CELIL OKER-ÖZEL BASKI-ATES ETME ISTANBUL. Celil Oker
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу CELIL OKER-ÖZEL BASKI-ATES ETME ISTANBUL - Celil Oker страница 20

Название: CELIL OKER-ÖZEL BASKI-ATES ETME ISTANBUL

Автор: Celil Oker

Издательство: Автор

Жанр:

Серия:

isbn: 9789752126459

isbn:

СКАЧАТЬ style="font-size:15px;">      Nihayet konuşabildi.

      “Ne arıyorsunuz burada?” dedi. “Begüm sizi de mi çağırdı?”

      Aferin ulan Remzi Ünal dedim içimden. Tutturdun.

      “Beyefendi?” dedim yanındaki adama gülümseyerek. “Tanıştırmayacak mısınız?”

      Ayla Duman şaşkınlığını üstünden atmayı biraz başarmıştı. Yanındaki adama döndü. Eliyle tanıştırma hareketleri yaptı.

      “Remzi Bey,” dedi. “Bugün hastanedeydi. Bir çekap konuştuk. Doktor İsmet Bey. Bölüm şefimiz.”

      Ayağa kalktım. Elimi uzattım adama. Kupkuruydu elleri.

      “Otursanıza doktor bey,” dedim. “Lütfen.”

      Ayla Duman’la doktor bakıştılar. Önce Doktor İsmet karar verdi oturmaya galiba. Ayla Duman karşıma, doktor yanıma yerleşti.

      “Begüm’ü nereden tanıyorsunuz?” dedi sonra.

      Hangi cevabı vereceğimi düşündüm hızla. Uslu cevap, yaramaz cevap… Birileri benden önce yaramazlığa başlamıştı, biraz da ben karıştırabilirdim ortalığı.

      “Özel dedektifim ben,” dedim. “Begüm Kalyon’u müşterim adına arıyorum. Henüz tanışamadık kendisiyle ama.”

      Ayla Duman hiç de şaşırmış görünmedi. Kaşları çok ama çok hafif çatıldı. Tepkisini görmek için doktora baktı.

      Doktor İsmet mikroskobun camında hayatında hiç görmediği bir virüs görmüş gibi baktı bana. Sanki daha şimdiden o virüsü etkisiz kılacak ilacın terkibini düşünüyordu.

      “Sizin mesleğin Türkiye’de yapıldığını duymamıştım,” dedi. Sonra Ayla Duman’a döndü. “Bunu biliyor muydun?”

      Onun yerine ben cevap verdim.

      “Hastanede konuşurken bilmiyordu,” dedim. “Sonradan öğrendi Ayla Hanım.”

      Bir müttefik daha işime gelirdi. Ayla Duman’ın bir kıl rahatladığını sezdim.

      “İşinizi böyle mi yaparsınız?” dedi Doktor İsmet bana dönüp. “İnsanları kandırarak…”

      “Her zaman değil,” dedim. “Begüm Hanım’ı arayanlar çoğaldı. Bazıları tatsız tipler. Onlardan biri olmadığım belli olsun istedim.”

      Ayla Duman sağ elinin iki tırnağını dişlerinin arasına aldı. Doktor ona bakmıyordu. Gözlerini bana dikip sesini hafifçe sertleştirerek sordu.

      “Müşteriniz kim? Onu arayan başkaları kim?” dedi.

      Elimi biraz daha açmamın hiçbir zararı olmayacağını düşündüm.

      “Genellikle müşterilerimin adını vermem,” dedim. “Ama bu sefer neden aradığı o kadar anlaşılabilir birisi ki, sakınca yok galiba. Sizin doktorlardan. Kemal Arsan.”

      Doktor İsmet kaşlarını çattı.

      “Kemal neden arasın ki Begüm’ü?” dedi.

      Bir insanın hayatını kaybettiği yerde bir başkasının patronunun canının sıkılması önemli değildir dedim kendi kendime. Bu, biraz da işime geldi herhalde.

      “E, kız onun sevgilisi,” dedim.

      Doktor İsmet’in dudakları büzüldü. Ayla Duman’a döndü.

      “Peki, bunu biliyor muydun?” dedi.

      Bir kez daha imdadına koştum kızın.

      “Herkesten saklamışlar,” dedim. “Kız ortalarda görünmeyince kendisinin sormamasının sebebi de bu. Beni de bu yüzden tuttu.”

      Ayla Duman gözlerime dikti gözlerini. Sebebini tam anlayamadığım bir ışıltı vardı gözlerinde. Teşekkürden öte.

      “Vay,” dedi doktor. “Neler oluyor? Peki, şimdi neden çıkmadı ortaya Begüm? Kalktık geldik işte. Hadi trafik falan vardı, biraz geç geldik ama…”

      Soru Ayla Duman’a idi galiba. Araya girdim.

      “Sizi mi aradı?” dedim. “Ne zaman?”

      “İşin bitimine yakın,” dedi Ayla Duman. Neler konuştuklarını hatırlamak ister gibi duraklayarak konuşuyordu. “Eee, ‘Konuşmamız lazım,’ dedi. ‘İşler çığırından çıktı,’ dedi. Ne olduğunu sorduğumda, ‘Starbucks’ta konuşuruz,’ dedi.”

      Doktor İsmet’e doğru kafamla işaret ettim.

      “Ben Begüm’le konuşurken…”

      Doktor araya girdi. Galiba biraz otorite göstermek istiyordu.

      “Sinem’e Begüm nerede diye sordum. Sinem başhemşiremizdir. O biraz mırın kırın etti. Ayla’ya sorayım dedim ben de…”

      İkimiz de başımızı Ayla Duman’a çevirdik. Kız mecburen konuştu.

      “Kapatırken adını söylememeliydim,” dedi. “İsmet Bey duydu. Artık başkasıydı diyemedim. Beraber gidelim dedi.”

      “Kızın başı dertteyse yardım etmemiz gerekir diye düşündüm,” dedi Doktor İsmet. “Kalktık geldik, Begüm ortada yok.”

      “Durun bakalım,” dedim. “Belki bir şeyler yapabiliriz.”

      İkisi de yüzüme baktılar. Bir şeyler yapabilirsem hangisini kazanacaktım tam olarak emin değildim.

      “Starbucks’ta konuşuruz, dedi değil mi?” diye başladım numaramı sergilemeye. “Hangi Starbucks olduğunu söylemediğinden emin misiniz?”

      “Evet,” dedi Ayla Duman. “Hep burada buluşuruz bir şey yapmadan önce. Yaptıktan sonra. Evime yakın.”

      “İyi,” dedim. “Sizi en çok kim tanıyorsa personelden, gidip sorun bir, uğramış mı kısa zaman önce. Belki görmüşlerdir.”

      “Niye aklıma gelmedi bu?” dedi Ayla Duman kalkarken. “Galiba sizi burada görünce kafam karıştı.”

      Cevap vermedim. Ayla Duman kahve siparişi aldıkları bankoya doğru yürüdü. Çantası sandalyesinin arkalığına takılı kalmıştı. Sanki gitmemiş gibi.

      Doktor İsmet’le birbirimize baktık. Parmaklarını masanın üzerinde tıkırdattı. Gözleri kahveme takıldı.

      “Bir de kimlik mi değiştiriyorsunuz?” dedi.

      “Kendi kendime yaptığım bir şaka,” dedim. Madem kimliklerden söz ediyorduk, sordum. “Soyadınız ne?”

      Bu da nereden çıktı der gibi yüzüme baktı. İtiraz etmedi ama.

      “Günaldı,” СКАЧАТЬ