Название: Yalvaran
Автор: Блейк Пирс
Издательство: Lukeman Literary Management Ltd
Жанр: Современные детективы
Серия: Bir Riley Paige Gizemi
isbn: 9781632918871
isbn:
“Bilmiyorum Bill,” dedi Riley. “İşe ara verdiğimde kendimi daha iyi hissettim. Şu andan itibaren yalnızca eğitim vermeyi düşünüyorum. Sana tek söyleyebileceğim şey Meredith’e söylediğimin aynısı olacak.”
“Bu konuda düşüneceksin.”
“Doğru.”
Bill hoşnutsuzlukla homurdandı.
“En azından biraraya gelip bu konuyu tekrar konuşabilir miyiz?” diye sordu. “Belki yarın?”
Riley bir süreliğine yine sessiz kaldı.
“Yarın olmaz,” dedi. “Yarın bir adamın ölümünü izlemek zorundayım.”
Bölüm Beş
Riley camdan, Derrick Caldwell’in öleceği odaya baktı. Caldwell’in son kurbanı Kelly Sue Bassett’in annesi Gail Bassett’in yanında oturuyordu. Riley onu durdurmadan önce katil tam beş kadını öldürmüştü.
Riley, Gail’in idam davetini kabul etmek konusunda kararsızdı. Daha önce gönüllü tanık olarak gazetecilerin, avukatların, kanun uygulayıcı görevlilerin, manevi danışmanların ve juri başkanının arasında bir kez izlemişti idamı. Şu an Gail ile, öldürülen kadınların dokuz akrabasıyla birlikte daracık bir alanda yanyana konmuş plastik sandalyelerde oturuyordu.
Gail, minyon, altmış yaşlarında, narin, kuş yüzlü kadın Riley ile uzun yıllardır iletişimini korumuştu. Riley’e yazmış ve infazdan önce kocasının öldüğünü ve bu önemli olayı görmeye gideceği kimsesinin olmadığını bildirmişti. Bu yüzden Riley ona eşlik etmeye karar vermişti.
Ölüm odası hemen orada, pencerenin diğer tarafındaydı. Odadaki tek eşya haç şeklindeki idam masasıydı. Masanın baş tarafında mavi plastik bir perde asılıydı. Riley o perdenin arkasında tıbbi boruların ve öldürücü kimyasalların olduğunu biliyordu.
Duvarda valiliğe bağlı kırmızı bir telefon vardı. Bu telefon yalnızca son dakika af kararında çalabilirdi. Kimse bu sefer telefonun çalmasını beklemiyordu. Oda kapısının üzerindeki saat, bunların dışında görülebilen tek dekordu.
Virginia’da mahkumlar elektrikli sandalyeyle öldürücü kimyasallar arasında tercih yapma hakkına sahiptiler. Ama çoğunlukla kimyasallar seçiliyordu. Eğer mahkum bir seçim yapmadıysa iğne yapılmasına karar veriliyordu.
Riley, Caldwell’in elektrikli sandalyeyi tercih etmemesine şaşırmıştı. Kendi ölümüne bile pişman olmayacak gibi görünen bir canavardı o.
Kapılar açıldığında saat 8:55’ti. İdam görevlileri Caldwell’i odaya getirdiklerinde izleyiciler arasında ne olduğu anlaşılmayan mırıldanmalar oldu. İki gardiyan onu kollarından tutmuştu ve diğeri de sağ taraflarından yürüyordu. Hepsinin ardından iyi giyimli bir adam geldi. Bu adam hapishane müdürüydü.
Caldwell mavi bir pantolon, mavi bir iş gömleği ve sandalet giymişti. Ayağında çorap yoktu. Elleri kelepçeliydi ayakları zincirliydi. Riley onu yıllardır görmemişti. Bir seri katil olarak içeride tutulduğu kısa süre boyunca, tam bohem bir kaldırım sanatçısına yakışacak türden uzun saçları ve asi bıyıkları olmuştu. Şu anda traşlıydı ve sıradan görünüyordu.
Karşı koymuyordu ama korkmuş gibiydi.
Güzel, diye düşündü Riley.
Katil idam masasına baktı ve hemen bakışlarını çevirdi. Sanki masanın başucundaki mavi perdeye bakmak istemiyor gibiydi. Bir an görüş odasının camına çevirdi bakışlarını. Birden daha sakin ve aklı başında görünmeye başlamıştı.
“Bizi görmesini isterdim,” diye mırıldandı Gail.
Tanıklar tek yönlü camla gizlenmişlerdi ve Riley, Gail gibi düşünmüyordu. Caldwell Riley’in hoşlanması için ona çok yakından bakmıştı. Riley adamı yakalamak için gizli görevdeydi. Dunes Beach Boardwalk’ta yürüyen bir turist gibi davranmış ve resmini çizmesi için onu kiralamıştı. Katil çalışırken abartılı bir dalkavuklukla onun uzun zamandır çizdiği en güzel kadın olduğunu söylüyordu.
Riley o anda adamın bir sonraki kurbanı olarak kendisini düşündüğünü anlamıştı. O gece Riley kendisini yem olarak sundu ve katilin onu sahil boyunca takip etmesine izin verdi. Saldırmaya kalktığında yedek ajanların onu yakalaması çok da zor olmamıştı.
Yakalanması çocuk oyuncağı gibi olmuştu. Kurbanlarını kesip onları buzlukta sakladığını araştırmak ise ayrı bir konuydu. Buzluk açılırken orada bulunmak Riley’in kariyerindeki en üzücü anlardan biriydi. Riley hala parçalanmış eşlerin, kızların, kardeşlerin aileleri için (Gail de bunların içindeydi) son derece üzgündü.
“Yaşamak için çok güzel,” demişti katil onlar için.
Katilin kendisine de bu gözle bakmış olduğu düşüncesi Riley’i ürpertiyordu. Riley, erkekler (hatta eski kocası Ryan) arada sırada kendisine güzel deseler bile, öyle olmadığını düşünüyordu. Caldwell sapına kadar korkunç bir istisnaydı.
Patolojik canavar kendisine kusursuz güzellikte olduğunu söylerken neyi kastetmişti? Acaba kendi içinde onunki gibi canavarca bir şeyler olduğunu mu görmüştü? Katilin davasının ve tutuklanmasının ardından birkaç yıl boyunca Riley adamın hayran bakan gözleri, tatlı sözleri ve buzluk dolusu parçalanmış cesetleriyle ilgili kabuslar görmüştü.
İdam görevlileri Caldwell’i masanın üzerine yatırıp kelepçelerini, zincirlerini ve sandallarını çıkarıp yerine bağladılar. Onu her biri ikişer tane deri bantla olmak üzere göğsünden, bacaklarından, ayak bileklerinden ve el bileklerinden bağlamışlardı. Çıplak ayakları pencereye bakıyordu. Yüzünü görmekse zordu.
Birden görüş odasının penceresinin perdeleri kapatıldı. Riley bunun görevlilerin doğru damarı bulamamak gibi sorunlarla karşılaşma olasılıklarına dair idamın yürütülmesi için bir önlem olduğunu biliyordu. Yine de garipsemişti. Görüş odasındaki insanlar idamı izlemek üzerelerdi ama tanıkların iğnenin yapılışını görmelerine izin verilmiyordu. Perde, görevlilerden biri tarafından diğer yöne doğru biraz açıldı.
Perdeler açıldığında borular yerleştirilmişti ve mahkumun kollarından mavi plastik perdenin arkasına doğru uzuyorlardı. Görevlilerden bazıları öldürücü ilaçların idaresini yapmak için perdelerin arkasına geçmişlerdi.
Bir adam muhtemelen hiç gelmeyecek olan aramayı beklemek için kırmızı telefonu aldı. Bir diğer adam kötü ses düzeninden duyulan kırık bir sesle Caldwell’e konuştu. Ona söyleyeceği son bir söz olup olmadığını soruyordu.
Buna karşılık Caldwell’in yanıtı şaşırtıcı derecede netti.
“Ajan СКАЧАТЬ