Kızıl Odanın Rüyası III. Cilt. Сюэцинь Цао
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kızıl Odanın Rüyası III. Cilt - Сюэцинь Цао страница 34

Название: Kızıl Odanın Rüyası III. Cilt

Автор: Сюэцинь Цао

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6862-36-4

isbn:

СКАЧАТЬ style="font-size:15px;">      Jia Jing, yaşadığı sürece devlete çok önemli bir hizmette bulunmamış olsa da büyükbabası Ningguo Dükü’nün kraliyete olan sadık hizmetleri dikkate alındığında, ölümünden sonra Beşinci Derece memuriyetin onur ve haklarını taşıyan bir unvan ataması yapılması; oğlu ile torununa cenazesini Alt Kuzey Kapısı’ndan geçirerek başkente sokma yetkisinin verilmesi, kendi evinde bütün geleneksel ayin ve törenlerin yapılması ve gömülmek üzere kayıtlı olduğu ata topraklarına götürülmesi uygun görülmüştür. Ayrıca İmparatorluk Şölen Dairesi’nin, adı geçen şahsın cenaze masraflarını karşılamak için oğluna ve torununa Birinci Derece cenaze adakları ödemesi yapması; prens ve düklerden başlamak üzere Saray’daki herkesin taziyeye gitmelerine karar verilmiştir.

      Bildiri yayımlanır yayımlanmaz, sadece Jia ailesinin üyeleri minnetlerini ifade etmekle kalmadılar; aynı zamanda Saray’ın bütün yüksek rütbeli memurları İmparator’un cömertliğinin bu sıra dışı örneğine övgüler yağdırdılar. Kuzen Zhen ve Jia Rong, gidecekleri yere varana kadar at sırtında gece gündüz seyahat etmek üzere yola çıktılar. Yaklaşık olarak yolun yarısına geldiklerinde, süratle kendilerine doğru gelen bir grup atlıyla karşılaştılar. Jia Bin ve Jia Guang, Jia ailesinin bir kısım çalışanıyla beraber geliyordu. Kuzen Zhen’i tanıyınca hemen atlarından indiler, dizlerini ve ellerini yere koyarak Mançu selamı verdiler.

      “Siz neden geldiniz?” diye sordu Kuzen Zhen.

      “Bayan Zhen, siz ve Rong oradan ayrılınca büyük hanımefendiye eşlik edecek kimse kalmayacağından endişelendi.” dedi Jia Bin. “Bu yüzden sizin yerinizi almamız için bizi gönderdi.”

      Kuzen Zhen karısının düşünceli davranışını memnuniyetle karşıladı.

      “Evde işler ne durumda?” diye sordu. “Nasıl idare ediyorsunuz?”

      Jia Bin, You Shi’nin Taocu rahipleri hapsettiğini, Jia Jing’in cesedini aile tapınağına nasıl taşıttığını, yokluğunda evle ilgilenecek birileri olsun diye üvey annesini ve iki kızını geçici olarak Ning Konağı’na nasıl getirttiğini anlattı. Diğerleriyle beraber atından inen Jia Rong annesinin üvey kardeşlerinden söz edildiğini duyunca gülümsedi. Kuzen Zhen başını salladı, birkaç kere bu düzenlemelerin çok mantıklı olduğunu söyledi ve dizginleri çekip tekrar yola koyuldu. Kuzen Zhen ve Jia Rong, hiçbir konaklama yerine uğramayıp, sadece hanlarda at değiştirecek kadar kalarak gece gündüz yollarına devam ettiler. Gece vakti başkentin yakınlarına vardılar ancak saat iki civarında Demir Eşik Tapınağı’na ulaştılar. Nöbetçiler, onları karşılasınlar diye uyuyanları uyandırdılar. Kuzen Zhen ve Jia Rong atlarından inip yüksek sesle feryat etmeye başladılar. Tapınağın dış kapısından katafalk odasına kadar ağıt yakarak, dizlerinin üzerinde süründüler. Tabutun ayakucunda kafalarını defalarca yere vurdular ve gün ağarana kadar ağladılar. Sabah sesleri kısılmıştı.

      O ana kadar görüşme fırsatı bulamadıkları You Shi ve diğerleri onları selamlamak için geldikleri zaman kısa bir ara verdikten sonra, kendir bezinden matem kıyafetlerini giydiler ve tekrar tabutun ayakucuna gittiler.

      Halledilmesi gereken çok fazla iş olduğundan, Kuzen Zhen için, görgü kuralları gereği yaslı bir oğuldan beklendiği şekilde, hiçbir şeye aldırmadan matemini gerçekleştirmesi imkânsızdı. Örneğin, Lütufkâr Buyruk’un konakta katafalk kurulmasına, adak sunumlarının ve taziyelerin orada kabul edilmesine izin verdiğini dost ve akrabalara bildirmesi gerekiyordu. Jia Rong, tabutun karşılanması için gereken bütün hazırlıkları yapmak üzere eve gönderildi. Bu görevi memnuniyetle karşıladı. Hemen atına binip şehre doğru ilerledi. Eve varır varmaz, uşaklara Ning Konağı’ndaki kabul salonunda bulunan masa, sandalye gibi eşyaları kaldırmalarını, tabutun konması için beyaz matem perdeleri ve paravanlarla bir mabet hazırlamalarını emretti. Ayrıca dışarıda cenaze bandosu için bir tente ve daha sonra üzerine matem ifadeleri yazılacak bir kemer kurmalarını da söyledi. Bütün bu işlerin kontrol altına alındığından emin olunca, büyükannesini ve genç teyzelerini selamlamak üzere içeri girdi.

      Saygıdeğer Bayan You (You Shi’nin ölen babası Bay You altıncı derece memurdu) uykuya çok düşkün olan yaşlı bir kadındı. Jia Rong içeri girdiğinde sedire uzanmış şekerleme yapıyordu. Hizmetçilerinin arasında oturmuş nakış işleyen kızları onu karşıladılar.

      “Gelmenize çok sevindim, teyze.” dedi Jia Rong, büyük olanı selamlayarak. (Adı Erjie’ydi.) “Babam sizi çok özlemişti.”

      Erjie kızardı.

      “Şu serseriye bir bakın hele!” dedi. “Terbiyeli ol! Sen de arada bir azar işitmeden rahat edemeyen insanlardan birisin herhâlde. Güya iyi yetiştirilmiş, eğitimli bir beyefendisin ama bir işçi kadar bile terbiyeli değilsin!”

      Hemen yakınında duran ütüyü eline alıp Rong’un kafasına atacakmış gibi yaptı. Jia Rong dehşet içinde eğilip başını kollarıyla kapattı. Kızın çok yakınında durduğundan, gülerek göğsüne kapanıp merhamet diledi. Bunun üzerine küçük teyze Sanjie gelip tırnaklarını delikanlının dudaklarına geçirdi.

      “Gelince ablamıza söyleyeceğim seni.” dedi.

      Jia Rong sedirde ikisinin arasında diz çöküp söylememeleri için yalvardı, iki kardeş kahkahalarla güldüler. Delikanlı onların kakule yediklerini görünce biraz almak için atıldı. Bunun üzerine Erjie ağzında çiğnediği kakuleyi suratına tükürdü. Hiç istifini bozmayan Jia Rong diliyle uzanabildiği parçaları ağzına alıp kemirmeye başladı. Bu, hizmetçilerin bile katlanabilecekleri bir şey değildi.

      “Şuna bakın! Hâlâ matemdesin, üstelik büyükannen burnunun dibinde yatıyor!” dediler. “Çok genç olsalar da onlar senin teyzelerin. Annene hiç mi saygın yok, ailesine böyle davranıyorsun? Beyefendi geldiğinde ona anlatalım, bakalım ne yapacak?”

      Jia Rong teyzelerini bırakıp hizmetçilerin yanına gitti, içlerinden ikisini kollarıyla sararak öpmeye başladı.

      “Çok haklısınız sevgililerim!” diye bağırdı. “Artık onlara hiç bulaşmayacağım.”

      Hizmetçiler onu nefretle ittiler.

      “Domuz! Bir karın ve kendi hizmetçilerin var! Neden bize musallat oluyorsun? Bilenler bunun şaka olduğunu anlarlar ama ya bilmeyenler? Bu tür şeyleri koşa koşa gidip öteki konakta anlatmaya bayılan, bir sürü kötü niyetli, dedikoducu var. Sen daha ne olduğunu bile anlamadan etrafta korkunç hikâyeler dolaşmaya başlar.”

      “Onların çalışanları bizimkilerden ayrı.” dedi Jia Rong. “Burada ne yaptığımızla niye uğraşsınlar? Hem zaten kendi skandalları onlara yeter! Her ailenin geçmişinde birkaç skandalı vardır. Han ve Tang hanedanlıklarının hükümdarları hakkında anlatılan hikâyelere baksanıza! ‘İğrenç Tang, Pis Kokulu Han’ demiyorlar mıydı? İmparator aileleri bile böyleyse, bizimkilerin farklı olmasını bekleyemezsiniz. Yandaki konağa gelince: Büyük Amca She ne kadar sert biri olsa da Lian amca genç odalığıyla neler yapıyor; Feng yenge çetin ceviz olduğu hâlde, Rui amca ona bulaşmayı düşünebildi. Orada neler döndüğünü bilmediğimi mi sanıyorsunuz?”

      Konuyu belli bir yere getirmeye çalışıyormuş gibi görünen Jia Rong, hiç şüphesiz Rongların ahlaksızlığı konusunda başka örnekler de verecekti ama o anda yaşlı kadın birden СКАЧАТЬ