BIR TATLI SU CUMHURIYETÇISI-2023-1938 VE ONUN GEÇMISE YOLCULUGU. ALPER KARAAGAÇ
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу BIR TATLI SU CUMHURIYETÇISI-2023-1938 VE ONUN GEÇMISE YOLCULUGU - ALPER KARAAGAÇ страница 9

Название: BIR TATLI SU CUMHURIYETÇISI-2023-1938 VE ONUN GEÇMISE YOLCULUGU

Автор: ALPER KARAAGAÇ

Издательство: Автор

Жанр:

Серия:

isbn: 9789752127791

isbn:

СКАЧАТЬ geçilmesi yasak olan köşesini döndüğümde yine son derece bakımlı ama tamamen boş bir bahçe karşıladı beni. Bahçede ismini bilmediğim birkaç ağaç ve heykel haricinde herhangi bir şey olmadığı için saklanabilecek bir yer bulamadım. Bu yüzden binaya sırtımı vererek yine kıyı kıyı ilerlemeye devam ettim. Az ileride gözüken ve uzun demirlerden oluşan bir çitle çevrelenmiş ikinci bir bahçeye yöneldim. Etrafta herhangi bir koruma veya asker görmemiştim, kimsecikler yoktu. Aslına bakarsanız ana kapıdan geçtikten sonra güvenlik adına kimseyi görmemiştim ama yine de temkinli olmalıydım. Demir çitin üstü sarmaşıklarla kaplı olduğu için doğal biçimde gizlenmiş kapıyı bulmam biraz zaman aldı. Kapının kilitli olduğunu tahmin ettiğim için geriye tek bir çare kalıyordu, çitlerin üstünden atlayacaktım. O ana kadar “sarayın bahçesinde kaybolmuş meraklı mimarlık öğrencisi” rolümü gayet iyi oynamıştım. Bir asker veya görevli beni görecek olsa, rahat tavırlarımdan dolayı herhangi bir kötü niyetim olmadığını anlayacak ve aslında bulunmam gereken yere doğru beni nazikçe yönlendirecekti. Ama bu çitlerin üstünden atlama meselesi kötü olmuştu, bunu gören biri haliyle niyetimden şüphe edebilirdi.

      Sarayın arka tarafında kalan bu bölüme ışık doğrudan gelmediği için bahçenin neredeyse tamamı gölgede kalmıştı. Ayrıca vakit henüz öğleni bulmadığı için de güneş benden yanaydı, bu tarafa uğramamıştı henüz. Bu da işimi kolaylaştırıyordu. Etrafı kolaçan edip, çevrede kimseciklerin olmadığını anladıktan sonra en az sarmaşık kaplı yere, kapının hemen üstüne tırmanmaya başladım. Aslında kapı o kadar da yüksek değil, tahminimce sadece iki metre kadardı ama sarmaşıklar tırmanma işini zorlaştırıyordu. Yerden ayaklarım kesildiğinde, ses çıkarmamaya çalışarak kendimi yukarı doğru çektim ve biraz yükselip ayağımı diğer tarafa atmayı başardım. Şimdi vücudumun yarısı eski bahçede, diğer yarısı ise girmeye çalıştığım yeni bahçedeydi. Eğersiz eşeğe binmiş ve dengede durmaya çalışan bir köy bebesini andırıyor olmalıydım.

      Geçmek istediğim tarafa baktığımda, sadece on beş yirmi metre ötemde, binanın yakınlarında, üstünde tabak çanaklar kurulu bir masa gördüm. Öğle yemeği ya da geç kahvaltı için hazırlanmış gibi duruyordu. Buna rağmen son derece şık bir sofraydı. Ben böyle gereksiz tespitler yapmaya çalışırken yakından gelen konuşmaları işittim, birileri geliyordu. Kalbimin ritmi hızlanmıştı, bu vaziyette yakalanmak hem utanç verici olurdu hem de tehlikeli. Komşunun bahçesindeki ağaçtan meyve aşırmaya benzemezdi. Kaçmama fırsat kalmadan binanın içinden, ellerinde tepsileriyle görevliler çıkmaya başladı. Üstlerindeki kıyafetlerden garson olduklarını hemen anlamıştım. Artık oraya gitmem mümkün değildi. Askerlere haber verseler tutuklanabilir ve hatta daha kötü sonuçlarla karşılaşabilirdim. Geri dönmeye karar verdiğimde garsonların yanına bir iki asker ve görevlinin daha eklendiğini gördüm. Betim benzim iyice atmış olmalıydı. Tam geriye atlamak üzereydim ki altımdaki kapının yavaş yavaş sallandığını hissetim. Dengemi bulmak için ufak tefek yaptığım hareketler, kapının daha da çok sallanmasına sebep oldu. Görevlilere baktım, masanın başında hazırda bekliyorlardı ama kimsenin beni gördüğü yoktu. Sonra aniden kapının kilidinden bir “tık” sesi geldi ve kapı olanca sesiyle gıcırdayarak sağa doğru açılmaya başladı. Gerzek kapı! Meğerse kilitli değilmiş. Tabii bir anda herkesin bakışları üstüme çevrildi. Tahminimce askerlerin o an, o saniye beni vurma yetkileri bile varken kimsenin bu komedi sahnesini bozmaya niyeti yok gibiydi. Lanet bahçe kapısı açıldı, açıldı, açıldı… Sarayın koskoca giriş kapısıymış gibi ağır ağır açıldı. İnsanlar, kuşlar, dalgalar hepsi susmuş, sanki hepsi birden sadece kapının gıcırdamasını dinliyordu. En sonunda kapı, açılması durup da hemen bitişiğindeki duvara vurduğunda, masanın etrafındaki iki asker bana doğru koştu ve hemen altımda bittiler. Biri, “İn aşağı!” diye seslenirken, diğeri silahımın olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Bu sırada, bizimki kadar olmasa da masada da bir hareketlilik yaşanıyor, üç beş kişi masanın başında toplanmış birbiriyle konuşuyordu.

      İnersin inmezsin derken (ki inmeyip de ne yapacaktım) iki askerin kucağına hop diye düşüverdim. Ben kendimden gayet emin ve rahat tavırlarla adamlara sakin olmaları gerektiğini söylemeye çalışırken onlar beni çoktan çimenlere yüzüstü yatırmışlardı bile. Askerler ellerimi arkada birleştirdiklerinde ben sanki haklıymışım gibi onların elinden kurtulmaya çalışıyor ve bir yandan da, “Bırakır mısınız?” gibilerinden, o an için gerçekten de hiç mümkün olmayan ricalarda bulunuyordum. Bütün bunlar yaşanırken gelecekten gelmiş ve bir iddia peşinde olmanın beni her türlü davanın üstünde tuttuğunu düşünüyor ve hatta bir dokunulmazlığım olduğunu hissediyordum.

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      Andrzej Sapkowski’nin yazdığı The Witcher serisinin ikinci kitabı Kader Kılıcı’ndan bir alıntı.

/9j/4AAQSkZJRgABAQEASABIAAD/2wBDAAgGBgcGBQgHBwcJCQgKDBQNDAsLDBkSEw8UHRofHh0aHBwgJC4nICIsIxwcKDcpLDAxNDQ0Hyc5PTgyPC4zNDL/2wBDAQkJCQwLDBgNDRgyIRwhMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjL/wgARCAXcBdwDASIAAhEBAxEB/8QAGwABAQEBAAMBAAAAAAAAAAAAAAECAwQFBgf/xAAZAQEBAQEBAQAAAAAAAAAAAAAAAQIDBAX/2gAMAwEAAhADEAAAAfZWPo/IqCpTVzZdaxV6a5XN6uVXecyy5suZWrFXNSiTQlDWomt3NmqIqUWFsogADI0lRqaaams61c2apInPeNZzLNYikAk0MZ3NZzNRMzSzKkTRZVLVzuS0VRqWaqpqNIgIqpQWISqk1DKxIqo1lMzcsk1ELDE1LILnW8dM7lamltmi2aVrNBaVVM00WBIAoLCKLVlyWglUIok1DNtQpcqIsELJLEzN4smWdYWY1mSZ1hm5uJm51mQuAIGeQdFFtWFVqLAEqCpoNFmpYLSKIogLZZbZZbYWxDTNNJZRAiwBqWLrNaus2XTNmt5QY1m5kq5SgqXKyySxJnedZikysooWahSamlVqazpbJWpVASiTUCjKxBSKMrTDUrKyyRGaBKrCy5ksTXTn1m7ZrOrWs7ltUXNFWiVZojRZKM2wNIiiWlAAFIqVKC0xdQGQSxLKkS5qEYubMyTWJi51hIuGbnUzjWNcwuQAOVJ0aVVllUASAFG5SiUUWUKlVTDQlUCWxCwBK1co0hVlFIoVYNazZaJqwEqzLUSKI1CFMyrMTUucqrKkzaFQ0JVaVvG861ImtJQsUELABLCKC5AsZsJEuVlSUAXE1i5GrLvG86u1z01rO87lVZZYUValmqliiZ1EVVFlSwLKpYgAGptczUiywS5ENZShnUMLnWWS5mNc7mZTeJLLjOdc9ZuZLhC5yLlZRLFzWs9ZRQKAAElDWpZaAWWalKWWWVQCiBIogoqIoAtzVqoBWpVtmpZVljSWKrM1ETUIpIDM1LMzUsxbLmSxCqWWVZVazZdax0mpalWalTUlzSxLBKshSAsQEqSxmSrAAAMSy5m87LqbzvVms71VzolW2WVVVSUABNCJoCUABqUKlzVFuVlhLm5ES5UoBlEmbnWWWNZYZ1zEuc53z1mYudc5LLlJLkzbLrNW2SLZc9wAKABVJbYVpctQFhVlABQFAsgok0rNULCSgUVJaC2alam5rNWVbFNSJNQgqKSSkxNyzE1nWUsSSqlEKVSVQbzuatXOpZpaJZNRJLKgZCgJKIZskpIqyAJQEmdCaVbvO86us6m9JZbZZVlltlloUqUACUAAFaWUgVSwREMyzUgLLAEuSZTWJGdZnO51jNW5mdc7mYs1iRm4ZZ1i5ixZS2VURN1ceiKlhbJQFlaUq2WWwqwgTSWUFAAtlAgUlFAZ1CKSVSUVQampq6zrNWaaKlVVyskiqypMqM53m5znU1nIsikyoKVYKWXVmpalmrZqVLFSxESwALAJCxjeUiwJbIsAAQaVuWaUzbrJrdmpVazqWpVVZSUAsAKVZNQVYlBZVWUZQkubkBZREQSmLnWYS5mGdYmdS5lizPPfPXOS51jObLiRNSBFgtgQOtjn6aAAC2UtmxqazqWhKMNRKlUABZSiAKFFIAAoigAF1rOs3VlztqVQFlUISyxKJLEkssxLnWEssASxKFUFWWpWtWXNtWaoJKMzUSSrIsAsQJKskuUSrICgShrOpqqltiW1uVbrO5olGllJRSVVFiTQlVcqRVWSwWUJBEuYEChBM2xBJLLJz3z1nMs1iSy5ZubnOTWJnWbnMS4zLNSES1SLBA6WXn6aCgAWaHTOpdWWaFgCTUsiwAWCkNM2KChVgqAUAgALZqW2Wa3cs62FFFWXK0y1DKyxKMzW СКАЧАТЬ