Kızılderili Mitolojisi. Daniel G. Brinton
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kızılderili Mitolojisi - Daniel G. Brinton страница 18

Название: Kızılderili Mitolojisi

Автор: Daniel G. Brinton

Издательство: Maya Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 9786258361001

isbn:

СКАЧАТЬ align="left">

21

Washington Üniversitesi’nden merhum Profesör W. W. Turner ve Berlin Üniversitesi’nden Profesör Buschmann, bu geniş çapta dağılmış ailenin sınırlarını izleyen iki akademisyendir. İsimleri, Britanya Amerika’sındaki Athabasca Gölü’nden gelmektedir.

22

Çeroki dili, İrokua diliyle sınırlı sayıda ortak kelimeye sahiptir ancak dildeki yapısal benzerlik yakındır. İsmin kökeni bilinmiyor. İsim şüphesiz, Tellico, esasen Tsaliko, Nehri’ninkiyle neredeyse aynı şekilde (Ramsey, Annals of Tennessee, s. 87), çoğul bir form olarak Tsalakie şeklinde yazılmalıdır. Adair’in cheera (ateş) sözcüğünden türetimi faydasızdır, zira dillerinde böyle bir kelime yoktur.

23

Algonkin tabiri, agomeegwin’in (diğer kıyının sakinleri) bozulmuş hali olabilir. Genellikle eş anlamlı olarak kullanılan Algic, Bay Schoolcraft’ın “Alleghany ve Atlantic” sözcüklerinden türettiği bir sıfattır (Algic Rescearches, ii, s. 12). Bunu kabul etmek için hiçbir sebep yok. Algonkin hem isim hem de sıfat olarak kullanılabilir. İrokua, yerli dilindeki hiro ile koue kelimelerinin Fransızca bir birleşimidir. Bunlar bir kabul veya beğeni nidası olarak kurultaylarında sıklıkla duyulan tabirlerdi.

24

Apalachian; Krikçe büyük deniz, okyanus anlamına gelen apala ile insan anlamındaki chi ekinin birleşimi olan iki kelimeden oluşmaktadır ve okyanus kıyısında ikamet edenler anlamına gelmektedir. Natchezlerin Mayaların soyundan geldiğini tahmin edip yüz kadar Natchez sözcüğünü Maya lehçelerindeki eşdeğerleriyle dikkatli bir şekilde inceleyerek kanıtlayan ilk kişiyim. Bunlar arasında beş tanesi, Panuco Nehri ahalisi Huastecaların diline özgü kelimelerle, on üçü Huasteca ve Maya ile ortak kelimelerle, otuz dokuzu ikinci dilde benzer anlama gelen kelimelerle az çok belirgin benzerliklere sahiptir. Bu benzerlik; bir, iki, dört, yedi, sekiz, yirmi gibi sayılarla örneklendirilebilir. Natchez dilinde bunlar şöyledir: hu, ah, gan, uk-woh, upku-tepish, oka-poo. Maya dilinde ise şöyledir: hu, ca, can, uk, uapxa, hunkal (bkz. Am. Hist. Mag., New Series, cilt I, s. 16. Ocak 1867).

25

Yerli dilinde Dakota, arkadaşlar veya müttefikler anlamına gelir.

26

Rep. Of the Commissioner of Indian Affairs, 1854, s. 209.

27

Professor Buschmann’a göre Aztek kelimesi muhtemelen iztac (beyaz) kelimesinden gelmektedir ve Nahuatlacatl, Naguatl (temiz ses) dilini konuşanlar anlamına gelmektedir. Bununla birlikte Abbé Brasseur (de Bourbourg) ikinci kelimeyi Kiçece nawal (zekâ) kelimesinden türetmekte ve şu inanılmaz bilgiyi eklemektedir: Bu kelime, İngilizce know all (hepsini bil) ile özdeştir (Hist. du Mexique. s.102). Onun teorisine göre, Orta Amerika’nın birçok dili; İngilizce, Almanca ve akraba diller gibi eski Indo-Germen kolundan gelmektedir. Toltecatl kelimesinden gelen Toltec, Tollan’ın sakinleri anlamına gelir (ikincisi tolinden geliyor olabilir) ve sazlık yeri ifade eder. Genellikle Toltecatl’a atfedilen zanaatkâr ifadesi, daha geç tarihlidir ve bu eski halkın ünlü sanatsal yeteneğinden gelir (Buschmann, Aztek. Ortsnamen, s.682: Berlin, 1852). Tolteklerden genellikle Nahuaların öncülü olarak bahsedilir ancak Tlaskaltekler ve Cholula yerlileri aslında Tolteklerdir, tabi bu ikinci isme yalnızca mitolojik bir anlam vermediğimiz taktirde. İki Aztek kolunun ilk göçleri ve ilişkileri, laf arasında, hala tamamen belirsizdir. Şoşoniler, kendileriyle ilk kez karşılaşıldığında Missouri’nin engin suları kadar kuzeyde ve şu anda Black Feetlerin oturduğu arazide yerleşiklerdi. Komançi, Wihinasht, Utah ve benzer grupları içeren dillerinin Azteklerin diliyle pek çok göze parçan benzerliği olduğu ilk kez Profesör Buschmann tarafından büyük çalışmasında gösterilmiştir, Uber die Spuren der Aztekischen Sprache im nördlichen Mexico und höhren Amerikanischen Norden, s.648: Berlin, 1854.

28

Humboldt, bu görüşünü Garcilaso de la Vega’nın Comentarios Reales de los Incas adlı eserinde korunmuş olan İnkaların gizli dilindeki on beş sözcüğün analizi üzerine kurmuştur. İncelemede hepsinin langua generalden türeyen formlar oldukları ortaya çıktı (Meyen, Uber die Ureinwohner von Peru, s.6). Peru Keçuvalarının Guatemala Kiçeleri ile karıştırılmaması gerekiyor. Kiçe bir yerin ismidir ve “çok ağaç” anlamına gelir; Keçuvanın kökeni ise bilinmiyor. Muiskas “insanlar” anlamına gelir. Bu ulus kendilerini Çibça olarak da adlandırıyordu.

29

Yamyamlar (ç.n.)

30

Karayip kelimesi muhtemelen savaş demektir. Bu anlama sahip Guarani ile aynı kelime olabilir. Tupi veya Tupa gök gürültüsü demektir ve yalnızca mitolojik açıdan anlaşılır.

31

Arukanyalılar isimlerini muhtemelen Keçuva dilindeki iki sözcükten aldılar, ari auccan: evet! Onlar savaşır. Bu, onların savaşçı karakterini pekâlâ anlatan bir ifadedir. Piazzaro’nun gelişinden önce İnkalar ile uzun ve korkunç savaşlara girişmişlerdi.

32

Bu metni yazarken Dr. von Martius’un takdire şayan çalışması elime geçti, Beiträge zur Ethnographie und Sprachenkunde Amerika’s zumal Brasiliens, Leipzig, 1867. Bu büyük araştırmacıya göre adadakiler dışında ana karada yaşayan Karayiplerin, Tupiler ve Guaraniler ile aynı soydan geldikleri kesindir.

33

Comptes Rendus, xxi. cilt, s. 1368.

34

Bu konunun en büyük iki otoritesi şu iki isimdir: Daniel Wilson, The American Cranial Type, in Ann. Rep. of the Smithson. Inst. 1862, s. 240 ve J. A. Meigs, Cranial Forms of the Amer. Aborigs.: Phila. 1866. Bu iki isim, bu metinde ifade edilen görüşlerle uyum içinde olup Crania Americana’da Dr. S. G. Morton tarafından savunulan görüşleri reddetmektedir.

35

Second Visit to the United States, s. 252.

36

Martius, Von dem Rechtszustande unter den Ureinwohnern Brasiliens, s. 80; München, 1832. Yakın zamanda tekrar basıldı, Beitrage zur Ethnographie und Sprachenkunde Amerika’s: Leipzig, 1867.

37

Athapaskische Sprachstamm, s. 164: Berlin, 1856.

38

Martius, Von dem Rechtszustande unter den Ureinwohnern Brasiliens, s. 77.

39

Ancak en dogmatik filozofların, tutarlı bir şekilde açıklandığında doğuştan gelen ideler öğretisini reddetmesi için bir sebep yoktur. Bayağı hayvanların yemek bulmasını, göç etmesini ve türünü idame etmesini sağlayan içgüdüler ve alışkanlıklar, doğuştan gelen belirli izlenimlere tabidir ve sınırlı anatomik ve morfolojik ilişkilerle uyumludur. Hiç kimse hayvanların bilgisinin deneyimsel olduğu iddiasında bulunmaz. Aynı şekilde insan beyni, genetik veya başka bir yolla, bir tür olarak insana özgü olan çeşitli duyusal izlenimler alır. Böcekçil ay-ay maymunun beyni onu başarılı bir larva avına nasıl yönlendiriyorsa insan beyni de insanın düşüncelerine, eylemlerine ve kaderine yol gösterir.

40

Die Kunst im Zusammenhang der Culturentwickelung, s.50 ve 252.

41

Tıp, ilaç gibi anlamlara gelen bu kelime aynı zamanda efsun, büyü gibi anlamlara da gelmektedir. (ç.n.)

42

Bu türetmeleri, belirli kaynaklar eşliğinde sunuyorum. Zira, bu kelimelerin telaffuzundaki böylesi olağanüstü bir benzerliğe Kuzey Amerika’da ve Güney Amerika’nın bazı bölümlerinde rastlanabilir. Bu benzerlik, bunların tek bir kökten türediğini ileri sürmek için kışkırtıcı olabilir. Mesela, Maya lehçelerinde ku, selenme durumu a kue, Natçez dilinde kue-ya, Batı Florida Uçelerinde kauhwu, Otomi dilinde okha, Mandan dilinde okee, Siyu dilinde ogha, СКАЧАТЬ