Название: Kırgız Zamane Edebiyatı
Автор: Mustafa Kundakçı
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-99795-7-1
isbn:
XIX. asrın ikinci yarısından itibaren Kırgız sözlü edebiyatının yanında yazılı edebiyat da ortaya çıkmaya başlar. Bu dönem akınlarının çoğu halkın aydın kesimindendir. Bunların bir kısmı normal akınlar gibi kopuzunu alıp şiiri meydana getirmeden önce şiirlerini kâğıt üzerine yazarlar. Ancak dil bakımından halkın kullandığı dil özelliklerinden, içerik bakımından da halka has edebî anlayıştan hiç ayrılmazlar. Bu dönem şairleri, halkın içerisinde bulunduğu hayat şartlarını şiirlerine en doğru biçimde taşıyıp Rus sömürüsü altında ezilen insanlarının durumunu tüm gerçekliği ile ortaya koymaya çalışır (Samançin, 1943: 48).
Tarihî kayıtlara bakıldığında Kırgız yazılı edebiyatının çok eskilere dayandığı görülebilir. Türk dünyasının müşterek dil ve edebiyat eserlerinden Orhun ve Yenisey Yazıtları, Dede Korkut ve Oğuzname, Karahanlılar döneminde Divanu Lügati’t-Türk ve Kutadgu Bilig eserleri, ‘Mecmu‘ü’t-Tevârîh’ ve daha niceleri bugüne kadar ulaşan eserlerden bazılarıdır. Ancak akınlık geleneğinin yazılı olarak gelişmesi XIX. yüzyıl ortalarına denk gelmektedir. XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Zamane edebiyatı döneminde sözlü akınlık geleneği farklı bir gelişmeyle Kırgız yazılı edebiyatının yeniden ortaya çıkmasını ve gelişmesini sağlar. Bu dönemin eğitimli ve yetenekli molla şairleri şifahî olarak söyledikleri şiirleri kendileri yazıya dökmeleri ile önceki dönem akınlık geleneği çizgisinden ayrılmaktadır. Zamane akımı temsilcileri olarak da adlandırılan bu şairler şiirlerinde, halkı dinî açıdan bilinçlendirmenin yanı sıra dönemin siyasi ve tarihî olaylarına da yer vererek o dönemi her açıdan aydınlatmaları yönüyle önemlidir (Koylubayev, 2010: 62-63).
XIX. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan bu akınlara şiirlerini hem irticalen söyledikleri hem de yazıya döktükleri için ‘cazgıç’ (yazıcı) akınlar da denilmiştir. Türk edebiyatında görülen ‘kalem şuarası’ kavramının karşılığı gibi görülen bu ‘cazgıç akınlar’, içinde yaşadıkları toplumun sorunlarına ve Rus işgaline karşı çözüm yolları ararlar ve halkı bilinçlendirmeye çalışırlar. XIX. yüzyılın ikinci yarısında Kırgız akınlık geleneğinin zirve yaptığı dönemde ortaya çıkan ‘cazgıç akınlar’ hem kendi şiirlerini hem de geçmişten gelen sözlü kültürün edebî miraslarını yazıya dökerek önemli bir kültür hizmeti gerçekleştirirler. Zamane akınları olarak da öne çıkan bu şairler zengin Kırgız sözlü geleneğinden gelen geleneksel muhteva ve motifleri yeni olaylar, epizotlar ve tasvirlerle tekrar oluşturarak yazıp söyledikleri şiirlerde yeniden kurgularlar. Ayrıca sözlü gelenekten gelen edebî mirasları yazıya dökerek bu değerleri ölümsüzleştirirler (Çeribaş, 2012: 31-32).
Kırgız Zamane Edebiyatı
Kırgız edebiyatı içerisinde XIX. yüzyılın ikinci yarısından XX. yüzyılın ilk çeyreğine kadar olan dönemde, kendine has içerik ve biçim özellikleri ile oluşum ve gelişim sürecini tamamlayan ve bir ‘edebî akım’ şeklini alan şiir anlayışı ‘Zamane edebiyatı’ olarak adlandırılmaktadır. Toplumsal zihniyetin şiire dökülmüş hali olan bu edebiyat anlayışı; halkın yaşantısına, tarihine ve kaderine bağlı olarak değişme, dönüşme ve gelişme göstermektedir. Zamane edebiyatının da oluşum ve gelişim tarihini doğru anlamak ve iyi değerlendirebilmek için bu edebî anlayışı Kırgız sözlü kültürünün başlangıç tarihi ile beraber ele almak gerekmektedir. Esasen, alan araştırmacıları da kimi özellikleri bakımından yeni olsa da Zamane edebiyatına ilk hareketi veren düşüncenin inançlar kadar eski olduğu düşüncesindedir. Bu düşünceye göre Zamane edebiyatının bugün için ortaya koyduğu düşünce ve tarzın ortaya çıkışının mukaddes dinlerin tebliğ için kullandıkları mukaddes kitaplara dahası bu mukaddes kitaplardan olan İncil ve Kuran’a kadar uzandığı söylenebilir (Ümütaliyev, 1988: 4).
Her milletin kendi şairleri, içerisinde yaşadıkları toplumun şahitlik ettikleri zamanını geçmişi ve geleceği bakımından değerlendirip olumlu ya da olumsuz değerlendirmeler yapar. Buna karşılık Kırgız kültür tarihinde hem bir edebî akım hem de bir aydınlanma hareketi olarak ortaya çıkan Zamane edebiyatının gelişim sürecinde Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevi, Rabguzi, Süleyman Bakırgani ve Sufi Allahyar gibi tasavvuf erbabı büyük şahsiyetlerin yanı sıra Asan Kaygı gibi büyük şair ve düşünürlerin eserlerinden etkilendikleri de değerlendirilmektedir (Arvas, 2012: 115). Abdıldacan Ahmataliyev ise bu akımın, söz konusu şahısların temel düşüncelerinin XIX. yüzyılda Kırgızlar arasında tekrar yeşermiş hali olduğuna işaret etmektedir (Akmataliyev, 2001:111).
Zamane edebiyatının düşünce ve hareket tarzı bakımından kendisinden önceki isim ve eserlerden özellikle de tasavvuf ehlinden etkilendiği yönündeki düşünceyi destekleyen birçok şiir örneğini bu birikim içerisinde bulmak mümkündür. Bu örneklerden biri de Moldo Kılıç’a aittir:
Türkistan Mazarı
Hikmet sözü cayılıp
Bizge kaldı kazalı
Türkistan mezarı
Hikmet sözü yayılıp
Bize kaldı gazeli
Aldaş Moldo’da düşüncesi, sanatı ve hareket tarzı bakımından beslendiği kaynakları işaret ettiği bir şiirinde Zamane edebiyatının geçmiş dönemden etkilendiğini doğrular:
Oşol zaman baarı öttü
Neçen kıyın er öttü.
Koco Ahmed Yassavi
Kausul Agzam pir öttü.
O zaman hepsi geçti
Nice kahraman (geldi ve) geçti
Hoca Ahmet Yesevi
Gavsul Azam Pir geçti
XVI. yüzyıl Şairi Asan Kaygı’nın bugün elde bulunan şiirlerinden hareketle de Zamane edebiyatı ile onun şiir anlayışı arasındaki yakınlığı görmek mümkündür:
Bul düynödö ne karıp
Ak kalaluu boz karıp
Aytılbagan söz karıp
Zamandaşı bolboso
Karıya bolor tez karıp
Kadırın cene bilbese
Boygo cetken kız karıp
Caman menen dos bolson
Akırı bir kün coo bolot
Bu dünyada ne garip
Ak kaleli boz garip
Söylenmeyen söz garip
Zamandaşı olmasa
İhtiyar olur garip
Kadrini yenge bilmese
Evlenecek çağdaki kız СКАЧАТЬ