Название: Kırgız Zamane Edebiyatı
Автор: Mustafa Kundakçı
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-99795-7-1
isbn:
“Bütün başka halklar geçmiş kültürlerini yazılı edebiyatta, mimaride, tiyatro ve resim sanatında saklamışlarsa, Kırgızlar da yukarıdaki sanatların haricinde milli ruh, onur, inanç ve özgürlükleri adına yapmış oldukları kahramanlık mücadelelerini, hayallerini, isteklerini, tarihinin hayatın güncel olaylarını geleneksel sözlü kültür ürünlerinde açıklamışlardır.” (Alimov, 2010: 8)
Kırgızların kuşaktan kuşağa aktararak bugüne kadar ulaştırdığı sözlü kültür geleneğini Manas destanı başta olmak üzere destanlar, masallar, efsaneler, hikâyeler, türküler (ır), atasözleri, ninniler, bilmeceler, tekerlemeler, ağıtlar, aytışlar kısaca bütün sözlü kültür ürünleri oluşturmaktadır (Dıykanbayeva, 2016: 16). Bu kültür ürünlerinin her biri sözlü olmakla birlikte kendisine has usüllerle icra edilip nesiller arasında taşınmakta ve toplumsal hayatın moral değerler açısından devamlılığını sağlama görevini üstlenmektedir. Eğitim, inanç, üretim, eğlence gibi pekçok toplumsal alanı düzenleyen sözlü kültür ürünleri fertlere hem toplumsal bilinç kazandırma hem de geçmiş ve gelecek konusunda ortak bir şuur ve hareket tarzı geliştirme işlevi görmektedir.
Kırgız sözlü kültür geleneğinin ürünlerinden destanlar geçmişten bugüne yaygın ve etkili bir biçimde kullanılır. Hâlâ canlılığını koruyan Kırgız destanlarından Manas, hacim bakımından dünyanın en büyük destanıdır. Önemi ve kıymeti sebebiyle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun da 1995 yılını ‘Manas’ yılı olarak ilan ettiği bu destan, dünya kültür mirası içerisinde de ayrı bir yere sahiptir. Manas, Semetey ve Seytek olmak üzere üç bölümden oluşan Manas destanını bütün Kırgızlar bilmekle beraber destanı baştan sona ancak akınlar okuyabilir. Destanı okuyan akınlara ‘Manasçı’ ya da ‘Comokçu’ adı verilir. Ç. Velihanov Manas destanının Kırgız kültür hayatının bir çeşit özeti olarak da değerlendirilebileceğini düşünür: “Manas Destanı, bir kahramanın etrafında toplanmış bütün Kırgız mitolojisinin, masallarının, efsanelerinin, hikayelerinin ansiklopedik toplamıdır.” (Baycigitov, 1985: 21).
Manas destanından başka; Er Töştük, Kurmanbek, Kocacaş, Er Tabıldı, Kız Darıyka, Canış-Bayış, Kedeykan, Mendirman, Canıl Mırza gibi destanlar da vardır. Kırgız Türkçesinde destan terimini ifade etmek için çoğunlukla ‘comok’, ‘epos’ ve ‘dastan’ terimleri kullanılır. Kırgız destanları genel olarak ‘Çon Epos’ (Büyük Destan) ve ‘Kence Epos’ (Küçük Destan) olmak üzere iki grupta tasnif edilir. Buna göre Manas, Semetey, Seytek ‘Çon Epos’; Kurmanbek, Canıl Mırza, Er Töştük, Er Tabıldı Kocacaş, Canış-Bayış, Kedeykan, Bököy gibi destanlar da ‘Kence Epos’ grubuna girer (Tokombayeva,1973:285) (Şimşek,2018:9).
Kırgız sözlü geleneğinin diğer bir türü efsanelerdir. Kırgız Türkçesinde ‘mif’, ‘anız’, ‘angame’, ‘ulamış’, ‘leganda’ gibi farklı kavramlarla karşılanan efsaneler özelliklerine göre; kozmolojik efsaneler, yer adları ile ilgili efsaneler, hayvanlar ve bitkilerle ilgili efsaneler, dinî efsaneler olmak üzere çeşitli gruplara ayrılmıştır (Baycigitov, 2004: 642).
Kırgız Türklerinin sözlü geleneğinin gelişmiş türlerinden biri de ‘cöö comoktor’ olarak bilinen masallardır. Konularına göre; kahramanlık masalları, sihir-büyü masalları, hayvan masalları, gündelik hayatla ilgili masallar olarak farklı gruplara ayrılırlar (Dıykanbayeva, 2016: 20).
Kırgız sözlü edebiyatının diğer bir bölümünü de ‘lirikalık janr’ olarak adlandırılan lirik şiirler ve ırlar (türkü) oluşturmaktadır. Konularına ve nazım biçimlerine göre çeşitli adlar alan ırlar Kırgızların hayatında çok önemli bir yere sahiptir. Bunlar arasında ‘ırım-darım (büyü-efsun) ırları’, hastalıkların tedavisinde sözün gücüne güvenerek hastalığa neden olan kötü ruhların kovulması amacıyla söylenen ırlardır (Akmataliyev, 2004: 29-61). Aşağıda kısa bir örneği paylaşılan bu ırların hastalıkları iyileştirme işlevi olduğuna inanılmaktadır:
Bıcı, bıcı, bıcı çık
Tula boydo kalbay çık
Zaarındı caybay çık
Turumtayday tülöp çık
Cabır körüp cüdöp çık
Süf, süf, süf, süf
Bıcı, bıcı, bıcı çık!
Vücutta kalmadan çık!
Zehrini dağıtmadan çık!
Turumtay (yırtıcı kuş) gibi tüy döküp çık!
Cebr çekip bezip çık!
Süf, süf, süf, süf!
‘Emgek (emek) ırları’ ise bir iş esnasında işin ağırlığını hafifletmek için söylenir. Bununla beraber emgek ırları hayvancılık, çiftçilik, avcılık ve el sanatları şeklinde dört alt gruba ayrılır. Bu ırlardan bekbekey, şırıldan, op mayda, ton çık, koş aydoo en önemlileridir (Akmataliyev, 2004: 29-61). Geçimini daha çok hayvancılıkla sağlayan Kırgızlar aşağıda örneği verilen hayvancılıkla ilgili emgek ırları yaygın olarak kullanılır:
Konok toogo bütköndö
Koşo çıkkan şırıldan
Taruu taşka bütköndö
Talaşa çıkkan şırıldan
Dağlara ot bitince
Birlikte çıkan şırıldan (güz mevsimindeki kımız)
Taşlara ot bitince
Yarışarak çıkan şırıldan.
Kırgızlarda ‘kaada salt ırları’ olarak bilinen tören türküleri de iki gruba ayrılır. Bunlardan birincisi düğünlerde söylenen toy türküleri ile çocuğun doğumu ve yetiştirilmesi ile ilgili türküler, ikincisi ise ‘koşoktor’ diye bilinen genellikle ölüm öncesi ve sonrasında söylenen ağıtlardır. Kırgız akınlarından Kalık’ın kardeşi öldüğünde söylediği ağıt bu ırlara örnek olarak verilebilir:
Caratkan Kuday keçirgin
Caş boorumdun künöösün!
Yaradan Hüda affetsin
Genç kardeşimin günahını!
Calgan düynö bilebi
Calgızdıktın münözün
Adam ata, Ava ene
Topuraktan caraldı.
Bardık adam balası
Uşu eki zattan taraldı.
Bir boorum senden ayrılıp,
Men kurgur tarttım sanaanı
Yalan dünya bilir mi
Yalnızlığın halini
Âdem ata Havva ana
Topraktan yaratıldı
Bütün insanoğlu
Bu iki kişiden СКАЧАТЬ