Sherlock Holmes Son Selam Bütün Maceraları 8. Артур Конан Дойл
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Sherlock Holmes Son Selam Bütün Maceraları 8 - Артур Конан Дойл страница 9

Название: Sherlock Holmes Son Selam Bütün Maceraları 8

Автор: Артур Конан Дойл

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6485-23-5

isbn:

СКАЧАТЬ Şu an davayla ilgilenen Dedektif Baynes, kaçakların gizlendikleri yeri bulmak için gereken her türlü çabayı göstermektedir. Ona göre çok uzakta değiller ve önceden planladıkları bir yerde pusuya yatmış vaziyette olmalılar. Aşçının yerinin eninde sonunda en başından saptanacağı belliydi; çünkü onu pencereden gören bir iki tüccarın söylediklerine göre oldukça ilginç bir görünüme sahipmiş; son derece iri yarı, çirkin bir melezmiş ve zenciye benzer ten rengi göze ilk çarpan özelliğiymiş. Suçun işlendiği gece bu adam tekrar Wisteria Konağı’na geri dönme cesaretini göstermiş ve polis memuru Walters tarafından fark edilince takibe alınmış. Böyle bir davranışın mühim bir amacı olabileceğini düşünen Dedektif Baynes, bunun tekrarlanabileceğine kanaat getirmiş ve bu nedenle polis memurlarından birinin çalılıkların arasında pusuya yatmasını istemiş. Aranan adam tuzağa düşerek dün gece yakalanmış; ancak Memur Dowing ile aralarında çıkan mücadele sırasında vahşi adam, memurumuzu fena hâlde ısırmış. Anladığımız kadarıyla, sulh yargıcının karşısına çıktığında, sorgusu tamamlanmadan başka bir soruşturma yapılmak üzere kendisinin hapishaneye iadesi istenecektir. Onun yakalanmasıyla daha önemli gelişmelerin yaşanacağı konusunda ümitliyiz.”

      “Gerçekten Baynes’ı hemen görmeliyiz!” diye bağırdı Holmes şapkasına davranarak, “Başlamadan önce onu yakalamalıyız.” Aceleyle taşra yollarında koşturduk ve tam tahmin ettiğimiz gibi dedektifi evinden çıkarken yakaladık.

      “Gazeteyi gördünüz mü Bay Holmes?” dedi bize uzatarak.

      “Evet, Baynes, gördüm. Lütfen saygısızlık olarak algılamayın ama size dostça bir uyarıda bulunmak istiyorum.”

      “Uyarı mı Bay Holmes?”

      “Bu davayı büyük bir titizlikle inceliyorum ve sizin doğru yolda olduğunuza inanmıyorum. Eğer emin değilseniz, daha da ileri gitmeyin; buna gönlüm razı olmuyor.”

      “Çok naziksiniz Bay Holmes.”

      “İnanın sizin iyiliğiniz için konuşuyorum.”

      Bay Baynes’ın ufak gözlerinden birinin titrediğini hissetmiştim.

      “İstediğimiz gibi çalışacağımız konusunda anlaşmıştık Bay Holmes. Ben de öyle yapıyorum.”

      “Pekâlâ.” dedi Holmes, “Günah benden gitti!”

      “Bakın efendim, benim iyiliğimi istediğinize eminim. Ama hepimizin kendine göre metotları var Bay Holmes. Sizinki farklı, benimki farklı.”

      “Bu konuda daha fazla konuşmayalım o hâlde.”

      “Elde ettiğim bilgileri memnuniyetle size anlatabilirim. Bu adam tam anlamıyla bir yamyam, bir at kadar güçlü ve şeytan kadar gaddar. Zapt edilmesiydi neredeyse Dowing’in başparmağını ısırıp koparacaktı. Tek bir kelime İngilizce konuşamıyor ve homurdanmaktan başka bir şey yapmıyor.”

      “Ve patronunu öldürdüğüne dair elinizde bir delil olduğunu söylüyorsunuz?”

      “Öyle bir şey demedim Bay Holmes. Öyle bir şey demedim. Hepimizin kendi yöntemleri vardır. Siz kendinizinkinde ilerleyin, ben de kendiminkinde ilerleyeyim. Anlaşmamız böyleydi zaten.”

      Birlikte uzaklaşırken Holmes omuzlarını silkmişti. “Bu adamı anlayamıyorum. Âdeta felakete sürükleniyor. Her neyse, onun da dediği gibi, kendi yolumuzda ilerlemeliyiz. Bakalım ortaya ne çıkacak? Bu Dedektif Baynes’ta benim anlayamadığım bir şeyler var.”

      “Şu sandalyeye oturur musun Watson?” dedi Sherlock Holmes, Bull’daki odamıza döndüğümüzde, “Sana anlatmak istiyorum, belki bu gece yardımlarına ihtiyacım olabilir. Takip edebildiğim kadarıyla bu davanın gelişmelerini sana aktaracağım. Önde gelen özellikleriyle çok basit gözükse de çok şaşırtıcı noktaları var. Şu son tutuklamayı anlamış değilim ama yine de bir şekilde boşlukları doldurmalıyız.

      Öldüğü gece Garcia’ya uzatılan nota dönelim. Baynes’ın, Garcia’nın hizmetkârlarının bu meselede bir parmağı olduğu fikrini bir kenara bırakalım. Bunun delili de Scott Eccles’ın gelişini, aslında onun ayarlamış olduğu gerçeğinin altında yatıyor ve böylece suçun işlendiği anda Garcia başka bir yerde bulunduğunu ispat edecekti. Bu sayede Garcia bir girişimde bulunacaktı ve belli ki bir suç işleyecekti. Ancak işler istediği gibi gitmedi ve kendi ölümüyle son buldu. Bir suç işleyecekti diyorum çünkü ancak suç işlemeye niyeti olan biri başka bir yerde olduğunu ispat etmeye çalışır. O hâlde onu öldürmeye çalışan kim olabilir? Şüphesiz öldürmeye kararlı olduğu kişiden başkası olamazdı. Şimdilik doğru yolda olduğumuzu düşünüyorum.

      Artık Garcia’nın hizmetkârlarının neden kaybolduğunu daha iyi anlayabiliriz. Hepsi de aynı meçhul suçun ortakları idi. Garcia umduğu sonucu elde edip dönmüş olsaydı, İngiliz adamın şahitliğiyle her türlü şüpheyi önlemiş olacaktı ve her şey yolunda gidecekti. Bu girişim oldukça tehlikeliydi ve Garcia beklenilen saatte dönmezse kendi kötü kaderiyle karşılaştığı aşikâr olacaktı. Bu nedenle, böyle bir durumda iki destekçisi de daha önceden ayarlanmış bir yere kaçacaktı. Orada sorgulanmadan paçayı sıyıracak ve planlarını kaldıkları yerden sürdürebileceklerdi. Şimdiye kadar anlattıklarım gerçekleri açıklayıcı bir nitelikte, öyle değil mi?”

      Böylelikle açıklanması zor olan bu karmaşık olay bir anda anlaşılır bir hâl almıştı. Her zamanki gibi, bunları nasıl oldu da daha önce fark edemediğimi merak ettim.

      “Hizmetkârlardan biri neden geri döndü peki?”

      “Kaçış sırasında yaşadıkları karmaşadan dolayı değerli bir şeyini, ayrılmaya asla katlanamayacağı bir şeyi geride bıraktığını düşünebiliriz. Bu da onun ısrarcı davranışını açıklar, öyle değil mi?”

      “Anlıyorum. Bir sonraki adım neydi?”

      “Bir sonraki adım, Garcia’nın akşam yemeğinde aldığı nottu. Olayın diğer ucunda başka bir suç ortağı olduğunu gösteriyor bu. Şimdi, diğer ucun yeri neresi olabilirdi? Sana daha önce de söylediğim gibi büyük bir ev olmalıydı ve bu civarlarda çok fazla büyük ev yok. Bu taşrada geçirdiğim ilk günlerde yürüyüşe çıktım. Botanik araştırmalarım sırasında büyük evleri not ettim ve orada yaşayan sakinler hakkında araştırmalarda bulundum. Sadece bir ev dikkatimi çekti. Oxshott’a bir mil, trajedinin vuku bulduğu bölgeye yarım mil uzaklıkta olan Büyük Kubbe. Bu, İngiltere Kralı Birinci James dönemine ait ünlü ve eski bir konaktır. Diğer konaklarda ise olaylarla ilgisi olmayan, sıradan ve saygıdeğer insanlar yaşamaktadır. Ama Büyük Kubbe’den Bay Henderson, herkesin dediğine göre, çok ilginç bir adammış ve başından çok ilginç maceralar geçmiş biriymiş. Bu nedenle tüm dikkatimi ona ve ev halkına verdim.

      Çok nevi şahsına münhasır bir grup insan Watson… Adamın kendisi zaten aralarından en ilginç olanı. Makul bir bahaneyle onunla görüşmeyi başardım; ama onun o koyu, derin ve düşünceli gözlerinden, benim hangi amaçla orada bulunduğumu anladığını sezinledim. Ellili yaşlarda, güçlü, aktif, kır saçlı, çok kalın siyah kaşlı bir adam. Adımları bir geyiğinki kadar sessiz… İmparator gibi bir havası var ve zeki bir adama benziyor. O parşömen renkli yüzünün ardında içi öfkeyle dolu bir adam var. Ya bir yabancı СКАЧАТЬ