonra rüzgar, erik dalı, kuşlar…

      Beni uyur bulmak isteyenler penceremde bu sabah

      Yine beni uykusu başında buldunuz değil mi?

      Bu bahar sabahlarında uyumak çok güç bir şey

      Uyur diye bir nice sessiz durdunuz değil mi?

      Pencereme her zaman gelenler yine penceremde bu sabah

      Sevinçlerime karışan sabahla erir gam

      Yalnızlığı seviveren şu kalbim yok mu?

      Gelin hey, siz gelmezseniz boş kalır odam.

      SENİ SEVİYORUM СКАЧАТЬ



<p>81</p>

“Yeni şiirler”, 31 Ağustos 2002 tarihinde, Hasan Özkan tarafından Şaban Kalkan’a gönderildi. Şiirler arşivimde mevcuttur.

<p>82</p>

“Yeni Hayat”, Gazete, Kırcali, “Esintiler”, Şiir Köşesi. 1967

<p>83</p>

“Çağdaş Rodop Türk Şiiri Antolojisi”, Niyazi H. Bahtiyar, İstanbul 1998

<p>84</p>

“Çağdaş Rodop Türk Şiiri Antolojisi”,NiyaziH.Bahtiyar, İstanbul 1998

<p>85</p>

“Rodoplar’dan Yankılar” Derleme, Sofya, Narodna Prosveta Yayınevi, 1968