Название: Yeminli
Автор: Морган Райс
Издательство: Lukeman Literary Management Ltd
Жанр: Героическая фантастика
Серия: Vampır Mektupları
isbn: 9781632915009
isbn:
Caitlin ailesinin ve sevdiklerinin yeniden bir araya gelmesinin verdiği sıcaklıktan çok mutluydu. Aklına Londra geldi, herkes hasta ve ölüyordu; o zaman böyle mutlu bir anın tekrar mümkün olabileceğini asla düşünemezdi. Her şeyin normale dönmesine minnettardı ve daha şimdiden ne kadar çok sayıda hayat sürdüğüne hayret etmişti. Ölümsüzlük için de minnettardı. Sadece bir hayatı olsaydı ne yapardı hayal bile edemiyordu.
Caitlin Sam’e “Size neler oldu?” diye sordu. “Sizi en son gördüğümde, bana Caleb ve Scarlet’in yanından ayrılmayacağınıza dair söz vermiştiniz. Ama geri döndüğümde gitmiştiniz.”
Caitlin, ihanetleri karşısında hala kızgındı.
Sam ve Polly utanç içinde aşağıya baktı.
Sam “Çok üzgünüm,” dedi. “Benim hatamdı. Polly kaçırılmıştı ve ben de onu kurtarmak için orayı terk ettim.”
Polly “Hayır, benim hatamdı,” dedi. “Sergei bir çare olduğunu söyledi ve ben de onu almak için onunla gitmek zorunda kaldım. Çok aptaldım, ona inandım. Onları kurtarabileceğimi zannettim. Ama sana verdiğim sözü tutamadım. Beni affedebilecek misin?”
Sam “Ya beni?” diye sordu.
Caitlin ikisinin de yüzüne baktı. İkisinin de hiçbir şüpheye yer bırakmayan içtenliğini görebiliyordu. Sözlerini tutmadıkları ve Scarlet ve Caleb’i bir saldırıya karşı savunmasız bırakıp gittikleri için bir yanı onlara hala kırgındı. Fakat gitgide evrimleşmekte olan diğer yanı onları tamamen affetmesini ve her şeyi unutmasını söylüyordu.
Derin bir nefes aldı ve her şeyi unutmaya odaklandı. Nefesini bıraktı ve başını salladı.
“Tamam, ikinizi de affediyorum.”
Karşılık olarak Sam de Polly de gülümsedi.
Birden atından inmiş ve onlara doğru gelen Kral McCleod “Sen onları affedebilirsin, ama adamlarımı öyle utandırdıkları için ben onları affetmem!” diyerek içten bir kahkaha koyuverdi. “Özellikle de Polly. İkiniz en iyi savaşçılarımı utanç içinde bıraktınız. Açıkçası, sizden öğrenmemiz gereken çok şey var, aynı diğerlerinden öğrendiğimiz gibi. Vampirler insanlara karşı. Bu hiç adil değil,” dedi, içten başka bir kahkahayla daha başını salladı.
McCleod öne doğru geldi ve Caitlin ve Caleb’e yaklaştı. Caitlin ondan hemen hoşlandı. Güler yüzlü biriydi, derinden, rahatlatıcı bir kahkahası ve etrafındaki herkese huzur veren bir hali vardı.
“Adamıza hoş geldiniz,” dedi, uzanıp Caitlin’in elini aldı ve başıyla onu selamlayarak elini öptü. Ardından Caleb’e döndü ve onun elini iki elinin arasında samimi bir şekilde sıktı. “Skye Adası. Dünya üzerinde bir benzeri daha yoktur. En büyük savaşçıların gözü kara yuvası. Bu gördüğünüz kale yüzlerce yıldır benim ailemin elinde. Burada bizimle kalacaksınız. Aiden çok sevinecek. Tabii benim adamlarım da. Size resmen hoş geldiniz diyorum!” En son söylediğini bağırarak söyledi ve tüm adamları alkışladı.
Caitlin, onun bu misafirperverliğinin altında ezildiğini hissetti. Nasıl yanıt vereceğini bilemiyordu.
“Bizim için büyük bir zevk,” dedi.
Caleb “Biz de gösterdiğiniz cana yakınlık karşısında teşekkür ederiz,” dedi.
Scarlet bir adım öne çıktı ve “Siz bir kral mısınız?” diye sordu. “Burada gerçek bir prenses var mı?”
Kral bakışlarını aşağıya çevirdi ve gürültülü bir kahkahaya boğuldu, bu seferki öncekilerden daha derin ve sesliydi. “Tabii, ben bir kralım, evet gerçekten öyleyim, ama korkarım burada bir prenses yok. Sadece biz erkekler varız. Ama belki sen bunu düzeltebilirsin güzellik!” dedi gülerek ve öne doğru iki adım attı, Scarlet’i kaldırdı ve etrafında döndürdü. “Peki senin adın ne acaba?”
Scarlet kızardı ve birden utandı.
Aşağıya bakarak “Scarlet,” dedi. Ardından köpeğini işaret ederek “Ve bu da Ruth.”
Ruth sanki cevap verirmiş gibi havladı. McCleod kahkaha atarak Scarlet’i aşağıya indirdi ve Ruth’un tüylerini okşadı.
“Eminim hepiniz kurt gibi açsınızdır,” dedi. “Kaleye!” diye bağırdı. “Kutlama zamanı!”
Bütün adamlar bir grup halini alarak bağırdılar ve kalenin girişine doğru yürümeye başladılar. Onlar yürürken sıra sıra nöbetçiler hazırola geçtiler.
Sam bir kolunu Caitlin’in omzuna attı ve Caleb de Polly’i yanına çekti. Böylece hep beraber kalenin girişine doğru yürüdüler. Caitlin bunu yapmaması gerektiğini biliyordu ama yine de kendine rağmen bir kez daha, bu defa kalıcı bir yuva, sonunda dünyada sonsuza dek huzur içinde olabilecekleri bir yer bulmuş olduklarını ummadan edemedi.
ALTINCI BÖLÜM
Bu Caitlin’in hayal edebileceği en sıcak ve her şeyin inanılmaz bir bollukta sunulduğu en savurgan karşılamaydı. Gelişleri uzun bir kutlama gibi olmuştu. Birbiri ardına yeni vampir gruplarına rastlamış ve Caitlin, Barbara ve Cain gibi uzun yıllardır görmediği daha pek çok başka yüzü görmüştü. Hepsi birlikte, o sıcak, taştan kalede öğle yemeği için devasa bir ziyafet masasına oturmuşlardı. Ayaklarının altında kürkler ve duvarlarda meşaleler vardı. Şömine gür bir şekilde yanıyor ve köpekler etrafta koşturuyordu. İçinde bulundukları salon harika bir sıcaklık ve rahatlık hissi veriyordu. Caitlin dışarısının soğuk olduğunu biliyordu, Ekim ayının sonuydu. Caitlin’e 1350 yılında oldukları söylenmişti. Caitlin buna inanamadı. 21.yüzyıldan neredeyse yedi yüzyıl uzaktaydı.
Caitlin daima bu zaman aralığında, şövalyelerin, zırh ve kalelerin olduğu zamanlarda hayatın nasıl bir şey olduğunu hayal etmeye çalışmıştı…ama, hiçbir şeyi tam olarak böyle hayal etmemişti. Etraftaki şiddetli değişime, büyük kasabaların ve şehirlerin yokluğuna rağmen, insanlar hala oldukça sıcakkanlı, çok zeki ve çok insancıllardı. Pek çok yönden, kendi zamanının insanlarından pek de farklı değillerdi.
Caitlin bu yer ve bu zamanda kendini inanılmaz bir şekilde evindeymiş gibi hissetti. Sam ve Polly’le arayı kapamak için saatler geçirmiş, onların hikâyelerini dinlemiş ve İngiltere’de başlarına neler geldiğini kendi ağızlarından duymuştu. Sergei ve Polly arasında olanları duyunca dehşete kapılmış ve Sam Polly’i kurtardığı için onunla gurur duymuştu.
Ve bütün gece Sam’in gözlerini Polly’den alamadığını fark etmeden edememişti. Bir abla olarak onun içinde büyük bir değişimin gerçekleştiğini sezmişti. Sam nihayet daha olgun görünüyordu ve ilk defa gerçekten ve sırılsıklam âşık olmuştu.
Fakat bu defa Polly biraz anlaşılmaz görünüyordu. Onun tam olarak ne düşündüğünü, Sam’e karşı hislerinin ne olduğunu anlamak Caitlin için daha zor olmuştu. Bunun nedeni Polly’nin fazlaca ihtiyatlı olması olabilirdi. Ya da belki bu defa Polly Sam’e gerçekten СКАЧАТЬ