Kazak Edebiyatında İmaj ve Kimlik. Cemile Kınacı
Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kazak Edebiyatında İmaj ve Kimlik - Cemile Kınacı страница 29

Название: Kazak Edebiyatında İmaj ve Kimlik

Автор: Cemile Kınacı

Издательство: Elips Kitap

Жанр:

Серия:

isbn: 978-625-6494-43-5

isbn:

СКАЧАТЬ 1916’da II. Nikolay tarafından çıkarılan bir fermanla Türkistan halkından 19-43 yaş aralığındakiler cephe gerisinde savaştırılmak üzere askere alınacaktı. Türkistan halkı Çarlık İdaresi’nin bu fermanına şiddetle karşı çıktı, çünkü Ruslar Türkistanlıların eline silah vermiyor, Türkistanlıları cephe gerisinde hizmet etmeleri için bir nevi ölüme gönderiyorlardı. Türkistan halkı bu emre karşı çıkarak Çarlık Hükümeti’ne isyan etti. İsyan özellikle Fergana’da etkili oldu, burada bütün uruklar bir araya gelerek kendilerine Abdülgaffar’ı lider seçip isyan ettiler. Kazaklar da Amangeldi idaresinde silahlanıp Çarlık Hükümeti’ne karşı isyana katıldılar. Özbekler, Türkmenler, Karakalpaklar da akabinde Rus hâkimiyetine karşı ayaklandılar. Türk ahali Rus köylerine saldırıyor, ellerine geçen Rusları öldürüyor, hatta Rus memurlarını da öldürmekten çekinmiyordu. Ayaklanma tam bir millî istiklal hareketine dönüşmüştü. Rus Hükümeti isyanı bastırmak için bölgeye çok sayıda asker sevketti ve isyancıları şiddetle cezalandırma yoluna gitti (Kurat 2010: 427-428).

      O günün şartlarında, Türkistanlıların Rusların modern silahları karşısında galip gelmelerinin imkânı olmamasına rağmen, Ruslar isyanı bastırmakta çok zorlanmıştır. I. Dünya Savaşı devam ederken Rus Hükümeti’nin gücünü savaş yerine isyanı bastırmak için harcaması, ordusunun önemli bir bölümünü Türkistan bölgesine sevketmesi şüphesiz Rusya’yı I. Dünya Savaşı’nda zayıf duruma düşürmüş ve Rusya’nın savaşta mağlubiyetinde önemli bir rol oynamıştır.

      Bu isyan hareketinin esas önemi, Türkistan ve Kazak bozkırlarında Rus düşmanlığının artması, artık Çarlık Hükümeti’ne olan tahammülün sınırlarının zorlanması olmuştur. Bu hareket, şüphesiz 1917 Ekim İhtilali’ne Türkistan Türklüğünü hazırlamış, kısa bir süre sonra gerçekleşecek İhtilal için gerekli zemini oluşturmuştur.

      Bolşevik İhtilali ve SSCB’nin Kuruluşu

      1917 İhtilali evrensel bir anlam taşımakla birlikte, İhtilal’in kökeni Rusya’nın kendine özgü şartlarında yatmaktaydı. Serflerin serbest kalışından itibaren önemli gelişmeler olmasına rağmen, Çarlık, etkileyici dış görünüşünün altında durağan bir kırsal ekonomi ile aç ve huzursuz bir köylülük gizliyordu (Carr 2010: 47).

      Savaş yorgunluğu ve savaşın gidişatından duyulan hoşnutsuzluk iyice artmıştı. Artık, Çarın tahttan çekilmesinden başka hiçbir şey ihtilal dalgasını durduramazdı (Carr 2010: 48). Beklenenden uzun süren savaşın neden olduğu kıtlık Petrograd’da tahammül edilemez boyutlara ulaşmıştı ve 12 Mart’ta şehir, isyan eden ihtilalci kitlelerin kontrolüne geçti. Çarlık’ın güvenlik güçleri sokaklarda öldürüldü, hapisteki tutuklular serbest bırakıldı, adliye sarayı yakıldı. Artık Rusya geri dönüşü olmayan bir yola girmişti ve Hükümet bu anarşiyi durduramıyor sadece izlemekle yetiniyordu (Vernadsky 2011: 350).

      Duma harekete geçme kararı aldı. Duma’nın aldığı kararla Prens Lvov’un başkanlığında Geçici Hükümet kuruldu. Kadet lider Milyukov dışişleri bakanı, Guçkov savaş ve donanma bakanı ve kabinenin tek sosyalist lideri olan Kerenski adalet bakanı oldu. Geçici Hükümet’te Kadetler çoğunluğu oluşturuyordu. Yeni hükümet Çar’ı tahttan düşürmeyi ilk iş olarak belirledi. Çar II. Nikolay, kendi ve tek oğlu Aleksis adına tahttan feragat etti ve yerine kardeşi Mihail’i bıraktı. Ancak Mihail de bu görevi kabul etmeyerek yetkiyi Geçici Hükümet’e devretti. Böylece Romanovların Rusya’daki hâkimiyeti sona erdi (Riasanovsky, Steinberg 2011: 489).

      Geçici Hükümet, 27 Şubat 1917’den 25 Ekim 1917 tarihine kadar sekiz ay boyunca görev yaptı (Riasanovsky, Steinberg 2011: 490). Ancak, kurulan bu hükümet otoriteyi tek elde toplamayı başaramadı. Geçici Hükümet’in yanında Petrograd Sovyeti de 1905 modeline göre yeniden kuruldu (Carr 2010: 48). Sovyet, Petrograd’daki fabrikalardan ve askerî birliklerden seçilmiş işçi ve askerlerden oluşuyordu. Sosyalist liderler de Sovyet içinde yer alıyordu (Vernadsky 2011: 353). 1917 Şubat devrimi ile sürgündeki devrimciler Petrograd’a geri döndü. Bunlar arasında Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin Bolşevik ve Menşevik kanadından olanlar ile Sosyalist Devrimci Parti’nin üyeleri bulunuyordu. Bu sürgünden dönen siyasîler, Petrograd Sovyeti’nde kendilerine hazır bir platform buldu. Sovyet, ilk andan itibaren yaşlı Duma’da yer alan partilerce kurulan Geçici Hükümet’in rakibiydi ve bu dönemde Rusya’da âdeta “ikili iktidar” yaşanıyordu (Carr 2010: 49).

      Lenin’in 16 Nisan 1917’de sürgünden dönmesinin ardından Bolşevikler Menşeviklerle bağlarını tamamen koparıp daha sonra Komünist Parti adını alacak yeni bir parti kurdular. Lenin grubu, Sovyet içinde azınlıkta olmasına rağmen zamanla daha etkili hâle geldi. Diğer sosyalistler idarenin Geçici Hükümet’te olmasından rahatsızlık duymazken, Bolşevikler yetkinin bir an evvel Sovyet’e geçmesi taraftarıydı (Vernadsky 2011: 354; Carr 2010: 50).

      Merkezî bir Sovyet örgütlenmesi oluşturmak için Tüm Rusya Sovyetleri Kongresi 1917 Haziran ayında toplandı. Lenin kongrede Sovyet’in içinde devlet iktidarını almaya hazır bir parti olarak Bolşevikler’i işaret etti. Geçici Hükümet’in prestiji ve iktidarı gün geçtikçe azalırken, fabrikalarda ve orduda Bolşeviklerin etkisi artıyordu (Carr 2010: 51). Kongrenin gündeminde olan sorun savaştı. Savaş konusunda iki görüş ortaya çıktı. Ilımlı sosyalistler savaşa devam edilmesini isterken, Bolşevikler derhâl savaşın sona erdirilmesini istiyordu. Savaş konusunda kongrede bir uzlaşma sağlanamadı. Sovyet savaşın bitirilmesi noktasında Geçici Hükümet’e baskı yaptı ve bunun üzerine Hükümet kabinede değişiklik yapmak zorunda kaldı. Yeni Hükümet’te Lvov başbakan olarak kalırken, gerçek lider Savaş ve Deniz Kuvvetlerinden sorumlu bakan Kerenskiy idi (Vernadsky 2011: 354-355).

      Kerenskiy’nin ordudaki yeni yapılanma çalışmaları ordudaki çözülmeleri hızlandırdı. Bununla birlikte idarede dağınıklık ve ekonomideki bozulmalar Rusya’nın durumunu daha da kritik bir noktaya sürüklüyordu. Bu durumdan istifade eden Bolşeviklerin önderliğinde Petrograd’daki birkaç alay ve denizci, hükümeti devirmek için isyan başlattı ama cepheden çağrılan bir süvari tümeni isyanı bastırmayı başardı (Vernadsky 2011: 357).

      Bolşeviklerin programları üç esas üzerine kurulmuştu: 1) Hemen barış yapılarak savaşın sonlandırılması; 2) Toprakların köylülere ve fabrika yönetimlerinin işçilere bırakılması; 3) Tüm yetkinin Sovyetlere bırakılması. Bolşeviklerin Petrograd Sovyeti’nde ve Sovyet Kongresi’nde sayıları az olmasına rağmen baskın oldukları görülmüştü. Özellikle de Lenin ve Troçki’nin Rusya’ya dönüşüyle Bolşevikler daha da güç kazanmıştı (Vernadsky 2011: 357).

      İlk Bolşevik isyanı başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen, bu isyan kısa bir süre sonra gerçekleşecek olan Bolşevik devrimine hazırlık niteliği taşıyordu. Troçki ve bazı Bolşevik liderler bu isyanın ardından tutuklandı, Lenin ise Finlandiya’ya kaçtı. Ama bütün bu yaşananlara rağmen Bolşevikler Sovyetler’den çıkarılmadı. Hükümet de bu arada yeniden yapılandırıldı; Lvov istifa ederken, Kerenskiy önceki bakanlıklarını korudu ve aynı zamanda başbakan oldu. Böylece kabinenin büyük bir kısmı artık sosyalistlerden oluşuyordu (Vernadsky 2011: 358).

      Bolşevikler, Eylül 1917’de Petrograd ve Moskova Sovyetlerinde çoğunluğu sağladı. Lenin, artık etrafındakileri iktidarın hemen ele geçirilmesi konusunda ikna etmişti. İkinci Tüm Rusya Sovyetleri Kongresi toplandı. Kongreyi toplamaktaki amaç, hükümeti darbe ile indirmek ve kongrenin desteğini alarak yeni bir hükümet kurmaktı. 25 Ekim’de (Batı takvimine СКАЧАТЬ