Kralların YürüyüŞü . Морган Райс
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kralların YürüyüŞü - Морган Райс страница 6

СКАЧАТЬ ve girer girmez kendi basina olacaksin. Çikis olmayacak. Senin için yapabilecegim hiç bir sey olmayacak. Bu ölümün anlamina gelebilir. Bu riski almak istedigine emin misin?”

      Thor çok ciddi bir biçimde basini salladi.

      “Peki o zaman,” dedi Reese ve birden Thor’a bir pelerin verdi.

      Thor pelerini aldi ve sasirdi; Reese bütün bunlari bastan beri planlamis olmaliydi.

      Reese gülümsedi.

      “Kalmak isteyecek kadar aptal oldugunu biliyordum. En iyi arkadasimdan baska bir sey beklemezdim.”

      DörDüncü bölüm

      Gareth odasinda dört sönüyordu ve endiseli bir sekilde o gece olanlari kafasindan geçiriyordu. Ziyafette olanlara da her seyin bu kadar yanlis olmasina da inanamiyordu. O disaridan gelen yabanci çocuk Thor’un nasil kadehin zehirli oldugunu anladigini akli almiyordu. Dahasi MacGil’in kadehi içmesini bile engellemisti. Gareth Thor’un atlayip kadehi düsürttügü ani tekrar aklina getirdi. Tasa düsüp yere siçrayan sarapla beraber hayalleri ve hevesleri de heba olmustu.

      Tam o anda mahvolmustu. Ugruna yasadigi her sey parçalanmisti. Ve o köpek sarabi yalayip öldügünde isinin bittigini biliyordu. Bütün hayati gözlerinin önünden akti ve ifsa oldugunu ve babasini öldürmeye çalistigi için ömrünün kalanini zindanlarda geçirecegini düsünmüstü. Belki de idam edilirdi. Bu plani yapmamali, cadiya hiç gitmemeliydi.

      Firsattan istifade ayaga kalkip Thor’u suçlayan ilk kisi Gareth olmustu. Simdi düsündügünde bu kadar çabuk tepki verebildigi için kendiyle gurur duydu. Anlik bir esinle bunu yapmisti ve her ne kadar böyle olmasini beklemediyse de ise yaramisa benziyordu. Thor’u götürmüslerdi ve sonrasinda ziyafet devam etmisti. Tabi ki hiç bir sey artik eskisi gibi degildi ama en azindan süphe Thor’un üzerindeydi.

      Gareth islerin böyle devam etmesini diliyordu. Bir MacGil’e suikast denemesi yapilali on yillar olmustu ve Gareth bir sorusturma baslatilmasindan ve daha derin bir arastirma yapilmasindan korkuyordu. Simdi geriye bakinca krali zehirlemeye çalismanin aptalca oldugunu düsündü. Boyundan büyük bir ise kalkismisti. Ve simdi tüm gözlerin ona çevrilmesinin bir an meselesi oldugunu düsünüyordu. Çok geç olmadan Thor’un suçlu oldugunu ispatlamali ve onu idam ettirmeliydi.

      Gareth en azindan bir sekilde kendini kurtarmisti: Bu basarisiz girisimden sonra suikastten vazgeçmisti. Gareth rahatlamis hissediyordu. Denemenin basarisiz oldugunu görünce içten içe aslinda babasini öldürmek istemedigini, onun kaniyla ellerini yikamak istemedigini fark etmisti. Kral olamayacakti. Hiç bir zaman kral olamayabilirdi. Ama bu aksamki olaylardan sonra bunu kafasina takmiyordu. En azindan özgürdü. Bunlarin hepsi olurken yasadigi stresi bir daha yasamak istemiyordu. Sirlar, ört bas etmeler, ifsa olma korkusu… Bunlar onun için çok fazlaydi.

      Odasinda dört dönüyordu ve saat geç olmustu. Sonunda yavaslamaya ve sakinlesmeye basladi. Tam kendisini yatismis hissedecekken sert bir çarpmayla odasinin kapisi açildi. Içeriye sanki kovalaniyormus gibi bir hizla, gözleri fal tasi gibi açik ve sanki delirmis gibi bakan Firth girdi.

      “Öldü!” diye bagirdi. “Öldü! Onu öldürdüm. Öldü!”

      Firth histeri krizi geçiriyor gibiydi. Çiglik çigliga bagiriyordu ve Gareth ne dedigini anlamiyordu. Sarhos muydu?

      Firth odayi bastan asagi kosuyor, bagiriyor, agliyor ve ellerini salliyordu. Iste o anda Gareth kana bulanmis avuç içlerini ve kirmiziya boyanmis sari cübbesini gördü.

      Gareth’in kalbi duracak gibiydi. Firth birisini öldürmüstü. Ama kimi?

      “Kim öldü?” diye buyurgan bir sekilde sordu Gareth. “Kimden bahsediyorsun?”

      Ama Firth kriz geçiriyordu ve odaklanamiyordu. Gareth onu omuzlarindan tutup sarsti.

      “Cevap ver!”

      Firth gözlerini açti ve uzun uzun, delirmis gibi bakti.

      “Babani! Krali! Öldü! Ben öldürdüm!”

      Bunu duyunca Gareth sanki kendi kalbine bir hançer saplanmis gibi hissetti.

      Donmustu. Kocaman açtigi gözlerini uzaklara dikmis, bütün vücudunun uyusmus oldugunu hissediyordu. Firth’in omuzlarini birakti, bir adim geriledi ve nefes aldi. Firth’in dogruyu söylediginin kaniti ellerindeki kandi. Bunu anlayamiyordu. Firth mi? Seyis çocuk mu? Arkadaslarinin arasinda iradesi en zayif olan mi? Babasini mi öldürmüstü?

      “Ama… bu nasil olur?” dedi Gareth. “Ne zaman?”

      “Odasinda oldu,” dedi Firth. “Daha demin. Onu biçakladim.”

      Gareth haberin gerçekligini sindirmeye baslamisti ve kapinin açik oldugunu fark etti. Kostu ve muhafizlar bir sey görmüs olabilirler mi diye kontrol ettikten sonra hemen kapadi. Neyse ki koridor bostu. Kapiyi sürgüledi.

      Aceleyle Firth’in yanina gitti. Hala kriz geçiriyordu ve onu sakinlestirmesi lazimdi. Cevaplara ihtiyaci vardi.

      Onu tekrar omuzlarindan tutup çevirdi ve kolunu kivirdi. Aci Firth’i durdurmustu. Sonunda tekrar odaklanabilmisti.

      “Bana her seyi anlat,” dedi Gareth sogukça. “Bana tam olarak neler oldugunu anlat. Bunu neden yaptin?”

      “Ne demek neden?” diye sordu Firth saskinca. “Sen onu öldürmek istiyordun. Zehir ise yaramadi. Yardim edebilecegimi düsündüm. Istediginin bu oldugunu zannediyordum.”

      Gareth basini iki yana salladi. Firth’i gömleginden tuttu ve onu sarsarak “Bunu neden yaptin?” diye bagirmaya basladi.

      Gareth bütün dünyasinin basina yikildigini hissetti. Babasinin ölümüne üzüldügünü fark edince buna sasirdi. Anlayamiyordu. Daha saatler önce o masada zehirlenip ölmesini her seyden çok istiyordu. Simdi onun öldürülmesi fikri ona aci vermisti. Bir parçasi onun ölmesini istemiyormus; özellikle de bu sekilde. Firth tarafindan öldürülmesini. Bir biçakla.

      “Anlamiyorum,” dedi Firth aglayarak. “Daha saatler önce o kadehle sen kendin onu öldürmeyi denedin. Bana minnettar olursun saniyordum.”

      Onu sasirtan bir sekilde Gareth gerildi ve Firth’e bir tokat atti.

      “Sana bunu yapmani söylemedim,” dedi tükürürcesine. “Sana asla böyle bir sey yapmani söylemedim. Her yerin kan içinde. Isimiz bitti. Muhafizlarin bizi yakalamasi sadece bir an meselesi.”

      “Kimse görmedi,” dedi Firth. “Iki vardiya arasinda sizdim. Beni kimse görmedi.”

      “Kullandigin silah nerede?”

      “Orada birakmadim,” dedi Firth gururla. “Salak degilim. Ondan kurtuldum.”

      “Ne tür bir biçak kullandin peki?” diye sordu Gareth. Aklinda bu olayin yaratabilecegi etkiler dönüyordu. Artik üzgünlük degil endise hissediyordu; bu salagin birakmis olabilecegi ve izinin sürülebilecegi bütün ayrintilari kafasinda canlandirmaya çalisiyordu.

      “Izi sürülemeyen türden bir biçak kullandim,” dedi Firth gururla. “Siradan ve isimsiz bir biçakti. Ahirda buldum. Onun gibi dört tane daha vardi. Izi sürülemez,” diye tekrarladi.

      Gareth yikildi. “Kirmizi kabzali, keskin tarafi kivrik kisa СКАЧАТЬ