Название: Batı Trakya'da Türk Edebiyatı'na Gönül Verenler
Автор: Анонимный автор
Издательство: Elips Kitap
isbn: 978-625-6494-28-2
isbn:
Uzaklar yakındır Türk’ün gözüne
Gün olur kavuşur herkes özüne
Kader böyleymiş elden ne gelir?
Hoş bir sohbet düşmez gider
Dost yanında dilimizden
Ayrılırken alır keder
Neler geçmez içimizden.
Zaman olur dünya boştur,
Bir bakarsın her şey hoştur
Ömür boyu ümit koştur
Neler geçmez içimizden.
Sazlar çalıp nağme etse
Billur kadeh gelip gitse
Meclis coşup gamlar bitse
Neler geçmez içimizden.
Günler kaçar, aylar kaçar
Gönül kuşu yüksek uçar
Baharda bir çiçek açar
Neler geçmez içimizden.
Rengârenk hayalimiz
Pek yamandır şu halimiz
Bir düşünsek neyiz kimiz
Neler geçmez içimizden.
Penceremden seyrederim,
Ak pak olmuş çamlı dağlar.
Bu güzellik nedir, derim,
Ak pak olmuş çamlı dağlar!
Dışarıda hava soğuk,
Kuş sesleri boğuk boğuk,
Tüter baca oluk oluk,
Ak pak olmuş çamlı dağlar.
Yamaçlara kurtlar inmiş,
Çan sesleri yine dinmiş,
Kelebekler neden sinmiş?
Ak pak olmuş çamlı dağlar.
Bobim durmaz kuyruk sallar,
Tekirciğim hep miyavlar,
Üşümüş bu zavallılar,
Ak pak olmuş çamlı dağlar.
Ah ne güzel bembeyaz kar,
Lapa lapa durmaz yağar,
Bu günde bir başkalık var,
Ak pak olmuş çamlı dağlar.
Tilki ile bir leylek
Dost oldular bir zaman
Sarmaş dolaş ikisi
Görmelisiniz aman!
Tilki bir gün leyleği
Ziyafete çağırdı.
Söylediği o sözler
Ne kadar da kibardı:
“Canım, ciğerim benim
Yarın bize gidelim
Pişirdiğim yemeği
Beraberce yiyelim!”
Leylek te kabul etti.
Uçtu tilkiye gitti.
Çorba konmuş bir tabak
Laka laka laka lak…
Uzun sivri gagalı
Misafirde hale bak!
Aç kalmıştı leylekcik
Yiyemeden bir şeycik
Tilki gibi bir kalleş
Bulunur mu a kardeş?
Bitirince yemeği
Hep kendisi yiyerek
Özür diler leylekten
Üstelik te gülerek:
“Beğenmedin galiba
Güzel değil mi çorba
Pek üzüldüm doğrusu
Haha haha haha ha!”
Leylek onu çağırdı
Ziyafete bu defa
Dar ağızlı sürahi
Doldurulmuştu çorba.
Buram buram tütüyor,
Burcu burcu kokuyor!
Ev sahibi nazikçe
Buyur etti tilkiyi
Kendisi de yaklaştı
Gösterip sürahiyi.
Öyle dar bir ağızdan
Tilkinin burnu girmez
O güzelim çorbadan
Bir yudumcuk içemez.
Leylek gagayı sokar
Laka lak laka lak…
İçer bitene kadar
Şimdi onda keyfe bak!
Sonra tilkiye döner
Ona şunları söyler:
“Af dilemem kardeşlik
Kalleşliğe kalleşlik!”
Veresiye mal alır
Bakkaldan Hocamız da
Epeyce borçlu kalır
Yine lâf aramızda
Mahalle bakkalı bu
Hatırlatmaz olur mu
Hocamız “şimdi yok” der,
Savar her zaman onu
Bir gün Hoca kahvede
Dalmış derin sohbete
Tıklım tıklım içerisi
Herkes ona gülmede.
Böyle hoş bir havada
Gelir komşu bakkal da
“Tamam sırası” deyip
Bir lâf eder o anda:
“-Hoca şu bizim borcu
Ne zaman vereceksin?”
Sanki tavan yıkılır
Hoca’nın kafasına
Hoca kalkar yapışır
Adamın yakasına:
“Bakkal bakkal baksana
Nedir bu borcum sana?”
”-Kırksekiz akçe Hoca”
“-Öyleyse iyi dinle:
Yarın al yirmibeşi
Öbürgün yirmisini,
Söyle СКАЧАТЬ