Cesurun Gecesi . Морган Райс
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Cesurun Gecesi - Морган Райс страница 7

СКАЧАТЬ Marda’ya doğru baktı.

      “Geliyorlar” diye ekledi Alva. “Ve biz üçümüz kalan son umuduz.”

      BÖLÜM BEŞ

      Kyra örümcek ağına dolanmış, debelenirken içini panik doldurdu, devasa yaratık ona doğru sürünürken çaresizce kurtulmaya çalışıyordu. O tarafa bakmak istemiyordu fakat kendine engel olamadı. Başını çevirip baktığında devasa bir örümceğin, her seferinde bir dev ayağını atıp, tıslayarak kendisine yaklaştığını gördü ve dehşete kapıldı. Yaratık devasa kırmızı gözleriyle ona bakarken uzun, tüylü, siyah bacaklarını kaldırıyor ve ağzını kocaman açıp, üzerinden salyalar damlayan sarı dişlerini gösteriyordu. Kyra yaşayacak birkaç dakikası kaldığını ve bunun çok berbat bir ölüm şekli olacağını biliyordu.

      Kyra debelendiği sırada ağın her yanından kemik çatırtıları duydu ve etrafına baktığında, kendisinden önce orada ölmüş olan kurbanların artıklarını gördü. Hayatta kalma şansının çok düşük olduğunun farkındaydı. Ağa yapışmıştı ve yapabileceği hiçbir şey yoktu.

      Kyra başka seçeneği olmadığının bilinciyle gözlerini kapattı. Dış dünyaya güvenemezdi. Kendi içine bakmak zorundaydı. Cevabın dış güçlerde değil, kendi iç cephaneliğinde olduğunu biliyordu. Eğer dış dünyaya bel bağlayacak olursa ölecekti.

      Diğer taraftan, içsel olarak gücünün sınırsız olduğunu hissediyordu. İçsel gücüyle bağlantı kurmalı, yüzleşmeye korktuğu güçlerini toplamalıydı. Sonunda onu yönetenin ne olduğunu, ruhani eğitiminin sonuçlarını öğrenmek üzereydi.

      Enerji. Alva’nın ona öğrettiği buydu. Kendimize güvendiğimiz zaman, enerjimizin, potansiyelimizin bir parçasını kullanırız. Dünya’nın enerjisine dokun. Tüm kolektif evren sana yardımcı olmak için bekliyor.

      Bir şeyin damarlarında gezindiğini hissetti. Bu doğduğundan beri sahip olduğu, annesinden ona geçmiş olan özel bir şeydi. Bu toprağın altında akan bir nehir gibi her şeyin içinden geçen bir güçtü. Bu her zaman güvenmekte zorlandığı güçle aynı güçtü. Bu, kendisinin en derin ve hala tamamen güvenemediği yanıydı. Bu, herhangi bir düşmandan da daha çok korktuğu bir yanıydı. Umutsuzca yardım isteği içinde annesini çağırmak istedi. Fakat ona orada, Marda topraklarında, ulaşamayacağını biliyordu. Tamamen tek başınaydı. Belki de bu mutlak yalnızlık, güvenecek kendinden başka kimsenin olmaması, eğitiminin son ayağıydı.

      Kyra şimdi ya da asla düşüncesiyle gözlerini kapattı. Kendisinden daha büyük, önünde gördüğü dünyadan daha büyük hale gelmesi gerektiğini hissetti. Kendini içindeki enerjiye ve sonra da her yanını saran enerjiye odaklanmaya zorladı.

      Yavaşça Kyra uyum içine girdi. Örümcek ağının, örümceğin enerjisini hissetti; enerjinin içinde dolaştığını hissedebiliyordu. Bunun yavaşça bir parçası haline gelmesine izin verdi. Ağ ile daha fazla mücadele etmedi. Onun yerine ağ ile bir hale gelmesine izin verdi.

      Kyra yavaşladığını; zamanın da yavaşladığını hissetti. En küçük detaylarla uyum sağladı, her şeyi duyar, çevresindeki her şeyi hisseder hale geldi.

      Aniden Kyra bir enerji patlaması hissetti ve o anda ilk kez tüm evrenin bir olduğunu anladı. Tüm ayrım duvarlarının yıkıldığını, iç ve dış dünya arasındaki bariyerin çözüldüğünü hissetti. İki dünya arasındaki ayrımın sahte olduğunu hissetti.

      O anda, sanki içinde bir barajın kapakları açılmışçasına bir enerji akışı hissetti. Avuçları sanki alev içindeymiş gibi yanıyordu.

      Kyra gözlerini açtı ve artık çok yaklaşmış, üzerine atlamak üzere olan örümceği gördü. Dönüp, kendisinden birkaç metre ötede ağa takılmış olan asasını gördü. Kendinden hiç şüphe etmeden elini uzattı. Asasını çağırdı ve asa havada süzülerek, doğrudan açık bekleyen eline doğru uçtu. Kyra asasını sıkıca kavradı.

      Kyra önünde gördüğü her şeyden daha güçlü olduğunun bilinciyle gücünü kullandı ve kendine inandı. O anda asayı tutan kolunu havaya kaldırdı ve kolu ağdan kurtuldu.

      Yuvarlandı ve örümcek dişlerini ona geçirmek üzereyken uzanıp asasını örümceğin ağzına soktu.

      Örümcek korkunç bir cırlama sesi çıkardı ve Kyra asasını onun ağzına iyice sokup yan çevirdi. Örümcek ağzını kapatmaya çalışsa da başaramadı, asa ağzının açık kalmasını sağlıyordu.

      Fakat sonra aniden ağzını kapattı ve kadim asayı parçalara ayırarak Kyra’yı şoke etti. Kırılamaz olanı kırmış, asayı ağzında bir kürdan gibi parçalamıştı. Bu yaratık tahmin ettiğinden çok daha güçlüydü.

      Örümcek Kyra’ya doğru sıçradı ve o anda zaman yavaşladı. Kyra her şeyin bir noktada odaklandığını hisseti. Derinlerde kendini ağdan kurtarabileceğini, örümcekten daha hızlı olabileceğini hissetti.

      Kyra ileri atılarak kendini kurtardı ve ağda yuvarlandı; örümceğin dişleri indiğinde, Kyra yerine ağları yırtarak açmıştı.

      Kyra odaklandığında, ilk kez, havada silik bir titreşim hissetti, bir şeyin onu çağırdığını hissetti. Döndü ve ağın uzak tarafında, Marda’ya gelme sebebi olan şeyi gördü: Hakikat Asası. Asa bir siyah granit bloğu üzerinde duruyor, gece yarısı gökyüzü altında parlıyordu.

      Kyra asayla arasında yoğun bir bağ hissetti, sağ elini asaya doğru uzattığında avuçlarının karıncalandığını hissetti. Hayatının en büyük savaş çığlığını attığında, bir şekilde asanın kendisine itaat edeceğini biliyordu.

      Aniden Kyra altındaki toprağın titrediğini hissetti. Silahı dünyanın çekirdeğinden çekmekte olduğunu biliyordu ve o muhteşem anda artık ne kendinden, ne güçlerinden ne de evrenden şüphe ediyordu.

      Taşın taşa sürtmesiyle oluşan büyük bir gürültü oldu ve Kyra asanın granitten kurtulup yavaşça yükselişini hayret içinde izledi. Asa yavaşça havalandı, daha sonra havada süzüldü ve siyah, mücevherli asa Kyra’nın sağ eline indi. Kyra asayı kavradı ve onun canlı olduğunu hissetti. Sanki bir yılanı kavramak, yaşayan bir şeye tutunmak gibiydi.

      Kyra hiç tereddüt etmeden döndü ve örümcek tam üzerine gelirken asayı indirdi. Asa aniden bir kılıca dönüştü ve dev ağı ikiye böldü.

      Örümcek çığlık atıp yere düştü, donakalmış olduğu belli oluyordu.

      Kyra etrafında döndü ve ağı tekrar keserek kendini kurtarıp ayaklarının üzerine indi. Yaratık üzerine doğru saldırırken asayı iki eliyle başının üzerinde tuttu. Yaratığı cesaretle karşıladı ve ilerleyip, Hakikat Asası’nı tüm gücüyle savurdu. Asanın, örümceğin kalın gövdesini kesip geçtiğini hissetti. Kyra örümceği ikiye bölerken, örümcek korkunç bir çığlık attı.

      Örümcek Kyra’nın ayaklarının dibine ölü bir şekilde yığılırken, yoğun, siyah bir kan fışkırdı.

      Kyra, asa elinde, titreyen kollarıyla dururken, daha önce hiç hissetmediği bir enerjiyle dolduğunu hissediyordu. O anda СКАЧАТЬ