Название: Bulunmuş
Автор: Морган Райс
Издательство: Lukeman Literary Management Ltd
Жанр: Героическая фантастика
Серия: Vampır Mektupları
isbn: 9781632915368
isbn:
Caleb “Ne yapıyorsun?” diye sordu.
Caitlin, taşların bütün yarıklarını yoklayarak ve bir şeyleri bulmaya yaklaştığını hissederek çılgına dönmüşçesine arıyordu.
Sonunda, kuyunun taş duvarının yarısına gelmişken durdu. Diğerlerinden biraz daha büyük bir yarık bulmuştu. Parmağının girebileceği kadar büyüktü. Bu yarığı çevreleyen taş diğerlerine göre biraz daha pürüzsüz ve yarık da biraz daha büyüktü.
Caitlin parmağını içeri uzattı ve taşı parmağıyla çevirmeye çalıştı. Kısa sürede oradaki taş kıpırdamaya başladı ve ardından hareket etti. Taş yana çekilince Caitlin arkasında küçük gizli bir bölme gördü ve hayretle bakakaldı.
Caleb, Caitlin’in yanına geldi ve Caitlin elini içeri karanlığa doğru götürürken omzunun arkasından gizli bölmeye doğru baktı. Caitlin eline soğuk, metal bir şeyin geldiğini hissetti ve onu yavaşça kendine doğru çekti.
Ardından elini ışığa doğru kaldırdı ve yavaşça acuvunu açtı.
Avcunun içinde gördüğü şeye inanamıyordu.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Scarlet, orada çıkmaz sokağın sonunda, sırtı duvara dayalı bir halde Ruth’la beraber dururken, o zorba grubunun köpeklerini üzerine salmalarını korku içinde izledi. Saniyeler içinde o devasa, vahşi köpek saldırıya geçmiş, hırlayarak doğruca Scarlet’in boğazını hedef almıştı. Her şey o kadar hızlı meydana geliyordu ki Scarlet ne yapacağını bilemedi.
Scarlet daha harekete geçemeden Ruth birden hırladı ve köpeğe doğru saldırdı. Havaya sıçradı, köpekle yarı yolda karşı karşıya gelerek dişlerini köpeğin boğazına geçirdi ve onu yere yapıştırarak üzerine çıktı. Köpek Ruth’un iki katı olmalıydı ama Ruth onu çok çaba harcamadan yere yapıştırmış ve kalkmasına izin vermemişti. Bütün gücüyle dişlerini, batırdığı yere kenetledi ve kısa süre içinde köpek mücadele etmeyi bıraktı, ölmüştü.
Çocukların başı öfkelenmiş bir halde “Seni küçük kancık!” diye çığlık attı.
Oğlan bunun ardından diğerlerinin arasından öne doğru fırlayarak Ruth’a hücum etti. Elinde tuttuğu bir ucu sivriltilmiş sopayı kaldırdı ve doğruca Ruth’un savunmasız kalan sırtını hedef aldı.
Refleksleri etkisini gösteren Scarlet derhal harekete geçti. Düşünmeksizin oğlana doğru hızla koştu, yetişti ve oğlanın sopası Ruth’u bulmadan önce onu havada yakaladı. Ardından oğlanı kendine doğru çekti, geriye eğildi ve öne doğru hamle yaparak kaburgalarına sert bir tekme savurdu.
Oğlan birden devrilip düştü ve Scarlet tekrar tekmeledi, bu defa yüzüne sert bir vuruş yaptı. Çocuk döne döne gitti ve taşların üzerine yüzüstü kapaklandı.
Ruth döndü ve grupta geri kalan çocuklara saldırdı. Yükseğe sıçradı ve başka bir oğlanın boğazına dişlerini geçirerek onu yere sardı. Geriye yalnızca üç çocuk kaldı.
Scarlet orada durmuş diğerleriyle karşılaşacakken birden yeni bir his kendine egemen oldu. Artık içinde hiçbir korku hissetmiyor; bu çocuklardan kaçmak istemiyor; bir yere sinip saklanma ihtiyacı duymuyor ve anneciğinin ve babacığının korumasını arzulamıyordu.
Sanki görünmez bir çizgiyi, bir taşma noktasını geçmiş gibi içinden bir şeyler koptu. Hayatında ilk defa hiç kimseye ihtiyacı olmadığını hissetti. Tek ihtiyacı olan kişi kendiydi. Artık içinde bulunduğu andan korkmak yerine tadını çıkarıyordu.
Scarlet içini bir öfkenin kapladığını hissetti; ayak parmaklarından başlıyor ve saçının derisine kadar bütün bedenine yayılıyordu. Bu anlayamadığı, daha önce hiç yaşamadığı bir elektriklenme hissiydi. Artık bu çocuklardan kaçmak istemiyordu. Onların kendisinden kaçmasını da istemiyordu.
Şimdi intikam istiyordu.
Çocuklar orada durmuş şaşkınlık içinde ona bakarlarken Scarlet saldırıya geçti. Her şey o kadar hızlı oluvermişti ki Scarlet olanları takip etmekte zorluk yaşıyordu. Scarlet’in refleksleri onlarınkilerden çok daha hızlıydı, oğlanlar sanki ağır çekimde hareket ediyorlar gibiydi.
Scarlet havaya sıçradı, hayatında hiç bu kadar yükseğe sıçramamıştı ve çocuğun karnının tam ortasına bir tekme indirerek onu olabildiğince uzağa fırlattı. Çocuk bir kurşun gibi hızla sokağın karşı tarafına uçtu ve duvara çarparak yere düştü.
Oğlanlardan diğer ikisi daha harekete geçemeden Scarlet hemen arkasını döndü ve birine dirsek geçirdi, diğerinin de karın boşluğuna bir tekme savurdu. İkisi de bilinçsiz bir şekilde yere kapaklandı.
Scarlet, Ruth’la birlikte derin derin nefes alarak orada durdu. Çevresine bakındı ve beş çocuğun da hareketsiz bir şekilde yere serilmiş olduğunu gördü. Ve sonra galip gelenin kendisi olduğunun farkına vardı.
Artık bir zamanlar tanıdığı Scarlet değildi.
Scarlet yanında Ruth’la birlikte dar sokaklarda saatlerce gezindi, o çocuklarla arasını açabildiği kadar açtı. O sıcakta, dar sokakların birinden çıkıp diğerine girerek eski Kudüs şehrinin daracık yan sokaklarından oluşan labirentte yolunu kaybetti. Öğlen güneşi beynini yakıyor ve Scarlet bundan ötürü halsiz hissetmeye başlıyordu; ayrıca yiyecek ve içecek bir şeyi olmadığı için de gittikçe bitkinleşmeye başlamıştı. Kalabalıkların arasından dolana dolana giderlerken Ruth’un yanı başında nefes nefese kaldığını görebiliyor ve kendisinin de zorluk çektiğini ve artık gücünün sonuna geldiğini hissedebiliyordu.
Ruth’un yanından geçmekte olan bir çocuk Ruth’u sırtından yakaladı, oyun oynamak ister gibi onu hızla ama oldukça sert bir şekilde çekti. Ruth döndü ve hemen hırlayarak ve dişlerini göstererek cevap verdi. Çocuk çığlık attı, ağladı ve hemen kaçtı. Ruth hiç bu şekilde davranmazdı; genelde oldukça hoşgörülüydü. Ama sıcağın ve açlığın onu da delirttiği görülüyordu. Scarlet’in kendi öfkesi ve kızgınlığı ona da geçmeye başlamıştı.
Scarlet ne kadar uğraşırsa uğraşsın, öfkesinden arta kalanları nasıl bastıracağını bilmiyordu. Sanki içindeki bazı şeyler kontrolden çıkmıştı ve o bunlara hükmedemiyordu. Scarlet damarlarının durmadan kan pompaladığını, öfkesinin kızışmaya devam ettiğini hissetti ve her birisi Ruth ve kendisinin almaya güçlerinin yetmediği çeşitli yiyecekler satan satıcıların yanından geçtikçe kızgınlığı daha da büyüdü. Aynı zamanda yaşadığı yoğun açlık duygusunun eskiden duyduğu tipik açlık hissine benzemediğini de fark etmeye başlıyordu. Scarlet bunun daha farklı bir şey olduğunu anladı. Daha derin, daha ilkel bir histi bu. Yalnızca yiyecek bir şey istemiyordu. Kan istiyordu. Kanla beslenmeye ihtiyacı vardı.
Scarlet kendisine ne olduğunu, bununla nasıl başa çıkacağını bilemiyordu. Yoğun bir et kokusu aldı ve kalabalığın arasından kendine yol açarak doğruca ete doğru gitti. Ruth’da onun yanında kendine yol açarak ilerliyordu.
Scarlet СКАЧАТЬ