Название: Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2
Автор: Şaban Mahmudoğlu Kalkan
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6852-48-8
isbn:
Bir şiir okuyunca Kocaman gelir aklına
Şiirler dünyasına mekan tutmuş ayrılmaz.
KINALI KEKLİK
Kınalı kekliğim sen neden ürkek?
Çok mudur düşmanın kınalı keklik?
Seni kimler vurdu, ağlıyor yürek
Dertlidir yüreğim, kınalı keklik.
Acep eşin nerede, öter mi yalnız?
Ne güneş güneştir, yıldızlar cansız
Ay bile gökte parlıyor halsiz
Bizde hal mi kaldı, kınalı keklik?
Kanadın benlidir, tellidir başın
Silsem de bitmiyor şu göz yaşın
Genç yaşında kurban düştü kardeşin
Ben de yarsız biriyim, kınalı keklik.
Keklik bu diyarın en güzel kuşu
Baş başa vermişler ötüyor eşi
Hayır’a yorsunlar gördüğün düşü
Sabahlar hayrola, kınalı keklik.
BÜLBÜLÜN VATANI
Kafeste bülbülüm ah edip ağlar,
Bülbülün vatanı gülün dalıdır.
Mahkumları bilin, kahırlar bağlar
Mahkumun dünyası hüzün halidir.
Dinle bülbülleri gülün dalında
İster genç ol ister yaşlı çağında
Baharı duyarsın kendi bağrında
Bu güzel eğlence, gönül ağıdır.
Bizim bahçemizin en güzel kuşu
Bülbülün yoktur dünyada eşi
Söndürür kalbinde yanan ateşi
Ötüşleri bize meltem yağıdır.
Ozan ilham alır, öterse bülbül
Güzellere ceylan der, çiçeklere gül
Şairin elinde en büyük ödül
Aşılmaz dağların güller bağıdır.
NE DERSİN?
Şu bahçemde bir gül olsan
Dallarına kuşlar konsa
Ben delişmen çocuk olsam
Kırıp kırsam, ya ne dersin?
Sen delişmen çocuk olsan
Dallarımı kırıp kırsan
Ben bir aklıselim olsam
Akıl versem, ya ne dersin?
Sen bir aklıselim olsan
Bana akıl bilgi versen
Edindiğin bilgilere
Boyun eğsem, ya ne dersin?
Edindiğin bilgilere
Başını eğsen, ben okşasam,
Aşık olup seni sevsem
Öpsem, koksam, ya ne dersin?
Aşık olup beni sevsen
Öpsen, koksan, şöyle sarsan?
Kocaman’la hep beraber
Mesut olsak ya ne dersin?
TAVSİYE
Ne derlerse desinler
Deliorman desinler.
Bu güzelim ülkede
Yari dilber desinler.
Çiçekleri bahçede
Her bir renkten desinler.
Babaları oğullar
Dinliyorlar desinler.
Erginleşmiş kızları
Günahsızdır desinler.
Nasihatler tutanlar
Yücelere desinler.
NO: 88 GALİP MEHMET SERTEL (1942)
Galip Mehmet Sertel 1942 yılında Silistrenin Akpınar (Bist ra) köyünde bir çiftçi ailesinde doğdu. İlk ve orta okulu doğdu ğu köyde okudu. Daha sonra Hacıoğlu Pazarcığında (Tolbuhin) açılan Türk Pedagoji okulundan mezun oldu. On yıldan fazla doğduğu köyde ve aynı ilin diğer köylerinde ilk okul öğretmen liği yaptı. Daha sonra Silistre’de Türkçe yayımlanan “Ziya“ adlı il gazetesinde beş-altı yıl editör olarak görevde bulundu. Ga zetenin kapanmasından sonra Bulgar Çiftçi Birliği Partisinin il teşkilatında Şube sorumlusu olarak çalıştı.
1985 yılında Bulgar Hükümetinin Bulgarlaştırma kampanyasına karşı çıktı. Tutuklandı ve sürgüne gönderildi. Üç yıl işsiz kaldı. 1989 yılınnın 11 Kasımda Jivkov grubu iktidardan düşürüldü.Yeni bir dönem başladı.Galip Mehmet köyünde “Hak ve Özgürlük”, partisinin kuruşlmasında önemli görevler aldı. 1992 yılında Türkiye’ye geldi. İstanbul’a yerleşti. Halen İstanbul’da bir ilk okulda sınıf öğretmeni olarak görevini sürdürmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. Bulgarca biliyor.
Galip Mehmet Sertel şiirle orta okul yıllarında tanıştı. Önce çocuk şiirleri yazdı daha sonra doğup büyüdüğü ve vatan bildiği Dobruca’nın uçsuz bucaksız buğday tarlalarında çalışan Türk köylüsünün Bulgaristan ile Romanya’nın Dobruca için sınır kavgalarından çektiği acı dolu kaderini ve her on beş yılda bir gelen göç trajedisini dile getirdi. Şiirlerinde arı bir Türkçe kullandı.
Şiirleri merkez ve yerel gazetelerin sanat sayfalarında dağınık bir şekildedir.
“Toz Toprak Dobruca”, Şiirler, Prizren, Kosova, 2007
DOBRUCA 73
Dobruca’ mı anlatayım sana
Gözümü açtığım ilk göz ağrısı
Gönül ocağım
Sosuz kırlarda
Sabırsız koşan çocukluğum.
Ayrı düşmeye gör
Sol yanımda acım sızım
Ekilecek tarlam
Geçilecek yolum
Bir tane evim bağrım.
Mutluluğa uzanan el
Ben bu toprağın oğluyum
Baba yurdu burası
Burası sevilir ömre bedel.
MANZARA 74
Yıldızlar СКАЧАТЬ
73
Şiir Hikmet Şan’ın arşivinden
74
“Halk Gençliği”, Gazete, Sofya, 1967 Sayı N: 45I