Название: Büyük gökbilimciler
Автор: Robert Ball
Издательство: Maya Kitap
isbn: 978-625-8068-20-7
isbn:
Tycho’nun duvar dörtlüsü, Uraniborg
Yine 1572’de gerçekleşen ilginç bir olay, Tycho’nun dikkatini gökbilimle ilgili konulardan uzaklaştırdı. Tycho, âşık oldu. İlgi duyduğu genç kız sıradan bir aileden geliyordu. Yüce ve çok saygın aile arkadaşları yine araya girip Tycho’yu, asil bir adam için uygun görmedikleri bu eşten vazgeçirmek için uğraştılar. Gelgelelim Tycho hiçbir konuda geri adım atmıyordu. Kendi sınıfına mensup asil kadınlardan biriyle evlenmeme sebebinin, o sıralarda bilime adamak istediği şeylerin zengin bir hanımefendinin istekleri tarafından yiyip bitirileceği korkusu olduğu da öne sürülüyor. Her ne olursa olsun, Tycho’nun mutlu bir birlikteliğe ve çocuklu geniş bir aileye sahip olduğu görülüyor; ancak çocuklarının hiçbirinde babaları Tycho’nun yeteneklerinden eser yoktu.
Tycho’nun Almanya’da bilimle uğraşan birçok arkadaşı vardı, bu kişiler onun işlerini el üstünde tutuyorlardı. Orada gördüğü muamele Tycho için Danimarka’da gördüğünden çok daha cesaretlendiriciydi. O da bu yüzden Basel’e göç edip kalıcı olarak orada yaşamayı kafasında kurdu. Bu niyetin söylentisi, iyi kalpli Danimarka Kralı II. Frederik’e ulaştı. Frederik, Tycho’yu Danimarka sınırları içinde kalmaya ve yaşamı boyunca yapacağı büyük işlere orada devam etmeye ikna ettiği takdirde bunun krallığına büyük bir şan katacağını bilecek kadar akıllıydı. Çözüm olarak Tycho’ya sunulacak müthiş bir teklif hazırlandı. Derhal genç bir soylu, haberci olarak gönderildi. Gence, kralın huzuruna çağırılan Tycho’ya ulaşana kadar gece gündüz seyahat etmesi emredildi. 11 Şubat 1576 sabahı mesaj ulaştırıldığında, gökbilimci yataktaydı. Tabii hemen yola koyuldu ve Kopenhag’da kralın huzuruna çıktı. Gökbilimci, çalışmalarını rahatsız edilmeden gerçekleştirmek istediğini açıkladı. Bunun üzerine Kral, ona Helsingör’e bitişik olan Øresund Boğazı’ndaki Ven Adası’nı teklif etti. Orada arzu ettiği kadar gözlerden uzak yaşayabilirdi. Dahası kral, orada bir ev inşa etmesi ve gökyüzünü incelemek için kurulmuş en büyük gözlemevini kurması için gerekli tüm masrafları üstleneceğine dair söz verdi. Tycho, arkadaşlarıyla konuşup onlara danıştıktan sonra kralın teklifini kabul etti. Bunun üzerine ona hemen bir maaş bağlandı ve Ven Adası’nı ömrü boyunca kullanabileceğini resmi olarak tahsis eden bir tapu hazırlandı.
Meşhur Uraniborg Şatosu’nun inşası 30 Ağustos 1576’da başladı. Tycho’nun görkemli fikirlerine uygun olarak muntazam ve etkileyici bir seremoni gerçekleştirildi. Bilimle uğraşan arkadaşlarının bir kısmı da oradaydı, zaman öyle bir seçilmişti ki gökcisimleri şans getirecek yerlerdeydi. Pahalı şaraplar toprağa döküldü, taşlar görkemli bir törenle yerleştirildi. Yıldızlar üzerinde çalışmak için inşa edilmiş bu muhteşem tapınağın etkileyici mahiyetine, bu bölümde verdiğimiz görseller aracılığıyla şahit olunabilir.
Gökyüzünü incelemek için kullanılan en çarpıcı aletlerden biri, Tycho’nun Uraniborg odalarından birinin içine inşa ettirdiği duvara gömülmüş kuadranttı. Bu şekliyle, gökcisimlerinin irtifaları daha önce elde edilmiş tüm sonuçlardan daha kesin bir sonuçla gözlemlenebiliyordu. Bu muhteşem buluş, önceki sayfada görülebilir. Ayrıca odanın duvarlarının, bilimsel araçlarda pek rastlanmayan büyük dekorasyonlar kullanarak resimlendirildiği de gözlerden kaçmıyor.
Birkaç yıl sonra, Ven’deki gözlemevinin ünü her yere yayılınca bir grup genç Tycho’nun talimatları altında çalışmak için buraya akın etti. Bu sebeple Tycho, onların kullanımına sunmak için başka bir gözlemevi daha inşa etti. Buradaki aletler, yüzeyde yalnızca çatıları gözüken yeraltı odalarına yerleştirilmişti. Bu yeraltı gözlemevinin girişinde muazzam şiirsel bir yazıt bulunuyordu. Bu yazıt, yerin altında bile Urania’nın muhteşemliğinin gökleri incelemeye adanmış bir oyuk olduğunu belirtiyordu. Tycho, şiir yazmaya düşkündü. Bu sebeple fırsatını bulduğunda kendini bu tattan mahrum bırakmıyordu.
Yeraltı gözlemevinin duvarlarında sekiz gökbilimcinin resimleri vardı, hepsi uygun ibarelerle sergileniyordu. Bu resimlerden biri de Tycho’nun kendisine aitti, altında ise soyunun çalışmalarına değer biçmesi gerektiği yazılıydı. Ayrıca bir de henüz var olmayan bir gökbilimci tasvir ediliyordu. İsmi Tychonides’di ve altındaki yazıt, ortaya çıktığında büyük atasını gururlandıracağından mütevazı bir umutla bahsediyordu. Bu tuhaf yapının inşası ve bakımı için gereken büyük masraflar, kraliyet kasasından yapılan bir dizi hibe tarafından karşılandı.
Tycho, yirmi yıl boyunca Uraniborg’da, bilim peşinde büyük bir azimle koştu. Çalışmaları asıl olarak Ay’ın, gezegenlerin ve gökkubbedeki yıldızların yerini belirlemeyi içeriyordu. Elindeki aletler izin verdiği kadarıyla kesin gözlemler yapmak için Tycho tarafından çekilen büyük acılar, onun ardından gelen gökbilimcilerin ona hayranlığı ile mükâfatlandırıldı. Adadaki evi, bir iş yerinin yanı sıra ona bir istirahat ve eğlence alanı da sunuyordu. Ailesi etrafındaydı, arkadaşlarının birçoğu oradaydı, ayrıca ilginç konutunda bir de ev cücesi bulunuyordu. Değişiklik olsun diye gökbilimsel çalışmalarından sonra kimya laboratuvarındaki öğrencileriyle çalışırdı. Hangi kimya problemlerinin ilgisini çektiğini ise bilmiyoruz. Fakat, genel olarak ilaç üretimiyle ilgilendiği söyleniyor; bu ilaçların da karşılıksız olarak dağıtılması sebebiyle, hiçbir zaman hasta eksikliği gibi bir durum yaşanmamış gibi gözüküyor.
Tycho’nun otoriter ve doyumsuz karakteri onu sık sık zorlukların içine soktu ki bu durum yıllar içinde de artmış gibi gözüküyor. Ven’deki kiracılardan birine kötü davrandı ve buna mukabil mahkemede verilen karar, gökbilimciyi çok kızdırdı. Kopenhag’daki ilişkilerinde de büyük değişiklikler meydana geldi. 1596’da genç kral taç giyince selefinin Ven Adası’yla ilgili takip ettiği politikayı tersine çevirdi. Tycho’ya verilen bol ödenekler bir bir geri çekildi ve sonunda maaşı bile kesildi. Bu sebeple Tycho, kıyamet gibi bir öfke ve aşağılanmışlık hissiyle Ven’i terk etti. Birkaç yıl sonra Bohemya’da, zamanından önce yaşlanmış bir adam olarak karşımıza çıkıyor. 24 Ekim 1601’de ise hayatını kaybediyor.
Galileo
Galileo’nun portresi
Büyük gökbilimciler arasında, hayatı Galileo’nunkinden daha ilginç nitelikler ve çarpıcı değişiklikler içeren bir gökbilimci bulmak zor olur. Onu, sabırlı bir araştırmacı ve muhteşem bir kâşif olarak ele alabiliriz. Yakın ilişkilerini, özellikle dikkate değer bir karaktere sahip kızı Rahibe Maria Celeste’le olan yakınlığını ele alabiliriz. Ayrıca filozof, Engizisyon’un yıldırımlarını üstüne çektiğinde, Galileo’nun yaşamını âdeta “kapatan” içler acısı faciayı da ele alabiliriz.
Bu çarpıcı adamın eskizini çizmek için kullanabileceğimiz materyaller neredeyse sınırsız. Bu bölümde, kızının manastırdaki evinden yazdığı cana yakın mektupları özel olarak kullanacağız. Bu mektupların neredeyse yüzden fazlası korunuyor. Ayrıca şefkatle sevilen bir çocuk tarafından bir ebeveyne yazılan bu mektuplardan daha güzel ve dokunaklı bir mektup serisinin yazılıp yazılmadığı da tartışmaya açık. Bu mektuplaşmanın büyük bir bölümü, Messrs. Macmillan tarafından 1870’de basılan The Private Life of Galileo (Galileo’nun Özel Hayatı) adlı eserde bulunabilir; ayrıca ben, bu bölümün içerdiği birçok gerçeği o cildin yazarına СКАЧАТЬ