Yunan ve roma mitolojisi. Otto Seemann
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Yunan ve roma mitolojisi - Otto Seemann страница 13

Название: Yunan ve roma mitolojisi

Автор: Otto Seemann

Издательство: Maya Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-605-7605-94-8

isbn:

СКАЧАТЬ kepçe ya da küçük bir kap ve asa bulunur. Karakterinin yüceliğinin ve kutsallığının sonucu olarak daima tamamen giyinmiş vaziyette tasvir edilmiştir. Bu da antik dönemlerde tanrıçanın neden bu kadar az heykelinin bulunduğunu açıklayabilir. Dolayısıyla Roma’da Prens Torlonia’nın özel koleksiyonuna ait Vesta Giustiniani gibi mükemmel bir örneği günümüze ulaştığı için kendimizi şanslı hissedebiliriz. Yunan sanatının en iyi dönemine ait orijinal bir eser olduğu düşünülür. Heykelde tanrıça sakin bir pozda ayakta durmakta, sağ elini bir tarafına dayamış, sol eli ise sanki tüm insanlığa dua ve tefekkürlerini yönlendirmeleri gereken yeri vurgulamak istercesine anlamlı bir biçimde gökyüzünü işaret etmektedir (22. Şekil).

      22. Şekil: Vesta Giustiniani. Torlonia Koleksiyonu.

      11. Janus:

      Romalıların en önemli tanrıları arasında Yunanların neredeyse hiç bilmediği bir ilah olan meşhur Janus bulunur. Özgün kişiliği bakımından muhtemelen bir ışık ve güneş tanrısıdır. Aslında Jana ya da Diana’nın erkek emsalidir ve bu sebeple Yunanların Apollonu’na çok benzer. Doğadan edindiği özgün kişiliğini koruduğu müddetçe tüm tohumların ve başlangıçların tanrısı olarak görülmüştür. Sonuç olarak Romalıların hem kamusal hem de özel hayatı üzerinde önemli bir etkisi olmuştur. Kişiliğine dair, görüntüsünden doğan en önemli özelliklerin bazılarından bahsetmekle yetinmeliyiz. Öncelikle Janus zamana dair tüm başlangıçların tanrısıdır. İlk ayına onun isminden esinlenerek January (Ocak) denilen ve kendisine adanan yeni yılı başlatır. Bu sebeple yılbaşı günü (Kalenda Januaria19) onun en önemli festivalidir. Bu kutlama gününde evler ve kapılar çelenkler ve defne dalları ile süslenir. Defnenin tüm kötü büyü ve hastalıklara karşı kuvvetli bir etkisinin olduğuna inanılır. Akrabalar ve dostlar birbirlerine küçük hediyeler alıp (çoğunlukla defne yapraklarına sarılmış olan hurma ve incir gibi şekerlemeler) yeni yıl için iyi dileklerde bulunurlar. Tanrıya da pasta, şarap ve tütsü sunulur; heykelleri taze defne dallarıyla süslenirdi. Janus her ayı başlattığı için bu sunuş ve tören her ayın başında tekrarlanırdı.

      Kalends20 Juno için kutsal sayıldığı için Janus’a Junonius ismi de verilmiştir. Benzer biçimde, Janus’un her günü başlattığı düşünüldüğünden kendisine Matutinus Pater yani “sabah ışığının babası” denilir. Diğer yandan sabahları kapılarını açıp akşamları kapattığı cennetin kapıcısı olarak da karşımıza çıkar.

      Zamana dair tüm başlangıçların tanrısı olmasından kısa süre sonra, insan etkinliklerine dair tüm başlangıçların efendisi ve koruyucusu halini aldı. Romalıların her işe iyi bir başlangıç yapmanın önemli olduğuna ve bunun gerçekleştirilen işin iyi mi yoksa kötü mü sonuçlanacağını fevkalade etkilediğine dair oldukça batıl bir inançları vardı. Bu nedenle ister umumi isterse özel olsun önemli herhangi bir işe Janus’un korumasına başvurmadan girişmiyorlardı. Siyasi hayatın en önemli olayları arasında gençlerin savaş için yurtlarından ayrılması bulunuyordu. Dolayısıyla ayrılan ordunun generali tarafından tanrıya adak adanıyordu. Tanrının askeri birliklerle beraber yola çıktığının ve onları koruması altına aldığının işareti olarak tapınak ya da tanrı için kutsal sayılan kapalı yol, savaş boyunca açık bırakılıyordu. Göreve başladığında konsül Janus’a dua etmeyi asla ihmal etmezdi ve meclis üyeleri görüşmelerine Janus’a yakarmadan asla başlamazdı. Benzer biçimde vatandaşlar da özel hayatlarında önemli tüm iş ve uğraşlarında Janus’un onayını almak için dua edip adak adarlardı. Aile reisleri tarlaya tohum ekmeden ya da mahsullerini hasat etmeden önce Janus Consivius’a pasta ve şarap sunarlardı. İş seyahatine çıkan tüccar ve demir alıp uzun ve tehlikeli bir deniz seferine çıkan denizci, tanrının hayır duasını almayı asla ihmal etmezdi. Tanrının bu görüntüsü her duada ve verilen her kurbanda ilk olarak Janus’un adının anılması geleneğini açıklar. Çünkü cennetin kapılarının bekçisi olarak Janus, insanların dualarını da kabul ediyor gibi görünür.

      Başlangıçların tanrısı olarak Janus yeryüzünün tüm su pınarlarının, nehirlerinin ve derelerinin kaynağıdır. Bu sebepten, genel olarak pınar perilerinden eşleri ve Fontus ile Tiberinus’dan oğulları olarak bahsedilir.

      Janus’un pınarların yeryüzünden birdenbire fışkırmasını sağlamadaki gücünü Sabinler kendi zararlarına tecrübe etmişlerdir. Kadınlarına tecavüz edilmesinin sonucu olarak genç Roma devletinin her tarafına yayılmışlardı. Açık bir geçitten kendilerini tam Palatine kasabasına sokacaklardı ki yerden şiddetle fışkıran sülfür kaynağıyla ıslanıp geri çekilmek zorunda kaldılar.

      Bahsedilen efsanede Janus şehrin kapılarının koruyucusu olarak karşımıza çıkar. Tüm evlerin, caddelerin ve kasabaların kısmetli giriş ve çıkışlarını yöneten tanrı olarak Janus, halk arasında büyük saygı görüyordu. Geçitlerin ve kapıların koruyucusu olarak karakteri onu Penates ve diğer mesken tanrılarıyla yakından ilişkilendirmiştir. Böylece tanrının biri dışarı diğeri içeri bakan meşhur iki suratlı heykelinin kapıların üzerine asılması geleneği ortaya çıkmıştır.

      Janus’un Roma’da kelimenin tam anlamıyla tek bir tapınağı dahi yoktu. Mabetleri daha çok heykellerinin dikildiği sıradan dinlence yerleri ve kavşaklardaki giriş kapılarından oluşuyordu. Daha önce bahsetmiş olduğumuz Roma’daki Forum’da bulunan Janus Tapınağı, kapalı kapıları olan bu türden bir mabetti ve muhtemelen şehrin içindeki en eski tapınaktı. Kapıları sadece savaş zamanlarında açık olurdu.

      Roma sanatı hiçbir zaman Janus’a özgü bir plastik sanat eseri ortaya çıkaramadı. Çift başlı heykel yalnızca Yunanların çift Herma’sının imitasyonudur. Zamanla Janus’un heykelleri ortaya çıksa da daima çift yüze sahip olmuştur. Genellikle sakallı olarak tasvir edilmişler fakat ileriki dönemlerde yüzlerden biri sakallı diğeri ise daha dinç görünmüştür. Bu sanat eserlerinin hiçbir örneği muhafaza edilememiştir. Bu yüzden suretlerini yalnızca madeni paralardan tanıyoruz. Janus’un olağan simgeleri anahtarlar ve asaydı.

      12. Quirinus:

      Quirinus aslında yalnızca bir Roma ilahıydı ama göklerin büyük tanrıları arasında sayıldığından burada ondan da bahsetmek gerekir. Simgesel anlamıyla Mars’la aralarında büyük bir benzerlik vardır. Mars, Roma’daki Latin nüfusun ulusal tanrısı olduğu için Quirinus da Roma’ya Titus Tatius tarafından getirilen Sabinlerin ulusal tanrısı olmuştur. Jüpiter, Mars ve Quirinus, Roma İmparatorluğu’nun koruyucu kutsal üçlemesini oluşturuyordu. Mabedi Sabinlerin ilk başta yerleştikleri ve adını ondan alan Quirinal Tepesi’ndeydi. Numa kendi rahiplerinden birini ona verdi. Şubat ayının 17’sinde özel bir festivali vardı ancak ibadeti kendini gittikçe Mars’ınkine benzetmiştir. Sonradan Romulus ile özdeşleştirilmiştir.

      İkinci Derece İlahlar

      I. Hizmetli ve Yardımcı İlahlar

      1. Eros (Amor):

      Afrodit’in ardından ortaya çıkan ilahlar arasında Eros, tek başına çok fazla ilahi saygınlık görmüştür. Arzu ve Şehvet artık aşk tanrısından yayılan etkilerin bazılarını temsil eden alegorik СКАЧАТЬ



<p>19</p>

Latincede Ocak ayının ilk günü anlamına gelir (ç.n.).

<p>20</p>

Latincedeki Kalendae sözcüğünden gelir ve her ayın ilk günü anlamındadır.