Eskimo masalları. Knud Rasmussen
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Eskimo masalları - Knud Rasmussen страница 7

Название: Eskimo masalları

Автор: Knud Rasmussen

Издательство: Maya Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-605-7605-88-7

isbn:

СКАЧАТЬ vur onu!”

      Qujâvârssuk hiç cevap vermedi ama kürekçileri hayvanı yakalamaya eskisinden de hevesliydi. Balina yeterince nefes aldıktan sonra yine suya daldı. Qujâvârssuk’un kürekçileri artık harekete geçmek istiyordu. Zira hayvan tekrar sudan çıkmayabilirdi. Ama Qujâvârssuk kıpırdamıyordu.

      Balina epeyce suyun altında kaldı. Tekrar yukarı çıktığında daha da yaklaşmıştı. Qujâvârssuk uzunca bir süre hayvana baktı. Sonunda kürekçilerin sabrı taşmıştı. Balina bir kez daha suya dalacağı zaman Qujâvârssuk dedi ki:

      “Şimdi yanına gidelim.”

      Balinaya doğru kürek çekip hayvanı zıpkınladılar. Balina acı içinde çırpınıp suya batarken mesane derisini attı. Bekleneceği üzere bu deri de hemen suya batmıştı.

      İleridekiler ona şöyle seslendiler:

      “Bir balina vuruldu mu, daima denize açılır. Şimdi tekrar yukarı çıkacağı yere doğru kürek çekin.”

      Fakat Qujâvârssuk cevap vermedi ve olduğu yerden ayrılmadı.

      Üçüncü defa seslendiklerinde cevap verdi:

      “Benim vurduğum hayvanlar her zaman daha da yakına gelir, evime doğru hareket ederler.”

      Qujâvârssuk’un bu sözlerini işiten adamlar gülüp alay etmeye başladılar. Sonra kıyıya çarpan suların sesini işittiler. Balina, küçücük bir balık gibi oracıkta yatmış son kez çırpınıyordu. Hemen hayvanın yanına giderek çekme halatını hazırladılar.

      Güçlü adam onlara doğru kürek çekti. Oraya vardığında kimsenin etten yemediğini gördü. Şaşırmıştı:

      “Yeni yakaladığımız balina öylece duruyor, neden hiçbiriniz yemiyorsunuz?”

      Bu soruya Qujâvârssuk şöyle cevap verdi:

      “İlk lokmayı annem alana kadar kimse bu etten yiyemez.”

      Ne var ki güçlü adam balinadan yemeye çalıştı. Tam etten biraz almıştı ki ağzından köpükler fışkırdı. Hemen o lokmayı tükürdü çünkü ağzının içi mahvolmuştu. Yakaladıkları balinayı eve getirdiler. Qujâvârssuk’un annesi etten biraz yedikten sonra diğer herkes karnını doyurdu. Bu eti yedikten sonra kimsenin ağzında bir rahatsızlık oluşmadı. Fakat güçlü adamın uzun bir süre bir şey yemeden beklemesi gerekmişti çünkü ağzı hâlâ iyileşmemişti.

      Amerdloq’lu adam uzun zaman balina yakalayamadı. Hatta, Qujâvârssuk bir balina daha yakalayana kadar beklemesi gerekmişti.

      Qujâvârssuk, Amerdloq’ta kaldı. Sonra bahar gelince kendi memleketine döndü, orada yaşadı ve öldü.

      İşte hepsi bu kadar.

      Kúnigseq

      Bir zamanlar Kúnigseq adında bir büyücü yaşardı. Bir gün ona yardım eden ruhları çağırıp ölüler dünyasına geçmek üzereyken, yerin tuzlu suyla yıkanmasını emretti. Böylece yardımcı ruhları kaçırabilecek kötü kokular giderilmiş olacaktı.

      Sonra ona yardım edecek ruhları çağırmaya koyuldu, bedenini hiç oynatmadan yeraltından geçecekti.

      Sonunda yeraltına ulaştı. Yol üzerinde her yanı otla kaplı bir resife denk geldi. Çok kaygan olan bu resifi geçmek imkânsızdı. Bu yüzden Kúnigseq, yere uzanan yardımcı ruhun üzerine çıkarak burayı geçmeyi başardı.

      İlerledi ve tüylerle kaplı büyük bir yamaca geldi. Derler ki ölüler dünyasında zemin düzdür, tepeler ise ufaktır. Bu dünyada güneş vardır ve gökyüzü de tıpkı bizim dünyamızdakine benzer.

      Birden bir kişinin şöyle bağırdığını duydu: “Kúnigseq geliyor.”

      Küçük bir nehrin kenarında tekir balığı arayan çocukları gördü.

      İnsanların yaşadığı evlere varmadan önce çilek toplamaya gitmiş olan annesiyle karşılaştı. Annesi onu öpmek istedi ancak Kúnigseq’in yardımcı ruhu kadını kenara iterek “Buraya sadece ziyaret amaçlı geldi,” dedi.

      Sonra annesi biraz çilek verdi. Kúnigseq tam bunları yiyecekken ruh şöyle dedi:

      “Bu çilekleri yersen, dünyaya geri dönemezsin.”

      Bu olayın ardından uzun zaman önce ölmüş olan ağabeyini gördü. O zaman annesi dedi ki:

      “Ne diye dünyaya geri dönmeyi istiyorsun ki? Ailen burada. Şu sahile bak, ne kadar çok kurutulmuş et olduğunu göreceksin. Burada bir sürü fok balığı yakalıyoruz. Yaşamak için güzel bir yer. Kar yok, deniz de çarşaf gibi.”

      Gerçekten de deniz dümdüzdü, hiç esinti yoktu. Karaya doğru giden iki kayık vardı. Arada bir kuş oklarını atıyorlardı. Kahkahaları uzaklardan bile işitilmekteydi.

      “Ölünce tekrar geleceğim,” dedi Kúnigseq.

      Bazı kayıklar küçük bir adada bırakılmıştı. Bunlar suya açılmış ama bir daha geri dönememiş olan kişilerdi.

      Ölüler dünyasındaki insanların Kúnigseq’e şöyle dediği söylenir:

      “Dünyaya döndüğünde bize biraz buz gönderiver. Burada soğuk suya hasretiz.”

      Bundan sonra Kúnigseq dünyaya geri döndü ama kısa süre sonra oğlu hastalanıp öldü. O zaman Kúnigseq’in yaşamaya hevesi kalmadı. Zaten ölüler dünyasının nasıl bir yer olduğunu da biliyordu. Bu yüzden kayığına atlayıp kürek çekmeye başladı ve bir martı yakaladı. Hemen sonra bir de kuzgun avladı. Bu ikisini mideye indirip öldü. Kúnigseq’i denize attılar.

      Bir Ayiyi Evlat Edinen Kadin

      Evvel zaman içinde, kıyıya çok yakın bir yerde yaşlı bir kadın yaşardı. Tepelerdeki evlerde yaşayan kişiler ava çıktıklarında ona et ve balık yağı getirirlerdi.

      Ava çıktıklarında bazen ayı yakaladıkları da olurdu. Bu yüzden sık sık ayı eti yerlerdi. Bir gün yine kocaman bir ayı avlamışlardı. Yaşlı kadın pay olarak aldığı ayı pirzolasını evine götürdü. Eve geldikten biraz sonra, ayıyı avlamış olan adamın karısı pencereye gelip şöyle dedi:

      “Sevgili teyzeciğim, bir ayı yavrusu ister miydin?”

      İhtiyar kadın gidip ayı yavrusunu aldı. Ateşi yakıp yavruyu karşısına oturttu, çünkü hayvancağız soğuktan donmak üzereydi. Sonra birden ayı yavrusunun biraz hareket etmeye başladığını gördü. İyice ısınsın diye uğraştı. Ardından yaşlı kadın biraz balık yağı ısıttı çünkü ayıların balık yağı yediğini işitmişti. Bu yüzden ayı yavrusuna donyağı yedirip erittiği balık yağından içirerek hayvanı besledi. Yavru ayı geceleri, yaşlı kadının yanında uyuyordu.

      Geceleri kadının yanında uyuyan ayı, büyük bir hızla büyüdü. Kadın onunla insan diliyle konuştukça hayvan da onunla СКАЧАТЬ