Yağ ve mermer. Стефани Стори
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Yağ ve mermer - Стефани Стори страница 12

Название: Yağ ve mermer

Автор: Стефани Стори

Издательство: Maya Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-605-7605-96-2

isbn:

СКАЧАТЬ style="font-size:15px;">      “Kendimi affettirmeye çalışıyorum, Leonardo.”

      “Bir arı gibi desenize: Ağzınızda bal, arkanızda zehrinizle.” Leonardo yaşlı adamla atölyeden çıkıp arkalarından kapıyı kapatarak holde yürümeye devam etti. “O zaman benim işe yaramaz bir serseri olduğumu düşünmüyorsunuz artık?”

      “Ben asla öyle bir şey demedim. Senin kafanda gereğinden fazla düşünce olduğunu, fikirden fikre atlamak yerine, sadece biri üzerinde odaklanıp bitirmenin senin için daha doğru olacağını söylemiştim. Fakat bunu başarmış olduğunu görmek güzel.” Elini kalbinin üzerine koyarak “Bu işin sana yaradığına sevindim,” dedi.

      Yaşlı adamın bakışlarındaki lütufkârlığı görebiliyordu. “Rahipleri bu görevi bana vermeye ikna ettiğinizi düşünüyorsunuz değil mi?”

      Noter başını önüne eğdi.

      “Sizi temin ederim onları ikna eden sizin sözleriniz değil, benim ünümdü,” dedi Leonardo. “Bana bu işi siz sağlamış olsanız bile bunun, az önce yaptıklarınızı telafi edeceğini mi düşünüyorsunuz?”

      “Neden bahsettiğinizi anlamıyorum.”

      “Tabii ki anlıyorsunuz.” Eski günlere ait ihanetin düşüncesi bile sol gözünün seğirmesi için yeterliydi. Leonardo yirmi dört yaşındayken, kendi atölyesini açmak üzere Verrocchio’nun atölyesinden ayrıldıktan haftalar sonra, kendisi ve diğer beş erkeği eşcinsellikle suçlayan isimsiz bir not Floransa’da cinsel sapkınlıkları engellemek amacıyla kurulan ve bir tür ahlak polisliği yapan Gece Dairesi’ne iletilmişti. Eşcinsellik Floransa’da -özellikle eşcinselliği erkeğin erkekle en ideal bağ kurma şekli olarak gören hümanistler arasında- yaygın olmasına rağmen suçlu bulunmaları durumunda failler ölüme mahkûm edilebilmekteydi. Her ne kadar yaşlı adam kabul etmese de Leonardo uzun zamandır, kendisini yetkililere ihbar edenin o lanet bunak noter olduğuna inanmaktaydı. “Benim, cehennemin dibinde yanacağımı söylemiştiniz.”

      “Yakalanmanıza sevindiğimi kabul ediyorum.” Üzerindeki tek mücevher olan parmağındaki altın alyansla oynamaya başladı. “Eğer yapmaya devam etseydiniz kendinizi ciddi bir sorun içinde bulabilirdiniz.”

      “İdam edilebilirdim.”

      “Suçlamalar düştü ama.” Oldukça gururlu bir şekilde çenesini kaldırdı.

      “Suçlamaların düşme nedeni, suçlananlardan birinin Lorenzo de’ Medici’nin annesinin akrabası olmasıydı. Eğer tek başıma yargılansaydım muhtemelen asılacaktım.”

      Noter başını hayır anlamında salladı.

      Atölyenin içinden biri kapıyı açmaya çalıştı. Leonardo kolu kavrayıp kapıyı kapalı tuttu. “Mücadele ettiğim yıllarda sizin gözünüzde bir hiçtim. Siz saygıdeğer bir noterdiniz, ben ise düşük sınıf bir işçiydim.”

      Noter sözünü kesmeye çalıştı.

      Leonardo konuşmasını sürdürdü. “Ama şimdi sizin de söylediğiniz gibi mucizevi hazinelerinden dolayı saygı duyulan birisiyim. Şimdi gelmiş dost olduğumuzu tüm dünyanın görmesini mi istiyorsunuz? Biz asla dost olmadık.”

      Noterin delici bakışları Leonardo’ya yöneldi. “Hayır. Herhalde olmadık.”

      “Bu gece benim için önemli. Sakin ve mantıklı olup hamilerime odaklanmam gerekiyor. Sizse şu an bana engel oluyorsunuz. Şimdi ayrılmanız gerek.” Eğilmeyi reddederek dimdik ayakta durdu. “Lütfen bir daha geri gelmeyin.” Noterin yalvarmayacak kadar gururlu olduğunu biliyordu. Beklendiği gibi yaşlı adam, tartışmadan uzaklaştı.

      Leonardo ağır ağır birkaç nefes aldı. Omuzlarını ve boynunu oynattı. Sonra yüzünde gülümsemeyle partiye geri döndü.

      Salaì kapının yanında bekliyordu. “Gidip dönmeyeceğinden emin olmak için ön kapıya iki çocuk gönderdim. Siz iyi misiniz?”

      Ceketini çıkarıp Salaì’ye uzatırken “Elbiselerin soğuktan koruduğu gibi sabır da bizleri hakaretlere karşı korur,” dedi. “Pekâlâ, burası ne kadar da sessiz! Şimdi eğlenme zamanı.”

      Uzun adımlarla resim taslağına doğru ilerledi. Rahiplerin kendileri için hazırlanan gösteriden memnun kalıp kalmadıklarını görmek istiyordu. “Bir zamanlar, henüz ustamın atölyesinde bir delikanlıyken bir tüccar gelmişti,” dedi tüm kalabalığın duyabileceği neşeli bir ses tonuyla. “Hoşuna gidecek bir tablo arıyordu ancak ustanın deliler gibi evde koşuşturan canavar çocuklarından bunalmıştı. Tüccar, ustama ‘Böyle çirkin çocuklara sahipken nasıl oluyor da bu kadar güzel tablolar çizebiliyorsunuz?’ diye sordu. Ustamın buna verdiği cevap şu oldu: ‘Resimlerimi gündüz, çocuklarımı ise gece yaparım.’” Kalabalık gülmeye devam ederken Leonardo, resim tasarımının önüne geldi. Rahiplerden kimseyi göremedi. Tek bir tanesi bile kalmamıştı.

      Salaì hızla yanına geldi.

      “Rahipler nerede?”

      “Ayrıldılar,” diye cevapladı fısıldayarak.

      Leonardo gözlerini kapattı. Rahipler ayrılmıştı. O lanet olası bunak noter her şeyi mahvetmişti. Derin bir nefes aldı ve burnuna bir koku geldi. Sidik kokusuydu bu! Gözlerini açtı.

      Şu ana dek gördüğü en çirkin adamlardan biri önünde duruyordu. Kirden keçeleşmiş siyah saçlarıyla genç biriydi karşısında duran. Biçimsiz bir burnu vardı. Haftalarca yıkanmamış bir çiftçinin kirli kıyafetlerini giymiş genç adam, meyhanede dayak yemişçesine kan ve yara içindeydi. Elinde yırtık pırtık deri bir alet çantası tutmuş, ön cebindeyse bir eskiz defteri taşıyordu. Leonardo adamın bir sanatçı ama pejmürde kıyafetlerine bakınca çok da başarılı olmayan bir sanatçı olduğunu tahmin etti. Neden bu davetsiz misafirler partisini bölüp duruyordu bu akşam?

      “Bayanlar ve baylar,” dedi Leonardo. “Şimdi sizlere kesinlikle gece yapılan bir çocuğu takdim etmek istiyorum.”

      Kalabalık kahkahayı bastı. Genç adamın utançtan yüzü kızarmış, omuzları kamburlaşmış ve kollarını göğsünün önünde birleşmişti. Herkes kadar kendisini rahatsız hissederek “Üstat Leonardo, sizinle tanışmak bir onurdur,” dedi. Heyelanda önüne çıkan engelleri ezen bir kaya gibi konuşuyordu. “Ben bir heykeltıraşım ve hizmetinizdeyim.”

      Pekâlâ, bu her şeyi açıklıyordu: Taş yontma işçileri her zaman bakımsız oluyordu. “Otur ve bir taslak çiz, evlat. Ustaların eserlerini kopyalamak, bir öğrenci için en iyi öğrenme yoludur.” Leonardo ilgisizce elini sallayıp dikkatini mevcut soruna yöneltti. Rahiplere düzenlediği bu akşamın telafisi için bir yol düşünmeliydi. Belki ertesi gün onları özel bir görüşmeye davet edebilir ya da bu pazar ibadete bile katılabilirdi. Noterin küstahça müdahalesini telafi edecek bir şeyler yapmalıydı.

      Heykeltıraş, eskiz defterini karıştırarak “Size birkaç çalışmamı gösterebilir miyim?” diye sordu. “Kıymetli görüşlerinizi almak benim için büyük bir şereftir.”

      Neden bu heykeltıraş hâlâ baş belası olmaya СКАЧАТЬ