Karnaval. Ахмет Мидхат
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Karnaval - Ахмет Мидхат страница 7

Название: Karnaval

Автор: Ахмет Мидхат

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6486-36-2

isbn:

СКАЧАТЬ oraya getirdiğine de getireceğine de bin pişman oldu ise de Resmi, “Bir hafta sonra bu org tamamıyla önceki gibi işleyecek. Hemen şimdiden işe başlayalım!” diye cebinden çıkardığı bir tornavida ile makinenin vidalarını sökmeye başladı. Hamparson, “Şey! Efendi hazretleri! Hani ya şunu demek isterim ki…” diye Resmi’yi biraz daha ihtiyatlı davranmaya davet etmek istedi ise de ne yolda uygun bir sözle “Senin bunu yapamayacağın anlaşıldı. Bütün bütün berbat etmektense bırak, şu hâlde kalsın!” anlamını söyleyeceğini bilemediğinden ve Resmi ise yarım saat içinde makinenin birçok alet ve edevatını söküp ayırdığından Hamparson Ağa burnundan soluyarak çıkıp gitti.

      Biçare Hamparson’daki merak! O akşam karısına, “Artık başıma gelen belayı sorma! Eğer şu dacik15 bizim orgu bütün bütün bozarsa, diğer idarecilere ne söylemeli bilmem! Yerine bir yenisini almayınca ellerinden kurtulamayacağım!” diye Resmi’yi pek fena bir şekilde tanıtmış ve tarif etmişti.

      Resmi ise o gece evine vardığında hemen gözlerine uyku girmeyip, zihni hep bu makine ile meşgul oldu. Ertesi gün yanına birkaç alet daha alarak geldi, makineyi bütün bütün söküp darmadağın etti, bıraktı. Hem söker hem de çıkardığı boruyu, perdeyi falanı büyük bir dikkatle gözden geçirip bazılarını bir tarafa ve bazılarını diğer tarafa koyardı. Üçüncü günü Resmi kiliseye gelmez ise beğenir misiniz? Vay Hamparson’daki telaş! “Yapamayacağını anladı da kaçtı! Şimdi ben bu parça parça şeyi kime tamir ettireyim!” diye o akşam eşiyle daha yanık konuşmalar yaptı.

      Bereket versin ki dördüncü günü Resmi bir sepet dolusu edevatla gelip Hamparson Ağa, “Aman Resmi Efendi! Dün neredeydiniz?” deyince, “Tamir için lazım gelen eşyayı bulup hazırladım.” cevabını verip yine işiyle uğraşmaya devam etti.

      Beşinci, altıncı günü de bu şekilde işleyerek akşam giderken Hamparson Ağa’ya, “Yarın bu vakit artık kilise heyeti bize bir güzel müzika dinletir ya!” dedi ise de Hamparson cevap makamında birkaç homurdandığı hâlde anlam ifade eden hiçbir şey söyleyemedi.

      O akşam bu durumu da eşine bildirince kadın zavallı, kocasını bu derecelerde meraka uğratan işi ve adamı görmek için ertesi günü kocasıyla beraber kiliseye gitmeye karar verdi.

      Resmi ise ertesi günü erkenden gelip yanında bir yardımcısı olduğu hâlde orgu tekrar toplamaya başlamıştı. Madam ve Mösyö Hamparson ancak saat yedide, sekizde gelebildiler. Fakat geldikleri zaman orgu hemen hemen toplanmış ve bitmiş buldular.

      Bu hâlde Hamparson’un memnuniyetine bedel hayret ve utancını görmeli idi. Çünkü eşine o canım orgu eşek daciğin nasıl berbat ettiğini gösterecek iken, kadın geldiği zaman orgu yine eski hâlinde gibi bir şekilde görmüştü.

      Resmi başını kaldırıp da Hamparson Ağa’ya baktığı zaman gözü bir kadına rastladı ki göz denilen görme organının böyle bir şeyi görmek değil, beyin denilen düşünce organı ve hafıza hatta hülya bile edememiş olduğundan, elindeki bir küçük çekiç yere düştüyse de artık olanca güç ve kuvvetini toplayarak doğruldu. Madam Hamparson selam vermedi ise de Resmi güya madamı selam vermiş diye sayarak o kadar nazik ve zariflikle bir baş eğmesiyle kadını selamladı ki Madam Hamparson bir çalgı tamircisinin karşısında değil, belki gayet terbiyeli bir efendi karşısında bulunduğunu anladı. Dolayısıyla Resmi’ye selam vermediğinden mahçup da kaldı.

      Hamparson Ağa:

      “Nasıl Resmi Efendi? Ümit var mı?”

      Resmi:

      “Evet efendim! Orgu idare eden efendilere haber verseniz de bir saat sonra denesek.”

      Madam:

      “Bir saat sonra mı? Öyle ise iş bitmiş demek!”

      Resmi:

      “Evet Madam! Şimdi de denenebilir ise de birkaç vida daha vardır ki sıkıştırmak lazım gelir.”

      Resmi tekrar işiyle uğraşmaya başlayınca Hamparson Ağa, yanındaki uşağına Ermenice bazı emirler verdi. Uşak bir çeyrek saat veya yirmi dakika sonra yanında birkaç adam daha olduğu hâlde geldi.

      Saat dokuzu biraz geçmişti ki Resmi takımlarını toplayıp, “Buyurunuz bir deneyiniz.” diye orgu orgculara teslim etti. Denemeye başlanınca org mükemmel olarak tamir olunmuş görüldü. Dinleyenler bile beğenip alkışladılar.

      O zaman Madam Hamparson, Resmi’yi yukarıdan aşağıya kadar bir göz muayenesinden geçirip, “Tebrik ederiz beyefendi hazretleri! Bu org tamir olunamaz diye söylenmişti.” dedi. Resmi bu tebriğe o kadar terbiyeli ve nazikâne bir teşekkür eyledi ki Madam Hamparson’a Resmi’nin rütbeten16 değil yaradılışınca, terbiyesince bir ‘Efendi hazretleri!’ olduğunu önceki selamdan daha kuvvetli bir şekilde, bu hâl ispat eyledi.

      Hamparson Ağa:

      “Hakikaten teşekkür ve tebrik ederiz Resmi Efendi!”

      Deneme yarım saat kadar devam eyledi. Orgun sesi gittikçe düzelip artmakta idi. Hamparson Ağa’da memnuniyet son dereceye varıp, “Resmi Efendi! Bunun tamir masrafları her neye varmış olduysa hesabını yapınız da meclise takdim edelim.” deyince, Resmi, “Hesabı pek uzun değildir.” diye koynundan bir cüzdan çıkardı ve oraya, ‘Saatçi Ali Efendi’nin bir gündeliği 25 kuruş.’ diye bir satır daha yazıp yaprağı kopardı, Hamparson Ağa’ya verdi.

      Bu yaprak üzerinde şunlar yazılıydı:

      Hamparson Ağa Türkçeyi pekiyi okuduğundan pusulaya göz gezdirdikten sonra büyük bir şaşkınlıkla dedi ki:

      “Bu ne Resmi Efendi?”

      “Ettiğimiz masraf!”

      “Ya sizin?”

      “İşte bu paraları meclis denkleştirince, orgun tamir masrafını tamamen kapatmış olur.”

      “Fakat sizin emeğiniz… Ücretiniz…”

      “O! O pek pahalıdır. Onu kilise meclisi denkleştirmekten âcizdir.”

      “Herhâlde…”

      “Çünkü benim ücretim sizin dostluğunuz, muhabbetinizdir ki bütün kilise mal varlığını bana verseler, onun kıymetini bulduramamış olurlar.”

      Bu söz Hamparson Ağa’yı şaşırttı. Madam Hamparson ise Resmi’yi daha dikkatlice bir muayene ederek kocasının vermesi lazım gelen cevabı kendisi verip dedi ki:

      “Bu terbiye, bu nezaket, bu yüce gönüllülüğünüzle kendi dostluğunuzun kıymetini arttırmış oluyorsunuz. Doğrusu teşekküründen âciziz!”

      Resmi:

      “Daha doğrusu dostluğunuzun karşılığı şu ufacık ve önemsiz hizmet olamaz. Bunu sembolik olarak takdim ve kabulünü rica ederek onun asıl pahası olan içten bağlılığımı, dostluğumu ve kulluğumu takdim hususunda da gelecekteki ilişkilerimizde СКАЧАТЬ



<p>15</p>

Dacik: Müslümanların gâvur tabirine eş gelen Ermenice bir sözcük.

<p>16</p>

Rütbeten: Rütbesinden, mevkiinden dolayı.