Bir nefeste dünya tarihi. Emma Marriott
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Bir nefeste dünya tarihi - Emma Marriott страница 6

Название: Bir nefeste dünya tarihi

Автор: Emma Marriott

Издательство: Maya Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-8068-62-7

isbn:

СКАЧАТЬ sahil şeridinde yer alan Kartaca şehri M.Ö. 814 yılında Fenikeliler (Bkz. sayfa 22) tarafından kurulmuştu. Hızla Kuzey Afrika sahilinin en önemli şehirlerinden biri haline geldi. Kuruluş süreci pek çok efsaneye konu olmuştu. Romalı Şair Virgil’in Aeneid isimli eserinde, Fenike şehri Sur’dan kaçan Kraliçe Dido’nun Kartaca’yı bulduğu anlatılmaktadır.

      M.Ö. 600 civarında Kartaca, Fenike kontrolünden çıktı. Kendisini büyük bir ticaret merkezi haline getirdi. Bu yolla Afrika içleri ile Akdeniz dünyasını birbirine bağlıyordu. Zenginliğinin temelinde deniz yolculukları ve ticaret vardı. Aynı zamanda Kuzey Afrika ve Güney İspanya’daki gümüş madenleri de önemli bir gelir kaynağıydı.

      Kartaca’nın Kuzey Afrika, İspanya ve Sicilya’daki (Burada koloniler kurulmuştu) emelleri çeşitli gerilimlerin yaşanmasına neden oldu. Önce M.Ö. 5. yüzyılda Yunanistan’la, sonrasında M.Ö. 264 yılında başlayan Pön Savaşları’nda Roma ile sorunlar ortaya çıktı. II. Pön Savaşı (M.Ö. 218-201) İspanya Komutanı Hannibal önderliğinde yaşandı. Hannibal Roma’ya doğru bir orduyu ve kırk fili Alplerden yürütmeye çalışması ile ünlenmişti. En büyük zaferini M.Ö. 216 yılında Cannae’de kazandı. Bu savaş sırasında 60.000 Roma askeri ölmüştü.

      Hannibal Roma’yı mağlup edemedi. Aksine III. Pön Savaşı’nın (M.Ö. 146) sonunda Kartaca Romalılar tarafından yok edildi. Bölgede yaşayan 200.000 kişi katledildi. Toplam 50.000 kişi köle olarak satıldı. Kar-taca daha sonra bir Roma şehri olarak yeniden kuruldu ve Hıristiyanlığın önemli merkezlerinden biri oldu. Şehir 533 yılında Bizans İmparatorluğu’nun egemenliği altına girdi. 705 yılında Araplar tarafından yıkıldı ve Kartaca’nın yerini Tunus aldı.

      UZAKDOĞU

Budizm

      Budizm inancı, M.Ö. 563 yılında Kuzey Hindistan’da doğan Siddhartha Gautama’nın öğretilerinden kaynaklanır. Zengin bir aileden gelen Siddhartha, 29 yaşında sahip olduğu her şeyden vazgeçer. Hayatın gerçek anlamını araştırmak için bir dilenci gibi yaşamaya başlar. M.Ö. 528 yılında bir bodhi ağacının altında otururken büyük bir aydınlanma yaşar. Bundan sonraki hayatını öğrendiklerini başkalarına anlatmaya adar.

      Gautama’nın öğretilerinin (Dhamma) ve Budizm inancının temel teması, bütün fenomenlerin bir zincirle birbirlerine bağlı olduğudur. Dünyanın tüm acılarının temel kaynağı bencil arzulardır. Bir insan ancak Buda’nın yolunu izleyerek yeniden doğum döngüsünden kurtulabilir. Hayatın amacı “Nirvana’ya” ermektir, kelimesi kelimesine ifade edilirse “arzuları söndürmek”.

      Siddhartha Gautama “aydınlanmış olan” anlamına gelen “Buda” lakabıyla tanındı. M.Ö. 482’deki ölümün ardından keşişler, öğretilerinin Kuzey Hindistan’da yaygınlaşmasına yardımcı oldular. M.Ö. 3. yüzyılda Hindistan Maurya İmparatoru Asoka (Bkz. sayfa 45) Budizm’in güneyde Seylan (Sri Lanka), kuzeyde Kaşmir’e (Pakistan) kadar ulaşmasına aracılık etti. Bugün Tayland sınırları içerisinde yer alan Syan’a (Siyam, günümüzde Tayland) ve Burma’ya misyonerler yolladı. Pek çok Budist anıtı ve manastırı inşa ettirdi.

      2 Antik İmparatorluklar: Amerika ve Uzakdoğu y. M.Ö. 3500-M.S. 900

      M.S. 150 yıllarında Hindistan, Çin ve Roma İmparatorluğu arasındaki ticaret Mahayana keşişlerinin Buda öğretisini Çin’e taşımalarına imkan sağladı. Temel Budist metinler M.S. 3. yüzyılda Çinceye çevrildi. M.S. 4. ve 5. yüzyıllarda Budizm Çin’in inanç sistemi haline geldi. Budizm M.S. 4. yüzyılda Kore’de ve son olarak M.S. 550-600 yılları arasında Japonya’da yaygınlaştı. Aynı süreçte Hindistan’da gerileyen Budizm, Hinduizm ile yer değiştirdi.

Maurya İle Gupta İmparatorlukları ve Hindistan’ın Altın Çağı

      Maurya İmparatorluğu (y. M.Ö. 321-185) Hindistan’da kurulmuş büyük ve politik olarak güçlü bir imparatorluktu. Bölgedeki ilk devlet sistemi Chandragupta Maurya tarafından kuruldu. Maurya, Hindistan’ın kuzeydoğusundaki Nanda Krallığı’nı devirmişti. Büyük İskender’in generallerinden olan Selevkos’a karşı kazandığı zaferin ardından M.Ö. 305’te Afganistan’ın ve günümüz Pakistan’ının pek çok bölgesini ele geçirdi.

      Maurya’nın oğlu Güney Hindistan’ın büyük bölümünü, torunu Asoka ise küçük bir krallık olan Kalinga’yı ele geçirdi ve bütün hayatını Budizm’in yayılmasına adadı (Bkz. sayfa 43). Asoka’nın M.Ö. 232 yılında ölümünün ardından imparatorluk küçük krallıklara ayrıldı. M.Ö. 170 yılında Pencap’ta Yunan prenslikleri kuruldu. M.S. 50’te Kuzey Hindistan’da Kushana İmparatorluğu gelişti. Bu imparatorluk M.S. 240 yılında Sasani İmparatorluğuna bağlanacaktı (Bkz. sayfa 36)

      M.S. 320 senesinde Magadha Krallığı’nın hükümdarı I. Chandragupta ülkesinin sınırlarını genişletti. Sonra gelen Gupta Krallarının faaliyetleri ile birlikte ülkenin sınırları Hindistan’ın büyük bölümünü içine alacak şekilde genişledi. Gupta Hanedanlığı’na kimi zaman “Hindistan’ın Altın Çağı” adı verilmektedir. Uzun barış ve refah dönemi boyunca sanat, mimari ve edebiyat alanında önemli ilerlemeler yaşanmıştır. Muazzam tapınak ve saraylar inşa edilmiş, Sanskrit dilinde Mahabbarata ve Ramayana gibi epik metinler kaleme alınmıştır. Bu metinlerin Hinduizm’in gelişimi için son derece büyük bir önemi bulunmaktadır. Günümüzde halen Güneydoğu Asya’da okunmakta ve dilden dile yayılmaktadırlar. Guptalar, Brahmanizmin teolojik bir kavram olarak gelişmesinden de sorumludurlar.

      Araplardan Avrupalılara geçen, aslında Guptaların bulduğu “Araplara özgü” diye bilinen sayı dizilimi, ondalık sayı sistemi ve sıfır konsepti, sıklıkla yanlış bir şekilde Araplara atfedilmiştir. Gupta İmparatorluğu 6. yüzyılda çökmüştür. Orta Asya’dan gelen Akhunların istila hareketleri, yıkılmalarında büyük ölçüde rol oynamıştır.

Çin’in Qin ile Han Hanedanlıkları ve Konfüçyus

      M.Ö. 485 – 221 yılları arasında, Çin çeşitli rakip krallıklara ve kent devletlerine bölünmüştü. (Bunlardan biri de Zhou’dur (Bkz. sayfa 27). Qin Krallığı (Çin kelimesi de bu imparatorluğun adından türemiştir) M.Ö. 221 yılında Çin’in ilk birleşik imparatorluğunu teşkil edecektir.

      Qin imparatoru katı bir yönetim sistemi uyguladı. Tek biçimli bir yazı ve ölçü sistemini geliştirdi. Kuzeyin göçebe kabileleri ile mücadele etti. Çin Seddi’ni inşa etmeye başladı (Önceki savunma duvarlarını birleştirdi). Gerçek boyutlu heykellerden oluşan bir ordu inşa edilmesi emrini verdi. Bu heykellere “Terakota Ordusu” adı verilmektedir. Qin Hanedanlığı M.Ö. 207 yılına kadar yaşayabildi. Buna karşılık kısa bir dönemde neredeyse bugünkü Çin’le bire bir aynı olan sınırlara ulaştı ve kendine özgü bir yönetim sistemi yarattı.

      Daha sonra uzun bir dönem başta kalan Han Hanedanlığı (M.Ö. 206-M.S. 220) Çin kültürünü şekillendirdi (Öyle ki Han kelimesi genel olarak Çinlileri tanımlayan bir sözcük haline gelmiştir). Sahne sanatları büyük bir gelişme gösterdi. Resim ve heykel alanında da önemli eserler verildi. Bilim ve teknolojide son derece önemli ilerlemeler yaşandı (Bu dönemde ortaya konulan yenilikler çok uzun bir süre Batı dünyası tarafından öğrenilemeyecekti). Dönemin teknolojik ilerlemelerinin arasında kağıdın keşfi, güneş saati, sismograf ve pusula bulunmaktadır. Han yöneticileri sınırlarını Kore’yi ve Vietnam’ın kimi bölgelerini içine alacak şekilde genişlettiler. Dış dünya ile СКАЧАТЬ