Kızılderili Mitolojisi. Daniel G. Brinton
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kızılderili Mitolojisi - Daniel G. Brinton страница 11

Название: Kızılderili Mitolojisi

Автор: Daniel G. Brinton

Издательство: Maya Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 9786258361001

isbn:

СКАЧАТЬ genel kanılardan uzak duracağız ve bunları tektanrıcılık kelimesinin her iki teorik anlamında da bir tektanrıcılık kanıtı olarak göstermek gibi bir yanlışlığa asla düşmeyeceğiz. Aslına bakarsanız, en medeni uluslarda bile bu unvanlar belirli bir tanrıya atfedilmemişti. Bunlar, rahipler ve bazı tanrıların fanatikleri tarafından onu onurlandırmak için kullanılan abartılı övgü ifadeleriydi. Bu ifadeler, bizi sınırlandıran bir ilah anlayışıyla ilgili bir şeylere işaret eder ama tek Tanrı’nın kabul edilmesi lehine hiçbir şeyi ispatlamaz. En yüce ve ilk ilke inancının ne kadar derin olduğuna örnek oluştururlar ama bunun öğretide veya uygulamada var olan bir gerçek olduğunu zannetmemiz için hiçbir gerekçe sunmazlar.

      Bu farklı fikirlerin karıştırılması, yerli inançlarıyla ilgili çok fazla yanlış anlaşılmaya yol açtı. Bununla birlikte bir diğer kritik hata, bu inançları düalist bir yapıya sokmaktı. Dünyanın, bir tarafta melekler ordusuyla iyi ruh ve diğer tarafta iblis sürüsüyle şeytani olanın bitmek tükenmez mücadele alanı, insanın da tüm darbeleri yiyen talihsiz futbol topu gibi temsil edildiği bir anlayış. Tarihi kökenlerini eski İran’ın Zerdüştlerinden alan bu görüş, barbar uluslarca bilinmez. “Şeytan düşüncesi”, Jacob Grimm’in haklı olarak ifade ettiği gibi, “tüm ilkel dinler için yabancıdır.” Gerçi Profesör Mueller, Amerika dinleriyle ilgili hacimli çalışmasında bu sözü uygun bularak alıntıladıktan sonra kendini beğenmiş bir şekilde, ilahları iyi veya kötü ruhlar olarak sınıflandırmaya devam eder!65

      Amerika’nın yerel dinleriyle ilgili her çalışmada sorgusuz sualsiz kabul edilen bu görüş, kısmen kırılması zor düşünce kalıplarından, kısmen yerli kelimelerinin yanlış çevirilerinden, kısmense ilk misyonerlerin “putperestlerin tanrıları şeytandır” yönündeki aksiyomundan kaynaklanır. Gerçi bu araştırmacıların kendi eserleri, kendi hayal güçlerinden kaynaklı böyle bir ayrımın olmadığına dair inandırıcı kanıtlar sunar. Rahip Bruyas’ın “Şeytan, bir yılan şekline büründü” cümlesinde “şeytan” terimini İrokua diline çevirmek için kullandığı aynı kelimeyi (otkon) “dirilişte ruh olacağız,” cümlesinde “ruh” için kullanmak zorunda kalır66 ki bu, herhangi bir yerli kelimeyle kötü ruh fikrini ifade etmenin ne kadar imkânsız olduğunu gösteren son derece güldürücü bir örnektir. 1570’te Rahip Rogel, Savannah Nehri yakınındaki kabileler arasında çalışmalara başladığında onlara taptıkları ilahın tüm kötü şeyleri seven bir şeytan olduğunu ve onların ondan nefret etmesi gerektiğini söylemiştir; onu dinleyenler, bunun üzerine durumun bununla hiç ilgisi olmadığını, onun kötü varlık diye adlandırdığı şeyin tüm iyi şeyleri gönderen güç olduğunu söyleyerek misyonerin yanından öfkeyle ayrılmışlar.67

      Winslow’un 1622’de yazılan “Good News from New England” adlı eserinden bir pasaj, bu yanlış görüşü desteklemek için sık sık alıntılanır. Yazar, Kızılderililerin Kiehtan dedikleri iyi bir güce ve Hobbamock veya Hobbamoqui diye isimlendirdikleri “anlayabildiğimiz kadarıyla Şeytan olan” başka bir güce taptıklarını söyler. Bu isimlerden ilki, bir Algonkin lehçesi olan dillerinde sona gelen bir n harfiyle “harika” anlamına gelir ve muhtemelen Kittanitowit’in (büyük manito) bir kısaltmasıdır. Bu, Roger Williams ve diğer eski yazarlar tarafından zikredilen muğlak bir ifade olup kişileştirilmiş herhangi bir tanrının unvanı değildir.68 Kötü gücün karşılığı olmaktan çok uzak olan ikincisi, Winslow’un kendi ifadesine göre, hastalıkları iyileştiren, avda insanlara yardımcı olan ve koruyucuları olarak rüyalarında onlara gözüken merhametli bir tanrıydı. Dolayısıyla Dr. Jarvis, çok haklı bir şekilde, kelimenin kendisinin işaret ettiği üzere bunun “her Kızılderili’nin taptığı oke yani koruyucu ilah” anlamına geldiğini açıklamıştır.69

      Böylelikle pek çok durumda, bir ulusun daha iyi bir ilahı ihmal etmek pahasına kendisine dua ettikleri kötü ilah olarak bildirilen şeyin, gerçekte kabul edilen en yüce güç olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla Buenos Aires’in Pampas bölgesindeki bazı kabilelerin taptığı ve onların kötücül ilahı olduğu söylenen Juripari, aslında onların dillerinde genel anlamda ruhani varlığı ifade eden tek isimdir; Arukanyalıların mitolojilerinde zaman zaman kötülüğün babası olarak bahsedilen Aka-kanet, rahipler aracılığıyla yardımına başvurulan, Ülker takımyıldızındaki tahtından yeryüzüne meyveler ve çiçekler gönderen iyi kalpli bir güçtür ve kendisine “büyükbaba” olarak hitap edilir.70 Peruluların Çupay’ı, Prescott’un inanmamızı istediği gibi “kötülüğün belli belirsiz somutlaşması” katiyen değildi, basitçe ve yalnızca ölüm tanrılarıydı. Panteonlarının Plüton’uydu ve Meksikalıların Mictla isimli ilahının dengiydi.

      Bu konuyla ilgili kanıt gerçekten ikna edicidir. Cizvit misyonerleri, kuzey kabilelerinin dinlerinden bahsederken iyi ve kötü ilahlar arasında nadiren ayrım yapar. Algonkinler ve İroqualar arasında faaliyetlerde bulunmuş Morvian üyeleri, benzer tanıklıklarından bahseder: “Bir şeytan, bir karanlık prensi düşüncesini ilk kez Avrupalılar aracılığıyla sonraki zamanlarda edindiler.”71 Çerokiler de zeki bir gözlemcinin belirttiği üzere, “Kötü tanrı hakkında beyazlardan öğrendikleri dışında hiçbir şey bilmezler.72 Sözgelimi Yüce Ruh ifadesi, Çipevyanlar için hem iyi hem de kötü ruh fikrini aynı şekilde ifade eder. Onlara açıklanana kadar böyle bir ayrımdan bihaberdiler.73 On sekiz yıl boyunca bir misyoner olarak Dakotaların arasında yaşayan G. H. Pond, şöyle yazar: “Dakotaların ağzından tanrıları iyi ve kötü diye sınıflandırdıklarına dair en ufak bir ifadeye rastlayamadım. Ayrıca onları bu şekilde takdim eden kişilerin bunu düşüncesizce yaptıklarına ikna oldum, zira el üstünde tutulan eski bir genel kanıya katılmak çok doğal bir şeydir.”74

      Kızılderililer, beyazlarla temas kurduktan çok kısa bir süre sonra ebedi savaşta birbirleriyle kapışan kötü ve iyi ruhlarla ilgili düşünceyi benimsediler ve bunu kadim geleneklerine soktular.

      Yahudilik veya Hıristiyanlıkla ilgili benzerlikler bulma kaygısı taşıyan yazarlar, mitleri biricik teorilerine uyacak şekilde yorumladılar ve üşengeç gözlemciler için onların tanrılarını zıt sınıflara ayırmak uygundu. Bu tutum, Meksika ve Peru mitolojisi bakımından o kadar yanlıştır ki tarihçiler bunun üzerinde daha fazla ısrar etmiyor. Ancak daha barbar ve daha az bilinen kabilelerle ilgili yaygın bir hata olarak konumunu hala sürdürür.

      Bu anlayışı ispatlamak için en sık alıntı yapılan mit, belki de eski İrokuaların uluslarının ilk iki erkek kardeşi arasında meydana gelen mücadeleyi anlatan mitleridir. Bu mitin yerli kökenli ve çok eski olduğuna şüphe yoktur. Tuskarora şefi Cucis’in 1825’te anlattığı versiyona göre başlangıçta iki erkek kardeş varmış: Enigorio ve Enigohahetgea. Bu isimler kelimesi kelimesine İyi Akıl ve Kötü Akıl anlamına gelir.75 Enigorio; dünyayı nazik akarsular, bereketli ovalar ve bolca meyveyle donatarak gezerken Enigohahetgea; dik yokuşlar, dikenlik alanlar ve çöller yaratarak kötü niyetle onu takip ediyormuş. En sonunda İyi Akıl, öfkeyle kardeşine saldırmış ve onu toprağa gömmüş. Enigohahetgea, toprağın derinliklerinde gözden kaybolmuş ama yok olmamış. Zira ölülerin ruhlarını teslim alarak ve tüm kötülüklerin faili olarak СКАЧАТЬ



<p>65</p>

Geschichte der Amerikanischen Urreligionen, s.403.

<p>66</p>

Bruyas, Rad. Verb. Iroquaeroum, s.38.

<p>67</p>

Alcazar, Chrone-historia de la Prov. De Toledo, Dec. iii., Año viii., cap. iv: Madrid, 1710. Bu eşsiz çalışma, Rahip Rogel’ın mektuplarının günümüze ulaşan tek nüshalarını içerir. Shea, History of Catholic Missions isimli çalışmasında onun ismini yanlışlıkla Roger diye yanlış yazar.

<p>68</p>

Bu isim Duponceau tarafından tümüyle incelenmektedir: Langues de l’Amérique du Nord, s.309.

<p>69</p>

Discourse on the Religion of the Ind. Tribes of N. Am., s.252 Trans. N.Y. Hist. Soc. İçinde.

<p>70</p>

Mueller, Amer. Urreligionen, s.265, 272, 274. Şöyle ifade etmektedir: “Bu kabileler arasında düalizm çok belirgin değildir;” birkaç sayfa öncesinde Karipler hakkında şöyle söyler: “Tanrılarla ilgili düalizmin ciddi şekilde gözlemlendiği söylenemez. İyi tanrılar, iyilikten çok kötülük yapar. Baskın olan dini duygu korkudur.” Böylesine yetersiz bir sonuca ulaşılmasının sorumlusu bu kıymetli önyargılardır. “Grau ist alle Theorie.”

<p>71</p>

Loskiel, Ges. Der Miss. der evang. Brueder, s. 46.

<p>72</p>

Whipple, Report on the Ind. Tribes, s.35: Washington, 1855. Pacific Railroad Docs.

<p>73</p>

Schoolcraft, Indian Tribes, i. s. 359.

<p>74</p>

Schoolcraft, a.g.e., iv. s. 642.

<p>75</p>

Veya daha kesin olarak, Güzel Ruh ve Çirkin Ruh. Onondaga dilinde kökler şöyledir: onigonra (ruh), hio (güzel) ehetken (çirkin). Dictionnaire Français-Onontagué, édité par Jean-Marie She: New York, 1850.