Büyük gökbilimciler. Robert Ball
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Büyük gökbilimciler - Robert Ball страница 9

Название: Büyük gökbilimciler

Автор: Robert Ball

Издательство: Maya Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-8068-20-7

isbn:

СКАЧАТЬ Ekvatoral Çemberi (Meridyen dairesi, E B C A D, çelikten yapılmıştır, çapı yaklaşık 183 cm’dir.)

      Bir bakıma kavgacı bir mizacı olan Tycho, Rostock Üniversitesi’ndeyken başka bir Danimarkalı soyluyla ciddi bir sürtüşme yaşadı. Bu kavganın nedenini kesin olarak bilemiyoruz. Ancak kavga, romantik bir nedenden değil de hangisinin daha iyi matematik bildiğine dair fikir ayrılığına düşmelerinden çıkmış gibi görünüyor. İki gökbilimciye yakışır bir şekilde, gecenin bir köründe gökkubbenin altında dövüştüler; düello, Tycho’nun burnunun bir kısmı, rakibinin maharetli kılıcı tarafından kesildiğinde onurlu bir şekilde sonlandırıldı. Bu yaralanmayı tamir etmek için muhteşem araç yapıcısının dehası tekrar devreye girdi ve Tycho, “altın ve gümüş karışımından” temsili bir burun yaptı. Bu sahte burun o kadar iyi yapılmıştı ki orijinaliyle birebir olduğu söylenmişti. Ancak Dr. Lodge, bu yorumu yapanın bir dost mu yoksa bir düşman mı olduğu konusunda emin değildi.

      Büyük Augsburg dörtlüsü

      Tycho’nun “Yeni Güneş Sistemi”, 1577

      Tycho, sonraki birkaç yılda çeşitli yerlerde çeşitli bilimsel alanları gayretle çalışarak geçirdi. Zamanında gökcisimlerini gözlemlemek için kullanılacak yaklaşık 6 metrelik yarıçapa sahip, tahtadan kocaman bir kuadrant inşa etmek için antik şehir Augsburg’da gökbilimle uğraşan bir meclis üyesine asistanlık yaptığını görüyoruz. Başka bir zamanda ise öğreniyoruz ki Danimarka Kralı, Tycho’nun konuyla ilgili meşhur yeteneklerini duymuş, fikirlerini danışmış ve ona papazlık mertebesinde kolay ve maaşı iyi bir vazife vermiş. Böylece bilimsel uğraşlarını devam ettirmesi için ona destek olmuş. Yine, Tycho’nun muhteşem bir azimle kimya deneyleriyle uğraştığını da görüyoruz. İlk başta bu, gökbilime olan bağlılığıyla uyumsuzmuş gibi görünebilir. Ama o zamanlarda farklı bilimler, birbirlerine esrarengiz bağlarla bağlanmış gibi görünüyordu. Simyacılar ve astrologlar, birkaç gezegenin belli metallerle gizemli bağları olduğunu öne sürüyordu. Dolayısıyla Tycho’nun, gökbilimle ilgili çalışma programına metallerin özelliklerini içeren bir çalışma eklemesi de çok sürpriz bir gelişme değil.

      Uraniborg ve çevresi

      Gözlemevinin planı

      Ancak 1572’de gerçekleşen bir olay, Tycho’nun gökbilimsel uğraşlarını hepten alevlendirdi ve onu hayatının çalışmasını gerçekleştirmeye itti. O yıl 11 Kasım’da, laboratuvarında gün boyu çalıştıktan sonra akşam yemeği için eve dönüyordu ki kafasını gökyüzüne doğru kaldırdığında yepyeni, muhteşem bir yıldız gördü. Bu yıldız, Kraliçe Takımyıldızı’nda (Cassiopeia) bulunuyordu ve daha önce gökyüzünün o kısmına baktığında orada kesinlikle parlak bir yıldız yoktu. Bu olay o kadar şaşırtıcıydı ki duyularına güvenmekte güçlük çekti. Bir çeşit halüsinasyona maruz kaldığını düşündü. Bu sebeple ona eşlik eden hizmetçilerini çağırıp parmağıyla gösterdiği yerde parlak bir cisim görüp göremediklerini sordu. Kesinlikle görebiliyorlardı, böylece Tycho o muhteşem cismin kendi hayal ürünü olmadığına ikna oldu. Karşısında gerçek bir gökcismi duruyordu, emsalsiz bir parlaklıkla birden ortaya çıkmıştı. Gökyüzünü dikkatli bir biçimde izleyebildiğimiz günümüzde, yeni yıldızların ortaya çıkmasına alışkınız. Fakat gökyüzünde beliren hiçbir yeni yıldızın, 1572’de ortaya çıkan yıldız tarafından sergilenen göz alıcılığa ulaşamadığına inanılıyor.

      Bu cismin gökbilim için değeri, başta pek anlaşılmayabilir. Tycho’nun yeni bir yıldız keşfettiği bir bakıma doğru, ancak aynı oranda doğru olan bir şey daha var: Diğer bir bakış açısına göre de bu yıldız, Tycho’yu keşfetti. Eğer tam zamanında gerçekleşen bu görünme olayı olmasaydı Tycho’nun nihai olarak karar kıldığından çok daha az yararlı olacağı bir bilim dalına yönelme olasılığı çok fazlaydı.

      Uraniborg Gözlemevi, Hven Adası

      Tycho, o unutulmaz akşamda eve ulaşınca yeni yıldızın yerini ölçmek için devasa kuadrantını kullandı. Gözlemleri doğrudan cismin uzaklığını bulmaya yönelikti. Yıldız, bize çevresindekilerden çok daha yakınsa bu parlak cismin uzaklığının kısa süre içinde bulunabileceğini tahmin etti, çünkü etrafındaki noktalara olan uzaklığında gözle görülür bir değişiklik gerçekleşecekti. Çok geçmeden bu yeni yıldızın bize Ay’dan daha uzak olduğunu buldu; çünkü görünen konumu, etrafındaki yıldızlarla kıyaslandığında, yirmi saatlik zaman aralıklarında gözle görülür derecede değişmiyordu. Yıldız, gündüz vakti görünebilecek kadar parlak olduğundan bu tür gözlemler gerçekleştirmek mümkündü. Böylece Tycho kesin olarak yıldızın bizden çok uzakta olduğunu, öyle ki Dünya’nın çapının bile yıldızın uzaklığına kıyasla çok önemsiz kaldığını gösterdi. Aynı cisim üzerinde çalışan diğer birçok gözlemcinin, yeni yıldızın Ay mesafesinde bulunduğu, hatta daha yakın olduğu sonucuna vararak büyük bir hataya düştüğünü göz önüne aldığımızda Tycho’nun konuya ilişkin başarısı daha da takdire şayan bir hal alıyor. Hatta Tycho’nun teleskopun henüz icat edilmediği günlerde bu cisme ilişkin keşfedilebilecek her şeyi keşfettiğini söyleyebiliriz. O, yalnızca yıldızın uzaklığının ölçüm için çok fazla olduğunu kanıtlamakla kalmadı, aynı zamanda gökyüzünde görünen bir hareketi olmadığını da gösterdi. Parlaklığında gerçekleşen ardışık değişiklerin yanı sıra parlaklığındaki değişimlerle birlikte gelen ton dalgalanmalarını da kaydetti.

      Günümüzde, Tycho’nun yeni yıldız için yaptığı tamamen bilimsel gözlemlerin, büyük gökbilimcinin kendi gözünde bile büyük bir astrolojik önem taşıdığını öğrenmek tuhaf. Dr. Dreyer’dan öğrendiğimize göre Tycho şöyle düşünüyordu: “Yıldız, en başta Venüs ve Jüpiter gibiydi, bu yüzden ilk etkileri hoş olacak; ancak sonra Mars’a benzemeye başladı, sıradaki gelecek dönem ise savaşlar, kargaşa, esaret, prenslerin ölümü, şehirlerin düşüşü, gökten yağan ateşli meteorlar ve kuraklık, veba ve zehirli yılanlar içerecek. Son olarak yıldız Satürn’e benzedi, bu yüzden en sonunda sefalet, ölüm, hapis ve tüm diğer belalar gelecek!” Bu tür düşünceler tüm dünyada yaygındı. O zaman diliminde yaşayan bilgin insanlar için bile bu tür görünümler korkunç olaylara işaret ediyordu. O günlerde benimsenen başat teorilerden birine göre 1572’nin yeni yıldızı, tıpkı Bethlehem Yıldızı’nın İsa’nın ilk gelişini haber vermesi gibi, İsa’nın ikinci gelişini ve dünyanın sonunu haber veriyordu.

      Tycho’nun bu konu üzerindeki araştırmaları, onun bir yazar olarak ilk kez karşımıza çıkmasına vesile oldu. Bununla beraber kitabının yayımlanması bir süre için arkadaşlarının yakınmaları yüzünden ertelendi, çünkü arkadaşlarına göre asil bir adamın kitap yazmaya tenezzül etmesi onur kırıcıydı. Neyse ki Tycho, arkadaşlarının bu görüşlerine göğüs gerecek kadar kararlıydı. Kitap çıktı ve aynı kalemden çıkan önemli gökbilim çalışmalarının ilki oldu.

      Tycho’nun Prag’taki mezar taşı üzerindeki işleme

      Asil Danimarkalının СКАЧАТЬ