Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi ve Nedret. Güzide Sabri
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi ve Nedret - Güzide Sabri страница 8

Название: Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi ve Nedret

Автор: Güzide Sabri

Издательство: Maya Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 9786057605689

isbn:

СКАЧАТЬ Sait Bey içeri girmişti. Benim mahzunca oturuşum dikkatini celp ettiği için midir nedir bilmem, derin derin yüzüme baktıktan sonra, “Rahatsız mısınız meleğim?” dedi. “Sizi biraz dalgın görüyorum.”

      Mütebessim bulunmaya gayret ederek “Yorgunluk efendim!” diye cevap verdim.

      Aramızdaki sohbet devam ettiği müddetçe o kadar sıkıldım ki tarif edemem. Demek her gün kendisine teminat vereceğim, bütün elemlerimi riyakâr bir tebessümle gizleyeceğim. Ya Rabbi, bu ne müşkül bir vazifeydi! Akşam taamından173 sonra iki saat kadar beraber oturduk. Yorgunluğu bahane ederek müsaade istedim. Odama çekildim, soyundum; bu gece uyumak mümkün olamayacaktı; muhitimin ıssızlığı kalbimdeki üzüntüyü artırıyordu. Balkona çıktım. Sema bulutlu; mehtap yağmur bulutlarının arasından sönük bir ziya neşrediyorken dağlar ve vadiler sükût içinde uyuyordu. Kollarımı terasın soğuk demirlerine dayadım; beynim ateşler içinde yanıyordu. Serin ve hafif bir rüzgârın alnımı okşamasından hoşlanıyordum. Oh! Serinliğe ruhum ne kadar da muhtaçtı. Bütün etrafımız sık bir ormanla sarılıydı. Ayın gölgeli ve sönük ziyasıyla uzaktan hayvanata174 mahsus olan ahırların damları görünüyordu. Bunların yanındaki kulübelerin pencerelerinden intişar eden175 bir ziya, meyus kalplerdeki ümitler kadar batmaya meyyaldi.176

      Çiftliğin büyük saati sabaha bir saat kaldığını ilan ederken, ben hâlâ mevkiimi terk etmemiştim. Seherin yakın olduğunu ilan eden horoz sesleri işitiliyordu. Ormanın kenarındaki dere sanki çağıldıyordu; bir çağıltı ile fecre177 hazır olduğunu söylüyordu. Artık bir saat sonra çiftlik hayatına mahsus meşgale başlayacak ve hayvanlar ahırlarından, koyunlar ağıllarından, işçiler kulübelerinden çıkacaklardı. Sabahleyin zevcimin sedasıyla uyandım, “Çok uyudunuz; rahatsız mısınız diye merak ettim,” dedi.

      “Teşekkür ederim. Hiçbir şeyim yok, tembellik sadece,” dedim.

      Zavallı adam beni derin ve müsterih bir uyku uyudu zannediyordu; fakat çehremin sarılığı dikkatini celp etmiş olmalı ki başımı iki eli arasında tutarak müşfik bir nazarla yüzüme baktı. İstirahat ettiğime dair bir emare göremediği için esefle başını salladı.

      “Siz bu gece uyumamışsınız,” dedi.

      Ne söyleyeceğimi şaşırdım.

      “Emin olunuz, pek rahat bir gece geçirdim,” diye cevap verdim.

      Onun derin nigâhı178 altında bütün vücudum titredi. Sanki ıstıraplarımı keşif için nazarlarıyla kalbime nüfuz etmek istiyordu.

25 MayısÇiftlik

      Bazı tesadüfler var ki insan hakikat olduğuna ihtimal veremiyor. Aniden beynini sarsıyor, müfekkireyi179 perişan ediyor. Acaba rüya mı görmüştüm, hâlâ mütereddid180 bir haldeyim; hayal ile hakikati ayırt edemeyecek kadar müfekkireden mahrum bulunuyorum. Dün akşamki posta ile zevcimin gazeteleri, mektupları gelmişti. İkimiz de aşağıdaki salonda oturuyorduk. Ben kendisine piyano çalıyordum. O ise neşeyle dinliyordu. Hizmetçi gazetelerle mektupları getirerek masanın üzerine koydu. Ben döndüm. Piyanonun önünden kalkıyordum. Zevcim niyazkâr bir surette, “Fikretciğim, bırakma. Saadetimin tatlılığıyla mest olmuştum. Vücudunun bana bahşeylediği mesudiyeti bilmiş olsan acaba derece-i muhabbetimi tayin edebilir miydin? Yemin ederim ki şimdiye kadar hayatın bu kadar tatlı anları olduğunu bilmiyordum,” dedi.

      Bu sözler ruhuma bir inşirah181 vermişti. Tebessüm ederek dedim ki:

      “Beni çok şımartıyorsunuz; şerik-i182 hayatınız olduğum için ben de bugün cidden bahtiyarım! Zaten bundan ziyade hayattan ne beklenir, değil mi?”

      “Hayır, sizin için böyle değil; siz pek çok şey bekleyebilirdiniz; çünkü ihtiyar bir zevcin şerik-i hayatı olan genç bir kadın için saadette büyük bir noksanlık vardır. Bu hususta bahtiyarlığın daha çoğu bendedir.”

      “Rica ederim efendim! Bana bundan bahsetmeyiniz, zira son derece meyus oluyorum; eğer ben istememiş olsaydım, hayatımızın birleşmesine muvafakat etmezdim. Bugün benim için en büyük zevk ve huzur, sizi mesut etmek için çalışmaktır.”

      “Teşekkür ederim yavrum. Bu sözlerinle beni ne kadar memnun ettiğini bilsen.”

      İkimiz de masanın başına gittik. O, mektupları gözden geçiriyor, ben de gazeteleri açıyordum.

      Zevcim birdenbire, “Fikret!” dedi. “Saadet, insanı hakikaten gamsız ediyormuş. İki aydır sizinle o kadar meşgul olmuşum ki kendime yakın bulunan vücutları tamamıyla unutmuşum; ezcümle183 Mediha, hemşirezadem! Bakınız, bundan bir kere bile size bahsetmeye vakit bulamamıştım; çünkü siz beni o derece mutlu etmiştiniz ki mevcudiyetimden bihaber denecek bir mest hali içinde yaşamıştım!”

      Elinde tuttuğu bir mektubu uzattı.

      “Bakınız, şu mektup beni pek ziyade seven sevgili yeğenimdendir. Okuyunuz, size de selamları var.”

      Mektubu aldım. Şöyle başlıyordu:

      Muhterem bey dayıcığım!

      Şimdiye kadar saadet-i izdivacınızı tebrik etmek hususunda gösterdiğim tembelliği af buyuracağınızdan ümitvarım.184

      Zira zevcimin epeyce müddet devam eden hastalığı mazeretimin kabule şayan olduğunu ispat eder, hamt olsun ki şimdi biraz daha iyidir. Birkaç güne kadar seyahat icra edecek ve dört beş ay kadar Lozan’da kalacaktır. İnşallah oranın letafeti ruhundaki ekdarın185 silinmesine yardım eder. Nejat, bir hayli zamandan beri bir daimi bir hüzün içinde yaşıyor, esbabı anlaşılamıyor, şu hastalığa buhran diyorlar; bilmem, belki doğrudur. Elbet bir doktor kendi teşhisinde yanılmaz.

      Eğer şimdiki halde çocukların tahsili mâni olmasaydı birkaç ay nezdinizde bulunmak isterdim. Öyle ümit ederim ki, yenge hanımla beraber ufak bir seyahat icra ederseniz, ben de muhterem ellerinizi öpmüş olurum.

      Nihat ile Nihal eteklerinizden öperler…

      Artık, mektubun alt tarafını okuyamadım, sesim kısılmıştı, çıldırıyordum. Bu mümkün СКАЧАТЬ



<p>173</p>

Yemek.

<p>174</p>

Hayvanlar.

<p>175</p>

Yayılmak.

<p>176</p>

Eğilimli.

<p>177</p>

Tan vakti.

<p>178</p>

Bakış.

<p>179</p>

Düşünme gücü.

<p>180</p>

Tereddütlü.

<p>181</p>

Gönül ferahlığı.

<p>182</p>

Ortak.

<p>183</p>

Başlıca, esas olarak.

<p>184</p>

Ümitli.

<p>185</p>

Kederler.