Название: Altaylardan Tunaya
Автор: Ali Akbaş
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6981-45-4
isbn:
Bindiğin sandal delik, yoktur kürek, kaptan çolak
Vah ne zâlim imtihandır girdiğin gel eski dost
Her iki sâhili tutmuş iki dünya uğrusu
Sorsalar hâmiyiz derler cümlesi gel eski dost
Eski devrin özlemiyle yalvarırlar anbean
Gündüzün kandil yakarlar boş yere gel eski dost
Şîr Muhammet, Baykara, Babür, Timur Han gelmese
Gel Oğuz Han, Tonyukuk gel, gel Şırak gel eski dost
ŞİİR YAZMAK CESARETTİR
Uzun olsun bu ömrüm der ümit bağlarlar âdettir
Avunmak böyle gayretle ömür sürmek saâdettir
Sözün dostlar sevindirsin ve düşmanlar üzülsünler
Hayat cenktir, can âhenktir, şiir yazmak cesarettir
Bu yağmur, kar ve âfetten yürek burkan hayâllerden
Ümit kıl ki yürek coşsun ümit her an harârettir
“Hayat nîmet” demiş hatta esârette hür insanlar
Bir âfettir ümitsizlik, ümit üzmek esârettir
Ümit nîmet, ümit devlet, Muhammet hem bu meşreptir
Ümitsizlik felâkettir, ümitvâr ol selâmettir
YURDUM
O sürgün bulutlar geldi yanıma
Ağlayıp sızlaştı derdini duydum
Semâvî sancılar düştü canıma
Ben de yağmur gibi yağıp savruldum
O yabancı kuşlar geldi yanıma
Kafesi övdüler durup dinledim
Toz toprak bulaştı nurlu canıma
Sanki duman oldum uçtum inledim
Uçarken bir bulut geldi yanıma
Altında ağlayan milleti sordum
Bu boynu bükülen mazlum halkıma
Ah canım diyerek ağlayıp durdum
Savrulan bir tozdum yandım tutuştum
Dayandım alevden kanatlarıma
Bu alev sendin ey sevgili yurdum
Kavuştum böylece öz diyarıma
ÖĞÜT
Sevgili kardeşim oğlum ve kızım
Nerde doğdun, o vatanı unutma
Türkmen’im, Özbek’im, Kazak, Kırgız’ım
Ata yurdun Türkistan’ı unutma
Aldanma rakibin tatlı diline
Silahsız gidilmez yaban eline
Alper Tunga bile düşmüş alına
Adı Kir’dir o düşmanı unutma
Hainler, zalimler tarihin kiri
Milletin belası ezelden beri
Öcünü almayı unutma bari
Düşmanın döktüğü kanı unutma
SAHİPSİZ ÖLÜYE AĞIT
“Bugün şovenistlerin saldırısına uğrayan iki Özbek’ten biri öldü, biri ağır yaralandı.”
Ramazan ayının ilk gecesinde
Rusya’nın yağmurlu bir köşesinde
Ölüsü sahipsiz kalan Özbek’im
Hiç bilmedik adın nedir, atan kim?
Ne ararsın ta şimâlde uzakta?
Kolay para, kuşyemidir tuzakta?
Eroin, kokain, esrar mı sattın?
Yoksa perperişan işsiz mi yattın?
Niçin öz yurdundan gittin uzağa?
Bir ekmek uğruna düştün tuzağa
Ne sattın orada meyve mi, gül mü?
Altın mı, kadın mı, bîçâre dul mu?
Belki bir harami eline düştün
Borç ödemek için kaç yıl çalıştın?
Yüz yıldır kul oldun yetmez mi daha?
Çiğnendin yol oldun yetmez mi daha?
Pasaportun yoktu, ondan mı kaçtın?
Belli ki kaçarken canından geçtin
Seninle ölümü seçen dostun kim?
Yaralanıp yere düşen kaçkın kim?
Belki de ticaret yoldaşındı o
Yad elde son damla göz yaşındı o
Acep niçin gittin yaban ülkeye?
Burda da doyardın yavan ekmeğe
Yaşamak uğruna yurdu terk ettin
Dünya sağır, dilsiz, kendine ettin
Böyle yapmasaydın olmaz mıydı hiç?
Ağlayan talihin gülmez miydi hiç?
Belki de borçların yüzünden kaçtın
Ar namus uğruna canından geçtin
Kimseler duymadı o son sözünü
Belki gelin edecektin kızını
Belki de oğlunu düşünüyordun
Son nefeste ne söyledin, ne sordun?
Ramazan ayının ilk gecesinde
Gurbetin yağmurlu bir köşesinde
Ölüsü sahipsiz kalan Özbek’im
Hiç bilmedik adın nedir, atan kim?
Seni bu ölüme kimler yolladı?
Dilsiz katilleri kimler kolladı?
Bu işe baş koşan şeytana lânet
Şeytana yaklaşan insana lânet
RESUL RIZA’YA SORULAR 15
RINAT HARIS
Kudurur döver dalgalar
Oyar kayanın bağrını
Denizde sonsuz dalga var
Ya gözyaşında az mı?
Dağlar yarılır, kayalar parçalanır
Derin vadiler oluşur yeryüzünde
Dağlarda dipsiz çukurlar açılır
Ya gözlerin altında olmaz mı?
Bin bir renkte nur saçılır
Kuruyan gözyaşının tuzundan
Her renk, bin bir manaya bürünür
Bütün bunlar bir duyguya sığar mı?
Sevinçten СКАЧАТЬ
15