Название: Bir Japon Kızının Amerika Günlüğü
Автор: Yone Noguchi
Издательство: Maya Kitap
isbn: 9786258361407
isbn:
Kadın güzelliğin kölesidir.
Yeni korsemi taktım. Ama öyle çok sıkmışım ki canım yandı.
Kalbim bir tarlakuşuydu.
Bir okul şarkısından küçük bölümler söylüyordum ama bir tarlakuşununki gibi titrek bir sesle değil.
Bahçemin etrafında sekiyordum.
Çünkü yeni giysilerimle çok güzel gözükeceğimi nihayet anlamıştım.
Bir kasımpatı koparmak için uzattığım koluma düşen güneş ışığına gülümsedim. Sonbahara has sarı lekeleri vardı ışığın. Hakikaten sapsarıydılar!
Kabul ediyorum ki kolum esmer.
Ama güzel biçimli.
Amerikan İngilizcesi tekrar hoşuma gitmeye başladı. (Efendim, bu pek hafif, teklifsiz ve kolay bir dildir.) Bu dile olan sevgim, tutkuyla seyrettiğim bir mangaldaki ışıltı gibi geri döndü ama sonra yaz günleri boyunca beni terk etti. Kışın adımları yaklaşırken özür dileyerek yüzümü ona geri döndüm.
Oy, oy, Longfellow kitabım toz içinde kalmıştı!
Tıpkı bir ay önce Rabbin küçük bir resmini temizlerken yaptığım gibi kitabı özen ve hürmetle temizledim.
Amerikan şairinin o tanıdık güler yüzü, kitabın ön sayfasından bana bakıyordu. (Sizi temin ederim ki bir şairin daima trajik matemlerden ya da “çok uzaklar”dan bahsetmesi gerekmez.) Acaba kitabının bir Japon kızın minik esmer elleriyle açılacağını hiç hayal etmiş midir? O anda sanki şair, yani resminin ruhu, o keskin ve titiz bakışlarını mercan uçlu istekama yahut yüzüme fırlatmış gibi geldi.
Sevimli bir genç kız değil miyim yoksa?
Longfellow’u aylar evvel ağırbaşlı bir örümceğin yerleşmiş olduğu en üst rafa atmıştım. Böylece ketum ve çalışkan kır saçlı Bay Güve’ye “Arcadie” etrafında dolaşması için her fırsatı sağlamıştım.
Sayfaları çırptığımda Bay Güve, halk şairine dair kendi “muhterem” fikirlerini paylaşamadan kaçıp gitti.
Heybetli, babacan bir şairdir fakat benzersiz değildir. Ne var ki benzersizlik sıradanlaştı artık.
“Sade” sadeliğin şairidir o. Düşüncede ve renkte sadelik.
Bir sene önce bahar esintisinde uzanıp yaptığım gibi Bay Longfellow’u yeniden okumam gerek. En azından A Psalm of Life ile The Village Blacksmith’e göz atmalı ve Evangeline ya da The Song of Hiawatha’dan parçalar okumalıyım. Bunun nedeni şairin hayranı olmam değil (itiraf etmeliyim ki şiirleri benim zevkime uymuyor). Sadece sık sık işittiğim üzere Amerikan hanımlarının büyük bir idolü olduğu ve onun eserlerinden mısralar alıntılayacak kadar tatlı davranmadığım takdirde Amerika’da aptallıkla suçlanabileceğim için okumalıyım şiirlerini.
Nice yıllar boyunca bir evlilik teklifinden daha iyi bir şey için dua ettim.
Acaba beni o görkemli “önce hanımlar” ülkesine götürecek cömert kader, dualarımdaki “bir şey” mi?
Bir kadın olarak Amerikey’e doğru denize açılacak olmaktan mutluyum.
Acaba Amerika’da “vatandaşlığa girmek” zorunda kalacak mıyım?
Eski barbarlıkları arzulayan Japon “beyefendisi”, kızları hâlâ mal olarak görmekte ısrar ediyor.
Aşkın ne olduğunu ne zaman kavrayacak?
Yazık ona!
Bir defasında tanımadığım biri bana evlenme teklif etmişti. Hayatımda hiç o kadar aşağılanmış hissetmemiştim.
Doğulu hiçbir erkek medeniyet için uygun değildir.
Erkekleri eğitin ama kusura bakmayın da kadınları eğitmenize gerek yok!
Meiji’nin aydınlanmış döneminde doğmuş modern kızlar olağanüstü bir ruhla donatılmıştır.
Ben gönlümün istediği gibi davranırım. Canım istediğinde gülmek için annemin izin vermesini beklemek zorunda değilim.
Saçlarımı son defa Japon stilinde görmek için sessizce aynaya baktım. Hakikaten, ayna olmayınca kadınlar yaşama sevincini yitirir.
Saçlarım kelebek stilindeydi!
Memleketimden uzaklara gittiğimde küçük başımı süsleyen bu saç şeklini özleyeceğim.
Japonların saçlarına şekil verirken doğuya has bir retorik ortaya koyduklarını düşünmüşümdür hep. Bu, ruhu felç eden bir retoriktir. Güzelliği, canlılığından gelmez.
Başımda yeni bir cazibe olsun istiyordum.
Ne var ki saçımdaki bütün kâğıt ipleri kestiğimde üzülmüştüm.
Amerikalıların saç şekillendirme yönteminin başımı gülünç ve ufacık bir şeye dönüştüreceğinden korkuyordum.
Uzun saçlarım, takatsizce omuzlarıma iniyordu.
Denizden yeni çıkmış bir denizkızının dalgın haliyle bambu verandaya uzandım.
Meriken saç stili vahşi ve sanattan uzak görünüyor. Bana kalırsa bunun sebebi, bu stilin doğal güzelliğe daha çok kıymet vermesi.
Doğallık bütün güzelliklerin en üstünüdür.
Sayo şikaraba!4
Amerikan hürriyetinin güzelliğini saçlarımdan başlayarak öğreneyim!
Bunun pejmürdelik olmadığına emin misin?
Kadınların pejmürdeliği yalnızca hiç erkek olmayan yerlerde afedilebilir.
Ara sıra unutkan olmak, bir kadının cazibelerindendir diyebilirim.
Fakat korkarım ki benim durumum sıradan unutkanlığı ziyadesiyle aşıyor.
Bazen (eğer bir gün evlenirsem) kocamın ismini de unutur muyum diye düşünüp gülüyorum.
İngilizcedeki “shall” ile “will” kullanımlarıyla nasıl başa çıkacağım? Bu konuyu hayal meyal hatırlıyorum.
Bir СКАЧАТЬ
4
Elveda. (ç.n.)