Bulunmuş . Морган Райс
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Bulunmuş - Морган Райс страница 9

Название: Bulunmuş

Автор: Морган Райс

Издательство: Lukeman Literary Management Ltd

Жанр: Героическая фантастика

Серия: Vampır Mektupları

isbn: 9781632915368

isbn:

СКАЧАТЬ uzun bir süredir düşünüyormuş gibi gözlerini kıstı.

      Sonunda “Bilemiyorum,” dedi. “Ama babanın çok büyük bir sırrı koruduğu belli. Bu yalnızca vampir ırkı için değil, bütün insanlık için korunan bir sır. Bu bir kalkan ya da bir silah olabilir, ama her neyse sonsuza kadar tüm insan ırkının doğasını değiştirecek. Bu kesinlikle çok güçlü bir sır olmalı. Ve bana öyle geliyor ki bize babanı bulmak için yardımcı olacak biri varsa, bu çok güçlü biri olmalı. İsa gibi. Bu bana mantıklı geliyor. Belki de aradığımız bir şeyi bulmak için önce bizi ona götürecek başka bir şeyi bulmak zorundayız. Ne de olsa pek çok kilidi açarak bizi buraya getiren senin haçın oldu ve neredeyse ipuçlarımızın hepsini kiliselerde ve manastırlarda bulduk.”

      Caitlin bütün bunları idrak etmeye çalıştı. Babasının İsa’yı tanıması mümkün müydü? Babası İsa’nın havarilerinden biri miydi? Bu düşünce çok şaşırtıcıydı ve Caitlin’in gözünde babası daha da gizemli hale geldi.

      Caitlin öylece kuyunun dibinde oturdu ve şaşkına dönmüş bir şekilde etrafındaki hareketsiz şehre baktı. Daha aramaya nereden başlayacağı konusunda bile bir fikri yoktu. Neredeyse hiçbir şey gözüne çarpmıyordu. Ve bundan da öte, bir an önce Scarlet’i bulmak için her şeyi gözden çıkarabileceğini hissediyordu. Evet, hiç olmadığı kadar babasını bulmak istiyordu; cebindeki dört anahtarın neredeyse yandığını hissediyordu, ama ortada onları kullanabileceği herhangi bir durum yoktu ve kafası Scarlet’le meşgulken, onun dışarda bir yerlerde yapayalnız olduğu düşüncesi içini parçalarken, babasını düşünmek bile zor geliyordu. Scarlet’in güvende olup olmadığını bile kim bilebilirdi ki?

      Ama Scarlet’i bile nerede arayacağını bilmiyordu. Kendini inanılmaz bir şekilde umutsuz hissetti.

      Ansızın, şehrin girişinde bir çoban belirdi, arkasında onu izleyen koyun sürüsüyle yavaşça şehir meydanına doğru yürüyordu. Üzerinde uzun beyaz bir elbise ve başında da onu güneşten koruyan bir başlık vardı; elindeki asayla Caitlin ve Caleb’e doğru yürüdü. Caitlin, önce doğruca kendilerine doğru yürüdüğünü düşündü. Ama sonra aslında kuyuya doğru yürüdüğünü anladı. Yalnızca su içmeye geliyordu ve Caitlin ve Caleb suyun önünü kesmişlerdi.

      O yürüdükçe, koyunlar dört bir yanını sararak meydanı doldurdular, hepsi kuyuya doğru geliyordu. Su içme zamanının geldiğini anlamış olmalıydılar. Saniyeler içinde Caitlin ve Caleb kendilerini sürünün ortasında buldular, o narin hayvanlar suya ulaşabilmek için onları hafifçe itiyorlardı. Çobanlarının kendileriyle ilgilenmesini bekleyen koyunların sabırsız melemeleri havayı sardı.

      Çoban kuyuya yaklaşınca Caitlin ve Caleb yana çekildi. Çoban kuyunun üzerindeki paslı kolu çevirdi ve kovayı yavaşça yukarıya çekti. Kovayı yukarı kaldırırken başlığını geriye itti.

      Caitlin çobanın genç olduğunu görünce şaşırdı. Upuzun karışık sarı saçları, sarı bir sakalı ve parlak mavi gözleri vardı. Gülümsedi; Caitlin yüzündeki güneş lekelerini, gözlerinin etrafındaki kırışıklıkları görebiliyor ve ondan yayılan sıcaklığı ve iyiliği hissedebiliyordu.

      Taşan su dolu kovayı aldı ve bütün alnını kaplayan tere, çok susamış görünmesine rağmen döndü ve ilk kovayı kuyunun dibindeki yalağa boşalttı. Koyunlar meleyerek toplandılar ve birbirlerini iterek suyu içmeye koyuldular.

      Caitlin içinde bu adamın bir şeyler biliyor olacağına dair inanılmaz garip bir his duydu, belki de bu adamın yollarına çıkmasının bir nedeni vardı. Caitlin, eğer İsa bu zamanda yaşamışsa, belki de bu adam onu duymuştur diye düşündü.

      Caitlin konuşmaya hazırlanırken ani bir gerginlik hissetti.

      “Af edersiniz?” dedi.

      Adam döndü ve Caitlin’e baktı. Caitlin adamın gözlerindeki enerjiyi hissetti.

      “Biz birini arıyoruz. Ben acaba burada yaşayıp yaşamadığını biliyor olabilir misiniz diye merak ettim.”

      Adam gözlerini kıstı ve bunu yaptığı gibi Caitlin adamın içini okuyabildiğini hissetti. Bu olağanüstüydü.

      Adam Caitlin’in zihnini okuyormuş gibi “Yaşıyor,” diye cevap verdi. “Ama artık burada değil.”

      Caitlin buna inanamıyordu. Doğruydu demek.

      Caleb “Nereye gitti?” diye sordu. Caitlin, Caleb’in sesindeki keskinliği duydu ve bunu nasıl umutsuzca bilmek istediğini sezdi.

      Adam bakışlarını Caleb’e doğrulttu.

      Sorunun cevabı aşikârmış gibi “Celile’ye tabii,” diye yanıt verdi. “Denize.”

      Caleb düşünceli bir şekilde gözlerini kıstı.

      Tereddüt ederek “Capernaum’a mı?” diye sordu.

      Adam yanıt olarak evet anlamında başını salladı.

      Caleb’in gözleri daha önceden bildiği bir şeyle karşılaşmış gibi kocaman açıldı.

      Adam esrarengiz bir şekilde “Peşinde giden birçok takipçisi var,” dedi. “Ara, ara ki bulasın.”

      Çoban aniden başını öne eğdi, arkasını döndü ve kendisini takip eden koyunlarıyla uzaklaşmaya başladı. Kısa süre içinde meydanın diğer tarafına doğru ilerlemeye başlamıştı.

      Caitlin gitmesine izin veremezdi. Henüz değil. Daha fazlasını bilmesi gerekiyordu. Ve adamın bir şeyler sakladığını sezmişti.

      “Bekle!” diye bağırdı.

      Çoban durdu ve dönerek Caitlin’e baktı.

      “Babamı tanıyor musun?”

      Adam yavaşça başını evet anlamında sallayınca Caitlin şaşırıp kaldı.

      “Nerede?”

      “Bunu sen bulmalısın. Anahtarları taşıyan sensin.”

      Caitlin bilmek için yanıp tutuşarak “Kim o?” diye sordu.

      Adam yavaşça başını iki yana salladı.

      “Ben sadece yoldaki bir çobanım.”

      Caitlin çaresiz bir şekilde “Ama ben daha onu nerede arayacağımı bile bilmiyorum!” diye yanıt verdi. “Lütfen. Onu bulmak zorundayım.”

      Çoban usulca gülümsedi.

      “Bir şeyleri aramaya her zaman bulunduğun yerden başlamalısın,” dedi.

      Ve bunu söylemesiyle başını kapatıp dönmesi ve meydanın karşısına geçmesi bir oldu. Kemerli kapıdan çıktı ve saniyeler içinde arkasında koyunlarıyla gözden kayboldu.

      Bir şeyleri aramaya her zaman bulunduğun yerden başlamalısın.

      Sözleri Caitlin’in zihninde çınladı. СКАЧАТЬ