Название: Aytmatov Araştırmaları
Автор: Анонимный автор
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6852-19-8
isbn:
Aytmatov, Cengiz. Gün Uzar Yüzyıl Olur, (Çev. Mehmet Özgül), Cem Yayınları, İstanbul, 1985.
Aytmatov, Cengiz. Beyaz Gemi, (Çev. Mehmet Özgül), Cem Yayınları, İstanbul, 1985.
Aytmatov, Cengiz. Dişi Kurdun Rüyaları, (Çev. Refik Özdek), Ötüken, İstanbul, 1990.
Bice, Hayati. “Biz Cengiz’i Çok Sevmiştik!.. Severiz de..” Türk Yurtları, S. 3, 1990.
Karakoç, Abdürrahim. “Dişi Kurdun Rüyaları” Yeni Düşünce gz., 25 Mayıs 1990.
Beyaz Gemi Romanında Suyun Sembolik Anlam ve Açılımları
MEHMET GÜNEŞ60
Su, doğası gereği farklı sembolik anlam ve açılımlara sahiptir. Örneğin su canlılar için hayat kaynağı ve arınma/huzurun sembolü olduğu gibi, şiddet ve korku işlevleriyle de öne çıkmaktadır. Suya yüklenen sembolik anlamlar dinî inançlar, folklorik unsurlar ve yaşanılan coğrafyayla doğrudan ilintilidir. Sadece Türk toplumunda değil, birçok toplum/uygarlıkta, tabiattaki dört ana unsurdan biri olan suya kutsal anlamlar yüklendiği görülür. Nesne/unsurların kutsanmasında dinî inançlar kadar coğrafya/iklimsel özellikler de doğrudan tesirlidir. İnsanlık tarihinin başlarından modern çağa az bulunan nesneler çoğunlukla daha kıymetli ve özel olmuştur. Bu bağlamda Erich Fromm’un tespit ve yorumları çarpıcıdır. Ona göre kutuplarda su bol olup güneş ışığı az olduğundan orada güneş kutsal anlam ve açılımlara sahiptir. Yakındoğu’da ise güneş bol olup su kıttır. Bu nedenle “su hayatın kaynağı ve büyümenin temel taşı olarak görülmektedir.”61 Geçmişten bugüne suyun Türk kültüründe kutsanması, başka etmenlerle birlikte Türklerin uzun yıllar bozkır coğrafyasında yaşamış olmalarıyla da ilişkilidir.
Cengiz Aytmatov’un Beyaz Gemi romanının kurgusunda suyun hayati önemiyle birlikte farklı sembolik anlam ve açılımlarının da işlevsel olduğu görülür. San-Taş vadisinde Mümin dedesi, Bekey teyzesi ve diğer akrabalarıyla birlikte yaşayan çocuk özne, tüm olumsuzluklara rağmen mutlu olmaya, hayata umutla bakmaya çalışır. İkamet ettikleri yerleşim biriminde akranı/arkadaşı olmayan, sürekli aile içindeki şiddet ve huzursuzluklara tanık olan çocuk özne zaman içinde hayal dünyasında/ masal âleminde yaşamaya başlar; hayalleri/rüyalarının gerçekleşmesinin olanaksız olduğunun kısmen farkında olsa da mutsuz ortamdan uzaklaşmak için başka seçeneği de yoktur. Acılarını bastırmaya, çevresindeki olumsuzlukları görmezden gelmeye çalışan çocuk özne, Beyaz Gemi’ye ulaşıp yitik cenneti olan babasına/aile saadetine kavuşacağına inanarak mutlu olmaya çalışır.
Dedesinin anlattığı Maral Ana Efsanesi, çocuk öznenin hayal dünyasının biçimlenmesinde etkili olmuştur. Kırgız Türklerinin Buğulu soyunu yok olmaktan kurtardığına inanılan Boynuzlu Maral Ana’nın kendisini ve sevdiklerini yaşadıkları sıkıntılardan kurtaracağına inanan çocuk özne, daha sonra kendisinin yarattığı masal dünyasına sığınır. Bedensel olarak balığa dönüşüp Beyaz Gemi’ye ulaşarak babasına/yitik cennetine kavuşacağını umar. “Çocuk, su sembolü ile bilinçaltına, ana rahmine döner, dölleyici balık imgesi ile de yeniden ana rahminde can bulup farklı bir zaman, mekân ve yaşamda yeniden doğmayı arzular.”62 Romanda Isık-Göl ve içinde seferler yapan Beyaz Gemi etrafında oluşan sembollerle masalsı/ ütopik (alt) anlatı(lar) oluşturulmuştur.
Romanda Maral Efsanesiyle ilintili olarak eski adıyla Enesay yeni adıyla Yenisey Irmağı özelinde akarsuların hayati önemi ve yüklendikleri işlevler ifade edilir:
“Senden geniş nehir var mı Enesay?
Senden aziz bir yurt var mı Enesay?
Senden derin bir dert var mı Enesay?
Senden özgür olan var mı Enesay?
Senden geniş bir nehir yok Enesay,
Senden aziz bir vatan yok Enesay,
Senden derin bir dert de yok Enesay,
Senden özgür özgürlük yok Enesay…”63
Şiirin ilk dörtlüğünde soru, sonraki dörtlükte ise cevap nitelikli cümlelerle Yenisey Nehri yüceltilir; geçmişten bugüne suyun işlevleri ve ona yüklenen sembolik anlamlara dikkat çekilir. Yenisey Irmağı etrafında yaşayan, ondan daha büyük nehirleri görmemiş ya da onlardan haberdar olmayan çoğu kişinin bu nehre bakışı benzerdir. Son derece geniş alana yayılan ve su taşıyan Yenisey Irmağı, bu yönüyle o coğrafya insanı için hayat kaynağı olmuş, etrafına yerleşen halklar bu havzaya huzur yurdu/mekânı olarak bakmışlardır. Yenisey Irmağı coşup taştığı zaman canlar aldığı gibi, suyun etrafındaki havza sürekli işgallere de sahne olmuştur. Dünyanın beşinci uzun nehri olan Yenisey Irmağı etrafında birçok kavim yaşamıştır; bunlardan birinin de Kırgız Türklerinin olduğuna inanılır. Beyaz Gemi romanının kurgusunda oldukça işlevsel olan Maral Ana Efsanesinde anlatılan olayların da bu nehir kenarında gerçekleştiğine inanılır. Efsaneye göre Kırgız Türklerinin Buğu soyu yok olmak üzere iken Maral Ana’nın kılavuzluğuyla Yenisey vadisinden Isık-Göl civarına gelerek burayı yurt edinmişlerdir. O vakitten sonra Yenisey Irmağı gibi, Isık-Göl de onlar için kutsal anlam kazanmaya başlar.
Romanda özellikle sonbahar mevsiminde maralların kolayca su içebildikleri çay kenarında dolaştıkları sıklıkla vurgulanır. Maralların su kenarında dolaştığını gören çocuk özne, hayal âleminde su kenarındaki marallarla, özellikle boynuzlu maral ananın hayaletiyle söyleşir. Romanda suyun insan hayatındaki, birincil derecedeki işlevi sıklıkla vurgulanır.
Huzur ve arınma için sığınak olan su, şiddetin de sembolü olabilmektedir. Su, durgun ve berrak haliyle arınmanın ve huzurun sembolü olurken “fırtına ve sellerde korkunç ve yıkıcı bir olgu haline gelebilir”;64 yine sıradan/yeni СКАЧАТЬ
59
Cengiz Aytmatov,
60
61
Ercih Fromm,
62
Veysel Şahin, “Aytmatov’un
63
Cengiz Aytmatov,
64
Erich Fromm,