Yeminli . Морган Райс
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Yeminli - Морган Райс страница 8

Название: Yeminli

Автор: Морган Райс

Издательство: Lukeman Literary Management Ltd

Жанр: Героическая фантастика

Серия: Vampır Mektupları

isbn: 9781632915009

isbn:

СКАЧАТЬ Caitlin’in zihnini okuyup gülümseyerek “Sis bizi asla terk etmiyor,” dedi.

      Caitlin her zamanki gibi herkesin bu kadar kolay bir şekilde düşüncelerini okuması karşısında kızardı ve utandı.

      Taylor “Aslında, ada adını buradan alıyor: Skye ‘puslu ada’ anlamına geliyor,” dedi. “Sis buradaki her şeye oldukça dramatik bir anlam katıyor, sence de öyle değil mi?”

      Caitlin başıyla onaylayarak manzarayı inceledi.

      Tyler araya girerek “Ve düşmanlarımızla savaştığımızda yararlı oluyor,” dedi. “Ama zaten kimse kıyılarımıza yanaşmaya cesaret edemiyor.”

      Caleb “Ben onları suçlamazdım,” dedi. “Ziyaretçileri pek hoş karşılayan bir girişi yok.”

      Taylor ve Tyler gülümsedi.

      “Yalnızca buraya gelmeyi hak edenler yaklaşabilir. Bizim sınavımız bu. Biri burayı ziyaret etmeye çalışalı yıllar oldu ve bahsettiğim sınavı geçip canlı bir şekilde kıyılarımıza yaklaşalı ise daha da çok yıl geçti.”

      Taylor “Yalnızca hak edenler hayatta kalabilir ve burada eğitilir,” dedi. “Ama buradaki eğitim dünyanın en iyi eğitimidir.”

      Tyler “Skye affetmeyen bir yerdir,” dedi, “aşırılıkları sevenlerin yeridir. Aiden’ın üyeleri burada hiç olmadıkları kadar yakınlar. Hiçbir yere gitmiyoruz. Neredeyse bütün gün beraber eğitim yapıyoruz ve bu eğitimlerimiz soğuk, sis, yağmur, uçurumlar, dağlar, buz gibi göller, kayalık kıyılar ve bazen hatta okyanusun içi gibi en uç doğa koşullarında gerçekleşiyor. Aiden’ın bize yaptırmadığı çok az eğitim şekli kaldı. Ve bizler hiç olmadığımız kadar savaşa hazırız.”

      Tyler “Ve yalnız başımıza eğitim yapmıyoruz,” diye ekledi. “Burada insan savaşçılar da yaşıyor, onlara Kralları McCleod liderlik ediyor. Bir kaleleri, kendi savaşçı lejyonları var ve beraber yaşayıp, beraber eğitim yapıyoruz. Vampirlerin ve insanların beraber eğitim yapması pek olağan bir şey değil. Ama biz burada oldukça yakınız. Hepimiz savaşçıyız ve hepimiz savaşçı sözüne saygı gösteriyoruz.”

      Tyler “Ama tabii,” diye ekledi, “onlarla birlikte olma çizgisini aşmıyoruz. Pek çoğu bizim vampir yeteneklerimize sahip olmak istiyor, ama Aiden’ın bizim insanları dönüştürmemiz konusunda katı kuralları var. Bu yüzden asla bizlerden biri olamayacakları gerçeğini kabullenmiş durumdalar. Birlikte uyum içinde yaşayıp eğitim yapıyoruz. Bizler, onların yeteneklerini bir insanın hayal edemeyeceği şekilde keskinleştiriyoruz ve onlar da bize barınacak yer ve koruma sunuyorlar. Gümüş uçlu silahlardan oluşan bir cephanelikleri var ve olurda rakip bir vampir meclisi saldıracak olsa, bizi savunmak için hazır bekliyorlar.”

      Scarlet birden “Bir kale mi?” diye sordu. “Gerçek bir kalemi?”

      Taylor aşağı ona baktı ve kocaman gülümsedi. Uzandı ve yürürlerken Scarlet’in boşta kalan elini tuttu.

      “Evet, tatlım. Şimdi seni oraya götürüyoruz.” Taylor bir tepeyi döndüklerinde “Aslında, işte tam da orada,” diyerek işaret etti.

      Hepsi birlikte durup gözlerini oraya diktiler. Caitlin gördüğü karşısında büyülenmişti. Önlerinde birbiri ardına tepeler, dağlar ve göllerden oluşan devasa bir manzara vardı ve uzakta, küçük bir uçurumun üzerine yapılmış eski bir kale duruyordu, devasa bir gölün kenarında bulunuyordu.

      Taylor “Yüzyıllardır İskoç krallarının yuvası olan Dunvegan Kalesi,” diye bildirdi.

      Scarlet “VAY CANINA!” diye haykırdı. “Anneciğim, kesin bir kalede yaşamalıyız!”

      Scarlet’in coşkusu bulaşıcı olduğu için Caitlin de diğerleri gibi gülümsemeden edemedi.

      Scarlet “Ruth da gelebilir mi?” diye sordu. Caitlin, Taylor’a bir bakış attı ve o da başıyla onayladı. “Tabii ki gelebilir hayatım.”

      Scarlet zevkten dört köşe olarak Ruth’a sarıldı ve hepsi birlikte hızla uzaktaki kaleye doğru yokuştan aşağıya inmeye başladılar.

      Caitlin kaleyi incelerken, bu duvarların içinde bazı derin sırların barındığını sezdi, bu sırlar ona babasını araştırmasında yardım edebilirdi. Bir kez daha kesinlikle doğru yerde olduğunu hissetti.

      Caitlin, Tyler’a “Aiden burada mı?” diye sordu.

      “Biz de bir süredir bunu merak ediyoruz. Ben onu haftalardır görmedim. Bazen bir süreliğine ortadan kayboluyor. Sen onun nasıl biri olduğunu bilirsin.”

      Caitlin gerçekten de biliyordu. Onlarla birlikte olduğu bütün zamanları, bütün yerleri aklına getirdi. Şimdi Aiden ile konuşmaya çok ihtiyacı vardı. Bir an önce neden bu zamana ve yere indikleri hakkında daha fazla şey öğrenmek, Sam ve Polly iyi mi bilmek ve son anahtar hakkında bilgi edinmek istiyordu. Ve hepsinden öte, babasının şimdi burada olup olmadığını öğrenmek istiyordu. Aiden’a sormak için sabırsızlandığı ve cevaplarını inanılmaz merak ettiği bir yığın sorusu vardı. Örneğin, hepsi zamanda geri gönderilmeden önce Londra’da ne olmuştu? Kyle hayatta kalmayı başarmış mıydı?

      Caitlin kaleye yaklaşırlarken yukarı baktı ve kalenin mimarisini hayranlıkla seyretti. Yerden neredeyse elli metre yüksekliğinde, dikdörtgen bir şekle sahipti ve çok sayıda katıyla beraber genişçe bir alana yayılıyordu. Kare şeklinde birçok kulesi ve siperleri vardı. Altındaki uçurumun üzerinde cesurca ve gururla duruyor, önündeki engin göle ve açık gökyüzüne hükmediyordu. Diğer kalelerin aksine bu kale düzinelerce penceresiyle ferah ve havadardı. Onu giden yol da oldukça etkileyiciydi. Beyaz taşlarla örülü bir yol doğruca ön kapıya ve muhteşem kemerli bir girişe ulaşıyordu. Açıkçası, burası birinin kolayca yaklaşabileceği bir yer değildi. Caitlin başını tekrar kaldırıp baktığında, bütün kulelerde bir şahin gibi kendilerini izleyen insan nöbetçiler fark etti.

      Girişe yaklaştıklarında, ansızın trampet sesleri ve bunu izleyen at toynaklarının gürültüsü duyuldu.

      Caitlin dönüp baktı. Ufukta zırh kuşanmış düzinelerce insan savaşçı doğruca onlara doğru dörtnala geliyordu. Onlara liderlik eden kürkler içindeki etkileyici bir adamdı; uzun turuncu bir sakalı vardı, yanındakiler tarafından korunuyor ve bir kral havası taşıyordu. Yüz hatları yumuşaktı ve daima gülümseyen birine benziyordu. Büyük bir savaşçı kitlesine sahipti. Taylor ve Tyler o kadar rahat olmasalardı, Caitlin çoktan gergin bir hal almış olurdu. Gelenlerin dost oldukları açıktı.

      Gelen askerler onların önünde durup ikiye ayrıldıklarında Caitlin olduğu yerde durup şok içinde kaldı.

      Orada, grubun tam ortasında, dünyada en çok sevdiği iki insan atlarından inmiş duruyordu. Buna inanamadı. Birkaç kez gözlerini kırptı. Gerçekten onlardı.

      Önünde duran, kendisine sırıtan Sam ve Polly’di.

*

      Caitlin ve Sam iki büyük savaşçı grubunun önüne çıktılar ve sıkıca sarıldılar. Caitlin kardeşine dokunduğu için, ona sarıldığı, gerçekten hayatta olduğunu görüp hissettiği СКАЧАТЬ