Название: Mısır'ın Kutsal Kedisi
Автор: G. A. Henty
Издательство: Maya Kitap
isbn: 9786258361452
isbn:
Fakat kral ve komutanlarının çabaları nafileydi. Saldırının ağırlığına karşı koyamıyorlardı. Mısır savaş arabalarından oluşan sağlam birlik ilerlemeye devam ediyor, Rebulular ise geri çekilmek zorunda kalıyordu. Sayıca bir hayli azalan savaş arabaları yenilmiyor, âdeta yok ediliyordu. Atlar korkunç ok yağmuruyla delik deşik olup yere seriliyor, Mısırlıların akını altında eziliyordu. Arabasından etrafına bakan kral savaşı kaybettiklerini, yapılacak tek şeyin sağ ya da sol kanattaki piyade er birliklerinden birini toplayıp savaş alanından sağ salim çıkarmak olduğunu gördü. Fakat emir vermek için arkasına döndüğünde birkaç metre uzakta duran bir arabadaki okçunun attığı bir okla gözünden vuruldu ve arabasına düşüp öldü.
II
Şehir Kuşatma Altında
Amuba babasının düştüğünü gördüğünde arabasından atlayıp yanına gitmek için erlerden ve savaş arabalarından oluşan kalabalığın içinden sıyrıldı. Jethro hemen onu takip etti. O da düşenin kim olduğunu görmüştü ve Amuba’nın bilmediği bir şey biliyordu, Rebu halkının kralını kaybettiğini. Üstüne yüklenmiş olan sorumluluğu unutmamıştı ama delikanlı bir an için kontrolden çıkmıştı, Jethro da kralın ölümünden dolayı öfkeyle dolmuş, mümkünse cesedini kurtarmaya karar vermişti. Tam zamanında Amuba’nın yanına gelip kalkanını oğlanın yanından savaş arabasıyla geçen Mısırlı okçu ile prensin arasına soktu. Ok, kalkanı ve onu tutan kolu parçaladı. Jethro bir an için duraksadı, kalkandaki ok sapını kırdı, etine beş santim kadar girmiş olan ok ucunu tutup kolundan çekti.
Tüm bunlar göz açıp kapayıncaya kadar olmuştu ama bu kısa an neredeyse Amuba’nın hayatına mâl oluyordu çünkü o sırada öne doğru eğilen okçu yayının bir ucuyla delikanlının kafasına vurup – Mısırlı okçular arasında yaygın bir numaraydı bu – onu anında yere sürükledi, bu sırada arabadaki silah arkadaşı da fırlatmak üzere mızrağını kaldırıyordu. Jethro öfke dolu bir feryatla öne atıldı, kılıcını sallayarak inen mızrağın başını kesip attı. Bunun üzerine kılıcını indirip arabaya atladı, yayı tutan adamı kılıçtan geçirip mızraklı askerle boğuştu.
Dövüş kısa sürdü. Kılıcını okçunun gövdesinde bırakan Jethro hançerini çıkarıp hızla düşmanının işini bitirdi. Sonra arabadan atlayıp boğazındaki yay kirişinin aniden keskin bir şekilde çekilmesinin ve şiddetli düşüşünün etkisiyle bilincini yitiren Amuba’yı ayağa kaldırdı ve onu tekrar arabaya taşıdı. O sırada son derece hiddetli bir şekilde devam eden çatışmanın ortasından büyük zorluklarla çıkmayı başardı. Krallarının öldüğünü gören Rebulu askerler cesedini kurtarıp ölümünün intikamını almak için hücuma geçtiler. Kralın etrafında bir alan açtılar, arabasını çıkarmak imkânsız olduğundan cesedini savrulan atların, kırılmış arabaların ve hiddetle dövüşen askerlerin yarattığı kaosun içinden kurtarıp uzağa taşıdılar.
Kralın bedeni başka bir arabaya yerleştirildi ve sürücü son hızla şehre doğru yol aldı. Kalabalıktan sıyrılan Jethro etrafına bakmak için bir anlığına durdu. Savaşı kaybettiklerini o an anladı. Merkez tamamıyla dağılmıştı, bataklığı geçen kalabalık Mısır ordusu, cepheden kendilerine saldıran askerlere karşı hâlâ kararlı bir şekilde savunma yapan Rebulu erlerin bulunduğu kanadı ağır bir şekilde sıkıştırıyordu. Şimdilik Mısır savaş arabalarının geçişi engellenmişti, geçiş yolu çamura saplanmış ya da balyaların arasına batmış araba ve atlarla öyle tıkanmıştı ki ileri gitmek imkânsızdı, kalabalık bir asker grubu da şimdi yolun diğer tarafında yeni bir geçiş yolu hazırlıyordu.
Bu yol çok geçmeden tamamlanacaktı çünkü Mısırlı askerler artık düşmanları tarafından rahatsız edilmeden çalışıyorlardı, Jethro da yol bittiği anda Mısırlı kalabalığın hızla çevreye yayılacağını ve Rebu ordusunun en arka kısmına kadar saldıracağını anladı. Bunun üzerine kendisi gibi çatışmadan kurtulmuş, ağır yaralı iki atlıya doğru koştu.
“Baksanıza,” dedi, “birkaç dakika içinde yeni bir yol yapılmış olacak ve Mısırlılar akın edecek. Bu durumda direnmek imkânsız olacak ve savaşı kaybedeceğiz. Biriniz sağ ve sol kanatlara gidip komutanlara kralın öldüğünü, emir verecek kimse kalmadığını ve birliklerini kurtarmak için tek şanslarının bir an önce geri çekilip şehrin düzenini korumak olduğunu söylesin.”
Atlılar derhal yola çıktı çünkü kralın şahsi arabacısı olan Jethro çok sabırsız bir adamdı. Ulakları yolladıktan sonra arabasına dönüp hemen oradan ayrıldı. Amuba kendine geliyordu, son hızla ilerleyen aracın sarsılmasıyla uyandı.
“Ne oldu Jethro? Neler oluyor?”
“Savaşı kaybettik prensim, sizi şehre geri götürüyorum. Düşünce ağır yaralandınız, neredeyse canınızdan oluyordunuz, savaşmaya devam etmek bir işe yarasa bile siz daha fazla dövüşemezsiniz, artık bir anlamı da kalmadı.”
“Peki ya kral, babam?” diye sordu Amuba ayağa kalkmaya çalışırken. “Ona ne oldu? Düştüğünü görmüştüm.”
“Onunla ilgili kesin bir bilgim yok,” dedi Jethro. “Korkunç bir çatışma sürüyordu, sizi taşıdığım için de başka birini arabaya alamazdım. Ayrıca sol kolumdan okla vurulmuştum, bir saniye bile geç kalsaydım size isabet edecekti. Şimdi, dizginleri tutarsanız kolumu saracağım. Şu âna kadar düşünecek zamanım olmadı ama çok fazla kanıyor ve ben de bayılmak üzereyim.”
Sahiden de öyleydi ama Jethro aslında babası için korkup endişelenmesin diye Amuba’nın dikkatini biraz olsun dağıtmak için bu konuyu açmıştı. Amuba arabayı sürerken o da arkasına baktı. Geride kalan ova firarilerle doluydu.
“Görüyorum ki her şey bitmiş,” dedi kederle. “Fakat nasıl oluyor da peşimize düşmüyorlar?”
“Çok yakında düşerler,” dedi Jethro. “Ama sanırım yolu ilk geçen Mısır arabalarından yalnızca birkaçı bizi takip edebilecek durumdadır. Çoğunun ya atı yok ya da sürücüsü. Arbedede birçoğu paramparça oldu. Ama şimdi yeni bir geçiş yolu yapıyorlar, tamamlandığında da yoldan geçenler peşimize düşecektir. Askerlerine gelince, onların Rebuluları yakalaması pek mümkün değil.”
“Herhalde adamlarımız da iyi durumdayken geri çekilmek zorunda, Jethro. Dağılmış olsalar da binlerce Mısır savaş arabası tarafından katledilecekler yoksa.”
“Zaten hiçbir şekilde direnemezler artık,” dedi Jethro. Düz bir ovada askerlerimiz Mısır savaş arabalarının saldırısına karşı gelemez. Bu durumda birçok asker şüphesiz ölecek ama kalanlar da sağa sola dağılacaklardır, çoğu sağ salim tepelere ulaşacak, bazıları da koru ve ormanlara sığınacaktır, bir sürü asker de savaş arabalarından kaçacaktır. Yeni geçiş yolu dar, aynı anda sadece birkaç araba geçebilir, bu yüzden adamlarımızın çoğu ele geçirilip öldürülecek olsa da çoğunluğun kaçacağına inanıyorum.”
“Burada СКАЧАТЬ