Название: Yeminli
Автор: Морган Райс
Издательство: Lukeman Literary Management Ltd
Жанр: Героическая фантастика
Серия: Vampır Mektupları
isbn: 9781632915009
isbn:
Polly “Bana neden öyle bakıyorsun?” diye sordu. “O kadar korkunç muydu?”
Sam gözlerini Polly’den ayırmadığını fark edince hemen bakışlarını kaçırdı.
Kızararak “Onu aklımdan bile geçirmiyordum,” dedi.
O esnada ikisinin de dikkati başka yöne kaydı. Adada birden binlerce savaşçı belirdi, hepsi bir uçurumun tepesinde duruyordu. Birbirleri ardına gelmeye devam ettiler ve sonunda tüm ufuk onlarla doldu.
Sam eğildi ve yanında ne tür silahlar getirmiş olduğuna baktı, fakat yanında hiç silah bulunmadığını görünce hayal kırıklığına uğradı.
Ufuk gittikçe daha fazla vampir savaşçıyla karardı. Sam akıntının kendilerini doğruca onlara götürdüğünü görebiliyordu. Bir tuzağa doğru sürükleniyorlardı ve bunu durdurmak için yapabilecekleri hiçbir şey yoktu.
Polly “Şuna bak,” dedi. “Bizi karşılamaya geliyorlar.”
Sam dikkatli bir şekilde onları inceledi ve oldukça farklı bir sonuca ulaştı.
“Hayır, karşılamaya gelmiyorlar, bizi test etmeye geliyorlar.”
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Caitlin, Skye’a giden halat köprünün önünde durdu. Caleb yanında, Scarlet ve Ruth da arkalarındaydı. Rüzgârın kayaların arasından geçerek ıslık çaldığını, dalgaların yüzlerce metre aşağıdaki uçurumlara çarptığını duyarken çürümeye yüz tutmuş halatın şiddetli bir şekilde sallanışını izledi. Köprü ıslak ve kaygandı. Oradan kayıp düşmek Scarlet ve Ruth için anında ölüm demekti ve Caitlin de henüz kendi kanatlarını denememişti. Bu köprüyü geçmek Caitlin’in yararlanmayı pek istediği bir şans değildi ama diğer yandan Skye Adasında olmaları gerektiği apaçık ortadaydı.
Caleb, ona doğru baktı.
“Çok fazla seçeneğimiz yok,” dedi.
Caitlin “O zaman beklemenin bir anlamı yok,” diye cevap verdi. “Ben Scarlet’i alacağım, sen de Ruth’ı alır mısın?”
Caleb sırıtarak başını salladı. Caitlin Scarlet’i aldı ve onu sırtına bindirdi, Caleb de Ruth’u kollarının arasına aldı. Ruth önce kıpır kıpır edip durmadı, aşağı inmek istedi, ama Caleb onu sıkıca tuttu ve Caleb’in onu tutmasındaki bir şeyler sonunda Ruth’u sakinleştirdi.
O dar köprüde tek sıra halinde yürümekten başka seçenek yoktu. Önce Caitlin gitti.
Caitlin köprünün üzerine ilk adımını attı, bu oldukça kararsız bir adımdı ve hemen su sıçrayan tahtaların ne kadar kaygan olduğunu hissetti. Uzandı ve dengesini sağlamak için köprünün iki yanındaki halatı yakaladı, ama köprü hemen sallandı ve halat Caitlin’in elinde paramparça oldu.
Caitlin gözlerini kapadı, derin bir nefes aldı ve köprüyü ortaladı. Ne önsezisine ne de dengesine güvenemeyeceğini biliyordu. Daha derin bir şeylere çağrıda bulunmalıydı. Aiden’ın derslerini tekrar düşündü, onun sözlerini zihnine çağırdı. Köprüye karşı çıkmaya çalışmaya son verdi ve bunun yerine onunla bir olmaya çalıştı.
Caitlin derinlerdeki içgüdülerine güvendi ve ileriye doğru birkaç adım atarak yol aldı. Yavaşça gözlerini açtı ve tam başka bir adım atacakken, ayağının altındaki bir tahta düştü. Scarlet bir çığlık attı ve Caitlin bir anlığına dengesini kaybetti, ardından hemen başka bir adım attı ve dengesini sağladı. Rüzgâr tekrar köprüyü salladı. Caitlin sanki uzun bir mesafe kat etmiş gibi hissetti, ama başını kaldırıp baktığında yalnızca birkaç metre gittiklerini gördü. İçgüdüsel olarak bunu asla başaramayacaklarını biliyordu.
Döndü ve Caleb’e baktı. Onun gözlerindeki bakışı görebiliyor ve onun da aynı şeyi düşündüğünü biliyordu. Hemen orada kanatlarını açıp havalanmayı her şeyden çok istiyordu ama kanatlarını hissettiği gibi havada bir şey olduğunu sezinledi. Caleb’in haklı olduğunu biliyordu: adanın etrafını saran bir tür görünmez enerji kalkanı vardı ve oraya davet edilmeden uçmak işe yaramıyordu.
Rüzgâr yeniden köprüyü havalandırdı. Caitlin umutsuzluğa kapılmaya başlıyordu ve geri dönemeyecek kadar uzaklaşmışlardı.
Hemen o anda bir karar verdi.
Birden Caleb’e “Üç dediğimde zıpla, yanındaki halatı tut ve bırak salladığı yere kadar sallasın!” diye bağırdı. “Tek çare bu!”
Caleb “Ya koparsa!” diye bağırarak cevap verdi.
“Başka seçeneğimiz yok! Böyle devam edersek, öleceğiz!”
Caleb tartışmaya girmedi.
Caitlin derin bir nefes alarak “BİR!” diye bağırdı. “İKİ! ÜÇ!”
Sağına doğru havaya sıçradı ve Caleb’in de soluna doğru sıçradığını gördü. Uca doğru düşerlerken Scarlet’in çığlık attığını ve Ruth’un da sızlandığını duyabiliyordu. Uzandı ve halatı daha sıkı kavradı, köprünün bu defa doğru durması için Tanrıya dua etti. Caleb’in de aynı şeyi yaptığını gördü.
Hemen sonra halata tutunmuş halde son hızla havada sallanıyorlardı. Tuzlu su dalgalarla yukarı doğru çıkıyor ve onlara çarpıyordu. Caitlin bir anlığına hala sallanıyorlar mı yoksa doğruca aşağı mı düşüyorlar anlayamadı.
Ama birkaç saniye sonra, elinde tuttuğu halatın gerginliğini hissedebildi ve aşağıya düşmediklerini anladı, tersine uzaktaki uçuruma doğru sallanıyorlardı. Halat onları tutuyordu.
Caitlin daha sıkı tutunarak kendini sağlama aldı. Halat tutuyordu ve bu iyi bir şeydi. Ama aynı zamanda da doğruca uçurumun kenarına doğru hızla sallanıyorlardı. Şiddetli bir şekilde oraya çarpmanın acı verici olacağını biliyordu.
Omzunu biraz ileriye verdi ve sırtına aldığı Scarlet’i belli bir konuma getirdi, böylece esintinin tüm gücünü kullanabilecekti. Omzunun üzerinden baktı ve Caleb’in de aynı şeyi yaptığını gördü; bir eli arkasında Ruth’u tutuyor ve omzunu aşağıya doğru vererek eğiliyordu. İkisi de çarpma için hazırlandılar.
Ardından büyük bir acıyla sert bir şekilde duvara çarptılar. Çarpmanın gücü Caitlin’i nefessiz bıraktı ve bir an için sersemledi. Ama hala halata tutunuyor ve Caleb’in de tutunduğunu görebiliyordu. Scarlet ve Caleb’in iyi olup olmadıklarını kontrol etmek için bir süre başı dönerek orada asılı durdu. İkisi de iyiydiler.
Ardından gözlerinin önünde uçuşan yıldızlar yavaşça kayboldu, nihayet yukarı uzandı ve dimdik uçurumun tepesine doğru kendini halattan yukarı çekmeye başladı. Yukarı baktı ve tepeye varmak için neredeyse otuz metre tırmanması gerektiğini gördü. Sonra dönüp aşağı bakma hatasına düştü: hemen altında tehlikeli bir iniş vardı ve halat koparsa dikine metrelerce aşağı, keskin kayalıkların arasına düşebileceklerini fark etti.
Caleb СКАЧАТЬ