Название: Yalvaran
Автор: Блейк Пирс
Издательство: Lukeman Literary Management Ltd
Жанр: Современные детективы
Серия: Bir Riley Paige Gizemi
isbn: 9781632918871
isbn:
Riley neredeyse telefonu düşürüyordu. Meredith’in sözleri bir süredir bozulmayan sinirlerini ayağa kaldırmıştı. Riley kendi kız kardeşiyle yıllar önce iletişimini kesmişti. Araları açıktı ve onun nasıl olduğunu merak bile etmiyordu. Kendi kız kardeşinin şu an ne yaptığından haberi bile yoktu.
Başka bir sessizlikten sonra Meredith, “Bunu düşüneceğine dair bana söz ver.” dedi.
“Düşüneceğim,” dedi Riley.
Telefonu kapattılar.
Riley kendisini berbat hissediyordu. Meredith onun bazı zor zamanlarını görmüş ama ona hiç bu kadar açık davranmamıştı. Onu yüzüstü bırakmaktan nefret ediyordu. Ve ona bu konuyu düşüneceğine dair söz vermişti.
Ve hayır demeyi ne kadar isterse istesin, bunu yapabileceğinden emin değildi.
Bölüm Üç
Adam arabasında oturmuş, bir fahişenin sokaktan gelişini izliyordu. Kadın kendisini “Chiffon,” diye tanıtmıştı. Belli ki gerçek adı değildi. Ve adam, kadın hakkında bilmediği daha çok şey olduğundan emindi.
Onu konuşturabilirim, diye düşündü. Ama burada değil. Bugün değil.
Kadını bugün öldüremezdi de. Hayır burada olmazdı. Kadının herzaman çalıştığı “Kinetic Custom Gym” denen yerde bunu yapamazdı. Oturduğu yerden salonun vitrin camından yıpranmış olan ve kimsenin çalışmadığı ağırlık aletini görebiliyordu. Bildiği kadarıyla bugün egzersiz yapmak için kimse gelmemişti.
Sosyal olarak kabul edilebilir bir davranış değil, diye düşündü sırıtarak.
Bu mekanda yıllar önce çalışan bir esmeri hallettiğinden beri bu mekana çok fazla gelmiyordu. Elbette kadını burada öldürmemişti. Ekstra hizmetler karşılığı daha fazla para ödeyeceğini vaadederek onu bir otel odasına götürmüştü.
O günden beri bir cinayet tasarlamamıştı. Kadının başına taktığı plastik torba yalnızca biraz tehlike fantezisi eklemek içindi. Ama bunu yaptıktan sonra kendisini ne kadar iyi hissettiğine şaşırmıştı. Bu hayatı boyunca duyduğu zevklerden ayrılan, sıradışı bir keyifti.
Yine de bu kaçamağından sonra daha dikkatli ve kendini dizginleyerek davranıyordu. Ya da en azından geçen haftaya kadar, şu eskort kızla aynı ölümcül oyunu oynayana kadar... Sahi kızın adı neydi?
Ah, evet, diye hatırladı. Nanette.
Nanette isminin gerçek olup olmadığından o zaman da şüphelenmişti. Artık asla öğrenemeyecekti. Kızın ölümünün bir kaza olmadığını kabul ediyordu. Gerçekten değildi. Bunu yapmak istemişti. Ve vicdanı tertemizdi. Tekrar yapmak için hazırdı.
Adının Chiffon olduğunu söyleyen bir kadın yarım blok öteden, sarı bir tüp bluz ve zorla farkedilen bir etek giymiş olduğu halde, cep telefonuyla konuşarak imkansız sayılacak yükseklikteki topuklu ayakkabılarıyla sendeleyerek spor salonuna doğru yaklaşıyordu.
Adam, bu kadının adının gerçekten Chiffon olup olmadığını merak ediyordu. Bir önceki buluşmaları kadının hatası nedeniyle kötü geçmişti, kendi hatası nedeniyle değil. Kadındaki bir şey ona itici gelmişti.
Adam, kadının iddia ettiğinden daha yaşlı olduğunu çok iyi biliyordu. Bu yalnızca onun bedeniyle ilgili değildi çünkü genç fahişeler de doğum nedeniyle vücutlarında çatlak izleri taşıyorlardı. Ayrıca yüzündeki kırışıklıklarla da ilgili değildi. Adam fahişelerin tanıdığı bütün kadınlardan daha çabuk yaşlandıklarını biliyordu.
Bunun üzerinde fazla durmayacaktı. Ama o kadın hakkında kafasını karıştıran çok şey vardı. Bazen, bir işe yeni başlamış bile olsa bir profesyonele yakışmayacak acemi bir genç kız heyecanı sergiliyordu.
Bir çocuk oyun oynuyormuş gibi çok fazla kıkırdıyordu. Çok hevesliydi. Daha da tuhafı adam onun işini severek yaptığını anlamıştı.
Gerçekten seks yapmaktan hoşlanan bir fahişe, diye düşündü kadın yaklaşırken. Böyle bir şeyi kim duymuş olabilir ki?
Açıkçası bu onu soğutuyordu.
Ama en azından onun bir gizli polis olmadığından emindi. Hemen o anda yakalanmış olurdu çünkü.
Kadın onu görebilecek kadar yaklaştığında adam arabanın kornasına bastı. Kadın bir an için telefonla konuşmayı kesip, sabah güneşinde gözleri parlayarak adama doğru baktı. Adamın kim olduğunu anladığında tüm dünyayı mutlu edecek gibi gülümseyerek el salladı.
Sonra spor salonunun arkasındaki “servis” girişine ilerledi. Kadının muhtemelen genelevin içinde bir randevusu olduğunu anladı adam. Farketmezdi. Bu özel duygular içinde bulunduğu başka bir gün kadını yine kiralayabilirdi. Bu arada etraf başka sokak kadınlarıyla dolmuştu.
Adam en son nasıl ayrıldıklarını anımsadı. Neşeli, iyi huylu ve pişmandı kadın.
“Dilediğin zaman yine gel,” demişti. “Bir dahaki sefere daha iyi olacak. Bunu birlikte başaracağız. Gerçekten çok heyecanlı olacak.”
“Ah, Chiffon,” diye kendi kendine söylendi. “Hiçbir şey bilmiyorsun.”
Bölüm Dört
Riley’in çevresinde silah sesleri duyuldu. Sol tarafında tabancaların gürültülü atış sesleri vardı. Sağ tarafında daha ağır silahlardan, saldırı tüfekleri ve makineli tüfeklerden kesik kesik açılan ateşin sesini duydu.
Kargaşanın ortasında, belindeki kılıftan Glock silahını çekti, yere yüzükoyun yatıp altı el ateş etti. Dizlerinin üzerine kalkıp üç el daha ateş etti. Ustalıkla ve çabucak silahını doldurarak ayağa kalkıp altı el ateş etti ve sonunda dizlerinin üzerine çökerek sol eliyle üç el ateş etti.
Ayağa kalktı ve silahını kılıfına koydu. Sonra atış sahasından ayrılarak kulaklıklarını ve göz koruyucularını çıkardı. Anahatları şişe şeklinde olan hedef yirmi beş metre uzaktaydı. Bu uzaklıktan bile tüm atışlarını birden güzelce isabet ettirdiğini görebiliyordu. Komşu şerit içindeki FBI Akademisi kursiyerleri, eğitmenlerinin gözetiminde kendi alıştırmalarını yapıyorlardı.
Riley iş başında daima silahlı olmasına rağmen silahını ateşlemeyeli uzun zaman olmuştu. FBI’ın atış poligonunda küçük bir talim için bu şeridi ayırtmıştı. Silahın güçle geri tepişinde, ham kuvvetinde tatmin edici bir şeyler vardı.
Arkasından birisinin seslendiğini duydu.
“Eski okul günleri gibi değil mi?”
Döndüğünde, Özel Ajan Bill Jeffreys’in yanında durup gülümsediğini gördü. Riley de gülümsedi. Onun СКАЧАТЬ