Aytmatov Araştırmaları. Анонимный автор
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Aytmatov Araştırmaları - Анонимный автор страница 9

Название: Aytmatov Araştırmaları

Автор: Анонимный автор

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6852-19-8

isbn:

СКАЧАТЬ onu çok etkilemiştir. Bu olay, onun birçok eserinde etkilerini göstermiştir.

      Köyünde okuma yazma bilen köylülerin sözüne değer verdiği bir kişi olan ziyalı yani aydın ninesi de Aytmatov’u etkilemiştir. Ninesi yazara çocukluğunda hem Kırgız Türkçesini hem de Kırgız Türk folklorunu, masallarını, destanlarını, türkülerini öğretmiştir. Ondan öğrendiği tarihsel millî kültür birikimi onun eserlerinin başlıca kaynaklarından biridir.

Komünist Rejimin İnsanlık Dışı Uygulamaları

      Cengiz Aytmatov, Sovyetler Birliğinin Komünist Rejimini bizzat yaşamış, bu rejimin uygulamalarını görmüş, duymuş, değişik yollarla haberdar olmuş bir Türk yazarı ve aydınıdır. O bu rejimin bütün olumsuz uygulamalarından derinden etkilenmiş ve eserlerini bunların etkisini yansıtacak şekilde yazmıştır. Onun eserleri bir bakıma Komünist rejimin insan, tarih ve tabiat düşmanlığına, yıkımına bir tepki mahiyetindedir.

      a. İnsan Düşmanlığı: Rusların işlettikleri bu Komünist rejim, insan gerçeğini, insan fıtratını, insan özgürlüğünü yok saymış, âdeta insanı bir böcek gibi görerek acımasızca ezmiştir. Devlet, rejim ve toplum adına fert yok sayılmıştır. Nitekim Komünistler, düşünen, bilen aydınlara tahammül edememiş ve 138 Kırgız Türk aydınını katletmiştir. Bunlar Bişkek’in hemen kıyısında bir toplu mezarda; Ata-Beyit adlı anıt mezarda yatmaktadır. Aytmatov’un kendisinin de sonradan defnedildiği ve babasının da yattığı bu Ata-Beyit toplu mezarı yazarın eserlerinin ilham kaynaklarından biri olmuştur. Büyük bir insanlık trajedisinin bir göstergesi ve belgesi olan bu mezarlık Aytmatov’u çok etkilemiştir. Nitekim Gün Olur Asra Bedel romanında bu mezarlık “Ana Beyit” olarak geçer.

      b. Tarih ve Kültür Düşmanlığı: Ayrıca Komünist rejim, tarih düşmanı olmuştur. Özellikle bizim millî hafızamız olan Türk tarihini silmeye, yok etmeye çok çalışmış ve bu alanda bir hayli mesafe almıştır. Aytmatov, bunun da farkında olarak eserleriyle buna da tepki koymuştur.

      Elveda Gülsarı romanında Türk tarih ve kültürünün simge unsurlarından biri olan atın ve at kültürünün âdeta yok edilmesi sergilenmektedir. Gülsarı güçlü kuvvetli iyi cins bir Kırgız atıdır. Kendi vatanında kendi sürüsünde iken çok mutludur, başarılıdır, büyük işler yapar. Komünist yöneticiler onu sürüsünden ayırıp kişisel işleri için kullanmaya başlayınca kaçarak sürüsüne geri döner. Sonunda iğdiş edilir. Asıl hünerlerini asıl sahibi olan Tanabay’a gösterir. Yeni sahiplerine ise boyun eğmez. Burada Gülsarı adındaki cins at, aslında Türk milletini temsil eder. Buna göre Türk milleti kendi vatanında ve kendi milletiyle beraberken mutludur. Vatanından ve milletinden koparıldığında ve emperyalistlerin hizmetçisi ve kölesi yapılmak istendiğinde bunlara boyun eğmez.

      c. Tabiat Düşmanlığı: Komünist rejiminin insan ve tarih düşmanlığının yanında üçüncü önemli tahribatı tabiat alanında olmuştur. Yine rejim, devlet ve toplum adına ya da başka gerekçelerle tabiatın özgün yapısı, doğal dengesi yok edilmiştir. Aytmatov eserlerinde bu evrensel meseleye de yer vermiştir.

      Nitekim Dişi Kurdun Rüyaları adlı romanında Bazarbay gibi tabiata kötülük yapan, kurtları öldürmek isteyen kötü insanlara yer verir. Burada kurtlar saf tabiatı, doğal dengeyi, tabiatın kendi doğal yapısı içinde var olan hayvanları, bitkileri, her şeyi ve iyiliği temsil eder. Bu romanda esas olarak Komünist Rusya’nın makine tüfeklerle sayga avcılığı, kurt yavrularının öldürülmesi gibi tabiatın saf, temiz, doğal yapısına ne gibi zararlar verdiği üzerinde durulur. Burada ayrıca kurtların öldürülerek neslinin tüketilmesinin simgesel karşılığı da Türk milliyetinin simgelerinden biri olan kurdun yok edilerek aslında Türk kültürünün yok edilmesidir.

Manas Destanı

      Aytmatov, Manas destanına ait birçok malzemeyi yeni ve modern bir yaklaşım ve teknikle yeniden üretti ve zamanına aktardı. Manas destanında her destanda olduğu gibi olay ve hamaset ön plandadır. Aytmatov ise bu olay parçalarını aldı, bunların tipik olan kahramanlarını daha çok karakter tahlilleri halinde yeniden zenginleştirerek üretti. Epik değil dramatik boyutlarıyla işledi. Olay unsurunu düşünceyle, felsefeyle, analizle, yorumla zenginleştirdi.

Rus Emperyalizmine Yaklaşımı

      Aytmatov, Rusların patronu olduğu Sovyetler Birliği dönemine ve rejimine ilişkin olarak bilinçli milliyetçi bir Türk tepkisiyle yaklaşır. Rusların Komünist rejimle Orta Asya Türkleri üzerinde ne gibi emperyalist baskılar uyguladığını, ne gibi zulümler ve haksızlıklar yaptığını çok iyi bilir ve bunları dile getirir. Nitekim kendisiyle yapılan bir mülakatta 20 Ocak 1992’de Azerbaycan Türklüğünün bağımsızlık hareketlerine karşı Rusların kanlı bir baskın düzenlemesi ve Kazakistan’da 1986’da meydana gelen kanlı Jeltoksan olayları hakkında yaptığı bir değerlendirmede şöyle der:

      “Her iki olayda da Sovyet imparatorluğunun, iki halka hem de aynı kökten gelen iki kardeş Türk halkına karşı işlediği kanlı suçlardır. Kazakistan da Azerbaycan da bu tarihî imtihanı kan ile verdi. Büyük gösteriler düzenlendi. Her iki hadise, SSCB’nin dağılması, bugünkü BDT’nin oluşması ve cumhuriyetlerin bağımsızlığını kazanmasında çok önemli roller oynadı. Çünkü her iki hadisede de Sovyet İmparatorluğunun kardeş Türk halklarına karşı zulmü, adaletsizliği vardı.

      (…) SSCB, zulüm üzerine bina edilen bir imparatorluktu ve halkların bağımsızlık hareketlerini kanla boğmaya çalışıyordu. Sovyet İmparatorluğu için halklara zulmetmek, çok sıradan bir durumdu. İşte bu zulüm siyasetinin devam ettiği yıllarda Kazakistan’da da Azerbaycan’da da kan döküldü, halka büyük bir zulüm yapıldı.” 30

İdeal Türk Kadını Tipi

      Aytmatov eserlerinde sıklıkla ideal Türk kadını tipini işledi. Türk kadının üstün özelliklerini, belirgin niteliklerini öne çıkardı. Güzel, iradeli, çalışkan, mücadeleci, zorlukların üstesinden gelebilen, becerikli, sevgi ve merhamet dolu, dayanışmacı, yardımlaşmaya yatkın, yılmayan kadın tipine özellikle yer vermesinin sebebi, Türk milletinin kadınına verdiği değeri, Türk kadınının bizim millet olarak var oluşumuzdaki rolünü vurgulamaktır. Dolayısıyla Türkler kadınıyla birlikte gelişecek olan bir millettir. Yazar bu meseleyi oldukça bilinçli bir şekilde işlemiştir.

      Özellikle merhametli ve becerikli ana tipi çok ön plandadır. Çünkü bu tip, Türk milletinin toplumsal yapısının direğidir. Aytmatov’a göre Türk kadınının analık vasfı her şeyden önce gelir. Ayrıca kadının analık vasfı ile toprak arasında bir benzerlik kurulur. Buna göre Türk anası da toprak gibi verimlidir, üretkendir. Toprak Ana romanındaki Tolgonay (Dolunay) bu anlamda toprak gibi nasıl üretici ve verimli bir kadın olabileceğini gösterir.

      Su kenarında saçını tarayan çoban kızını güzel, çekici, etkileyici bir Türk kızı olarak işler. Onun, güzel Türk kızlarına yer vermesinin amacı Rus kızlarına ve diğer yabancı kızlara yönelme eğiliminde olan, onları yüceltip Türk kızlarına değer vermeyen genç Türk erkeklerinin ilgisini Türk kızlarına çekmektir. Maalesef Türklerde yabancı kızlara özellikle de Hristiyan kızlara karşı bir ilgi vardır ve kendi soydaşları olan kızları küçümseme ve onlara önem vermeme eğilimleri belirgindir. Aytmatov, ideal özellikleri olan, güvenilir, ahlaklı, ağır başlı, güzel, cazibeli Türk güzeli tipi üreterek aslında genç Türk erkeklerine doğru bir tavır önermiş oluyor.

      Ayrıca СКАЧАТЬ



<p>30</p>

Enes Cansever’in kendisi ile yaptığı mülakattan, Kardeş Kalemler, Ocak 2010, S.37, s.26