Büyük gökbilimciler. Robert Ball
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Büyük gökbilimciler - Robert Ball страница 13

Название: Büyük gökbilimciler

Автор: Robert Ball

Издательство: Maya Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-8068-20-7

isbn:

СКАЧАТЬ rahibenin bu konudaki yorumu ise şöyle:

      “Sevgili efendim ve babam, bana öyle geliyor ki siz doğru yolda yürüyorsunuz, çünkü size karşılığında yalnızca nankörlük yapan o insanlara bile her ortaya çıkan durumda yardım etmeye devam ediyorsunuz. Bu daha zor olduğu kadar, aynı zamanda daha erdemli ve daha kusursuz bir hareket.”

      Arcetri’deki villa; Galileo’nun ikametgahı. Milton kendisini burada ziyaret etmiştir.

      Veba çevrede dehşet saçarken sevgili kızın endişesi ise şu satırlarda görülüyor:

      “Vebaya tedbir olması açısından sana iki kavanoz elektuar gönderiyorum. Üstünde etiket olmayan kuru incir, ceviz, sedefotu ve tuz içeriyor, hepsi balla karıştırıldı. Her sabah aç karnına, azıcık Rum şarabıyla birlikte bir ceviz büyüklüğünde almalısın.”

      Salgın daha da artarken Rahibe Maria Celeste, fevkalade aziz bir rahibe olan Abbess Ursula tarafından yapılan ünlü likörden binbir zorlukla da olsa az bir miktar bulmayı başarıyor. Bunu şu sözlerle birlikte babasına yolluyor:

      “Bu ilaca güvenmeniz için size yalvarıyorum. Çünkü benim zavallı dualarıma bile o kadar çok güveniyorsanız, böylesine kutsal bir insanınkine çok daha fazla güvenmelisiniz. Gerçekten de onun faziletleriyle, salgının tüm tehlikelerinden kurtulacağınıza emin olabilirsiniz.”

      Galileo’nun ilacı alıp almadığını bilmiyoruz, ancak ne olursa olsun salgından kurtuldu.

      Teleskop, Galileo’nun Floransa’daki yeni evinden tekrar gökyüzüne çevrildi ve gökbilimcinin çalışmalarını yine parmak ısırtan keşiflerle ödüllendirdi. Jüpiter’i incelerken ulaştığı büyük başarı doğal olarak Galileo’yu Satürn’e bakmaya yönlendirdi. Orada da yine yeterince şaşırtıcı, ancak yanlış yorumladığı bir görüntüyle karşılaştı. Satürn’ün Jüpiter ya da Mars gibi dairesel bir disk sergilemediği gayet açıktı. Gezegen, ortada büyük bir küre, her yanda da küçük birer küre olmak üzere Galileo’ya üç cisimden oluşuyormuş gibi göründü. Keşfin esrarengiz doğası, Galileo’yu bu keşfi gizemli bir tavırla açıklamaya itti. Bir dizi mektup yayımladı ki mektupların yeri uygun bir şekilde sıralandığında, Satürn gezegeninin üç parçalı olduğunu duyuran bir cümle ortaya çıkıyordu. Tabii ki biz bu gezegenin çarpıcı görüntüsünün iki parçalı, çıkıntılı bir halkadan kaynaklandığını biliyoruz. Ama Galileo’nun teleskopunun cılız gücüyle bu halkalar, büyük merkez cisme birtakım ekler ya da âdeta küçük küreler olarak gözüktü.

      Galileo’nun muhteşem gökbilim keşiflerinin sonuncusu ise Ay’ın titreşimiyle alakalıydı. Bana göre bu olgunun varlığını keşfetmesi, onun gözlem zekâsını, teleskopla ulaştığı diğer başarılarından çok daha fazla gözler önüne seriyor. Ay’ın sürekli aynı yüzünün Dünya’ya baktığı bilinen bir gerçek. Fakat Ay’ın yüzeyindeki lekelere ve işaretlere ilişkin dikkatli gözlemler yapıldığında görülüyor ki kısa süreli bir değişim, Ay’ın standart dairesine kıyasla azıcık daha doğuyu ya da batıyı, azıcık daha kuzeyi ya da güneyi görmemize izin veriyor.

      Ne var ki, bir biyografi yazarının bakış açısından bakıldığında Galileo’nun kariyerini bu kadar ilginç kılan şey elde ettiği başarılarının yanı sıra, çektiği acılar. Acılar ve zaferler her ne kadar yakından ilgili olsa da belki de bilim tarihindeki en büyük dramaya gereken dikkati vermemizin zamanı geldi.

      Dünya’nın kendi ekseni etrafında döndüğünün ve Dünya’nın da tıpkı diğer gezegenler gibi Güneş’in etrafında hareket ettiğinin yazılı olduğu Kopernik’in ölümsüz çalışması ortaya çıktığında tutucular dehşete düştü. Roma Katolik Kilisesi, De Revolutionibus Orbium Coelestium adını taşıyan bu bilimsel eseri yasaklı kitaplar listesine ekledi. İncelemeden sonra ise 1615 yılında inanca ters düştüğü hükmü verildi. Birinci sınıf dayanaklar üzerindeki şüphelerle birlikte, Galileo’nun da Kopernik’in sakıncalı düşüncelerini benimsediğinden şüphe edildi. Bu sebeple 26 Şubat 1616 tarihinde Kardinal Bellarmine’nin huzuruna özel olarak çağırıldı ve beklendiği üzere, o çirkin düşünceleri öğretmesi ya da savunması gibi bir hataya düşmemesi konusunda Galileo’ya ihtar verildi. Galileo, bu üstü kapalı uyarıdan dolayı büyük bir sıkıntıya düştü. Arkadaşlarıyla Kopernik sistemini tartışma ayrıcalığından ya da tamamen ikna olduğu bu muhteşem teorinin ilkelerini öğrencilerine öğretme ayrıcalığından mahrum bırakılmasını ciddi bir mesele olarak gördü. Kardinal Bellarmine’in sözlerinde ve uyarılarında kastettiği gibi, dindar bir Katolik olduğundan, kiliseye tutkuyla bağlı olduğundan şüphe edildiğini düşünülmek ona acı verdi.

      Galileo, 1616 yılında Papa V. Paulus’la görüştü. Papa, büyük gökbilimciyi cana yakın bir şekilde karşıladı ve onunla birlikte yürüyerek kırk beş dakika süren bir sohbet gerçekleştirdi. Galileo, Papa cenaplarına, onu kilisenin otoritesine karşı mahcup bırakacak girişimlerin düşmanları tarafından ortaya atıldığından yakındı, ancak Papa ona rahat olmasını söyledi. Papa, Galileo’nun dinine sıkı sıkıya bağlı olduğuna emindi ve kendisi Aziz Peter’ın koltuğunda olduğu sürece, yasaklı kitapları belirleyen senatonun Galileo’nun başına daha fazla dert olmayacağı konusunda gökbilimciyi temin etti.

      V. Paulus’un 1623 yılında ölmesinden sonra Maffeo Barberini, VIII. Urbanus ismiyle Papa seçildi. Bu yeni Papa, kardinalken Galileo’nun yakın arkadaşlarından biriydi. Hatta büyük gökbilimciyi ve keşiflerini öven Latince dizeler yazmıştı. Bu sebeple Galileo’nun, biraz tedbirle, kilisenin memnuniyetsizliğine maruz kalma korkusu olmadan çalışmalarına ve yazılarına devam etme zamanının geldiğini düşünmesi kadar doğal bir şey yoktu. Hatta 1624 yılında Galileo’nun Roma’daki arkadaşlarından biri, Galileo’yu şehre davet ediyor ve şunları söylüyordu:

      “Bu çok merhametli, bilgili ve muhteşem Papa’nın destekleriyle bilim gelişmeli. Gelişin, Papa hazretlerini sevindirir. Bana gelip gelmediğini ve ne zaman geleceğini sordu; kısacası, seni her zamankinden çok seviyor ve sana saygı duyuyor.”

      Ziyaret gereğince yapıldı. Galileo Floransa’ya geri döndüğünde ise Papa, bir mektup yazıp çok kısa zaman önce babasının yerini alarak Toskana’nın Büyük Dükü olan genç Ferdinand’ın filozofa güzel makamlar vermesini buyurdu. Mektuptan bir bölüm ise şöyle:

      “Galileo’da yalnızca edebi paye değil, aynı zamanda din sevgisi de mevcut. Ayrıca bu niteliklerinde oldukça güçlü ki zaten bunlar sayesinde papalığın sempatisini kolaylıkla kazandı. Şimdiyse terfimiz nedeniyle bizi tebrik etmek için bu şehre geldiğinde onu sevgiyle kucakladık. Onu, papalığın engin sevgisiyle birlikte sizin cömertliğinizin çağırdığı memleketine göndermek bizi üzüyor. Onun bizim için ne kadar değerli olduğunu bilesiniz diye ona bu yüce fazilet ve dindarlık referansını vermek istedik. Ayrıca babanızın cömertliğini benimseyerek, hatta onu geçerek Galileo’ya bahşedeceğiniz her ayrıcalığın, bizim memnuniyetimize katkı sağlayacağını da belirtiriz.”

      Papa VIII. Urbanus tarafından gerçekleştirilen bu olumlu karşılamanın ardından Galileo aynı şekilde Papalık otoritelerinin Dünya’nın durağanlığı konusundaki büyük soru hakkında da aynı şekilde tavır değişikliğine gideceğini umdu. Bu sebeple yaşamının temel çalışmasının hazırlıklarına başladı: İki Büyük Sistem Hakkında Diyalog. Bu çalışma, otoriteler tarafından СКАЧАТЬ