Название: Kazak Tiyatrosunda Kadın Meselesi
Автор: Cemile Kınacı
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6853-03-4
isbn:
1920’li yıllarda tiyatro ile uğraşan ve kadın konusuna duyarlılığı ile dikkat çeken, yazdıkları piyeslerde bu konuyu ele alan Kazak yazarlardan bazıları, Mirjakıp Duvlatulı, Jüsipbek Aymavıtulı, Saken Seyfullin, Jiyengali Tilepbergenulı, Koşmuhambet (Koşke) Kemengerulı ve Muhtar Avezulı gibi yazarlardır.
Mirjakıp Duvlatulı (1885-1935)
Mirjakıp Duvlatulı, Kazak edebiyatında İsmail Gaspıralı’nın açtığı yolda ceditçi düşünceye bağlı kalarak farklı türlerde eser veren tanınmış edebî bir şahsiyettir. 25 Kasım 1885’te Torgay şehrinde Argın boyu içinde dünyaya gelen Duvlatulı, ilk olarak avulunda eski usul eğitim veren avul mollasından eğitim almıştır. Ancak Duvlatulı, daha sonra kendisi de ifade ettiği ve yazdığı eserlerinde tenkit ettiği gibi, avul mollasından hiçbir şey öğrenmemiş, hatta sadece dayak yiyip, eziyet çekmiştir (Mukanov 2008: 100; Toğısbayev-Sujikova 2009: 62; Arıkan 2008a: 105). Duvlatulı, 1897 yılında Torgay şehrindeki iki sınıflı Kazak-Rus okuluna başlamış, 1902 yılında bu okulu bitirerek 1902 yılından 1909 yılına kadar kendi bölgesinde öğretmenlik yapmıştır (Mukanov 2008: 100).
1904 yılında, yeni yetişen gençlerin kendine örnek aldığı Kazak aydınlarından biri olan milliyetçi Kazak aydını eğitimci Ahmet Baytursınulı14 ile tanışmıştır. Ahmet Baytursınulı ile tanışması onun milliyetçi fikirlerinin gelişmesine tesir etmiştir. Duvlatulı, bu dönemde Çar karşıtı faaliyetlere ve darbe girişimine katılmıştır. Ombı ve Karkaralı şehirlerinde Ahmet Baytursınulı ekolünden aldığı derslerin ardından, Duvlatulı’nın siyasî düşünceleri şekillenip gelişmiştir. 1905 yılından itibaren Mirjakıp Duvlatulı, milliyetçi Kazak aydınları Ahmet Baytursınulı ve Alihan Bökeyhanulı ile birlikte Kazak aydınları arasında başlayan bağımsızlık ve eşitlik fikirlerini dile getiren önemli bir Kazak aydını olmuştur (Koç vd. 2007: 486).
1909 yılında Kazan’da Şark Matbaası’nda onun “Oyan, Kazak!” adlı şiir kitabı yayımlanmıştır. Bu eserde o, millî duruşunu açık bir şekilde ortaya koymuştur. “Oyan, Kazak!” Kazak halkı tarafından büyük beğeniyle karşılanmıştır. Mirjakıp Duvlatulı, bu kitabıyla büyük bir üne kavuşmuş ve Kazak halkının gönlünde taht kurmuştur. Ancak Mirjakıp’ın “Oyan, Kazak!” şiir kitabı çıkmasıyla birlikte Rus makamları tarafından takibe alınmıştır. Mirjakıp Duvlatulı, Kazak edebiyatının ilk romanı sayılan nazım-nesir karışık olarak yazdığı “Bakıtsız Jamal” adlı romanı 1910 yılında Kazan’da Kerimov kardeşler matbaasında yayımlamıştır. O, aynı dönemde çeşitli yerlerde yayımlanan gazete ve dergilere yazılar göndermiştir, özellikle de “Aykap”15
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.
1
Türkiye’deki modernleşme hareketleri Osmanlı Devleti’nde Tanzimatla birlikte başlamış, Meşrutiyet ile devam etmiş, daha sonra Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Türkiye’de hız kesmeden sürmüştür. Türk Kadın Hareketi de bu modernleşme sürecinin bir ayağını oluşturduğundan, Osmanlı’da Tanzimat ile başlayan Türk Kadın Hareketi, Cumhuriyet’e intikal etmiştir. Hülya Argunşah’ın ifadesiyle, “19. yüzyılı 20. yüzyıla, Osmanlı Devleti’ni Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlayan kadınlardır.” (Argunşah 2016b: 12) Bu çalışmada da Türkiyedeki Türk Kadın Hareketi Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi olmak üzere ele alınmıştır.
2
Rus Çarlığı döneminde lise düzeyindeki okullar.
3
Farklı coğrafyalarda yaşayan yenilikçi Türk aydınları, aynı dönemlerde aynı düşüncelerle, ancak kadınların yükselişiyle kendi toplumlarının yükselişinin mümkün olacağı görüşünde birleşirler. Hatta onların meseleye daha geniş bir perspektiften bakarak kadının yükselişini insanlığın yükselişi olarak değerlendirdikleri de görülür. Bu konuda Türkiye’de Tevfik Fikret Hemşirem İçin şiirinde: “Elbet değil nasibi mezellet kadınlığın/Elbet değil melekliğin ümidi zulm ü şer/Elbet sefil olursa kadın, alçalır beşer/Lâkin bu gün hep onlara â’id yığın yığın/Endîşeler, kederler, eziyetler, iğneler!…” (Tevfik Fikret 2004: 471) mısralarında kadının eziyet görmesini ve toplumda yok sayılmasını insanlığın alçalmasıyla eş görür. Tevfik Fikret gibi Azerbaycanlı yenilikçi Türk aydını Hüseyin Cavid de, alçalmış insanlığın ancak kadınla birlikte yükselebileceği düşüncesini dile getirir: “Kadınsız ülke çabuk mahvolur, zavallı kalır./Kadın elile fakat bahtiyar olur şu cihan,/O bir melek… onu takdis eder büyük Yaratan./O pek sevimli, güzel, ince, nazlı bir hilkat,/ Onun ayakları altındadır fakat cennet:/Kadın gülerse şu ıssız muhitimiz gülecek,/Sürüklenen beşeriyet kadınla yükselecek…” (Hüseyin Cavid 2013: 311). İki şairin kadın meselesine bakışları ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. (Tiken 2014: 237).
4
Erkek tarafının kız tarafına vermekle yükümlü olduğu mal mülk, bir çeşit başlık parasıdır. Konargöçer hayat yaşayan Türk boyları arasında Rus Çarlığı’nın istilasından önce de var olan kalınmal geleneği, konar-göçer hayatın СКАЧАТЬ
14
Ahmet Baytursınulı’nın hayatı ve edebî şahsiyeti hakkında bkz. Biray 2011.
15