Название: Kızıl Odanın Rüyası III. Cilt
Автор: Сюэцинь Цао
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6862-36-4
isbn:
Hanımlar Kızıl Neşe Avlusu’nu dolaşırlarken, Xiangling, Peifeng ve Xieyuan, Baoyu’nün Fangguan’a Yelü Hunni diye seslenmesine çok güldüler. Fangguan bu acayip ismi nereden aldığını onlara anlatınca, onlar da aynı ismi kullanmaya başladılar ama ağızları yabancı kelimelere alışmadığından isim kısa sürede Yellow Honey şekline dönüştü; hatta hemen sonra o da Yellow Belly hâlini aldı. Hizmetçiler onun böyle çağrıldığını duyunca, kahkahalarla güldüler. Baoyu onların eğlenmesinin Fangguan’ı inciteceğinden korkarak başka bir isim önerdi.
“Batı’da, Fransa’da çok değerli altın yıldızlı camlar olduğunu duydum; kendi dillerinde venturina diyorlarmış. Sen de o kadar parlak ve ışıl ışıl birisin ki Venturina adı sana çok yakışır.” dedi.
Fangguan bunu çok sevdi. Ama yine olmadı, diğerleri bu ismi de çok zor buldular ve Çinceye çevirip Boli dediler. Bu konuda bu kadar yeter.
Karaağaç Gölgesi Salonu’nda parti başlamıştı. Bir kere daha şarap sınırsız bir eğlence için bahane olarak kabul edildi. Kör hikâyecilerin kendileri için davul çalmaları istendi ve Pinger bir dal şakayık koparıp “dal iletme” oynamaya başladı. Yaklaşık yirmi kişi kadardılar. Bu dal elden ele geçecek ve davul sustuğunda kimin elindeyse, o kişi şarap içmek zorunda kalacaktı. Eğlence doruk noktasındayken, iki kadının Nanking’deki Zhen ailesinden hediyeler getirdiği bildirildi. Tanchun, Li Wan ve You Shi onları karşılamak için görüşme odasına gittiler. Partideki diğerleri bir molaya karar verdiler ve isteyenler dışarı çıktı. Peifeng ve Xieyuan sırayla salıncağa bindiler.
“İkiniz birden binin, ben sizi sallarım.” dedi Baoyu.
“Yo, olmaz!” dedi Peifeng korkuyla. “Senin nasıl salladığını biliyorum, Yellow Belly yapsın.”
“Lütfen.” dedi Baoyu. “Ona öyle deme! Herkes aynı şeyi yapar, onunla dalga geçerler.”
Xieyuan salıncakta kıkır kıkır gülüyordu.
“Susun ikiniz de! Eğer böyle güldürürseniz doğru dürüst sallayamam. Düşersen yumurta gibi parçalanırsın!” dedi Fangguan.
Peifeng onun peşinden koştu; neşeyle boğuşmaya başladılar. Tam o sırada Doğu Konağı’ndan biri deli gibi koşarak geldi.
“Yaşlı beyefendi vefat etti!” diye duyurdu.
“Vefat mı?” Buna kimse inanamadı. “Ama hasta değildi ki? Nasıl böyle aniden öldü?”
“Bütün ömrünü ölümsüzlüğü arayarak geçirdi, her gün iksir içiyordu.” dedi hizmetçilerden biri. “Belki amacına ulaştı ve ölümsüz oldu.”
You Shi haberi üzüntüyle karşıladı. Yapılacak çok iş vardı ama Kuzen Zhen, Jia Rong ve Jia Lian evde olmadıklarından, yardım için güvenilecek hiçbir erkek yoktu. Tabii ilk iş olarak saçındaki tüm süsleri çıkardı. Sonra Gizemli Gerçek Manastırı’na bir uşak gönderip kocası gelip sorgulayana kadar Taocu rahiplerin kilit altına alınmalarını söyledi. Kendisi de arabasına binip, Başkâhya Lai Sheng’ın karısı ve diğer birkaç kıdemli hizmetçiyle beraber bütün hızıyla şehir dışındaki Gizemli Gerçek Manastırı’na gitti. Bu arada diğer hizmetkârlar da öteki aile üyelerine gönderilip manastıra gitmeleri istendi.
Gerektiği şekilde doktorlar da geldiler. Hasta zaten öldüğü için bildik teşhis yöntemleriyle yapılacak fazla bir şey kalmamıştı ama yıllardır tuhaf bazı Taocu nefes alma alıştırmaları, yoga, Büyükayı’nın Yedi Yıldızı’na ibadet yaparak, bazı geceler nöbet tutarak, cıvalı iksirler içerek ve ölümsüzlüğe ulaşmak için kendisini yıpratarak bünyesini zayıflattığını ve ölümünü hızlandırdığını biliyorlardı. Moraran yüzünü, çatlayan, pörsüyen dudaklarını görüp, demir gibi sertleşen karnına dokununca ortaklaşa fikirlerini oluşturmakta hiç zorlanmadılar ve sözcüleri, bekleyen kadınlara sonucu bildirdi: Taocu araştırmalarının uygulanması sırasında bazı zehirli metaller almasının ardından ödem ve yıpranma sonucu ölmüştü.
“Zehirli bir şey değildi.” dediler Taocu rahipler, panik içinde. “Gizli bir formülü olan güvenilir, yeni bir iksirdi ama doğru şartlarda alınması gerekiyordu. Belli bir güce erişmeden böyle şeyleri kullanmaması konusunda onu uyardık, henüz buna hazır olmadığını söyledik ama bize inanmadı. Dün gece kalkıp kendi başına meditasyon yaparken aldı herhâlde, yanında ona engel olacak kimse yoktu. Hiç şüphesiz ibadeti sayesinde ölümsüzlüğe erişti. Çürük et kıyafetini atıp hüzün denizini ardında bıraktığı için sevinmemiz gerekir.”
Ama You Shi’nin tartışmaya girmeye hiç niyeti yoktu. Geri döndüğünde onlarla kendisi ilgilensin diye Jia Zhen gelene kadar içeri hapsedilmelerini emretti. Babasının ölümü konusunda onu haberdar etmek için derhâl atlılar gönderildi.
You Shi, ölünün katafalkta bekletilmesi için manastırın çok küçük olduğunu gördü; öte yandan alıp şehre geri de götüremezdi. Kefene sardırıp, tahtırevanla Demir Eşik Tapınağı’na taşıttı. Kuzen Zhen’in en erken iki hafta sonra dönebileceğini hesap edince, yılın en sıcak döneminde bozulmanın çok hızlı olacağını düşündü ve kendi inisiyatifini kullanarak bir yıldız falcısına başvurmaya ve tabuta konması için uygun olan en erken tarihi belirlemeye karar verdi. Tabut yıllar önce satın alınıp Demir Eşik Tapınağı’nda hazır bekletiliyordu. Resmî matem süreci ve ona eşlik edecek törenler üç gün sonra başlatılmak üzere planlandı. Taocu ve Budist rahipler için sahne kuruldu ama ayinler Jia Zhen geri dönene kadar ertelendi.
You Shi ve ilgili personel şehir dışındaki işlerle meşgul olurlarken, her iki konakta da gelen misafirlerle ilgilenecek yetkili kimse kalmamıştı. Rong Konağı’nda Xifeng hâlâ hasta olduğundan insan içine çıkmıyordu; Li Wan tüm zamanını gençlere göz kulak olarak geçiriyordu; Baoyu de bu tür işlerde pek becerikli değildi. Dolayısıyla geçmişte aile için ufak tefek işler yapmış olan bazı genç, ikinci derece akrabaların çağrılması gerekti. Jia Bin, Jia Guang, Jia Heng, Jia Chang, Jia Ying ve Jia Ling farklı görevleri üstlendiler. Ning Konağı tarafındaysa evin iç idaresi bile problemdi. You Hanım’ın eve geri dönmesi mümkün değildi; bu yüzden her şeye göz kulak olması için üvey annesi yaşlı Bayan You’yu çağırmak zorunda kaldı. Yaşlı Bayan You’nun önceki evliliğinden, iki bekâr genç kızı olduğundan en mantıklı çözüm onları da beraberinde getirip, Ning Konağı’na geçici olarak yerleşmekti.
Şimdi başka bir yere geçiyoruz. Kuzen Zhen babasının ölüm haberini alır almaz izin istemek için Tören Bakanlığı’na acil başvuruda bulundu. Dilekçesinde Jia Rong’un da adını yazdı; ne de olsa bir komisyona başkanlık ediyordu. Tören Bakanlığı memurları, Majestelerinin sabık imparatora bağlılığını ve sabık imparatorun gözde odalığının cenaze töreninde tam destek verme kararlılığını bildiklerinden, izin konusunda kendi inisiyatiflerini kullanmayı göze alamayıp, konuyu bir bildiriyle İmparator’a ilettiler. İmparator, o kendine özgü yüce iyilikseverliği ve merhametiyle, kendi kaybını da düşünüp, üstelik ataları kraliyete önemli ve üstün hizmetler veren birisinin kaybına karşı büyük bir anlayış gösterdi. Bildiriyi okuduğu anda ilk СКАЧАТЬ